Haydi dayanışmaya: “Biz sustukça onlar çoğalıyor”

Gencecik bir kadın üç yaşında bir çocuğu var. Yurtiçi Kargo’da bölge müdürünün tacizine uğradığını sosyal medya hesaplarından duyduk.  Peşini bırakmadığı için onu işten attılar. Olay yargıda.  Haklı mücadelesinde arkadaşımızın yanındayız.
Paylaş:
Nuran Gülenç
Nuran Gülenç
nurangulenc@gmail.com
Nuran Gülenç        nurangulenc@gmail.com

Gencecik bir kadın üç yaşında bir çocuğu var. Yurtiçi Kargo’da bölge müdürünün tacizine uğradığını sosyal medya hesaplarından duyduk.  Peşini bırakmadığı için onu işten attılar. Olay yargıda.  Haklı mücadelesinde arkadaşımızın yanındayız.

Genç kadın işsizliğinin tüm işsizlik türlerini geçtiği pandemi döneminde, patronlar ve patron temsilcilerinin kadın çalışanlara yönelik baskı, yıldırma ve tacizi de arttı. 

Tacizciler işten atılma korkusu ile kadınların ses çıkarmayacağını, cinsel tacizin cezasız kalacağını düşünüyorlar. Çünkü defalarca yapıp, paçalarını sıyırmışlar bu işten. Fakat her ne pahasına olursa olsun susmayan kadınlar da var. Erzurum’da Yurtiçi Kargo’da uğradığı cinsel tacizi deşifre ettiği için işten atılan Dilara arkadaşımız da bu kadınlardan. Güçlü ne yaptığını bilen bir kadın. Onunla dayanışalım, yalnız olmadığını, yanında olduğumuzu, birlikte daha da güçleneceğimizi, Erzurum’da yapılanın asla orada kalmayacağını gösterelim…    

Sizi tanıyabilir miyiz?

1995 Erzurum doğumluyum. Adnan Menderes Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi mezunuyum. 2019 yılında boşandım, Erzurum’da ailemle yaşıyorum ve üç yaşında bir kızım var.

Yurtiçi kargoda ne zaman işe başladınız? Göreviniz neydi? Biraz çalışma koşullarınızdan söz eder misiniz? Özellikle salgın döneminde kargo işçilerinin  oldukça zorlandığını biliyoruz..

2020 yılının Eylül ayında işe başladım. İnsan kaynakları departmanında çalışıyordum. Çalışma koşullarımız birçok özel firmaya nazaran daha rahat daha kurumsal yapıdaydı. İş Kanunu’na tabii çalışılır maddi açıdan personel hakkı iyi gözetilirdi.

İşyerinde cinsel tacize uğradığınızı dile getirdiğiniz için  işten atıldınız, üstelik sizi taciz eden kişi de üstünüz. Bu süreci nasıl yaşadınız, nasıl mücadele ettiniz, tek başına mı göğüslemek zorunda kaldınız?

Ben henüz işe yeni başladığım için başta tek başıma göğüslemek zorunda kaldım. Çünkü kimseyi tanımıyorsunuz kime güveneceğinizi bilemiyorsunuz. Erzurum küçük yer duyulmasını da pek istememiştim açıkçası. Başta tek başıma göğüslemek zorunda kalıp durumu kimseye anlatmadım. Benimle çalışan arkadaşlarım benim yüzümden zor durumda kalmasın istedim. Gerçekten zorlu bir süreç. Bölge Müdürü’nün ahlâk dışı teklifine hayır cevabını verdikten sonra bu cevaptan çevremdeki insanlarında etkilendiğini gözlemledim. Yakınımda olan benimle samimi olan kişilere mobbing uygulayarak beni yalnızlaştırmaya çalıştı. İnsan kendisine yapılanı bir nebze kabullenebilse de başkasına yapılan haksızlığı özellikle kendisinin sebep olduğunu bilince, göz ardı edemiyor… Daha sonra durumu ailemle paylaştım. Onlar benim en büyük destekçim oldu, daha sonra kendi birim müdürümle paylaştım, kendisi sessiz kalmayı bana destek olmamayı tercih etti… En son bağlı olduğumuz Holding ve Genel Müdürlükle paylaştım ve sonuç işten atılma oldu.

Yurtiçi kargoda şiddet ve tacizi önlemeye yönelik bir şirket politikası var mı?  Kadınlara bu durumla karşı karşıya kaldıklarında ne yapmaları gerektiğini biliyorlar mı?

Yurtiçi kargoda şiddet ve tacizi önlemeye yönelik bir şirket politikası var; bunun en zayıf halka kimse onu işten çıkarıp olayın üstünü ört bas etmek olduğunu(!) düşünüyorum. Ama mağdurum, asla susup ört bas edilmesine müsaade etmeyeceğim. İş çıkışım verildikten sonra dahi mesai arkadaşlarıma Dilara’ya söyleyin geri çekilsin yoksa sizin de iş çıkışınızı veririz denildi. İşveren vekili tarafından susmam için daha iyi iş bulma teklifi edildi. Ama hiçbir şey benim susmama sebep olamayacak. Çünkü biz sustukça böyle tacizciler asla bitmeyecek..

Özellikle benim durumumdan sonra çalışan kadınlar bu durumla karşı karşıya kaldıklarında eğer işlerinden olmak istemiyorlarsa susmaları gerektiklerini artık iyi biliyorlar.

Dava açtım tabii ki

İşyerinizde yaşadığınız cinsel tacizi dile getirdiğinizde yönetimden ve çalışma arkadaşlarınızdan nasıl tepkiler aldınız? 

Kendi birim müdürüme ilettiğimde inanmadı ve susmayı tercih etti. Aslında inanmak istedi belki ama koltuk sevdası benim arkamda durmaktan daha ağır bastı. Çalışma arkadaşlarım bana inandılar çünkü işveren vekilinin ilk vukuatı değildi, onlar da bunu biliyordu. Yönetim ise daha önceki taciz olayları gibi bunu da iftira olarak değerlendirip üstünü kapatmayı tercih etti ne yazık…

İşten atıldınız, hem de işten atılmanın yasak olduğu bir dönemde,   nasıl çıkarıldınız, 25/2 dışında yani   “iyi niyet  ve ahlak kurularına uymayan davranışlar” dışında işten çıkarılmanız yasak?  Siz de 25/2’den mi çıkarıldınız?  Size işten atılmanızı nasıl açıkladılar?  Dava açtınız mı?

Bana; Performansından çok memnunuz kolay adapte oldun kolay öğrendin, duruşunu ve iş takibini çok beğeniyoruz, fakat taciz şikayetini iftira olarak değerlendirdikleri için fesih kararı verdiklerini söylediler. İşten atılmak yasak ama cezasını ödeyip te çıkış verebiliyorlar üstelik öyle fazla bir yaptırımı yok.  Ben SGK’nın 4. maddesinden çıkarıldım. Onlar benim gerçekten iftira attığıma inansalardı kendi çıkarları doğrultusunda da olacağı için 25/2 maddesinden de çıkarabilirlerdi. 4. madde ile çıkarılışım belki bir sus payı, belki bir vicdan rahatlatma belki de kabulleniş..

Dava açtım tabii ki olay şu an yargıda avukatım sıkı takipte..

Biz başınıza gelenleri sosyal medya aracılığı ile öğrendik. Kadınları birçok nedenden işyerlerinde yaşadıkları şiddet ve cinsel tacizi konuşmaktan çekiniyorlar. Siz susmadınız ve işyerinizi ve yaşadıklarınızı ifşa ettiniz. İşyerlerinde şiddet ve  cinsel taciz ile karşı karşıya kalan kadın işçilere neler söylemek istersiniz ?

Onlara tek söylemek istediğim; iş için kişiliklerinden vazgeçip susmayı tercih etmemeleri. Biz sustukça onlar güçleniyor ve çoğalıyor. Bugün bize yapılan biz sustuğumuz için yarın çocuğumuza dahi yapılabilir. Susmak bir kabulleniştir ve bu kabullenişle taciz yapan kişiyi desteklemekten başka bir şey değildir.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Kadınİşçi olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü etkinliği çerçevesinde 1 Aralık Pazar günü Gebze’de buluştuk. İşyerinde, sokakta ve evde yaşadığımız şiddeti, dayanışmayı, ücretli emek deneyimlerimizi konuştuk. Erkeklerin alınmadığı bir kıraathanede yaptığımız buluşmada öne çıkan mesaj ise “Şiddetin herhangi birimizi bulmaması için her kadının dayanışmanın bir parçası olması gerekli” oldu.
İzmir’e bağlı Çiğli Belediyesi’nden atılan kadın işçiler 25 gündür Ankara’da CHP Genel Merkezi önünde “İşimizi geri istiyoruz” diyerek eylemdeler. Kadın işçiler seslerini parti yöneticilerine duyurmaya çalışıyor. İzmir’de bıraktıkları çocuklarını düşünmeden edemiyorlar. Yüklerini kadın dayanışmasıyla hafifletmişler.
“Nasıl ki baş düşman Mehmet Şimşek ve onu atayanlar, onun üstündeki ulusal veya uluslararası büyük sermaye ve patriyarkaysa, burada da bizim ev içinde erkeklere karşı bir ideolojik şiddet uygulamamız gerekiyor. Birinci konumuzun bu olması gerekiyor. Muhakkak ki kamunun ve sendikaların bu konudaki görevleri de bizim propaganda konumuzdur ama hayatı ertelemeden dayanışarak hayatımızı değiştirmenin yollarını bulmamız lazım.”
Başakşehir’e bağlı Şahintepe mahallesinde, 400 günü aşkındır bir nöbet sürüyor. Çevre Bakanlığı ve bölge belediyesinin halkı mahalleden sürme girişimleri sonuçsuz kaldı. Kurdukları “Barınma Hakkı Meclisi” içinde örgütlenen Şahintepelilerin, fiili mücadelesinde kadınlar en önde. “Mahalle içindeki ve dışındaki kirli eller çekilene kadar oradayız” diyorlar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!