Güney Kore Kadın Sendikası Başkanı Ji-Hyun: “Erkek sendikalarıyla çok tartıştık”

Ji-Hyun, kadınları örgütleyen bir sendikanın başkanı. Erkeklerin üye olup yönetici olamadığı bu sendikayı biz çok sevdik. Mevcut konfederasyon ve federasyonun dışında bağımsız olarak varlıklarını sürdürüyorlar. Ayrı bir kadın sendikasının gereğini erkek sendikacıların anlamadıklarını belirterek “ama buradayız” kabullenmek zorundalar, diyor. Sendika başkanı olmak ev işlerinden muaf kılmamış, çocuk bakımını önemli bir mücadele alanı, olarak görüyor.
Elif Sinirlioğlu – Necla Akgökçe

Ji-Hyun, kadınları örgütleyen bir sendikanın başkanı. Erkeklerin üye olup yönetici olamadığı bu sendikayı biz çok sevdik. Mevcut konfederasyon ve federasyonun dışında bağımsız olarak varlıklarını sürdürüyorlar. Ayrı bir kadın sendikasının gereğini erkek sendikacıların anlamadıklarını belirterek “ama buradayız” kabullenmek zorundalar, diyor. Sendika başkanı olmak onu ev işlerinden muaf kılmamış, çocuk bakımını önemli bir mücadele alanı, olarak görüyor.

Güney Kore’de bir kadın sendikası olduğunu duyduğumuzda şaşırmıştık. Kadın sendikalarının ve işçi birliklerinin 19. Yüzyılda kaldığı konusunda bir önyargımız vardı. Oysa 1999’dan itibaren G. Kore’de bir kadın sendikası vardı ve sendika kadın işçi örgütlenmesinde ciddi işlere imzasını atıyordu. Arkadaşlarımız vasıtasıyla hemen temasa geçtik. Kore Kadın Sendikası (KWTU)’ya ulaşarak sendika başkanı Ji- Hyun’ a sorularımıza yönelttik. Ji bize yolladığı mektupta, referans olarak alınmaktan çok memnun olduğunu belirterek uluslararası bir konferansta sunduğu sendikanın yapısını, tarihçesini ve örgütlenme stratejilerini anlatan geniş bir rapor da yollamış. Onu da önümüzdeki günlerde özetleyerek çevireceğiz… Ayrıca bizlere dayanışma dileklerini ve sevgilerini yollamış.           

Öncelikle sizleri tanımak isteriz, KWTU ne zaman kuruldu? Sizleri ayrı bir kadın sendikası kurmaya iten nedenler nelerdi, anlatabilir misiniz?

KWTU 1999 yılında kuruldu. 1997 yılında IMF Krizi şeklinde adlandırılan ve Kore’yi vuran büyük ekonomik kriz sırasında kadınlar erkeklere kıyasla çok daha fazla işlerinden oldular. Pek çok kadın işten çıkarılırken diğer pek çoğu da “güvencesiz” işlere mahkum edildiler. Kadınların sendikalaşma oranı yüzde 5.6’ya düştü. Kadın işçilerin örgütlenmesi çok büyük bir zorunluluk haline geldi. Diğer yandan aynı süreçte var olan sendikalar yürüttükleri çalışmalarda erkek-odaklı yaklaşımlara sahipti. Oysa bizlerin kadın işçilerin özel sorunlarına cevap verebilecek bir sendikaya ihtiyacımız vardı, bu nedenle Kore Kadın İşçiler Derneği (KWWA)’nın büyük katkılarıyla KWTU’yu kurduk.

Neden dernek olarak çalışmayı tercih etmediniz? Sendika olmanın avantajları sizce neler?

KWWA yaklaşık 1987 yılından beri var olan bir kadın emek hareketi grubudur. Yerel kadın işçi derneklerinin birliği biçiminde düşünülebilir. KWWA temel olarak sendika üyesi kadınlar ve var olan sendikaların kadın departmanı çalışmalarına odaklanarak faaliyet yürütmekteydi ancak bir süre sonra toplu sözleşmeler yoluyla çalışma koşullarını iyileştirebilmek amacıyla daha fazla kadını, dernek ya da çalışma grubu tarzıyla değil, bir sendika yoluyla örgütleyen bir yapıya ihtiyaç duyuldu ve KWWA, KWTU’nun kurulmasına öncülük etti. Her iki yapı da kadın örgütüdür ve birbirlerine destek olarak çalışan kız kardeş yapılardır. KWTU’nun kuruluş sürecinde KWWA hem kendi aktivistlerini göndererek hem de mali kaynaklarını sunarak politika ve temel oluşturma noktasında büyük destek olmuştur. Bugün ise iki yapı da kendi yollarında yürümelerinin yanı sıra birlikte çalışmalar yaparak ve birbirleriyle dayanışarak devam ediyorlar.

Kaç üyeniz bulunuyor? Bizlere örgütlenme ve çalışma yöntemlerinizden bahsedebilir misiniz?

1999 yılında başladığımızda 400 üyemiz vardı, bugün ise üç bölge temsilciliği, 10 şube ve 9000 üyemiz bulunuyor. Örgütlenme ile ilgili detaylar açısından sizlere gönderdiğim dosyayı inceleyebilirsiniz.

Hangi sektörlerde örgütleniyorsunuz ve sadece kadın işçiler mi üye olabiliyor?

Üye yelpazemizi özetlemek gerekirse, taşeron temizlik işçileri, okullarda çalışan güvencesiz işçiler, golf sahasındaki caddyler[1], Kore Çalışma Bakanlığı mesleki danışmanları, call center işçileri hatta webtoonists gibi sitelere evden çalışan web tasarımcıları ve illüstratörler.

Erkek işçiler de sendikamızda örgütleniyor ama çoğunlukla kadın yoğun işyerlerinde çalışan erkekler oluyor onlar da. Çoğunluğu erkek işçilerden oluşan işyerlerini başka bir sendikaya yönlendiriyoruz. Erkekler üye olabilseler dahi sadece kadın işçiler şube, bölge ya da merkezi yönetime seçilebiliyorlar.

SOSYAL AĞLARLA İLETİŞİM

Kadın işçiler için geleneksel sendikalardan farklı ne tip çalışmalarınız var?

Biz kadınların çıkarlarını öncelikli olarak ele alıyoruz. Kadın önderliğin gelişmesine yönelik programlar yürütüyoruz ve pek çok eğitim çalışmamız katılımcılık üzerinden ilerliyor.

Ek olarak gece geç saatlerde toplantı yapmak yerine sosyal ağ ve mesaj grupları üzerinden iletişim kurmayı tercih ediyoruz. Toplu sözleşme imzalayabildiğimiz koşullarda iç eğitimler için iş saatlerini kullanabiliyoruz ve bu zamanı verimli kullanabiliyoruz. KWTU tam zamanlı çalışanları onların çalıştıkları yerlere giderek üyelerle görüşüyorlar. Bunların yanı sıra üyelerimizin hobilerini ve sorunlarını paylaşabildikleri küçük gruplar ve atölyeler de örgütlüyoruz.

Literatüre golf sahalarındaki kadın işçiler olan caddy’leri örgütleyerek girdiniz. Bizlere caddy’lerin örgütlenme sürecini anlatabilir misiniz? Nasıl başardınız, nelere dikkat ettiniz?

1999 yılında 88 Country Club (88cc)’da çalışan caddy’ler KWWA ile ilişkilendiler. 88cc yönetmeliğindeki caddy’ler 40 yaşında emekli olma zorunluluğu nedeniyle işten çıkarılmak üzereydiler. Mücadeleleri sırasında bizler basın açıklamaları ve açık forumlar yoluyla emeklilik yaşı ve kadına yönelik ayrımcılıklara dikkat çekmeye çalıştık ve sonunda sorun çözüldü. Diğer yandan caddy’ler başka sorunlarla da sürekli karşılaşabileceklerini fark ettikleri için sendika kurmaya karar verdiler ve KWTU’nun ilk alt şubesi oldular.

İşverenler başlangıçta caddy’lerin Kore yasalarında tanımlı olmadıkları gerekçesiyle toplu müzakereleri reddetti. 88cc işçileri onlara karşı mücadele etti ve kadınların ve sivil toplumun desteğiyle kazandılar. Ardından toplu sözleşme yoluyla çalışma koşulları da iyileşti. 2008 yılında 65 işçi muhafazakar Lee Myoung-Bak hükümetinin baskısıyla işten çıkarıldı ancak kararlı mücadeleleri sayesinde hepsi 2015 ve 2017 yıllarında işlerine geri döndüler.

Kore kadın işçilerin çalışma koşullarının oldukça düzensiz olduğunu biliyoruz, bunun nedenleri nelerdir? Bunda erkek egemenliğinin ne derece etkisi var?

Pek çok kadın küçük işletmelerde ve/veya düzensiz işlerde çalışıyorlar. Meslek sahibi kadınların pek çoğu hamilelik ve doğum gibi süreçlerin bir sonucu olarak düzensiz işlerde çalışıyorlar. Kadınlar ev içi ücretsiz emek alanında da daha fazla sorumluluk alıyorlar. Cinsiyete dayalı çok büyük bir ücret ayrımcılığı söz konusu. Kadınlar erkeklerin aldıkları ortalama ücretin yüzde 64’ünü alabiliyorlar.

#MeeToo KAMPANYASINDA BİRLİKTEYDİK

Ülkenizdeki kadın örgütleri ve feministlerle ilişkiniz nasıl? Ortak mücadele yürüttüğünüz alanlar var mı?

KWTU pek çok konuda kadın örgütleriyle birlikte çalışmalar yürütüyor. Son zamanlardaki belli başlı mesele #MeeToo idi. İşyerinde cinsel şiddete dair daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var.

Bir başka ortak çalışma ise cinsiyet temelli ücret eşitsizliklerine dikkat çekme amacıyla yürütülen 3시 STOP (3’te DUR) kampanyası. Bu kampanya 2017’den beri yılda bir kere aralarında KWTU’nun da olduğu sendikalar ve kadın örgütleri tarafından yürütülüyor.

 

Erkeklerin ve erkek sendikacıların size karşı tavrı nasıl? Sendikanızı destekliyorlar mı yoksa engel mi oluşturuyorlar? Onlarla ortak çalışmalar yürütüyor musunuz?

Erkekler çoğunlukla kadın işçiler için neden ayrı bir sendika gerektiğini anlayamıyorlar ancak hali hazırda var olduğumuz için bizleri kabullenmek zorundalar. Diğer sendikalarla asgari ücret ve güvencesiz çalışma gibi konularda bir araya geliyoruz ancak Kore Sendikalar Konfederasyonu (KCTU) ve Kore Sendikaları Federasyonu (FKTU) üyesi olmayan bağımsız bir sendika olmamızdan ötürü bazı sınırlarımız var elbette. Geleneksel erkek sendikalarıyla pek çok tartışmamız oldu. Güvencesiz, düzensiz işlerde çalışan işçilerin örgütlenmesi konusunda diğer sendikalarla aramızda bir rekabet var.

Kadın, sendikacı, evli ve bir kadın sendikası yönetiminde olmak hayatınızı nasıl etkiledi? Sendikacılık, sendika yöneticiliği ev işleri, eşiniz ve çocuk bakımı arasındaki ilişki nasıl ilerliyor?

Sendika yöneticiliği sırasında özel zaman yaratmak gerçekten çok güç. Benim açımdan eşimin de emek aktivisti olması ve sendikacı olmanın zorluklarını bilmesi açısından durum daha kolay. Yine de ev içi işlerin yükü kadının üzerinde ve ben de istisna değilim.

KWTU diğer çalışma ortamlarına göre daha kabullenici (örneğin çalışma saatleri içerisinde çocuğunuz hastalandığında hastaneye gidebilmek gibi konularda) ancak ben çoğunlukla geceleri ve hafta sonları da çalışıyorum. Yemek yapmak ya da ev temizliği gibi ev işleri “mükemmel” yönetmekle ilgili meseleleri aşmış olsam da çocuk bakımı hala ciddi bir mücadele ve meydan okuma alanı. Çocukluklarımın bakımını onlar küçükken bizimle birlikte oturan annem yüklendi. Artık büyüdükleri için kendileri ile ilgilenebiliyorlar. Aile üyeleri ev işlerinin sorumluluğunu eşit oranda üstleniyorlar.

Kadın İşçi’ye kadın işçilere söylemek istediğiniz bir şey var mı? Örneğin bize “bir kadın sendikası kurmalısınız” gibi bir tavsiyeniz olur mu?

Sizlerin orada olduğunuzu bilmek büyük bir mutluluk. Umarım sohbetimizin faydası olur. Var olan sendikalarda ve onların dışındaki kadınlar için mücadele eden bağımsız bir kadın sendikası kurma kararı Türkiye’deki işçilerin gerçekliğini değerlendirmenizin ardından sizin kararınız olacaktır. Neye karar verirseniz verin, kadın işçilerin hakları için verdiğiniz çabayı takdir ve mutlulukla karşılıyor ve başarılar diliyoruz.

Başka sorularınız olması halinde ve desteğe ihtiyaç duyduğunuzda iletişim kurmaktan çekinmeyin lütfen. İletişim bilgimiz: kwtu@daum.net

[1] Caddy: Golf sahasında golf oynayan kişiye eşlik ederek golf eşyalarını taşıyan ve ilgili vuruşta kullanacağı golf sopasını veren golf sahası işçisi.

Paylaş:

Benzer İçerikler

“Ben 19 yaşındaydım, ilk defa işe girmiştim. Çoluk çocuk diyeceğimiz arkadaşlar vardı. En yaşlısı bendim diyebilirim. 13-14 yaşında çalışan kızlar vardı. Kimisi ablasının kimisi annesinin nüfus kağıdıyla işe girmişlerdi. Daha sonra bir hak tanındı. Herkes kendi gerçek kimliğiyle devam etti işe. Böylesi bayanlarla katıldık yürüyüşe. Asıl olarak 15-16 Haziran Yürüyüşü’nden sonra bilinç kazanmaya başladık.”
Sendikalı olduğu ve haklarına sahip çıktığı için işten çıkarılan özel sektör öğretmeni İrem Erdem, “Beni haksız çıkarmak için ‘ahlak dışı davranış’ yalanına sarıldılar. Kadını toplumun gözünden düşürmek için bu söylemlere başvuruyorlar. Ben asla korkmuyorum. Haklarımı alana kadar mücadele edeceğim” diyor.
Barutçu Tekstil’de üç ayı aşkın süredir direnişlerini sürdüren kadınlar, direnişle birlikte özgüvenlerinin yerine geldiğini söylüyor: “Bizim elimizde güç varmış, farkında değildik. Kendimizde güç hissettik. Bu sendikalılığın bize verdiği bir şey. Özellikle bayanların birbirine bu kadar kilitlenmesi… Dayanışma… Yapabiliriz, bir şeyleri değiştirebiliriz.”
Haier Group fabrikasında çalışan kadınlar komisyon önerisini genel merkeze iletti. Onların yol göstericiliğinde sendikanın Eskişehir Şubesi’nde de kadın komisyonu kuruldu. Kadınlar rutin toplantılarında fabrika içi sorunların yanı sıra, kadına yönelik şiddet, İstanbul Sözleşmesini de tartışıyor. Önlerindeki hedef ise kadın işçiler olarak 8 Mart etkinliğine katılmak. Bunun için o gün izinli olmak şart.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!