Maraş depremleri AKP/MHP iktidarının son nefesi oldu. 20 yıldır devam eden AKP iktidarında halk açlık sınırının altındaki ücretlerden, işsizlikten, yoksulluktan bıkmışken Maraş depremleri ile şimdi canın derdine düşmüş durumda.
30 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiğinin bilgisine ulaştığımız şu saatlerde, ölen yakınlarına ulaşabilmek için 9 gündür bekleyen milyonlarca insan çaresizlik duygusunu iliklerine dek hissetti. Bunu bizzat yaşadı.
Depremzedelerin önemli bir kısmı başka illere taşındı, bir kısmı hâlâ aynı illerde. Çadırlarda hayatlarını sürdürmeye başladılar.
Maraş depremlerinde akıllarda kalacak ve bir daha asla olmasın denecek iki önemli ders kaldı geriye. Biri iktidarın yönetememe durumu ve içini boşalttığı kurumların depremden önceki çöküşünün ortaya çıkması. Diğeri ise kapitalist sistemde sermaye-siyaset (merkez ve yereller) ikilisinin daha fazla kâr üzerine kurulu işbirliğinin kaçınılmaz sonuçları. Bir kere daha gördük ki “afetler” de sınıfsal. Hele Türkiye gibi aldığı maaş açlık sınırı altında olan işçi ve emekçilerin olduğu ülkelerde, insanlar mecburen üstlerine yıkılacak binalarda yaşamak zorunda kalıyor.
Sık sık yayımlanan sokak röportajlarında konuşan çok sayıda insan ilk depremde üzerlerine yıkılacak evlerde yaşadıklarını söylüyorlar zaten. Akıl almaz boyutlarda yükselen kira fiyatları, düşük maaşlar nedeniyle bu evlerde oturmaya mahkûm olduklarını adeta haykırıyorlar.
Nerede bu AFAD?
Depremin olduğu günden bugüne “AFAD ve Kızılay nerede?” soruları aralıksız soruldu. Deprem bölgelerine yardıma giden gönüller ve depremzedeler günlerce ne AFAD’ın ne de Kızılay’ın kendilerine ulaştığını söylediler.
“Nerede bu AFAD?” sorusuna 2023 bütçesini eleştiren “Bu bütçe seçim bütçesi” yazımda cevap vermişim:
“2023 yılı Diyanet’e 35 milyar 910 milyon lira verip mesela Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na sadece 6 milyar 825 milyon lira ayırmanın anlamı var. Deprem ülkesi olmamıza rağmen depremlere karşı önlemler alınmasında yetersiz kalındığı bilinmekte. Beklenen İstanbul depreminin eli kulağında. Depreme hazırlık konusunda İstanbulluların içi rahat mı? Binlerce insan başına yıkılacağını bildiği konutlarda yaşıyor. Maaşların düşüklüğü, konut kira fiyatlarının yüksekliği insanları tabutluklarda yaşamaya mecbur ediyor. Bu duruma dair iktidar ne yapıyor? 2023 yılı bütçesinde Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na ayırdığı payın yaklaşık 5 buçuk katını Diyanet’e ayırıyor.
2023 yılı bütçesi bizi afetlerden korumayı değil, ölünce başımızda dua okunmasını destekliyor adeta.”
Maraş depremleri sonrası ne yazık ki yaşanan buydu. Ortada AFAD yoktu, 100 binin üzerinde insan yıkıntılar altındayken camilerde salalar okundu.
Uzun lafın kısası AKP yönetemiyor. Onun yönetememesi halkın canına mal oluyor. On binlerce insanın ölmesi elbette kapitalist sistemin her şeyden önce gelen kâr hırsı yüzünden. Diğer sorumlu, ülkeyi şirket gibi yöneten, çürümüş, tüm refleksleri iktidarda kalmaya odaklı iktidar ittifakının kendisi.
Bahçeli plan yapmakla meşgul
Özellikle iki gündür yükselen “Bahçeli nerede?” sorusunun cevabı basit. Cumhur İttifakı, altında kaldığı Maraş depremlerinin ardından her zamanki algı yönetimi ustalığı ile yeni tezgâhlar kurarak iktidarlarını uzatma derdinde. Depremle iyice zora düşen iktidarları için toplumun fay hatlarından hangilerini harekete geçirebileceklerinin çabası içindeler. Buna organize olmuşlar. Şimdiye dek birkaç yolu denediler ama olmadı. Faşist Ümit Özdağ’ın ırkçı kışkırtmaları buna dâhil.
Maraş depremleri de bir kez daha gösterdi ki AKP’nin de ittifakının da derdi halk değil. Yani emekçiler, işçiler, kadınlar, LGBTİQ+lar, çocuklar, hayvanlar değil.
Onların tek derdi kişisel çıkarları ve onu korumak için muhtaç oldukları iktidar. Bunun için ne kadar çabalasalar da Maraş depremleri ile bu şansı tamamen kaybettiklerinin farkındalar. Maraş depremleri iktidarlarına son noktayı koydu.
AKP çok uzun zamandır ülkeyi kaosa, afetlere, kutuplaşmaya, zorluklara ittikçe itiyor. Kaybedecek tek bir günümüz, tek bir dakikamız yok. Bu iktidar hepimiz için yaşamsal sorun halini almış durumda.
Sevdiklerimizin ve kendimizin hayatta kalabilmesi için bu iktidarı hemen göndermek istiyoruz.