Genç kadınlar işsiz: Bir şey yapmalı

Sıdıka, Şenay, Başak, Nalan, Seval ve diğerleri pek çok kadın arkadaşımız şu anda işsiz. Fakat ne yazık ki en az konuştuğumuz, en az çözüm üretmeye çalıştığımız sorunlardan biri işsizlik. Sendikalar kadın işsizliğine karşı “kreş açılsın” ötesine geçmeli.  Feministlerin, kadın istihdam kurumlarının, meslek örgütlerinin yan yana gelip bir şeyler yapması lazım artık.  
Paylaş:
Haber Merkezi

Sıdıka, Şenay, Başak, Nalan, Seval ve diğerleri pek çok kadın arkadaşımız şu anda işsiz. Fakat ne yazık ki en az konuştuğumuz, en az çözüm üretmeye çalıştığımız sorunlardan biri işsizlik. Sendikalar kadın işsizliğine karşı “kreş açılsın” ötesine geçmeli.  Feministlerin, kadın istihdam kurumlarının, meslek örgütlerinin yan yana gelip bir şeyler yapması lazım artık.

Geçtiğimiz hafta Emel ve Şemsa Hocalarımız, işsizliğin ne olduğunu, ona ilişkin kavramlarını, rakamları,  kadınlar açısından işsizliğin yapısal ve konjonktürel özelliklerini enine boyuna anlattılar. Pandemiyle birlikte artan kadın, özellikle de genç kadın işsizliği son dönemlerde en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda. TÜİK rakamlarında bile artık bu gizlenemiyor.  DİSK- AR’ın 10 Mayıs’ta yayımlanan İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Araştırması’nda da kadın işsizliğinin tüm türlerde erkeklerden yüksek olduğu görülüyor. Araştırmaya göre;  Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 11,5 iken kadınlarda yüzde 16,5’tir. Geniş tanımlı işsizlik ise erkeklerde yüzde 21,6 ve kadınlarda yüzde 34 düzeyinde.

İşsizlik yaşamımızı her anlamda etkileyerek, bizleri kırdığımız kalıplar içine yeniden dönmeye zorluyor. İstihdam alanında kazanılmış haklarımızı da tehdit ediyor. Bu hafta işsiz kadın arkadaşlarımıza uzattık mikrofonu, bu süreci nasıl yaşadıklarını, atlatmak için hangi yollara başvurduklarını sorduk.

Sıdıka: Bir devlet hastanesinde radyoloji sekreteri olarak çalışıyordum. Taşerona bağlıydık.  Pandemiyle birlikte hasta sayısındaki düşüş işsiz kalmamızın en büyük sebebi çünkü hasta gelmeyince hastane yönetimi sözleşmeyi yenilemedi, şirket de işten çıkarttı. Üç aydır işsizim, her gün kariyer/iş bulma sitelerinden mesleğimle ilgili olsun ya da olmasın birçok ilana başvuru yapıyorum ama sadece başvuru sürecinde kalıyor. Herhangi bir dönüş sağlanmıyor.

Ailemin yardımıyla ve 1500 TL’lik nakdi ücret desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyorum. Gelirim olmadığı için temel ihtiyaçlarımı dahi karşılamakta güçlük çekiyorum. Aileme destek olmaya çalışırken şimdi onlardan destek alıyorum.

İşsizlik bir kadının özgürlüğünü fazlasıyla kısıtlıyor, çünkü insanız, ihtiyaçlarımız oluyor: yeme, içme, barınma vs… Artık çocuk olmadığımızı ve öğrencilik zamanlarımızın da geçtiğini düşünürsek bu durum da özgürlüğümüzün kısıtlanması bir yana bağımlı bireyler haline geliyoruz.

Ya işsiz ya kayıt-dışı

Şenay: 2012 yılından beri çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalışıyorum. Bu süre zarfında en uzun iki yıl, bir de üç-dört aylık bir dönem boyunca işsiz kaldım. 2015 yılından 2020 yılı sonuna kadar aralıksız çalıştım. 2021 yılının Ocak ayından itibaren çalıştığım proje, pandemi nedeniyle sona erdi. Bu yüzden beş aydır yeniden işsizim. Tabii bunca çalışmış göründüğüm iş hayatımın “kaç yılında sigortalıydın?” diye sorarsanız sanırım 3,5 yılı geçmez. Dolayısıyla çalıştığım toplam sürenin neredeyse yarısında kayıtlı işçi ve geri kalanında “işsiz” ya da “kayıt-dışı çalışan” sayılabilirim. Artık hangisini seçerseniz…

Şu anda iş aramıyorum, çünkü iyi bir iş bulabileceğimi sanmıyorum. Son işimden biriktirdiğim bir miktar para ile beş ay yaşayabildim. Ancak yaptığım hesaplamalara göre iki ay sonra maddi sıkıntılar başlayacak.

İstanbul’da ev arkadaşımla yaşıyorum. Ancak birkaç ay daha işsiz kalmaya devam edersem ve iş bulamazsam nerede olacağım konusunda bir fikrim yok. En iyi ihtimalle burslu bir eğitim, en kötü ihtimalle aile yanı gibi duruyor.

İşsizliğin, sağlıklı beslenmekten, bir sağlık sorunu yaşadığımda doktora gitmeye, arkadaşlarımla vakit geçirmekten, istediğim filmi izlemeye kadar hayatımın birçok alanında özgürlüğümü kısıtladığını düşünüyorum. Sadece maddi değil, sosyal kayıpları da beraberinde getirdiğini düşünüyorum. Ancak diğer yanda, işsizliğin özgürlüğümü kısıtlamadığı bir çalışma düzenini de hayal ediyorum. Nitekim işten ayrıldığımda veya çıkarıldığımda, bir anda tümüyle birikimsiz kalmanın ve güvencesiz bir alana itilmenin özgürlüğümü ciddi anlamda tehdit ettiğini düşünüyorum. Yani işsiz kalabilmek biraz da “tercih edilebilir” ve “güvenceli” bir alanda yaşanabilse bu durumun kendisi olumsuz bir şeyi ifade etmeyebilirdi diye düşünüyorum. Yani işsiz olmak, bir çaresizliğin sonucu değil de bir “hak” olsa örneğin, her şey daha farklı olabilirdi. Kıdem tazminatlarımızı alabilsek, sağlık güvencemiz devam etse, devlet desteği ve sosyal desteklerle birlikte işsiz kalabilsek örneğin, durum çok daha farklı olabilirdi diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum… Tabii neredeyse kölelik koşullarında çalıştığımız günümüzde, işsizlik çoğunlukla bir tehdit unsuru olarak kullanılmakla birlikte, bizler için, eğer azıcık şanslı değilsek, açlıkla aynı anlama geliyor maalesef…

Başak: Şişli’de iç giyim mağazasında satış danışmanı olarak çalışıyordum. Dört aydır işsizim. Pandeminin birinci yılından sonra  çalıştığım iş yeri kapandı.

24 yaşındayım, sağlık yönetimi mezunuyum. İş arıyorum, zaten az olan iş imkânları tecrübe olmayınca daha da azalıyor.

Annem çalışıyor, onunla yaşıyorum.  Şu zamanlarda başka şey hayal edecek şansım yok gibi. İşsizlik özgürlüğümü çok net kısıtlandı. Her kadın kendi ayakları üzerinde durabilecek kadar güçlü buna çok inanıyorum ama böyle bir zamanda da parasız olmuyor maalesef.

Nalan Kaya: 37 yaşındayım.  Bir çocuk annesiyim. İki üniversite okudum ama işsizim.  En son bir aile şirketinde satış elemanı olarak çalıştım. Birçok yerde sigortam işlenmedi bile. Yaklaşık iki yıldır işsizim. Yevmiye işleri yaptım, sözleşmeli çalıştım. Sözleşmeniz bittiği an işsizsiniz. Pandemi döneminde, her yerde işten çıkarmalar oldu. Bulduğumuz işler ise ya yevmiye usulü ya da kısa vadeliydi.

İş arayışına devam ediyorum ama inanın ki bir iş görüşmesi gününüzün rahat dört saatini alıyor. Eğer daha önce iş tecrübeniz yoksa olumsuz cevap alıyorsunuz. İnsanlara tecrübeli çalışan olmak için bile fırsat verilmiyor. Kendimi bazen pazarda seçilen karpuzlara benzetiyorum.

Ailemle oturuyorum. Annem, babam olmasa ne yaparım bilmem? Nefes almanın bile para olmadan olmayacağını hissettiren bir işsizlik var hayatımızda. Ekmek almanın hesabını yapabiliyorsak bu hayatta, işsizlik özgürlüğümüzü tamamen kısıtlamış oluyor.

Asgari ücret teklif ediyorlar

Rukiye:  1987 doğumluyum. Kurumsal bir şirketin hukuk departmanında uzman yardımcısı olarak çalışıyordum. Mart 2020’den beri çalışmıyorum. İşten çıkartıldım, ancak pandemi sebebiyle değil. Ekip değişikliğine gidildiği için tazminatımız verilerek çıkartıldık. Ancak şu an işsizliğimin uzun sürmesinin sebebinin pandemi olduğunu düşünüyorum. Pandemi öncesi başvurduğum ilanlardan iyi kötü dönüş oluyordu. Ancak şimdi açık pozisyon da çok az.

İş arıyorum, ancak tecrübemin olduğu sektörden geri dönüşler çok çok az ve sıkıntılı. Pandemi bahanesiyle, tecrübeye dikkat edilmeksizin asgari ücret teklif edildiği oldu. Yaklaşık yedi aydır gıda üzerine elden satış yaparak, (son üç aydır online ) biraz da aileden destek alarak hayatımı idame ettiriyorum. İşsizlik nedeniyle asgari düzeyde yaşamaya dikkat ediyorum. Hali hazırda olan evimi değiştirmedim, aile yanına yerleşmek durumunda kalmadım, en azından şimdilik. İşsizlik kesinlikle özgürlüğümü kısıtlıyor. İster istemez bağlı kalıyorsun ailene. Bu durumdan hiç memnun değilim. İşsizliğin beni en çok etkileyen ve psikolojik açıdan yoran kısmı da bu zaten.

Seval :  27 yaşındayım. İstanbul’a üniversite için gelmiştim ve bittikten sonra da kalmaya devam ettim. 2016 mezunuyum ve 2016 Ağustos ayından beri aynı kurumda çalışıyordum.  Kurum müdürüydüm. Ocak ayından beri işsizim. Pandemi sürecinde uzaktan eğitim olmasından kaynaklı veliler öğrencilerini kursa göndermek istemedi. Öğrenci sayısı azalınca kurumun geliri de azaldı. Mart ayından Ocak ayına kadar geçen pandemi sürecinde kendini var etmeye birçok kısıtlamaya KÇÖ kullanmaya vs başladı fakat direnemedi ve patronlar kurumu kapatma kararı aldı.

İş arıyorum. İlanlara başvuru yapıyorum fakat olumsuz olarak bile dönüş sağlanmıyor. Sektör değiştirmeye çalışıyorum ki değiştirmesem bile eğitim sektöründe sene ortasında iş bulamazsanız tüm kurumların ekipleri oluşturulmuştur.

Beş yıldır çalışan olduğum için tazminatım vardı ama bitti maalesef bir süre onunla idare ettim. İşsizlik maaşım var şu anda onun dışında da freelance yapabileceğim işler gelirse onları yapıyorum.

İşsizlik nedeniyle hayatımda mekân anlamında değişiklik olmadı. Ablamla birlikte yaşıyorum. Kirada oturuyorum. Bütün her şeyi kısıtlamış durumdayım. Çalışırken haftada 6 gün işe gidiyordum ve akşam 7’de işte çıkıyordum. Evde ancak saat 8.30 gibi olabiliyordum. Haftada 1 gün izinde de evin temizliği, çamaşır vs ile uğraşmak zorunda kalıyordum. O zaman boş vaktim yoktu bir şeyler yapabilmek için şu an ise param yok.

Özgürlüğüm sadece işsizliğe bağlı değil bu ülkede kendimi hiç özgür hissetmiyorum. Çünkü yarınımın ne olacağına dair herhangi bir fikrim yok. Bir gecede Bakanlar görevden alınabiliyor, birçok değişiklik olabiliyor. Bunlar yaşanırken işim olsa da özgür değilim ama şu an çok güvencesiz hissediyorum.

Pandemi önümüzdeki kapıları bize kapattı

Esra:  24 yaşındayım. Adnan Menderes Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölümü’nden geçen sene mezun oldum. Öncelikle, her sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de bir kadın olarak çalışmak tahmin edebileceğiniz üzere oldukça zorlayıcı. Çalışma saatlerinin esnekliği, fiziksel görünüşün önemli olduğu departmanlara yönlendirilme, kıyafet ayrımı, yönetim gerektiren işlerden ziyade yardımcı konumunda çalıştırılmak vs…

Bu sektör her ne kadar ikincil sektör olarak anılsa da izin verildiği takdirde yükselebileceğiniz alanları tabii ki mevcut. Üniversitede okuduğum yıllarda turizmin çeşitli kollarında kendimi geliştirmek ve severek yapabileceğim işi bulabilmek için çalışmaya gayret ettim. Turizm sektörü sezonluk istihdam sağladığından diğer sektörlere nazaran geçici işler bulmak biraz daha kolay. Fakat sanıldığının aksine pandemiden en büyük darbeyi yine turizm sektörü aldı. Ağustos 2020 den beri işsizim.

Pandeminin başlamasıyla birlikte turizm sektörü işçi alımlarını durdurdu. Çalışanları işten çıkarttı.  Otelini kapattı, acentesini kapattı. Haliyle ekmeğini turizmden kazanan, yeni mezun olan, okurken harçlığını çıkaran büyük bir kitle şu anda işsiz. Bu kitlenin içinde yer alan biri olarak, yaşadığım yerden ailemin yanına taşınmak durumunda kaldım. Uzun süre kendi çabalarıyla ayakları üzerinde durmaya çalışan bir kadın için bu tarz radikal kararlar vermek çok zor. Ailemin yanında bu süreci en verimli şekilde değerlendirmeye çalıştım. İkinci bir üniversite okumaya başladım. Şu an Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Çeşitli sertifikalar aldım. Olabildiğince körelmeden, kendimi ve zihnimi aktif tutmaya çalıştım. Artık her şey duruldu diye düşündüm ve 2021’in Mart ayında bir ay ev kiralayıp iş bulabilmek için şehir değiştirdim. Kapı kapı iş aradım. Elimden gelen tüm imkânları değerlendirerek sosyal medyadan, çeşitli kariyer sitelerinden iş başvuruları yaptım ve birçok yerle yüz yüze görüşme şansı yakaladım fakat bir ayın sonunda başvurduğum her yerden olumsuz geri dönüşler alarak ailemin yanına yeniden döndüm.  Her işveren deneyim arıyor işe almak için, fakat deneyim kazanmak için denemek gerekiyor. Deneyimin kökeni denemekten geliyor, deneye deneye deneyim kazanılıyor. Ama maalesef ki denememize izin verilmeden deneyimli olmamızı bekliyorlar. Evet genç bir kadın olarak işsiz olmak özgürlüğümü muazzam derece de kısıtlıyor. 24 yaşında kendimi geliştirmiş bir insan olarak işsiz bir şekilde ailemin yanında kalıyor olmam, psikolojik anlamda zor dönemlerden geçmeme sebep oluyor. Bu durum öğrenmek, çalışmak ve gelişmek için birazcık kalan hevesimi de köreltiyor.

Maddi anlamda güçlü olan bir kadın, kendini gerçekleştirmesine izin verilen bir kadın özsaygısını da yitirmiyor. Kimseye bağımlı ve zorunlu hissetmiyor. Bunun temelinde yatan kesinlikle ekonomik özgürlük. Bir kadın olarak kendimize yer açmaya çalıştığımız çalışma yaşamında pandemi süreci önümüzü daha çok kapattı diyebiliriz.

Canan: Matematik öğretmeniyim, 27 yaşındayım ve altı aydır işsizim pandemiden dolayı çalıştığım kurum kapandı dolayısıyla işsiz kaldım.  İş arıyorum ama mesleğimden dolayı yaz dönemi iş olmuyor, sonbaharı beklemem gerekiyor.  Şu anda ailemle birlikte yaşıyorum ve bir kaç özel derse gidiyorum, öyle geçinmeye çalışıyorum. İşsizlik döneminde ailemle yaşadığım için çok bir değişiklik yapmak zorunda kalmadım ama harcamalarımı çok azalttım.  İşsizlik hareket kabiliyetinizi kısıtlıyor. Evlilik planım vardı ertelemek zorunda kaldım.  Ailemin desteği olmadan asla hayatımı devam ettiremem.

Annemle birlikte anneannemin yanına taşındık

Esra: 22 yaşındayım gıda sektöründe müdür yardımcılığı yapıyordum. Yaklaşık bir yıldır işsizim. İşsiz kalmamın en büyük sebebi pandemi. İş arıyorum tabii ki ama bulamıyorum. Annemin yanında yaşıyorum o çalışıyor, böyle idare ediyoruz.  Pandemide bir süre ikimiz de işsiz kaldık, direndik tabii ama kirada oturduğumuzdan bir süre sonra anneannemin evine taşınmak zorunda kaldık.

İşsizlik kadınların özgürlüğünü kesinlikle kısıtlıyor.  Toplumumuzda boş, işsiz görülen genç kadınlar hemen evlendirilmeye çalışılıyor.  Ben çok erken bir yaşta çalışmaya başladım, maddi bağımsızlığımı kazanınca kadın olarak ne kadar güçlü olduğumu fark ettim.

Damla Yıldırım: 25 yaşındayım. Üniversite mezunuyum.  Şu anda işsizim. Ailemle yaşıyor ve onların katkılarıyla geçinmeye çalışıyorum. Pandemi tabii ki bir etken işsizliğimize ama pandemiden önce de iş bulmak oldukça zordu ama pandemi ile tamamen hayal oldu.  Bu süreçte ben de iş arayışlarımı erteledim fakat daha öncesinde de birçok engel ile karşılaştım;

Yeni mezunken tecrübesiz gözüyle bakılıyordu şirketlerde ve deneme sürecine bile alınmıyorduk. İstenilen özelliklerde olmamıza rağmen iş görüşmelerine çağırılmıyoruz. Torpil olmadan hiçbir yerde iş bulamıyorsunuz.

Eğitim önemli olmasına rağmen kendi uzmanlık alanımda iş bulamıyorum. Ama bu bölümü bitirmeyip çalışan insanlar var.  Bu tür haksızlıklar da insanı etkiliyor.  Hem üniversite bitirip,  mesleğim üzerinde kendimi geliştirdiğim halde, iş bulamamak üzücü ve çok zorlayıcı. İnsan kendine madem çalışmayacaktım, neden okudum, neden o kadar zorladım kendimi sorularını sormadan edemiyor. Yıpratıcı bir süreç.

İşsizlik tüm hayatımızı etkiliyor.  Onca zaman deneyip iş bulamadığınızda kendinizi hiç bir işe yaramayan biri gibi hissetmeye başlıyorsunuz.  Bu sosyal yaşantınızı da etkiliyor.

Maddi yetersizlik yaşadığınızdan dolayı özgürlüğünüz kısıtlanıyor ve kendi benliğinizi yitirmeye başlıyorsunuz. Boş ve işe yaramaz görüyorsunuz kendinizi.

Ben halen işsizim ve 26 yaşında kendime özel yapabildiğim hiçbir şeyin olmaması benim yaşama sevincimi kaybetmeme neden oldu.  Özgüven eksikliği yaşamama en çok da benliğimi yitirmeme sebep oldu.

Tuğçe: 25 yaşındayım Turizm Fakültesi’nden yeni mezun oldum. Pandemi başladığından bu yana kendi mesleğimi icra edemedim farklı meslek kollarında çalıştım. İş arıyorum ama iş verenler önünü göremedikleri için çalışan almayı tercih etmediklerini dile getiriyorlar. Ailem bakıyor şu an bana. Kuşadası’ndan İstanbul’a taşındım ailemin yanına.  İşşizlik kadınların özgürlüğünü elbette kısıtlıyor.  Maalesef bu dönemde para her şey.  Şu an kendi yaşam alanım ve kaliteli bir yaşamım yokmuş gibi hissediyorum. Sığıntı veyahut bir mülteci gibi hissediyorum kendimi.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Başakşehir’e bağlı Şahintepe mahallesinde, 400 günü aşkındır bir nöbet sürüyor. Çevre Bakanlığı ve bölge belediyesinin halkı mahalleden sürme girişimleri sonuçsuz kaldı. Kurdukları “Barınma Hakkı Meclisi” içinde örgütlenen Şahintepelilerin, fiili mücadelesinde kadınlar en önde. “Mahalle içindeki ve dışındaki kirli eller çekilene kadar oradayız” diyorlar.
Tatil öncesi meclise getirilmesi beklenen 9. Yargı Paketi’nin içindeki “etki ajanlığı” düzenlemesinin kadın ve LGBTİ+’ların güçlenme ve dayanışma mekanizmalarını nasıl etkileyeceğini Mor Çatı ve Kadının İnsan Hakları Derneği ile konuştuk.
Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, yoksullaşma 2023’de kadın işçi yaşamına damgasını vurdu. Grev ve direnişlerde kadın işçiler en öndeydi. Kadınların kadın işçilerin mücadelesi 2024’te de devam edecek. Herkese mutlu ve dayanışma dolu bir yıl diliyoruz.
Kadınlar bir şeyler yapmak istiyorlar ama yapamıyorlar çünkü ulaşım yok. Zaten bir yere gidemiyor. Eğer çevresinden yakınlarını kaybetmişse veya evinde yaşlı varsa ona bakmak direkt kadının görevi olmuş. Eğer evi sağlamsa kayın babası, kendi annesi babasına evinin bir odasını vermek zorunda kalmış. Kendi danışanlarımdan şunu duydum: “Annem babam dışarıdayken kendi odamda uyuyamam, onlara verdim odamı.”
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!