Hükümetler ev işçilerini pandemide yalnız bıraktı

Latin Amerika hükümetleri, ev hizmetlerinde çalışanların karşı karşıya oldukları riskleri büyük ölçüde görmezden geldi. Ev işçilerinin pandemi döneminde verdiği hak mücadelesini ev işçileri sendikaları yürütürken, feminist örgütler de eylemlere destek veriyor.
Paylaş:
Tallulah Lines – Jean Grugel
Çeviri:  İlayda Dağ

Latin Amerika hükümetleri, ev hizmetlerinde çalışanların karşı karşıya oldukları riskleri büyük ölçüde görmezden geldi. Ev işçilerinin pandemi döneminde verdiği hak mücadelesini ev işçileri sendikaları yürütürken, feminist örgütler de eylemlere destek veriyor.

Milyonlarca Latin Amerikalı kadın ve kız çocuğu ev dışında bakım hizmetlerinde çalışıyor, Covid salgını nedeniyle ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında hükümetler tarafından büyük ölçüde göz ardı edildiler. Tallulah Lines ve Jean Grugel (York Üniversitesi), sendikaların ve aktivistlerin bir fark yarattığını söylüyorlar, ancak karşılaştıkları ekstra risklerin yeterince farkına varılamıyor.

Sosyal mesafe kurallarının sarsıcı etkisine karşı koymak için Latin Amerika hükümetleri, kayıtlı ekonomide çalışanlar için işgücü piyasası desteği ve kayıt dışı sektördekiler için nakit transfer yardımı içeren acil durum sosyal politika paketleri açıkladılar. Yine de birçok gruba, özellikle de kadınlara verilen destekler yetersiz kalıyor.

Latin Amerika’daki bölgesel kuruluşlar, Pandemi’nin toplumsal cinsiyet ayrımcılığına dayalı etkileri bağlamında kadınların karşı karşıya kaldığı ağır bakım emeği yükünün,  kadınlar arasındaki önemli farklılıklar göz önünde bulundurularak, tanınmasını gerekli görüyorlar. Bunlar arasında Amerikan Devletleri Örgütü (OAS), Latin Amerika ve Karayip Ülkeleri Ekonomik Komisyonu (ECLAC) ve Pan-Amerikan Sağlık Örgütü (PAHO) bulunuyor. Ancak hükümetler hala geç tepki veriyorlar ve Eylül 2020’nin sonunda, sosyal mesafe tedbirlerinin başlamasından altı ay sonra, yalnızca on Latin Amerika ülkesi direkt olarak bakım hizmetleri sektörünü ilgilendiren sadece 30 politika uyguladı. Arjantin 12 politikayla listenin başında; en yaygın politika sayısı ise yalnızca iki. Birçok ülke, Brezilya ve çoğu Orta Amerika ülkesi dâhil olmak üzere, herhangi bir politika uygulamasını hayata geçirmemiş görünüyor.

Kadın erkek ortak sorumluluk

Bakım hizmetlerine yönelik politikalar dört ana kategoriye ayrılıyor:

  • Dokuz tane politika çocuk bakımı sorumlulukları nedeniyle çalışamayacak durumda olanlara kısa çalışma ödeneği teklif ediyor; sağlık çalışanları için ekstra ücret ve sivil toplum temelli ihtiyaçlar için destek içeriyor.
  • Sekizi, ev hizmetlerinde çalışanlar için birtakım asgari yasal koruma sağlıyor.
  • Yedisi, tıbbi görevliler için kısıtlama/karantina tedbirlerinden muafiyete izin veriyor.
  • Beş tanesi, kadın ve erkek arasında ortak sorumluluk almayı teşvik eden bilgilendirme veya tanıtım kampanyaları sağlıyor.

Çoğu ise kısa vadeli, sınırlı zamanlı acil durum müdahaleleri. Uygulamaya konulmalarından altı ay sonra, göçmen kadınlar, ev işçileri, yoksul kadınlar ve sağlık çalışanları da dâhil olmak üzere bakım hizmeti sağlayan birçok kadın, tam da ihtiyaçlarının en fazla olduğu anda bu korumadan yoksun kalıyor.

“Biri hayatta kaldı, diğeri kalamadı”

Pandemi tüm kadınları eşit şekilde etkilemiyor. Ancak sosyoekonomik ya da politik bağlamda savunmasız olan kadınlar ve kız çocukları, doğaları gereği savunmasız bireyler de değiller ve çoğu, pandemi süreci de dahil olmak üzere değişim için aktif olarak çalışan kişiler konumundalar.

Ücretli ev işleri ‘diğer tüm işleri mümkün kılması ve sahip olduğumuz en değerli şeylerin: Sevdiklerimizin ve ailelerimizin bakımı ve refahını garanti etmesine rağmen (UN Women)  büyük ölçüde küçümseniyor. Latin Amerika’daki ev işçileri çok katmanlı ayrımcılığa maruz kalıyor ve özellikle ev işlerine ilişkin ILO 189 Sözleşmesini henüz onaylamamış ülkelerde temel yasal ve sosyal korumadan yoksun kalıyorlar. Latin Amerika’daki ev işçilerinin dörtte üçünden fazlası, sözleşmesiz ve sosyal güvenlik hakları olmayan kayıt dışı işçiler. COVID-19, iş ve sağlık risklerini artırarak ev çalışanlarını istismara karşı son derece savunmasız bırakıyor. Birçoğu ücretleri veya işten çıkarılma tazminatları ödenmeden kovuluyor.

Brezilya’dan iki örnek, onların karşılaştıkları riskleri gözler önüne seriyor. Cleonice Gonçalves, Brezilya’da COVID-19’dan hayatını kaybeden ilk kadınlardan biriydi. Louisa Acciari, bunun “rastlantısal olmadığını, eşitsizliğin, ırkçılığın ve yapısal ayrımcılığın bir sonucu olduğunu” öne sürüyor. ” Cleonice, 63 yaşında, şeker hastası, Rio de Janeiro eyaletindeki Miguel Pereira şehrinde yaşayan siyahi bir kadındı. Leblon’un zenginlerine ait olan bölgede ikamet eden işvereni, İtalya’ya yaptığı bir geziden yeni dönmüş ve çalışanına hastalığın kendisine bulaştığını söylememiş. Biri hayatta kaldı, diğeri kalamadı.’’ Bir başka erken ölüm vakası, devlet okullarının kapanması nedeniyle annesine işlerinde yardım eden beş yaşındaki Miguel Otávio Santana da Silva idi. Annesinin işvereni tarafından tek başına bırakıldıktan sonra öldü,  bir politikacının eşi olan işveren kefaletle serbest bırakıldı. Miguel’in annesi şu yorumda bulundu: “Eğer tersi olsaydı, ben [kefalet] veremezdim, çünkü fakirim”.

Ev işçileri mücadele ediyor

Latin Amerika’daki ev işçileri sendikaları ve aktivist örgütler, salgından çok önce kurulup gelişen örgütlerdi. Pandemi sırasında, ev işçilerinin haklarını yürüttükleri kampanyalar aracılığıyla ve ev işçilerini direkt eyleme geçirerek desteklemeye devam ediyorlar.

Meksika’da ulusal ve yerel örgütler yasal hakları olan işten çıkarılma tazminatını almayanları veya ücretleri ödenmeden işten çıkarılan işçileri ve fazla çalışma ücretleri ödenmeksizin ya da yeterli iş güvenliği koşulları sağlanmaksızın çalışmaya zorlanan ev işçilerini destekliyor.

Ülkenin ilk ulusal ev işçileri sendikasının kurucusu Marcelina Bautista, pandemi sırasında ev işçileri için daha iyi koruma sağlanmasını talep etti. Ve feminist kolektifler, ev işçileri de dahil olmak üzere ihtiyaç sahibi kadınların yiyecek ve diğer ihtiyaçlarını sağladı.

Brezilya’da, ulusal ev işçileri sendikası FENATRAD, çalışmaya devam etmek zorunda kalan ev işçileri için yeterli koruma ve çalışamayacak durumda olanlar için ücretli izin talep eden bir kampanya başlattı. Kampanya parlamento desteği aldı. Sendika ayrıca, ev işçilerini virüsten koruma ve COVID-19 ile ilgili ücret ve koşullar konusunda işverenlerle müzakere edilmesi, yetkili oldukları acil durum yardımlarını talep etme ve işsiz ev işçilerine gıda paketi dağıtılması gibi uygulamalı yardımlarla destekliyor.

Çok yönlü politika gerekli

Bir başka ülke, Guatemala’da ATRAHDOM sendikası, risk durumunda olan ev işçilerini ve diğer düşük gelirli kadınları,  temel gıda ve hijyen malzemeleri, KKE (kişisel koruyucu ekipmanlar) sağlayarak ve hatta dijital nakit transferleri organize ederek destekleme çabalarına öncülük etti. Ayrıca üyelerinin temel sağlık sigortasına erişimlerini de destekliyorlar.

Ücretli ev işlerinin ulusal ve bölgesel düzeyde gündemde kalmasını sağlayan, akademik ve politik çevrelerdeki müttefiklerinin destekleriyle birlikte, ev işçilerinin aktivizmidir. Kriz esnasında, daha adil çalışma koşulları ve devlet koruması talepleri için mücadele etmek adına örgütsel güçlerini kullandılar. Yukarıda bahsedilen ev işçilerine bir miktar koruma sağlayan sekiz politikanın varlığı onların çabalarının kanıtı niteliğindedir.  Ancak çok daha fazlasına ihtiyaç duyuluyor.

Ev işi örneği, COVID-19 salgını sırasında kadınlar arasındaki deneyim farkını görebilmemizin en net yollarından biri. Sosyal sınıf, etnik köken, ırk, engellilik, göçmenlik, kırsallık ve yaştaki farklılıklar, bakım verilen ve bakım veren arasındaki ilişkilerde ön plana çıkıyor. Bölgesel kuruluşlar bu ayrımların önemini fark etmeye başlarken, kadınlar ve COVID-19 hakkındaki ulusal düzeydeki tartışmalar her zaman bu kadar net olmuyor ve politika da çok daha az yer buluyor. Bunun yerine, homojen bir şekilde savunmasız bir grup olarak muamele gören kadın algısıyla karşı karşıya kalıyoruz. En savunmasız konumda bulunan kadınları en iyi şekilde güçlendirmek ve desteklemek için çok daha güçlü, kesişimsel ve kültürlerarası politikalar gerekiyor.

Ayrıca ev işçisi kız çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için daha iyi politikalara da ihtiyaç var. Latin Amerika’da kaç kız çocuğunun ev işçisi olarak çalıştığını bile bilmiyoruz ve bu nedenle pandemi öncesi ve sırasındaki deneyimleri hakkında çok az şey biliyoruz. Dahası, bakım hizmetleri ve COVID-19 hakkındaki çoğu literatürde odak noktası, bakım verenlerin ekstra bakım yükü üzerine. Bu önemli bir nokta. Ancak bakım verilenleri güçlendirmek için tasarlanmış politikalara da ihtiyaç var.

Son olarak, ev işçilerinin bakım yükü, işlerinden eve döndüklerinde sona ermiyor. Ev işçilerinin, sendikalarının ve diğer kadın örgütlerinin belirttiği gibi, kendi evlerinde de bakım sorumlulukları sürüyor ve yapısal devlet desteğinin yokluğu durumunda iş arkadaşlarına bakım verme sorumluluğunu genellikle ev işçileri üstleniyor. Bakım hizmetlerinin ne denli çok yönlü olduğunu ve aileler, bireyler, devlet ve toplum arasında paylaşılan sorumluluklarla üretken ekonominin temel bir parçası olması nedeniyle değer verilmesi gerektiğini kabul etmeliyiz.

Tallulah Lines, York Üniversitesi’nde Politika alanında doktora adayı ve Disiplinlerarası Küresel Gelişim Merkezi’nde Araştırma Görevlisidir. Araştırma alanları sömürgecilik sonrası feminizm, sosyal hareketler ve insan haklarıdır. Kadın Çalışmaları Araştırmalarındaki Yüksek Lisansı, Playa del Carmen Meksika’daki ev işçileri üzerinedir. Akademik araştırmalarla bağlantı kurmak için sanatı kullanmakla ilgilenen Tallulah, geçtiğimiz günlerde Meksika’da yürüttüğü araştırmanın sonuçlarını paylaşmak için bir kamu duvar resmi oluşturdu.

Jean Grugel, York Üniversitesi’nde Disiplinlerarası Küresel Geliştirme Merkezi’nin (IGDC) Direktörüdür. Post-neoliberalizm ve sol dahil olmak üzere Latin Amerika politik ekonomisi üzerine geniş kapsamlı çalışmalar sürdürdü. Şu anki araştırması toplumsal cinsiyet ve küresel sağlık üzerine odaklanmakta ve İngiltere Araştırma Konseyleri tarafından finanse edilmektedir.

https://blogs.lse.ac.uk/covid19/2020/11/30/latin-american-governments-have-largely-ignored-the-risks-domestic-workers-face/

Paylaş:

Benzer İçerikler

Sağlık sistemi zayıf olan ve bulaşıcı hastalıklarla boğuşan Asya toplumlarına hayati sağlık hizmetleri sunan sağlık emekçisi kadınlar, yaptıkları işin toplumsal cinsiyete dayalı değersizleştirme nedeniyle iş olarak görülmediğini belirterek kampanya başlattılar. Feminist araştırmacı Trimata Chakma konu ile ilgili Nepal’de Kadın Toplum Sağlığı Gönüllüleri’nden Basanti ve Gita ile konuştu.
İsviçre Hizmet Sendikaları Birliği’nin (UNIA) Kadın Konferansı, 25 Mayıs’ta, Solothurn’da yapıldı. Konferansta UNIA delegesi 140 kadın son birkaç yılın kadın hareketini değerlendirdi. Feminist toplu iş sözleşme çağrısında bulunan kadınlar, işyerinde şiddet ve cinsel tacize karşı bir kampanya örgütleme kararı aldılar.
İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali (BWI )* internet sitelerinde Afrika ve Ortadoğu kadınlarıyla ilgili bir dizi yazı çerçevesinde Tunus Ağaç ve İnşaat İşleri Sendikası (FGBB) ilk kadın yöneticisi ve sendika aktivisti Amal Mannai’nin hikayesine yer verdi. Bu kadın sendikacıyı biz de tanıyalım istedik.
Bangladeş’te Rana Plaza iş cinayetinin üzerinden 11 yıl geçti. Dünya sendikaları yaşamını yitirenleri anarken işçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, daha güvenli işyerleri için çağrıda bulunuyor. Kanada sendikaları da kendi hükümetlerini ve küresel markaları uyarıyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!