Grevde kalbinden vurularak öldürülen sendikacı bir kadın: Ella May Wiggins

Çocukluğundan itibaren plantasyonlarda ve fabrikalarda çalıştı. Küçük yaşta evlendi, dokuz çocuğundan dördü yoksulluktan yaşamını yitirdi. Amerikan Tekstil işçileri sendikasının üyesi ve örgütleyicisiydi. Loray Mill grevinin en önde gelen savaşçısıydı, grev kırıcılarının saldırısı sonucunda kalbinden vurularak öldürüldüğünde 29 yaşındaydı. Katiller cezalandırılmadı. Mezarı ancak 1977 yılında yapılabildi.
Paylaş:
Fitnat Durmuşoğlu
Fitnat Durmuşoğlu
fitnat.d@hotmail.com
Fitnat Durmuşoğlu fitnat.d@hotmail.com

Çocukluğundan itibaren plantasyonlarda ve fabrikalarda çalıştı. Küçük yaşta evlendi, dokuz çocuğundan dördü yoksulluktan yaşamını yitirdi. Amerikan Tekstil işçileri sendikasının üyesi ve örgütleyicisiydi. Loray Mill grevinin en önde gelen savaşçısıydı, grev kırıcılarının saldırısı sonucunda kalbinden vurularak öldürüldüğünde 29 yaşındaydı. Katiller cezalandırılmadı. Mezarı ancak 1977 yılında yapılabildi.

Ella May, 1900 yılının Mart ayında James ve Elizabeth Maples May’in kızı olarak Tennessee, Sevierville’de doğdu. Ailenin on iki çocuğundan ikincisiydi. Anne ve babası geçimini çiftçilik yaparak ve odun keserek sağlıyordu. Hayatta kalabilmek için herkes çalışmak zorundaydı. Aile mısır, tatlı patates, lahana, fasulye ve elma toplardı. Ella’nın babası bazen ava gider, tavşan ve keseli sıçan yakalardı. 1910 yılında birçok aile gibi May ailesi’de nakit ücret almayı tercih ederek küçük aile çiftliklerini terk etti ve hızla büyüyen tomruk endüstrisine katıldı. Bir asırdan fazla bir süredir toprakla uyum içinde yaşayan köylüler gezici göçebeler haline geldi. Ella May ve annesi, işçilerin çamaşırlarını yıkayarak aile gelirine katkıda bulunuyordu. May küçükken, babası bir iş kazasında öldü. O ve erkek kardeşi Wesley, aileye yardım etmek için yakındaki bir fabrikada çalışmaya başladılar. Ella May, 14 yaşındayken keresteci Johnny Wiggins ile evlendi. Ella’nın ailesinin yanında yaşadılar, ancak uzun sürmedi. Birlikte Gaston County’nin gelişen sanayi bölgesinde iş aramak için dağları terk ettiler. Wiggins ailesi, ağırlıklı olarak Afrika kökenli Amerikalı bir topluluk olan Stumptown’a yerleşti.

1920’li yıllarda Ella ve sürekli büyüyen ailesi tomruk endüstrisinden ayrıldı. Bazı aileler kömür madenlerinde çalışmaya gitti. Ella’nın ailesi tekstil fabrikalarında çalışmayı seçti çünkü madenlerin aksine fabrikalar kadınları işe alıyordu. Bu Ella için hayati önem taşıyordu çünkü kocası John da bir iş kazasında yaralanmıştı. Fabrikalarda maaş çok düşüktü ama Ella May’in paraya ihtiyacı vardı. Sık sık iş değiştirdi ve bir sonraki yerin daha iyi olacağını umdu. Ancak çoğu fabrika aynıydı, uzun saatler çalışıyor ve düşük ücret alıyordu.

İşçilerin çoğu kadındı

Ella May Wiggins dokuz çocuk doğurdu. Gündüzleri çocuklarına bakabilmek için gece vardiyasında iş aradı. Bununla birlikte, nereye giderse gitsin, ailesini düzgün bir şekilde beslemek, giydirmek veya ilaç sağlamakta zorlandı. Para ve yiyecek kıttı, yetersiz beslenmeden dolayı dört çocuğu öldü. John bir alkolikti ve kısa bir süre sonra, bir daha geri dönmemek üzere aileyi terk etti. Bundan sonra Ella May, Wiggins soyadını ret etti.

Ella, fabrikalarda çalışmaya başlamadan önce bir pamuk plantasyonunda çalışmıştı. Plantasyondan ayrıldıktan sonra Ella ve çocukları Spartanburg, Cowpens, Lowell, Gastonia’daki fabrikalarda çalıştı ve sonunda Bessemer City, NC’ye yerleşti. Ella May Bessemer City’de Gastonia’daki Loray Mill’de çalıştı. Burası ve diğer fabrikalar, çoğunluğu kadın olan binlerce işçi çalıştırıyordu. Çocuklar genellikle ekonomik zorunluluktan dolayı anne babalarıyla birlikte çalışıyordu.

1909 ile 1929 yılları arasında, ilçedeki fabrikaların sayısı yüzü geçti. Yeni ekipmanlarla inşa edilen bu fabrikalar, artan hammadde, makine ve işgücü fiyatlarının getirdiği ekonomik bir darboğaza girdi. Sıkışan bir ekonomiyle karşı karşıya kalan fabrikalarda, 1920’lerin sonlarında işten çıkarmalar başladı. Dokumacıların ve iplikçilerin iş yükünü artırdılar. Birçok fabrikadaki işverenler yalnızca çalışma saatlerini artırmakla kalmadı, aynı zamanda ücretleri de düşürdü. Haftada dokuz dolarla beş çocuğunu bakmak için mücadele etti.

Amerikan Komünist Partisi’nin hakim olduğu National Textile Workers’ Union (NTWU) (Ulusal Tekstil İşçileri Sendikası) işçilere NTWU’ya katılmaları halinde haftada 20 dolar asgari ücret, kırk saatlik çalışma, sıhhi tesisat, konut, eşit işe eşit ücret ve sendikal tanınma sözü verdi. Gaston County işçileri, 1929 baharında daha yüksek ücretler ve daha iyi koşullar için mücadeleyi örgütlemeye başladılar. Birleşik Devletler’deki NTWU örgütçüleri, işçilerin yaşamlarını iyileştirmeye odaklandılar.

Loray Mill Grevi’nde en öndeydi

25 Mart’ta beş sendika üyesi Loray Mill’deki işten atıldılar ve 30 Mart’ta 1.000 işçinin katıldığı toplantıda grev kararı çıktı. 1 Nisan 1929 yılında Kuzey Carolina, Gastonia’daki Loray Mill’de yaklaşık 2 bin işçi greve başladı. Loray’deki grevi öğrenen Ella May, sendikanın çocuklarına daha iyi bir yaşam vermenin tek yolu olduğuna inandı ve Ulusal Tekstil İşçileri Sendikası’na katıldı. Sendika Loray Mill grevine öncülük etti. Ella mitinglerde konuştu, grev hatlarına ve toplantılara katıldı. Loray’deki kitlesel toplantılara katılan işçileri birleşmeye teşvik etmek için şarkılar yazdı ve söyledi. Bessemer City şubesinin sekreteri oldu. Senato önünde konuşma yapmak için küçük bir heyet ile Washington DC’ye gitti. Grevciler davalarını tartışamadan Senato ertelendi, ancak Ella May burada durmadı. Koridorda Kuzey Carolina senatörü Lee Overman’ı durdurarak fabrikalardaki çalışma koşullarını, kadın işçilerin durumu hakkında konuştu.

Ella May mitinglerde kadınları çalışma koşulları için greve katılmaya teşvik etmek için kendi hikayesini şöyle anlatmıştı: “Ben dokuz çocuk annesiyim. Dördü birden boğmacadan öldü. Süpervizörden onlara bakabilmem için beni gündüz vardiyasına vermesini istedim, ama o istemedi… Bu yüzden işimi bırakmak zorunda kaldım ve sonra ilaç için hiç param yoktu, bu yüzden öylece öldüler. Çocuklarım için hiçbir şey yapamadım, onları hayatta tutamadım bile. Bu yüzden sendikadan yanayım, bu yüzden onlar için daha iyisini yapabilirim.”

Loray Mill’in kuzeyli sahipleri, işçilerle görüşmeyi reddetti ve NTWU’nun asgari haftalık 20 dolar ücret ve kırk saat çalışma, kadınlar için eşit ücret ve sendikanın tanınması taleplerini görmezden geldi. 4 Nisan’da eyalet milisleri, grevi bastırmak için harekete geçti. 20 Nisan’a kadar birçok grevci işe döndü, milisler geri çekildi ve yeni yemin eden yerel milletvekilleri, grev gözcülüğüne karşı bir kararname çıkardılar. Sendika, beş katlı kırmızı tuğla fabrikasının önünde grev gözcülüğü yapmaya ve işe geri dönen işçileri yeniden kazanmaya devam etti. Loray Mill’deki grev, yakındaki fabrika işçilerinden destek aldı ve 1929 Nisan ayının başlarında Ella ve Bessemer City’deki American Mill’den diğer işçiler grevi bırakmadı. American Mill birliği, Loray grevcilerinin ayakta kalmasına yardımcı oldu ve Ella, Bessemer City’deki işçiler arasından güçlü bir lider olarak çıktı.

Siyah işçileri sendika üyesi yaptı

Ella birçok işçi grubuyla grev ve sendika hakkında konuşmalar yaptı, erkekleri ve kadınları taahhütlerinde sıkı durmaya çağırdı. Siyah ve beyaz işçiler arasında dayanışmayı temin için çok çalıştı. Bessemer şehri dışında Stumptown yakınında yaşayan bir grup siyah işçiyi, arkadaş ve komşuyu örgütledi. Siyah işçiler bir sendika toplantısına katılmaları için davet edildi ancak daha sonra ayrılmış bir bölümde oturmaları söylendiğinde, Ella May onlarla birlikte oturdu. Geleceklerinin ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı olduğunu ve refaha giden tek yolun dayanışma olduğunu söyledi. “Güney’in her yerinde, iyi giysiler giyip daha iyi bir evde yaşayabileceğimiz bir birlik kuracağız. Şimdi birlikte durmalıyız ve patronların yanıtlarına, Sendikamızın kapatılmasına asla izin vermeyeceğiz, hayır, asla izin vermeyeceğiz.”

Güney toplumu, NTWU’nun sadece beyaz işçileri değil, siyah işçileri de örgütlemeye çalıştığını öğrendiğinde tedirgin oldu. Çoğu güneyli beyaz, siyahlar ve beyazların birlikte çalışması, sosyalleşmesi veya birlikte örgütlenmesi fikrinden hoşlanmadı. Ella May bir fabrikada siyahlarla birlikte çalıştı ve bir siyah fabrika köyünde yaşadı. Siyah komşularıyla arkadaştı ve ona yardım ettiler. Ella, siyah işçileri sendikaya katılmaya ikna edebilen tek sendika örgütçüsüydü. Bu nedenle beyaz topluluklarda hor görülüyordu.

Gastonia grevindeki olaylar yaz ayında iyice tırmanmaya başladı. Nisan ortasında kalabalık bir grup, NTWU’nun Gastonia sendika merkezini yıktı ve grevcilerin yardım dükkânına baskın düzenledi. Baskın saldırıyı yapan mafya üyelerinin yakalanmasıyla değil, dokuz sendika üyesinin tutuklanmasıyla sonuçlandı. Bunlardan üçü kadın üyeydi. Bu saldırı, grevciler için ülke çapında bir tanıtım, güneyli liberaller tarafından baskının kınanması ve ülkenin dört bir yanından gelen yardım ve dayanışmanın artmasını sağladı, büyük kalabalıklar sendika mitinglerine ve grev hattına katıldı. Mayıs ayı başlarında Manville-Jenckes Şirketi yaklaşık 200 grevci ailesini fabrikaya ait evlerden tahliye etti. Grevi kırmaya kararlıydı. Grevcileri taciz etmek için “değirmen haydutları” tuttular. İlkbaharın sonlarında birçok insan işe dönmek zorunda kaldı. Ancak aralarında Ella May’in de bulunduğu 300 grevciden oluşan grup, geri adım atmayı reddetti. Kalan grevciler, kasabanın eteklerinde bir kamp kurdu, grev gözcülüğüne ve mitinglere ev sahipliği yapmaya devam etti. Birkaç hafta sonra Ella May, içme suyu için kullandıkları kaynağın zehirli olduğunu gördü. Olayı bildirmek için Loray’a gitti, grevciler önlemlerini artırdı.

7 Haziran 1929 akşamı polis kampa girmeye çalıştı, kadın ve çocuklardan oluşan grevci hattını dağıttı. Aynı gecenin ilerleyen saatlerinde kampta meydana gelen silahlı saldırıda bir sendikacı ve dört polis yaralandı, Gastonia polis şefi Orville Aderholt öldü. 71 sendika üyesi ve örgütçüler tutuklandı. Bir hafta boyunca Gastonia şehir hapishanesinde tecrit halinde tutuldular. Daha sonra çoğu serbest bırakıldı, ancak 16 sanık, altı hafta daha Gaston County hapishanesinde gözaltında tutuldu. Gastonia’daki mahkemeye iki gün kala, savunma Mecklenburg County’deki Charlotte’da yer değişikliği aldı. 26 Ağustos’ta sendika üyelerinin davası başladı. Günlerce süren mahkemeden sonra 9 Eylül’de dava düştü. O akşam Gastonia’da yüz kadar saldırgan, davanın düşmesine tepki olarak sendikanın Gastonia ve Bessemer City’deki yerlerini harap etti, sendika üyelerini kaçırarak kırbaçladı ve birkaç sendika üyesini öldürmekle tehdit etti. Ertesi gün, yeniden oluşan kalabalık, International Labor Defense’in (ILD) (Uluslararası Çalışma Savunması) Charlotte’daki binasına baskın düzenledi. Bir grup NTWU organizatörünü linç etmek için hapisten çıkarmaya çalıştı. Böyle bir kanunsuzluğu protesto etmek için NTWU, 14 Eylül’de Güney Gastonia’da Gaston County’deki tüm sendikaların katıldığı büyük bir miting düzenleneceğini duyurdu.

Grevi şarkılara döktü

.

Kasabanın seçkinlerinin çoğu, özellikle polis memuru öldükten sonra fabrika sahiplerinin yanında yer aldı. Yerel gazeteler grevcilerin Amerikalı, Hıristiyan ve ahlaksız olduğunu yazdı. Kadın grevcilerin çok bağımsız ve yırtık olduklarını, kısa etek giydiklerini erkek şapkası taktıklarını, çalışmadıkları için gündüzleri şehirde dolaşıp topluma hiçbir katkılarının olmadığını ve eski Güney’in değerlerini yok ettiğini söyleyerek onları ahlaksız olmakla suçladılar. Çünkü kadınlar iyi direniyorlardı, kadın grevciler, grev gözcülüğünde en öndeydiler ve fabrika haydutlarıyla çatışmalardan hiç çekinmiyorlardı. Ella May grev sürecini şarkılara döktü. Grev, sendika, hapishanedeki kadın ve erkekler, onun baladlarının konusu oldu. Polis şefinin öldürülmesinden sonra Ella grevcilere şarkı söyledi: “Siz hepiniz iyi insanlar, gelin ve anlatacaklarımı dinleyin; Hepinizin iyi tanıdığı Adam Aderholt’un hikâyesini.”

Geleneksel dağ baladlarından yola çıkan Ella, yabancı şarkıları dikkatle gözlemlerken eski ezgilere yeni sözler ekledi. “Hayatın hac yolunda çabalamak – Nerede olursanız olun, size yardımcı olacaktır – ILD’ ye katılacaksanız” sözleri popüler bir grev şarkısı haline geldi. Ella May, büyük işçi gruplarının önünde coşkulu sesle, büyük bir ciddiyetle şarkı söyledi. En popüler şarkısı, çocuklarını her gün geride bırakmanın nasıl bir şey olduğunu ve sendikanın, neden onun tek umut kaynağı olduğunu anlatan The Mill Mother’s Lament (Değirmen Anası’nın Ağıtı) idi.

Sabah evden çıkıyoruz,
Çocuklarımıza veda öpücüğü veriyoruz,
Patronların kölesiyken,
Çocuklarımız çığlık atıyor, ağlıyor.

Ama anlayın bütün işçiler,
Sendikamızdan korkuyorlar,
Birlikte duralım işçiler,
Burada bir sendikamız olsun.

Ella May 20 fazla orijinal protesto şarkısı yazdı. 14 Eylül 1929 yılındaki NTWU protesto mitinginde baladlarını söyleyecek ve grevcilerle konuşacaktı. Sabahın erken saatlerinde Manville-Jenckes güçleri, katılanları dağıtmak için milletvekilleri de dâhil olmak üzere yüzlerce adamı seferber etti. Her yöne barikat kurdular. Mitingin başlamasından kısa bir süre önce, aralarında Ella May’ında bulunduğu 22 silahsız sendika üyesi ve grevcilerden oluşan bir grup, Bessemer City’den bir kamyonla Gastonia’nın güneyindeki miting alanına gitmek için yola çıktı. Gidecekleri yere yaklaştıklarında, yolu kapatan ve kamyonu dönmeye zorlayan bir grup adamla karşılaştılar. Grevciler kamyonlarını döndürdüler ve oradan uzaklaşmaya çalıştılar, birkaç araba dolusu silahlı adam tarafından takip ediliyorlardı. Kısa bir süre sonra arabalardan biri kamyonun yanından geçerek önünde durdu. Yeterince hızlı fren yapamayan kamyon şoförü arabaya çarptı ve kamyonun arkasında bulunan işçiler devrildi. Diğerleri hızla kamyona binerken bir an için Ella May yan korkuluğa yaslanarak durdu. Sonra kalabalık ateş açtı ve Ella nefes nefese kamyon kasasına düştü, “Aman Tanrım, beni vurdular.” diye bağırdı. Ella May kalbinden vuruldu ve kamyonda yanında duran arkadaşı Charley Shope’un kollarında öldü. Ella hamileydi. İkisi yaralanan diğer grevciler, kalabalığın silahlarını ateşlemeye devam etmesi üzerine yakındaki bir alana kaçtı. Ella dışında başka kimsenin ölmemesi onun suikasta uğradığını gösteriyordu. Bağımsızlığı, yeteneği, ırksal ve ekonomik eşitliğe olan inancı fabrikalar için tehdit oluşturuyordu.

Onu öldürenler cezalandırılmadı

Ölümünden hemen sonra NTWU cinayeti protesto etmek için bir günlük grev yapılacağını duyurdu. ILD, Ella May’ı öldüren adamların tutuklanmasını talep etti. Sendika liderleri, Ella May’in kasten vurulduğunu, davası için şehit olduğunu söylüyorlardı. NTWU ve ILD ülke çapında yaptığı kampanyalarında bunu dile getirdi. NTWU’ya karşı çıkan, ancak Gastonia’daki olaylar nedeniyle ​​dehşete düşen Kuzey Carolina liberalleri arasında Ella May, davası meşhur oldu. Kuzey Carolina liberalleri ve ulusal siyasi örgütlerin baskısı, Gaston County fabrika sahiplerinin çalışma saatlerini haftada 55 saate indirmeye, fabrikalardaki koşulları iyileştirmeye ve tekstil köylerinde sosyal yardım çalışmalarını genişletmeye yöneltti. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği ve ILD gibi ulusal örgütler Gaston County yetkililerini şiddetli bir şekilde eleştirmesine rağmen, Ella May Wiggins’in öldürülmesiyle ilgili iddianame hazırlanmadı. Sonunda 5 kişi Ella May’i öldürmek için komplo kurmakla suçlandı. Kamyonette bulunan herkes de dâhil olmak üzere 50’den fazla görgü tanığı müfettişler önünde ifade verdi. Birçoğu, “sadık” bir Loray çalışanı olan Horace Wheelus’un ölümcül atışı yaptığını söyledi. Yine de 23 Ekim’de Gaston County büyük jürisi, May’in öldürülmesiyle ilgili herhangi birini suçlamak için yeterli kanıt bulunmadığına karar verdi.

May’in cenazesine yüzlerce değirmen işçisi katıldı, saygılarını sunmak için iş yerlerini terk ettiler. Ne ailenin ne de NTWU’nun mezar taşı için parası yoktu. Bessemer City’nin halk mezarlığında gömüldü. Kardeşi Wesley, arsayı işaretlemek için yere büyük bir kaya koydu. Çocukları, annelerinin öldürülmesiyle ilgili kamuoyunda kendilerine yapılan tehditler karşısında kimliklerini gizlemek için annelerinin soyadını kullandı. Yetimhaneye yerleştirildiler. 1977 yılında yerel sendikacılar mezarına bir mezar taşı diktiler. 14 Eylül 1979 yılında, silahlı saldırıdan elli yıl sonra, Gastonia bölgesinden Kuzey Carolina kadınları Bessemer City’de  bir anma töreni düzenledi.

Fabrika işçilerinin şarkıcısı” olarak bilinen Ella May, Kuzey Carolina’nın en ünlü halk kahramanı olmaya devam ediyor.

Kaynak

Wiggins, Ella May | NCpedia https://www.ncpedia.org

Life Story: Ella May Wiggins (1900–1929) https://wams.nyhistory.org 

Ella May: Anti-racist strike martyr – Workers World https://www.workers.org

https://ellamaywiggins.com/who-was-ella-may-wiggins/

https://www.ncpedia.org/biography/wiggins-ella

Pirate Read 2018-2019: The Last Ballad: Explore Topics https://libguides. ecu. edu 

She Who Struggles: Ella May Wiggins – Breaking the Chains… https://www.breakingthechainsmag.org

Ella May Wiggins and “Mill Mother’s Lament” Protest Songs… https://www.ncarts.org 

Paylaş:

Benzer İçerikler

Oda hizmetçisi olarak işe başladı. Ev hizmetlilerini bir birlik (*) çatısı altında örgütledi ve birliğin başkanı oldu. Viyana Kent Konseyine girdi ve ev hizmetlilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesi için uğraş verdi. Ağır kayıplar yaşamasına rağmen mücadeleye devam etti.
1983 Britanya’da büyük toplumsal çekişmelerin yaşandığı bir yıldı. Liverpool’da yüksek düzeyde sınıf mücadelesi yaşanıyordu ve kadın işçiler bu eylemlerde önemli rol oynuyorlardı.
1974’te kadınların sendika liderliğine yardımcı olmak ve TİS görüşmelerinde kadın sorunlarına daha fazla ağırlık vermek için kurulan ilk ulusal sendikal kadın örgütü İşçi Sendikası Kadın Koalisyonu’nun (CLUW) kurucularından olan Myra, bu konferansa başkanlık yaptı. CLUW’un ilk konferansına ülke çapında 82 işçi sendikası’ndan 3.000’den fazla kadın katıldı.
ABD işçi hareketinin en önde gelen kadın örgütçülerindendi. 1919 yılında 8 bin telefon operatörü genç kadının altı gün sürdürdüğü greve öncülük etti. Kadınların evlendikten sonra da ücretli işlerine devam edebilmesi, eşdeğerde işe eşit alması ve daha iyi koşullarda çalışması için yaşamı boyunca mücadele etti.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!