Geçimlik Üretimde Kadın Emeği “Değerli”dir!: Amasra ‘Galla Bazarı’ Örneği

Kadınların geçimlik üretim faaliyetleri “aile ekonomisine yardımcı” işler kapsamında görülür. Kadınların ihtiyaçları dışındaki ürünleri bizzat sattığı Amasra Galla Pazarı’nda kadın emeği değersiz görülse de onlar çalıştıkları için kendilerini güçlü hissediyorlar.
Paylaş:
Yağmur Dönmez

Kadınların geçimlik üretim faaliyetleri “aile ekonomisine yardımcı” işler kapsamında görülür. Kadınların ihtiyaçları dışındaki ürünleri bizzat sattığı Amasra Galla Pazarı’nda kadın emeği değersiz görülse de onlar çalıştıkları için kendilerini güçlü hissediyorlar. 

Kadın emeği, üretim ilişkilerinin tarihsel gelişimi doğrultusunda ve bu gelişimlere paralel olarak günümüzdeki halini almıştır. Bugün, kadınlar ataerki ve kapitalizm ortaklığı kapsamında dünya genelinde en çok “tarım” sektöründe faaliyet göstermektedir. Öyle ki bu durum, “tarımın kadınlaşması” olarak adlandırılmaktadır. Tarımdaki kadın yoğunluğu ise, hane çevresindeki tarım alanlarında ya da bahçe ve bostanlarda gerçekleştirilen küçük ölçekli “geçimlik üretim” alanında görülüyor.

Geçimlik Üretim & Kadın Emeği

Geçimlik üretim denildiğinde, kısaca, hanenin tüketmesi için tarım ve hayvancılık alanında gerçekleştirilen yoğurt, peynir, tereyağı, salça, konserve, reçel, tarhana, turşu, ekmek, meyve kurusu, makarna, sirke vb. gıdaların üretimini düşünebiliriz. Üretimin öncelikle ailenin varlığını sürdürmesi için yapıldığı geçimlik üretimde, ürün çeşitliliği oldukça geniştir; üretim kültürü nesilden nesle geçer; üretimde genellikle ilkel üretim araçları kullanılır; verimliliği artırmak için işçi tutma vs. gibi girdi desteğinde de bulunulmamaktadır. Bu üretim biçiminde, sadece kendine yeten, bütün ürettiğini kendisi tüketen, hane dışından hiçbir tüketim ve üretim mal ve hizmeti almayan; kısaca para ve ticaret ilişkisine girmeyen bir tarz görülür.  (Aruoba, 1973).

Geçimlik üretimde kadın emeğinin yerine baktığımızda, birkaç önemli nokta ortaya çıkmaktadır. Kırsalda ve kırsal çeperinde yaşayan kadınlar, ev işlerinin yanı sıra tarlada çalışmak, hayvanlara bakmak, bahçe ile ilgilenmek, gıda maddelerini hazırlamak gibi uğraşlardan sorumludur. Kadının görevi diye nitelendirilen çamaşır, bulaşık, temizlik, yemek, çocuk ve yaşlılara bakma vb. gibi hanenin yeniden üretimine dayalı işler ile geçimlik üretim işleri birbirine oldukça benzemekte; hane işlerinin devamı olarak görülen geçimlik üretim faaliyetlerinin de kadının “doğasından” kaynaklanan işler kapsamında olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, geçimlik üretimde işlenen topraklar, mekânsal olarak haneden çok ayrı olmadığı için evin bir uzantısı olarak kabul edilir. Geçimlik üretim faaliyetlerinde de tıpkı hanenin yeniden üretimi için gerçekleştirilen uğraşlarda olduğu gibi belirli bir “zaman” kısıtlaması bulunmamakta; ücretsiz olan ve değersiz olarak kabul edilen ev işlerine eklenen geçimlik üretim faaliyetleriyle birlikte kırsaldaki kadınların iş yükü ikiye katlanmaktadır. Tıpkı hane içi yeniden üretici işlerde olduğu gibi burada da “karşılıksız emek” sergileyen kadınlar, “ücretsiz aile işçisi” konumundadır; genellikle herhangi bir sosyal güvenceye ve işledikleri toprağın mülkiyetine sahip değillerdir. Yani kadınların geçimlik üretim faaliyetleri de “aile ekonomisine yardımcı” işler kapsamında görülmekte; işgücüne katılım istatistiklerinde yer almamaktadır. Sonuç olarak bu alanda da “görünmez”dir.

Oysaki sergilenen bu emek biçimi, hane ekonomisinde tekabül ettiği yere baktığımızda, büyük önem taşımaktadır. Gelir getirici faaliyet olarak sayılmayan geçimlik üretim faaliyetlerinin ticari ilişkilere dâhil olduğu örnekler de bu önemin büyüklüğünü gözler önüne serer. Geçimlik üretim faaliyetlerinin ticari ilişkiler içerisine sokulduğu Amasra “Galla Bazarı” örneği, bu alandaki kadın emeğinin taşıdığı değerin daha iyi anlaşılması açısından önemlidir.

Amasra “Galla Bazarı”

Söz konusu Pazar, Bartın’ın Amasra ilçesi içerisinde ve çeperindeki köylerde ikamet eden ve asıl olarak “geçimlik tarımsal üretim” faaliyetlerinde bulunan kadınların, kendilerinin yetiştirdiği ve işlediği ürünlerin satışını aracısız olarak bizzat kendilerinin yaptığı bir pazar yeridir. Ve tam da bu özelliklerinden dolayı Türkiye’deki birçok yerel pazardan ayrılmaktadır. “Galla Bazarı” kullanımı tamamen yöresel ağızdan kaynaklanmakta olup; asıl olarak “Kadınlar Pazarı” anlamına gelmektedir. İlçenin ihtiyacına yönelik olarak uzun yıllardır Salı ve Cuma günleri kurulan pazar, ilçenin son yıllarda gerçekleştirmiş olduğu turizm atağı sebebiyle, yerli ve yabancı turistlere de satış yapılması amacıyla Cumartesi ve Pazar günleri de açılmaktadır. Söz konusu pazarda satış yapan kadın sayısı özellikle yaz aylarında 133’e kadar çıkmakta; kış aylarında ise bu sayı yarı yarıya düşmektedir. Pazar yerinde her kadının ayrı bir tezgâhı bulunmaktadır ve Amasra Belediyesi, her bir tezgâhtan metrekare başına 2,5 TL ücret almaktadır (2019 yılı rakamı). Pazarda, az sayıdaki manav dışında hiçbir erkek satıcıya rastlanmamakta; pazarcı kadınların ürünlerini satın alanların büyük çoğunluğunu da kadınlar oluşturmaktadır.

“Geçimlik Üretim Sürecinde Kadın Emeği: Amasra ‘Galla Bazarı’ Örneği” isimli tez kapsamında (Dönmez, 2020), söz konusu pazar yerinde geçimlik üretim faaliyetleriyle elde ettikleri ürünlerin satışını yapan 10 kadınla, bu faaliyetlerde sergiledikleri emeğin niteliğini ve değerini öğrenmek amacıyla, ortalama 2-2,5 saat süren derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan görüşmelerde, her bir katılımcının özgüllükleri olmasına rağmen, ortaklaştığı çok fazla nokta olduğu görülmüştür.

Görüşmelere katılan kadınların her biri hane içindeki yeniden üretim faaliyetlerinin tümünden sorumludur. Bunun yanı sıra görüşülen bütün kadınlar, öncelikle hane tüketimi için geçimlik üretim yapmakta; bu üretim sonucu ortaya çıkan gıdaların bir kısmını ise pazarda satmaktadır. Galla Bazarı örneğinde, zaten ücretsiz aile işçisi olan kadınların, üretimlerini yıllardır pazar ilişkileri içine sokmuş olmalarına rağmen, belirli bir sosyal güvenceye sahip olmadıkları görülmektedir. Geçimlik üretim faaliyetleri her ne kadar bu pazar vasıtası ile belirli bir ticari ilişki kapsamına girmiş olsa da kadınların devam eden güvencesiz durumu, kadın emeğinin bu alandaki “değersizliğini” göstermektedir. Görüşülen kadınların kendi gelirlerini hane bütçesinin asıl girdileri arasında görmemeleri de bu durumu desteklemektedir. Kadınlara göre, hanelerinin asıl geliri eşlerinin kazandığı güvenceli gelir olmakta; kendilerininki ise sadece “yardımcı gelir” konumunda bulunmaktadır.

Oysaki kadınların geçimlik üretim faaliyetleri kapsamında ürettikleri, çeşitlerinin fazlalığı sebebiyle, hane bütçesinde önemli bir tasarruf imkânı sağlamakta; bu sebeple ekonomik olarak önemli bir yere tekabül etmektedir. Zira kadınların her biri dışarıdan sadece kendi ürettiklerinin dışındaki gıdaları satın almaktadır. Ayrıca, katılımcıların pazarda yaptıkları satışlar sonucu kazandıklarının hane içinde denk geldiği kalemler düşünüldüğünde, yapılan üretimin önemli bir alan teşkil ettiği tekrardan anlaşılmaktadır. Yani, katılımcılarla yapılan ayrıntılı görüşmelerde kadın emeğine dair ortaya çıkan bu “değersiz”lik durumu, gerçekte oldukça “değerli” bir noktaya denk düşmektedir.

 

Sonuç olarak

Amasra Galla Bazarı örneği, kırsalda yaşayan kadının değersizlik örtüsü altında kalan geçimlik üretim kapsamındaki emeğinin taşıdığı “değeri” gözler önüne sermesi bakımından oldukça önemlidir. Ayrıca, içerisinde barındırdığı görünmezlik durumuna rağmen, kadınların üretimde ısrarcı olmaları ve bu alanda kendilerine duydukları güvenle çeşitli olanaklar sağlansa farklı alanlarda daha birçok şey başarabileceklerini göstermesi açısından da değerlidir. Öyle ki, görüşme yapılan her bir kadın, evde oturmak yerine bu üretim faaliyetinin içinde olmayı tercih ettiğini ve üretim yapıp belli bir kazanç elde ettiğinde kendisini daha güçlü hissettiğini belirtmiştir. Bu noktada önemli olan –her alanda olduğu gibi- kadın emeğinin görünürlüğünü sağlamanın yöntemlerini bularak kadınlara hak ettikleri güvenceli geliri kazandırmaktır.

Kaynakça

Arıoba, Ç. 1973. Tarımda Geleneksel – Geçimlik Kesim, Büyülüğü, Yapısı, İşleyişi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi. 28 (3), s. 191-210.

Dönmez, Y. 2020. Geçimlik Üretim Sürecinde Kadın Emeği: Amasra “Galla Bazarı” Örneği (Yüksek Lisans Tezi).

Paylaş:

Benzer İçerikler

Bu yazı sadece bir kitap eleştirisi değil. Hülya Osmanağaoğlu, TYÜ kuramını temel alan bir feminist mücadele ile patriyarka – patriayarkal kapitalizm – kapitalist patriyarkayı temel alan feminist mücadele arasındaki temel ayrım, gündelik hayatımızdaki erkek egemenliğini merkeze koyarak bütünlüklü bir mücadele vermek ile sermayenin gündelik hayatımızdaki belirleyiciliğini merkeze koyarak mücadele vermek arasındaki farkta somutlanıyor, tespitini tarihsel analizle de harmanlayarak TYÜ tartışmalarına yeni bir boyut getiriyor.
AKP iktidarı İş Kanunu’nda değişiklikler yapmayı planlıyor. Yapılan değişikliklerin işçilerin değil sermayenin çıkarları doğrultusunda olacağını önceki deneyimlerimizden biliyoruz. Arkadaşımız Nesrin, İş Kanunu’nun tarihçesini ve imzalanmayan ILO sözleşmelerini anlatıyor.
Geçtiğimiz nisan ayında başladığımız ve aralık ayında tamamlanan Kadınİşçi’nin “Depremden Etkilenen Kentlerde Kadınların Ücretli Ücretsiz Emeği” adlı raporunun çıktıları, Bağlam Yayıncılık’ın toplantı salonunda basın ve kadın örgütlerine anlatıldı.
Feride Eralp ve Selin Top, hazırladıkları “Türkiye’de Feminist Hareketin Gündemleri ve Güncel Eylem Alanları” başlıklı raporla ilgili Kadın İşçi’nin sorularını yanıtladı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!