Feminizm sürer, AKP gider

23 yaşını kutlayan AKP zayıflarken feminizm güçlenmeye devam ediyor. Geleceğini, hayatını, kimliğini, benliğini sahiplenen kadınlar oldukça, kadınlar feminizme ihtiyaç duydukça bu dava sürecek. AKP bitip gidecek.
Paylaş:
Gülfer Akkaya
Gülfer Akkaya
akkayagulfer@gmail.com

AKP 23. yaşını kutladı. Onların kutladığı yaş bizlerin ömrümüzden, emeğimizden, haklarımızdan, kazancımızdan, mutluluğumuzdan çalınan yıllara tekabül ediyor. 23 yıl boyunca AKP’li olan, AKP’ye yakın duran sağcı solcu, Kürt-Türk, kadın-erkek, sanatçı-kasaba eşrafı fark etmedi herkesin yüzü güldü, cebi doldu, “adalet” yanlarında oldu.

AKP’nin 23 yıllık sermaye yanlısı, kadın düşmanı, Kürt karşıtı, kutuplaştırıcı, ayrımcı, homofobik nefret politikalarına karşı dik durmuş, direnmişseniz hapse atılmaktan mahkemelerde süründürülmeye, işsiz bırakılmaya, kazandığı sınavlarda mülakatlarla elenmeye, yurt dışında sürgün hayatı yaşamaya dek çeşitli saldırıları göze almış,  bunlara göğüs germiş, bedeller ödemiş yüzde 50’lik kesimde yer almışsınız demektir.

Ülkenin üzerine karabasan gibi çöken AKP iktidarında neredeyse bedel ödemeyen kalmadı demek abartı sayılmaz. AKP’ye mesafeli olan herkes yoksullaştığı gibi özgürlüklerin sınırları daraldı, baskı, korku, adaletsizlik sıradanlaştı. İnsanların birbirlerine karşı duyduğu güven hissini kutuplaştırma ile yerle bir eden AKP, bir kesimi korku ile sindirmeyi amaçlarken kendisinden yana olan diğer kesimi adaletsizlikle güçlendirdikçe güçlendirdi.

Saygının, nezaketin, özen ve güvenin, bilgi, yetkinlik ve çabanın yerini, hoyratlıkta sınırsız, niteliksiz, kalitesiz, aç gözlülük, fırsatçılık aldı.

Feministlerin, işçi ve emekçilerin, halkların mücadele ile elde ettikleri çok sayıda kazanım AKP ve farklı tarihlerde yan yana olduğu dinci, ırkçı, liberal ortaklarının marifetleri ile budandıkça budanmaya devam etti.

22 yıllık iktidarında en çok kadınların ve kız çocuklarının haklarını gasp eden AKP’nin bu alandaki saldırılarını birkaç başlık altında toplamak mümkün.

Siyasal İslam patriyarka ile el ele          

Siyasal İslam’ın üzerinde kurulduğu en önemli ayak kadın erkek eşitsizliği. Erkekleri kadınların sahibi gören, kadınların bedenlerinden benliğine, emeklerine dek erkeklere ait olduğunu ileri süren siyasal İslam haklı olarak her dönem feministlerin hedefinde oldu. Kadınları eksik, erkekleri kadınların efendisi ve onların üzerinde hak sahibi gören, bunun aksini savunanları düşmanlaştırmaya, şeytanlaştırmaya çabalayan siyasal İslam’ı en çok rahatsız edenin onu köklerinden sarsıp baş aşağı devirecek olan feminist politika olması tesadüf olmasa gerek. Siyasal İslamcıların yazı ve anlatılarında, konuşmalarında enerji ve zamanlarını en çok kadınlar ve onların nasıl denetleneceğine ayırmaları siyasal İslam ile patriarka arasındaki sıkı bağı gösterdiği gibi siyasal İslam’ın aynı zamanda bir diğer sistem olan kapitalizmle de arasındaki sıkı bağa işaret etmekte.

Siyasal İslamcıların kadınları denetlemek, onları erkeklerin kölesi haline dönüştürmek için yürüttükleri çaba, kadına karşı aileyi destekleyen politikalar, kadınların kurtuluş mücadelesi olan feminizme karşı kurdukları kadın dernekleri ve buralarda ürettikleri antifeminist politikaların yarısı kadar kapitalizme karşı bırakın mücadele etmeyi kapitalizmi gerçekten eleştirdiklerini duyan var mı?

AKP’lilerin 22 yılık iktidarlarında yaşadıkları sınıfsal dönüşüm kapitalizmle kurdukları bağın derinliklerini gösteriyor. Kadınların 22 yıllık AKP iktidarında erkekler ve sermeye tarafından yaşadıkları vahşi sömürünün ardında bu gerçekler yatıyor.

Sermaye en çok AKP iktidarında kazandı

AKP iktidarı döneminde sendikaların kimi yetkileri ellerinden alındığı gibi direkt iktidarla çalışan sendikalar var. İşçilerin grev hakları başta olmak üzere emeğin sömürüsüne karşı yıllarca direnerek kazandıkları çok sayıda hak tırpanlandı. Cumhuriyet tarihinde TÜSİAD’dan MÜSİAD’a sermayeyi en çok destekleyen, kârlarını katlayan iktidar 22 yıllık AKP iktidarı oldu. Aynı şekilde uluslararası sermayeyle de aralarından su sızmadı. Ne istedilerse verdiler, veriyorlar. AKP’nin 22 yıldır iktidarda kalmasının nedeni bilindiği üzere içerdeki ve dışardaki sermayeye verdiği sınırsız destek oldu.

AKP’nin patriyarkal sistem ve kapitalist sistemle sıkı bağlarının bedelini en çok kadınlar ödedi. Eviçinde (patriyarkal sistemde) ücretsiz köle olan kadınlar ücretli emek sömürüsünde (kapitalist sistemde) eğitimli ya da eğitimsiz fark etmeksizin erkek işçilerden daha az ücret alan kesimi oluşturarak ucuz emek olmakla kalmadılar, böylece ucuz emek cinsiyetlendirilmiş oldu. Tıpkı işsizlikte olduğu gibi.

İşsizlikte her daim en yüksek oranın kadınlarda olması AKP’nin patriarka ile olan sıkı bağları ile ilgili. 22 yıllık AKP iktidarında kadın istihdamında artış sadece ve sadece yüzde 6 oranında olmuş. 22 yılda yüzde 6!

“2002 yılında kadınların işgücüne katılım oranı %27,9 iken 2023 yılında %35,8’e, aynı dönem için kadın istihdam oranı %25,3’den %31,3’e yükselirken kayıtdışı çalışan kadın oranı ise %72,5’den %32,2’ye gerilemiştir.”(1)

OECD ülke sıralamasında 2022 yılında kadınların işgücüne katılım oranının en yüksek olduğu İzlanda’da oran yüzde 82,2 iken, Türkiye yüzde 37.3 ile sonuncu sırada yer alıyor. Cinsiyete göre işgücüne katılım oranı ise yüzde 35.3. Böylece kadın ve erkek işgücüne katılım oranı arasındaki fark yüzde 36’ya çıkmış.(2) AKP iktidarında işgücüne katılım oranı arasındaki fark bile kadınların işgücüne katılım oranından yüksek.

AKP’nin başarılı olduğu şey 22 yılda evde ve işyerinde kadınlarla erkekler arasında erkekler lehine fark yaratmak oldu. Bu eşitsizlik taşlarının örüldüğü alanlardan biri eğitim oldu. Eğitim bilimsel, ücretsiz, eşit, ulaşılabilir olmaktan çıkartılıp dinci, paralı hale getirildi. 4+4+4 gibi uygulamalarla genç kadınlar eğitimden uzaklaştırıldı.

Eğitim

AKP iktidarı boyunca kadınların eğitime ulaşabilme hakları hususi hazırlanan cinsiyetçi politikalar nedeniyle zorlaştırıldı, engellendi, gasp edildi. Yoksulluğun artması ve derinleşmesi, eğitim hayatından koparılan kadınların evliliğe yönlendirilmesi gibi sonuçlara neden oldu. Aileyi güçlendiren politikalarla kadınların hayatlarını derinden etkileyecek eğitim hakkının çalınması, hayata henüz başlayan genç kadınların erkeklere ve aileye bağlı kalmadan hayatını sürdürmesini sağlayacak meslek edinme hakkının çalınmasıyla sonuçlandı.

Eğitimden uzaklaştırılan genç kadınlar mevsimlik işçi olarak, kayıtlı ya da kayıtsız işçi olarak, kalifiye işgücü olamadıkları için ucuz işgücü olarak ücretli çalışma hayatına girdiler. Ayrıca bahsi çok geçmiyor olsa da aile işletmeleri kadın emeği sömürüsünde hala önemli adreslerden. Hatırı sayılır oranda kadın, aile işletmelerinde ucuz ya da bedava işgücü olarak çalıştırılmakta.

Kadınları denetlemek için erkek şiddeti, AKP baskısı

Fıtratlarında kadın erkek eşitliği olmadığını kabul eden AKP bunun için TBMM’de yıllarca özel çalışmalar, düzenlemeler yaptı. Kimini başardı, kimi kursağında kaldı. Kadın Bakanlığının kaldırılmasından, Kadın Erkek Eşitlik Komisyonu’nun Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na dönüştürülmesine… TBMM’de kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden TBMM’yi yok sayarak bir gecede çıkılmasına… 12 yaşında çocukların evlendirilmesinin yasalaştırılmaya çalışılmasına… Kürtaj hakkının pratikte yasaklanmasına, en az 3 çocuk doğurma ısrarına dek AKP kadınların hayatlarını, yaşamlarını, kararlarını etkileyecek çok sayıda yasa ve uygulamayı kadınlar aleyhinde değiştirmeyi hedefledi. Kendileri açısından yer yer “başarılı” da oldular.

Kadınları denetlemek için kullanılan erkek şiddeti toplumda iyice yayıldı, vahşete dönüştü. Erkeklerin işlediği kadın cinayetleri, homofobi artarak devam ediyor. Bir yandan AKP, öte yandan erkekler, kadınlar üzerine baskı kurmaya devam ediyorlar.

Ancak kaderin cilvesine bakın ki 22 yıllık iktidarı boyunca AKP’ye karşı oluşturulan en güçlü direniş feminist/kadın direnişi oldu. Kadınlar uzun yıllardır dosta düşmana örnek olacak şekilde zulme, baskıya, sömürüye karşı evde, fabrikada, tarlada birlikte ve kesintisiz nasıl direnilir onu gösterdi. Ailesini, kocasını karşısına alarak işyeri önünde direnip Ankara’ya yürüdü. Baskılar sürdükçe yürümeye, direnmeye, gaza, polise askere direnmeye devam edecek.

2002 yılında iktidara gelip 2003 yılında feministler için marjinal diyerek küçümseyen AKP’nin içindeki kadınlar dahil ülkede milyonlarca kadın feminist ideolojiden etkilendi. Feminizmin girmediği şehir, köy, kasaba, mahalle kalmadı. Kapısı en sıkı kilitli evlerden kadın düşmanı siyasi yapılara dek her yerde feminist ruh dolaşmakta. Marjinal diye nitelendirilen feminizm, zaman zaman siyasal İslamcı ideolojiyi de değişime zorladı, zorlamaya devam edecek.

23 yaşını kutlayan AKP zayıflarken feminizm güçlenmeye devam ediyor. Geleceğini, hayatını, kimliğini, benliğini sahiplenen kadınlar oldukça, kadınlar feminizme ihtiyaç duydukça bu dava sürecek. AKP bitip gidecek.

Kaynaklar:

1-https://kadingirisimci.gov.tr/kadin-girisimciligi/#:~:text=2002%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20kad%C4%B1nlar%C4%B1n%20i%C5%9Fg%C3%BCc%C3%BCne%20kat%C4%B1l%C4%B1m,32%2C2’ye%20gerilemi%C5%9Ftir.

2-Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımının Düşük Olma Sebepleri, Tuğçe Tatoğlu, Aralık 2022

Fotoğraf: Euronews.com

Paylaş:

Benzer İçerikler

“Yükselen ve vahşeti artan erkek şiddetine karşı mücadelede elbette en büyük ve ilk hedefimiz patriyarka oldu. Olmaya devam edecek. Ama onun iktidardaki işbirlikçisi ve destekçisi siyasal İslam, ırkçılık da daha ısrarlı şekilde feminist/kadın politikalarının gündeminde olmalı.“
“TBMM’de kadın vekile şiddet uygulandı. Hepimiz bu şiddetin organize şiddet olduğunu biliyoruz, nelere gebe olabileceğini de…  AKP’li kadın milletvekilleri de unutmasınlar erkek şiddeti adres sormaz. Siyasi parti, ideoloji tanımaz…”
“Oy kullanırken İliç’in, eşit yurttaşlık talebinin, birlikte barış içinde yaşamanın, inanç özgürlüğünün, erkeklerin işlediği kadın cinayetlerinin, milyonlarca emeklinin ömrünün son yıllarında sefalete mahkum edilmesinin, işçilerin ucuz ve güvencesiz çalıştırılmasının arasındaki bağı görüp oy kullanmak önemli.”
Avrupa Adalet Divanı’nın kararı da gerekçesi de, kadınları ve feminizmi güçlendiren bir karar olmuş. Ancak elbette esas hedefimiz erkek/eviçi şiddetini sıfırlamak. Erkek şiddetini yok etmek için onun çıktığı aileyi ve ailenin de çıktığı patriarkayı yok etmek gerekiyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!