“Hayal ettiğimiz her şeyi yapabiliriz”

Nuray Yurt, Tokat’ta özel bir öğrenci yurdunda müdür olarak 17 yıl çalıştı. Emeklilik planları yaparken kendini İzmir’de bir şantiyede, yerden metrelerce yükseklikteki bir kule vinç kabini içinde buldu.  Nuray Yurt’un öğrenci yurdu müdireliğinden, kule vinç operatörlüğüne uzanan hikâyesi….
Paylaş:
Gülay Fırat
Gülay Fırat
glyfirat@gmail.com
Gülay Fırat    glyfirat@gmail.com

Nuray Yurt, Tokat’ta özel bir öğrenci yurdunda müdür olarak 17 yıl çalıştı. Emeklilik planları yaparken kendini İzmir’de bir şantiyede, yerden metrelerce yükseklikteki bir kule vinç kabini içinde buldu.  Nuray Yurt’un öğrenci yurdu müdireliğinden, kule vinç operatörlüğüne uzanan hikâyesi….

Kule Vinç Operatörü Nuray Yurt (51) mesaisini adeta gökyüzünde tamamlıyor. Devasa bir şantiyede, yerden metrelerce yükseklikte bir kabinin içinde oturup tonlarca ağırlıktaki malzemeleri bir yandan diğer yana taşıyan Nuray Yurt, “Benim bu mesleğe başlamam zorunluluktan kaynaklandı fakat işimi o kadar sevdim ki korku ve endişe duymadan göklerde çalışmaktan mutlu ve gururluyum” diye konuşuyor.

İnsan plan yaparken kader gülermiş sözünü bilirsiniz, işte Nuray Yurt’un hayat hikâyesi tam da öyle. Memleketi Çorum’da ilköğretim hayatını tamamladıktan sonra üniversiteye gitmeyi hayal eden Nuray Yurt, ailesi tarafından görücü usulüyle evlendirildi. Evlenince eşiyle Tokat’a yerleşti. Burada iki yıl arayla iki kız çocuğu dünyaya getirdi. Çocuklarını büyüterek hayatına devam edeceğini düşünürken, onun üniversite okuma hayalini öğrenen eşinin desteğiyle sınavlara girdi. Yurt o günleri şöyle anlatıyor, “Benim en büyük hayalim üniversite okumaktı. Ama ailem tarafından görücü usulüyle evlendim. Rahmetli eşim iyi bir insandı, üniversite okuma idealimi öğrendiğinde beni destekledi.  O dönem Tokat’ta fakülte yoktu. Ben de Cumhuriyet Üniversitesi’ne bağlı olan Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü’nü yazdım, pat diye kazandım. Okul ilk kez o dönem, gece eğitimi vermeye başlamıştı. Çocuklarım küçüktü; büyük kızım iki yaşındaydı, küçük kızım ise henüz altı aylık. O yıllar ben gündüz, gece ise eşim çocuklara bakarak eğitimimi tamamladım. Eşimin işi çıktığında ise yeğenleri gelip çocuklara bakıyorlardı. Eşimin aile bağları çok güçlüydü. Ben de bu sayede okulu bitirdim” diye konuşuyor.

Evde emekliliği bekliyordu ki…

Eğitim hayatından sonra başladığı özel bir yükseköğrenim yurdunda 17 yıl müdürlük yapan Yurt, “İşimi çok severek on yedi yıl yaptım. Çalışırken plansız bir şekilde, üçüncü çocuğum, oğlum, dünyaya geldi. Bizim için güzel bir sürpriz olmuştu. Derken, 2010’da çocuklarımın babasını kalp krizi sonucu kaybettim. SGK prim gün sayım dolunca, ‘artık dinleneyim’ diyerek işten ayrıldım ve emeklilik yaşımı evde doldurma kararı aldım” diye anlatmaya başlıyor. Ancak Yurt’un aklındaki emeklilik planları çok uzun sürmüyor, “İnsan çalışmaya alışınca hep faydalı olmak, çalışmak istiyor. Üst kattaki komşumun Tokat’ta bir şirketi vardı. Bana ‘Sen aktif bir insansın, çalışmayı seversin. Gel beraber çalışalım. Ben makinelerimi İzmir’e çekeyim. İzmir’de iş makineleri alım satım ve kiralama üzerine, ortak bir şirket kuralım’ dedi. Onun bu teklifi aklıma yattı. Evimi satarak 2015’te İzmir’e yerleştim. Dört ortaklı şirketi kurduk. Kendi kendime ‘Madem bu işi yapacağım makineleri kullanmayı da öğrenmeliyim’ dedim ve mobil vinç, forklift ve kule vinç ehliyeti aldım. Fakat ortaklar tarafından verilen sözler tutulmadı, bir süre sonra her şeyimi kaybederek ortaklıktan ayrıldım.”

Hayata sıfırdan başladı

Komşusuna güvenerek evini satan, üstüne tüm birikimini de bu ortaklığa yatıran Yurt, her şeyini kaybedince yaşadığı o zorlu süreci ise şöyle anlatıyor, “Varımı yoğumu, 20 yıllık birikimimi kaybettiğim o günü hiç unutamıyorum. Cebimde evime, çocuklarıma bir litre süt götürecek param kalmamıştı. Tokat’ta yaşıyor olsam, çevremiz bize yardımcı olabilirdi. Ama İzmir’de kimsemiz yoktu. Beş parasız kalınca, ‘ne yapmalıyım?’ dedim kendi kendime. Aldığım ehliyetleri hatırladım.  Bir şirkete kule vinç operatörü olarak müracaat ettim. Onlar da sağ olsun pek çokları gibi ‘kadın bu yapamaz gibi önyargılarla’ davranmadı, işe başladım. Böylece bir ilke imza atarak, Türkiye’nin ilk kadın kule vinç operatörü oldum. Açıkçası çocukluk hayalim bambaşkaydı. Bir tekstil atölyemin olmasını isterdim. Çocukluğumdan beri çok güzel dikiş dikerdim, el sanatlarına çok ilgim vardı. Yani bu işlere başlayana dek kule vinç operatörü olmak aklımın ucundan bile geçmemişti. Hayat şartları karşıma bu işi çıkarttı. Mesleğe, kule vinç operatörlüğüne böylece başlamış oldum.”

Arı gibi çalışıyor

İnsanın aşağıdan bakarken bile başını döndüren yüksekliklerde bir kule vincin kabininde çalışan Nuray Yurt, “kule vincine ilk kendi şirketimizin şantiyesinde çıkmıştım. İlk yüksekliğim 30 metreydi. Heyecanı seviyorum. Korkmadım, kendime güvendim. Ve boş zaman buldukça çıkıp çalıştım hep. Bu pratik bana diğer iş fırsatlarını sağladı. Beş senedir profesyonel kule vinç operatörü olarak çalışıyorum. Bu zaman içinde altı farklı şantiyede farklı yüksekliklerde işimin gereğini yerine getirdim. Biri gökdelen olmak üzere dört konut projesi, bir soğuk hava deposu projesi, bir zemin güçlendirme projesi tamamladım. Halen bir fabrika yapımı projesinde 38 metre yükseklikte çalışıyorum. Şimdiye kadar 83 metre yükseklikte bile çalıştım. Her bir kat 3 – 3,5 metreden hesaplanır, ancak bir de şu var, mesela 20 katlı bir bina yapılacaksa kule vinç operatörü en az 3 kat üstünden bakmalı ki malzemeyi düzgün taşısın. Allah’tan yukarıda olmak beni ürkütmüyor, ben işime bakıyorum” diye konuşuyor.

Hata kaldırmayan bir iş

Vinç operatörü ehliyeti almak için gereken belgelerin sürücü belgesi için gerekli olan belgelerden farklı olmadığının altını çizen Yurt, ancak bu işi yapmayı düşünenlerin, kesinlikle görme problemi, şeker, tansiyon gibi rahatsızlıklarının olmaması gerektiğini vurguluyor. Tonlarca ağırlıkta bir vincin içinde yerden metrelerce yüksekte kule vinç operatörlüğü yapmanın hata kaldırmadığını vurgulayan Yurt, “İşimi severek yapıyorum ama tehlike boyutu da var tabi. Kule vinç operatörlüğü tamamen fizik kurallarıdır. Makine dairesel hareket eder. Tabii çok makine var. Tıpkı araba modelleri gibi… Makinenin montaj ve demontaj ekibi vardır. Kule vinçleri onlar kurar ve çalışır hale getirir. Sonrasında makineyi özelliği ve kapasitesine göre kullanmak operatöre kalır. Her an dikkatli olmak durumundayız. Yapacağımız hata insan hayatına mal olabilir. Bize telsizle komut veren işaretçi arkadaşımızı dinleyerek hareket ederiz. Onların görmediği bir tehlike gördüğümüzde ise biz onları uyarırız. Her durumda inşaat işi ekip işidir” diyerek işinin inceliklerini anlatıyor.

Yeni şeyler öğrenmeyi sevdiğini belirten Yurt, bazen haftanın yedi günü 08.00 ile 17.00 saatleri arasında çalıştığını belirterek, bu zorlu görevin ücretinin ise sanılanın aksine düşük olduğuna dikkat çekiyor. Yurt, “Kule vinç operatörü maaşları yapılan işin risk boyutuna göre bence düşük. Maaş şu anki piyasa şartlarında 5 binden başlar ve projeye göre değişir” diyor.

Önce eleştiri sonra takdir!

Bu işe ilk başladığında çevresinin saygıyla karşılayıp kendisini takdir ederken aynı desteği sosyal medyadan göremediğini belirten Yurt, vinç içinde çekip Facebook’ta paylaştığı görüntülerini gören bazı erkek meslektaşlarının, “kule vinç operatörlüğü kadın işi değil”, “Bu işler kadınlara mı kaldı” gibi eleştiriler yöneltildiğini belirtiyor. Karşılaştığı pek çok zorluk gibi zamanla bu önyargıyı da aştığını belirten Yurt, “Benim hiç tereddüdüm olmadı. En başından beri işimi severek yapıyorum ve yapacağım. Kadınlar isterse, ‘yapamaz’ denilen birçok şeyi yaparlar, Türkiye’de daha fazla kadın vinç operatörü olması gerektiğini düşünüyorum” diyor. Operatör camiasının artık kendisini kabul ettiğini belirten Yurt, “Sosyal medyadaki negatif yorumlar şimdilerde yerini takdire bıraktı. Mesela ‘Abla sormak istediğin bir şey olursa çekinme’, ‘Abla helal olsun’ gibi yorumları görünce mutlu oluyorum” diyor.

Çocuklarının da başlangıçta tehlikeli bularak karşı çıktıkları kule vinç operatörlüğü işini zamanla kabullendiklerini anlatan Yurt, “Çok şükür kızlarım iyi üniversitelerde eğitimlerini tamamladı, şu an biri 30, diğeri 28 yaşında. Endüstriyel Tasarım ve İngilizce İktisat mezunu oldular. Kendi hayatlarını kurdular. Küçük oğlum (16) ise daha lisede. Onun da iyi bir eğitim alması için elimden geleni yapacağım” diye konuşuyor.

Rusya’da bu işi kadınlar yapıyor

Pandemi sürecinde izin alarak çalışmalara devam ettiklerini belirten Yurt, yurtdışına çıkıp işine devam etmek istiyor. “Türkiye’de kule vinç operatörlüğüne nedense hep erkek mesleği olarak bakılıyor. Ama yurt dışında özellikle Rusya’da bu işi kadınlar yapıyor. Ben kadınların önsezilerinin daha kuvvetli olduğunu, işlerini yalap şalap değil özenle yaptıklarını düşünüyorum. Bir sonraki adımı planlayarak hareket ediyoruz. Kadınlar bu işi rahatlıkla yapabilir.”

Öğrenci yurdundan şantiyeye uzanan kariyerinde Yurt’un bir başka tespiti ise inşaat işçilerinin sanıldığı gibi “avam” olmadıkları, “Çok enteresan insanlarla karşılaşıyorum. Çay sohbetlerinde yemekte üç dört fakülte bitirmiş, dikkate değer kapasiteye sahip insanlarla karşılaştım” diye konuşuyor. Kadınların hayal edilebilen her şeyi yapabileceklerinin altını çizen Yurt, “Kendime ve diğer kadınlara tavsiyem hep üretken olalım. Yapabileceğimiz her şeyi yapalım çünkü hayal edebildiğimiz her şeyi yapabiliriz” diyor.

Yüksek katlı binaların yapımında kullanılan kule vinçlere cesurca tırmanan, metrelerce yüksekte titizlikle çalışan Yurt’a mesai arkadaşları ise “çekirge” lakabını vermiş. Yurt, “Çalışırken vinçe hızlı tırmandığım için arkadaşlarım bana ‘çekirge’ veya ‘Süper Mario’ benzetmesi yaparlar” diye gülümsüyor. Evde emeklilik hayatı geçirme hayalini ise çoktan geride bırakan Nuray Yurt yüksekteki çalışmalarına daha çok uzun yıllar devam etmek istediğini belirtiyor.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Başakşehir’e bağlı Şahintepe mahallesinde, 400 günü aşkındır bir nöbet sürüyor. Çevre Bakanlığı ve bölge belediyesinin halkı mahalleden sürme girişimleri sonuçsuz kaldı. Kurdukları “Barınma Hakkı Meclisi” içinde örgütlenen Şahintepelilerin, fiili mücadelesinde kadınlar en önde. “Mahalle içindeki ve dışındaki kirli eller çekilene kadar oradayız” diyorlar.
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’nı değerlendiren feminist sosyolog Berfin Atlı “Esnek çalışma modeli kadınların yoksulluk döngüsünü kırmak yerine, bu döngünün derinleşmesine neden olacak” diyor.
Diyarbakır’da cami önünde Kur’an-ı Kerim okuyarak geçimini sağlayan, engelli bir oğlu olan Rojda, ‘’Ama kendime de bir dua ediyorum. İnşallah oğlum benden önce ölür diye. Bakacak kimsesi yok. Ölüm fakirlikten ve kimsesizlikten iyidir’’ diyor.
Tatil öncesi meclise getirilmesi beklenen 9. Yargı Paketi’nin içindeki “etki ajanlığı” düzenlemesinin kadın ve LGBTİ+’ların güçlenme ve dayanışma mekanizmalarını nasıl etkileyeceğini Mor Çatı ve Kadının İnsan Hakları Derneği ile konuştuk.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!