HPV tanısı almak bile bir ayrıcalık: ‘Feminist mücadele sayesinde bu hastalık bilinir oldu’

Türkiye HPV aşısını aşı takvimine almamakta ısrarcı. HPV tanısı almış bir kadın arkadaşımız, jinekolog Irmak Saraç ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Avukatı Hande Gündoğdu ile aşılanma sürecini, aşılanma yaşını, aşı fiyatlarını ve ödenen parayı geri alma yollarını konuştuk.
Paylaş:
Öznur Kaya
Öznur Kaya
oznurr.kayaa@gmail.com
Öznur Kaya  oznurr.kayaa@gmail.com

Türkiye HPV aşısını aşı takvimine almamakta ısrarcı. HPV tanısı almış bir kadın arkadaşımız, jinekolog Irmak Saraç ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Avukatı Hande Gündoğdu ile aşılanma sürecini, aşılanma yaşını, aşı fiyatlarını ve ödenen parayı geri alma yollarını konuştuk.

Cinsel yolla bulaşan virüsün önlenmesinde erken yaşta aşılamanın yapılması rahim ağzı kanserinin önlenmesinde etkin rol oynuyor.

Üç doz yapılması gereken aşının maliyeti oldukça yüksek. Halkın alım gücünün giderek düştüğü günümüzde aşılama oranı da paralel olarak azalıyor.

Türkiye’de HPV aşısının ücretsiz yapılması ve geri ödeme kapsamına alınması konusunda kampanyalar yürütülüyor. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) HPV’yi önlemede kullanılan aşılara ödenen ücretlerin iade edilmesine ilişkin geçtiğimiz mart ayında dava açtı. SGK’nin bu talebi reddetmesi üzerine ise dernek avukatları kararı mahkemeye taşıdı. Mahkeme, HPV aşılarına ödenen ücretin iade edilmesine ilişkin emsal niteliğinde karar verdi. Karar sevindirici olsa da aşının aşı takvimine alınması hastalığın önlenmesi açısından şart.

Peki, HPV aşısına ödenen ücreti iade alabilmek için hukuki açından neler yapılabilir? Türkiye’de HPV tanısı konan kadınlar ne tür zorluklarla karşılaşıyor? Yaş ile aşı olma arasındaki bağlantı ne?

Bu soruların cevaplarını HPV tanısı almış Güley, Jinekolog Irmak Saraç ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatı Hande Gündoğdu ile konuştuk.

Güley, tanı sürecinde HPV aşılarının ve düzenli muayenenin maliyetinin yüklü oluşuna vurgu yaparak, aşıların ücretsiz olması gerektiğini dile getirdi. Süreçte feministlerden aldığı desteğin altını çizerek şunları söyledi:

HPV tanısının konma süreci nasıldı? Doktorlar tarafından olumsuz, kötü bir tepkiyle karşılaştığın oldu mu?

Güley: 30 yaşındayım, iki sene önce rutin smear testim sırasında jinekologum HPV’den şüphelenerek test istedi ve yüksek risk iki HPV tipinde (16 ve 35) pozitif olduğumu öğrendim. Tavsiye üzerine gittiğim feminist bir jinekoloğumun olmasının önemini çok iyi anladığım bir süreçti. Beni bilgilendirdi ve destekledi. Şu an düzenli takip dışında bir tedaviye ihtiyaç duymadığım için kendimi şanslı hissediyorum.

Aşının fiyatını çok konuşuyoruz ama tanı alma süreci de oldukça pahalıydı. Feminist jinekolog bulunca insan bırakmak istemiyor ama özel hastanede çalışıyor, muayene ve smear sırasındaki testlerin ücretinin yanı sıra HPV’nin tipini belirlemek için yapılan genetik test var. Bu test özellikle çok pahalı olduğu için doktorumun yönlendirmesiyle başka yerde yaptırdım. Grip kadar yaygın bir virüs ama güvenli sağlık hizmeti alabilmek için yüksek meblağlar ödemek zorunda kaldım. Ve bu tanıyı alabilmiş olmanın bile bir sınıf ayrıcalığı olduğunu defalarca fark ettiğim bir süreç oldu.

Kadınlar LGBTİ+’lar yoksul nasıl ödesinler….

Tedavisi mümkün olan bu virüsle mücadele sürecin nasıl işliyor?

Güley: Tanı aldığım günden beri “niçin aşı olmamıştım ki?” sorusunu çok düşündüm. HPV aşısını 18 yaşımdayken üniversite hastanesinde gittiğim ilk jinekologdan duymuştum. Ancak sigorta karşılamıyordu ve aşı ücreti çok yüksekti, aileme yük olmak istemiyordum, hem de üç dozdu ve zaten aşı her zaman bulunmuyordu gibi sebeplerden yaptırmadım. Sağlık çalışanı çok olan ve aşıyı yaptırmak istesem bana baskı yapmayacak ve hatta maddi olarak destekleyecek bir aileden geliyor olmama rağmen hiçbirimizin bu bilince sahip olmamasının bireysel değil toplumsal olduğunu düşünüyorum. 18 yaşında aşı olmuş olsaydım pozitif olduğum iki tip HPV için de korunuyor olacaktım.

HPV aşısı tanıdan sonra da uygulanabiliyormuş ve rahim ağzı kanserine karşı etkili olabiliyormuş. Geçtiğimiz hafta üçüncü doz Gardasil aşımı oldum. Yaptırdığım her dozla birlikte aşının ücreti arttı. Kadın ve LGBTİ+ yoksulluğu her geçen gün derinleşiyor, üstelik aşı tedarikinde sorunlar yaşanıyor. Bu nedenle aşının ücretsiz olması için verilen mücadeleyi çok önemli buluyorum.

Sence sağlık sistemi gerekeni yapıyor mu? Neler yapılmalı?

Güley: Cinsiyet fark etmeksizin her çocuk ücretsiz aşıya erişebilmeli. Farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalar yapılmalı. Aşıyı ilk duyduğumda yaptırmamamın bir sebebi de neden risk grubunda olduğumu ve aşının ne işe yarayacağını tam olarak anlamamış olmamdı. Rutin smearin önemine dair dahi yeterince farkındalık olduğunu düşünmüyorum. Cinsel sağlık eğitiminin küçük yaştan itibaren verilmesi kritik aslında ama Türkiye’de çocukların cinsel sağlığından bahsetmek dahi hedef gösterilmek için yeterli.

Sağlık çalışanları nezdinde de farkındalık geliştirilmeli. Sosyal medyada doktorların HPV tanısı alan kadınlara yönelik ayrımcı söylemleri ifşa ediliyor. Atanmış cinsiyeti kadın olmayanlar ve özellikle translar için aşıyı yapabilecek, fobik olmayan bir doktor bulmak bile zor olabiliyor.

Feminist dayanışma bana güç verdi

HPV, feministlerin sözü ve talebinin olduğu bir alan. Sen bu süreçte bir kişi veya kişilerle, kurumlarla iletişim kurabildin mi?

 Güley: Tanı aldığım dönemde feminist bir kadın arkadaşım daha tanı almıştı. Korku, endişe ve öfkemizi birbirimizle paylaşabilmek, o destek mekanizmasını bulabilmek benim için çok önemli oldu. Feministlerin sokakta, sosyal medyada, yargıda verdiği mücadele ve bu görünürlük de bana güç verdi. Devlet ve toplum beni yalnız, çaresiz ve suçlu hissettirmeye çalışsa da kalabalık, güçlü ve haklı olduğumuzu biliyorum.

Hayatlarımız ve bedenlerimiz bizim dediğimiz için cezalandırılmaya, utandırılmaya çalışıyoruz. Bu hem devletin sağlık politikalarında karşımıza çıkıyor hem de daha mikro düzeyde, ailede, arkadaş çevrelerinde. Buna hem örgütlü mücadele hem de feminist dayanışmayla direniyoruz, çoğalıyoruz. Feminist mücadele sayesinde HPV her geçen gün daha bilinir oluyor, yargıdan lehe kararlar geliyor. Elbette hiçbir şey bitmiş değil ama bugün kamusal olarak aldığım tanıdan bahsedebiliyorsam bu feministler sayesindedir.

Aşıların koruyuculuğu yaşla birlikte azalıyor

Jinekolog Irmak Saraç, tarama testlerinin düzenli yapılması gerektiğinin altını çizdi. HPV’den korunmada etkili olan bariyer yöntemleri açıklayan Saraç, yalnızca kondomun yeterli olmadığını söyledi. Sağlıkçıların HPV ile alakalı danışmanlık hizmetinde daha etkin rol oynamaları gerektiğini ifade eden Saraç, şöyle konuştu:

HPV’den korunmanın birincil yolu olan aşıların belli bir yaştan sonrasında koruyuculuğunun azaldığı söyleniyor. Bu ne kadar doğru?

Irmak Saraç: HPV aşılarının koruyuculuğu yaşla birlikte azalıyor. Geçen sene yayınlanan bir çalışma 12-13 yaşında aşılanan çocuklarda rahim ağzı kanseri yüzde 87 daha az görülürken 14-16 yaşında aşılanan grupta yüzde 62, 16-18 yaşında aşılanan grupta ise yüzde 34 daha az görülüyor. Yani yaş önemli bir faktör. Hedef grup 15 yaş altı çocuklar olmalı. 2019’da İskoçya’da yapılan bir çalışma da 12-13 yaşında aşılanan grupta kanser öncesi lezyonlarda (CIN3+) yüzde 86 azalma varken bu oran 17 yaşında aşılanan grup için yüzde 51.

Aşı yaptırmamış/yaptıramamış kişiler HPV’den korunabilir mi?

Irmak Saraç: Aşı olsa da olmasa da cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan tek korunma yolu bariyer yöntemler: Kadın ya da erkek kondomu. Yalnız HPV vücut sıvıları değil temasla geçtiği için bulaş için penetrasyon şart değil ve yine aynı sebeple kondom ancak %50-70 koruyucu. Oral sex ile de bulaşabileceği unutulmamalı, gerekirse dental dam kullanılabilir.

Rahim ağzı kanseri özelinde bakarsak, bunlara ek olarak mutlaka tarama testleri düzenli olarak yapılmalı. Ülkemizde 2014 yılından beri ulusal rahim ağzı tarama programı mevcut. Bu program 30-65 yaş arasındaki kadınları beş yıl ara ile HPV pozitifliğine göre tarıyor. Yani, kanserle ilişkili HPV tipleri yoksa beş yıl sonra test yenileniyor. Varsa eş zamanlı olarak alınan örnekte smear çalışılarak hücresel değişiklik olup olmadığı değerlendirilerek buna göre kişi yönlendiriliyor. Bu test ücretsiz olarak aile sağlığı merkezlerinde yapılıyor. Bir diğer tarama yöntemi smear bu da üç yılda bir yapılmalı. Bariyer yöntem kullanımı ve düzenli tarama ile bir kadının rahim ağzı kanseri olması çok çok düşük bir ihtimal.

Sizce sağlıkçılar HPV ile mücadelede nasıl bir rol oynayabilir? Sizce sağlıkçılar bu konuya yeterli önemi veriyor mu?

Irmak Saraç: Bence bu mücadelede sağlıkçılara düşen en önemli görev danışmanlık hizmeti. Bu virüsün nasıl bulaştığı, korunma yolları ve tarama testleri herkese anlatılmalı ve gerekli yönlendirmeler yapılmalı. Ve mutlaka aşı danışmanlığı verilmeli. Bariyer yöntem kullanımı desteklenmeli, oral seks ile de bulaşabileceği anlatılmalı. Tüm gebeliği önleyici yöntemler gibi bariyer yöntemler de ücretsiz olarak temin edilebilmeli.

Artık emsal karar var:

Aşı parasını almak isteyenlerin izleyecekleri yol

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Avukatı Hande Gündoğdu SGK’ya aşı ücretinin iadesi talebiyle açılan davanın ardından iade almak isteyen kişilerin izleyeceği yolu aktardı. Gündoğdu şunları söyledi:

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin SGK’ya açtığı davanın ardından aşı ücretinin iadesi hakkında emsal niteliğinde karar verildi. Şu anki süreçte neler yaşanıyor? İade yapıldı mı?

Hande Gündoğdu: Derneğimiz avukatlarının aşı ücretinin iadesi talepli 20’yi aşkın davalarından biri mart ayı başında karara bağlandı ve mahkeme davacı kadın tarafından ödenen üç doz HPV aşı bedelinin SGK tarafından davacıya ödenmesine karar verdi. Karar mart ayında açıklandı ancak gerekçeli karar ancak yazıldı ve tarafımıza nisan ayında ulaştı. Bu karar kesin bir karardır ve istinaf mahkemesine taşınması mümkün değildir. Henüz kurum tarafından bir ödeme yapılmış değil.

Bu kararın ardından bu konuda hukuki yollara başvuran herhangi biriyle temas kurabildiniz mi?

Hande Gündoğdu: Davayı kazandığımızı duyurmamız ve haberin yayılması ile birlikte derneğimize çok çeşitli yollardan çok sayıda insan ulaştı. Genel olarak gelen tepkiler verilen mücadeleden duyulan memnuniyet ve mutluluk yönünde. Ödenen aşı bedelinin iadesi için hukuki süreç konusunda bilgi talep ediliyor ve mücadeleye nasıl destek olabileceklerini soruyor insanlar. Bu soruların bir kısmını sosyal medya hesaplarımızdan paylaştığımız bilgilendirici açıklamalarla, açıklanır açıklanmaz gerekçeli kararı internet sitemizde ve sosyal medya hesaplarımızda paylaşarak yanıtlamış olduğumuzu sanıyoruz. Ayrıca çok sayıda yeni dernek gönüllüsü ile de yollarımız bu vesileyle kesişti.

Aşı ücreti iadesini almak isteyen kişi nasıl bir yol izleyecek?

Hande Gündoğdu: HPV aşısı, konumuz olduğu üzere, ücretli bir aşı ve üç doz aşının güncel fiyatı 2 bin 400 TL. Bu bedeli ödeyenler ilgili SGK Müdürlüğü’ne aşı ödemelerini gösterip, belgelerle birlikte ödemiş oldukları aşı bedelinin kurum tarafından kendilerine iade edilmesini talep ettikleri bir dilekçe ile başvurmalılar. Kurum bu talebi reddedebilir yahut yasal süresi içinde olumlu yahut olumsuz hiçbir cevap vermeyebilir. Bu durumda talebinizin reddine ilişkin işlemin iptali ve aşı bedelinin tarafınıza ödenmesi talebiyle SGK başkanlığını hasım göstererek dava açabilirsiniz.

Hukuki sorunlar için mücadele şart

Türkiye’nin HPV aşılarını aşı listesine alabilmesi için hukuken nasıl bir süreç işletilebilir?

Hande Gündoğdu: Bizim açtığımız ve kazandığımız dava; yaşam hakkı ve ücretsiz sağlık hakkı kapsamında yürütülen bir sürecin parçası olduğu için bireysel bir dava olsa da toplumsal ses getirdi. Bu kadar önemli bir konunun gündeme taşınmasında bile bir katkımız olduysa ne mutlu bize. Ancak yargının “Anayasa’da güvence altına alınan sağlık ve yaşam hakkı gereği dava konusu ilaç bedelinin davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerektiği kanaatine varılarak davacının davasının kabulüne” diyerek ücret iadesine hükmettiği gerekçesini de önemli buluyorum. Zira bilimin, insanlığın ve anayasanın gereği olarak şekilleniyor karar ve bizim davayı açarken sunduğumuz gerekçelerimiz tescilleniyor. HPV aşısının Sağlık Uygulama Tebliği’ne taşınması ile sorun hukuki olarak çözülür. Ancak hukuki sorunları çözmek için mücadele etmek gerekir.

 

Paylaş:

Benzer İçerikler

Malatya’da konteyner kentlerde yaşayan kadınlarla, beden sağlığı, cinsel sağlık ve hijyenle ilgili yaşadıkları sorunları konuştuğumuz buluşmalarımızın ikincisini 8 Eylül günü gerçekleştirdik. Mamacash desteğiyle sürdürdüğümüz çalışmaya ağırlıklı olarak göçmen kadınlar katıldı. Sorunlar katmerleşmişti. Kâh güldük eğlendik kâh hüzünlendik.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!