Ali İsmail Korkmaz anmasına katılmak, Barış Bildirisi’ne imza vermek gibi türlü sebeplerle kamudan ihraç edilen ve ‘mimlendikleri’ için iş bulmaları zorlaşan kadınlar, bu kez de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki (İBB) işlerinden Kod-42 ile çıkarıldı. İstanbul Valiliği’nin ‘güvenlik’ soruşturması gerekçe gösterildi. İşsiz kaldıkları süreçte sigortasız, güvencesiz ve düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını anlatan kadınlar, şimdi benzer bir süreci yeniden yaşamak zorunda bırakılıyor. Ancak kadınların sessiz kalmaya hiç niyeti yok. Saraçhane Parkı’nda 28 Temmuz’da işe iade talebiyle başlatılan süresiz oturma eylemi devam ediyor.
‘Devlet beni ikinci kez damgaladı’
‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı Barış Bildirisi’ne imza attığı için Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile üniversitedeki görevinden ihraç edilen Fatma Gül Eryıldız Şenvardar da bu kadınlar arasında. Altı yılda dört iş değiştirmek zorunda kalan Şenvardar, şimdi de İBB Şehir Planlama Müdürlüğü’ndeki işinden atıldı.
İBB’de işe başladıktan 1 yıl sonra İBB Güvenlik ve Arşiv Taraması Komisyonu tarafından çağrılarak durumunun görüşüleceği söylenen Şenvardar, bu süreçte istifaya zorlandığını anlatıyor. Şenvardar, İBB’de 4A’lı iştirak personeli olarak çalıştığı için güvenlik soruşturması kapsamında işten atılmalarının “zorunluluk değil, siyasi tercih” olduğunu vurguluyor.
KHK ile ihraç edilmesinin ardından uzun süre iş bulamadığını, geçinebilmek için sigortasız ve düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kaldığını belirten Şenvardar, aynı süreci şimdi yeniden yaşamak zorunda bırakıldığını söylüyor:
“Sosyal Güvenlik Kurumu’nda (SGK) hakkımda olan kod gizli saklı bir şey değildi. Bu benim ikinci damgam oldu. Kod-42 ile işten atıldığım için bu her iş başvurumda karşıma çıkacak. İşverene yalan söylediğim söylenecek. Benim KHK’li olduğum zaten biliniyordu ama şimdi devletin beni ikinci kez damgalamasıyla yüzleşiyorum.”
Kod-42 nedir?
İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde, bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
Şenvardar, kadın ve erkek işçiler arasındaki ücret eşitsizliğinin kendi çalışma alanında da olduğuna işaret ediyor:
“Genel olarak kadınlar daha güvencesiz çalışıyorlar. Erkeklere kıyasla daha düşük ücret alıyoruz. Yönetici pozisyonlarına genelde erkekler seçiliyor. İşsiz kaldığım süreçte parça başı iş yaptım, düşük ücretle çalıştım. Şu anda da eşimin desteği olmasa daha da zor bir durumda kalacaktım.”
Ali İsmail anmasına katıldığı için…
İBB’de Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’na bağlı Göç Müdürlüğü’nde çalışan Alçay Çelik ise Gezi Direnişi sırasında dövülerek katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın anmasına katıldığı için Kod 42 ile işten çıkarıldı. Bu anma nedeniyle kendisine açılan dava gerekçe gösterildi. İşinde bir yılını doldurmasına yalnızca 4 gün kalmıştı. Bu nedenle hak kaybı yaşayan Çelik, Kod-42 ile çıkarılmasının yeni iş başvurularını olumsuz etkilemesinden de endişe ediyor:
“Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’na bağlı Göç Müdürlüğü’ndeki işime 17 Haziran 2021’de girmiştim. 13 Haziran 2022’de bir yılımın dolmasına 4 gün kala işten atıldım. 13 Haziran günü beni İnsan Kaynakları’ndan aradılar, güvenlik soruşturması gerekçesiyle işten atıldığımı söylediler. Bana Kod-42 ile işten atılmanın ne demek olduğundan da bahsetmediler.
Önce bir yılımın dolmasına 4 gün kaldığı için ‘haklarımı elde edebilir miyim?’ diye düşündüm. Aklıma tek taraflı fesih yapabilecekleri geldi ve ilgililere ulaştığımda bana herhangi bir hakkım olmadığı söylendi. Kod-42 ile sadece bizi işten atmakla kalmıyorlar, yeni bir işe girme sürecimizi de etkiliyorlar. Çalışacağımız yerde işverene yalan söylemediğimizi açıklamamız gerekiyor ya da bütün sürecimizi anlatabileceğimiz bir iş bulmamız gerekiyor. Bu da çok zor. Bizi çok zor bir durumda bıraktılar.”
‘Kadınlar iki kat fazla etkileniyor’
İşten atılan herkesin güvencesizliğe itildiğini fakat kadınların parça başı iş bulmakta oldukça zorlandığını söyleyen Çelik, “Erkek arkadaşların karşısına çıkabilecek iş imkânlarıyla bizim imkânlarımız aynı değil. Biz kadınlar iki kat fazla etkileniyoruz. Ruhsal açıdan da daha yoğun yaşıyoruz. Güvencesizlik Türkiye’de kadınlar ve erkekler için aynı değil” diyor.
Erkeklerin yükselme süreçlerinin kadınlara kıyasla daha hızlı olduğuna da dikkat çeken Çelik, şöyle devam ediyor:
“Bir erkeğin müdür olma ihtimaliyle yürüdüğü yol çok kısayken kadınlarınki uzun soluklu. Çoğu zaman o erkeğin gösterdiği iktidardan daha fazla iktidar göstermemiz gerekiyor. Bu her yerde böyle olduğu gibi kamuda da böyle…”
Kirada oturan ve İstanbul’un pahalı bir şehir olduğuna vurgu yapan Çelik, “İki kişi çalışırken birden bir kişinin gelirine kaldık. Bunun zorluklarını yaşıyorum. Neyse ki bakmakla yükümlü olduğum kimse yok ve iyi ki yok diyorum” ifadelerini kullanıyor.
‘Samimiyetlerine inanmıyoruz’
Çelik, CHP’li İBB yönetimine tepkisini şu sözlerle dile getiriyor:
“Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun ihraç edilenlere yönelik ‘Çaresizliğe mahkûm ediyorsunuz’ şeklinde açıklamaları var. Ben Kod-42 ile işten atılma gerekçemin Ali İsmail Korkmaz anmasına katılmak olduğunu fark ettim. Ali İsmail Korkmaz’ı bugün kendileri sahiplenip, yarın sizi bu gerekçeyle işten atabiliyorlar. Samimiyetlerine inanmıyoruz. Terzi Fikri ile ilgili Erdoğan’ın söylediklerine karşı en çok CHP’liler ses çıkardılar ama yarın Terzi Fikri’nin anmasına katıldığı için bir arkadaşımız işten atılabilir.”
İBB’den atılan işçilerin üç temel talebi
-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kamuoyu önünde özür dilemesi
-İşten çıkarılan bütün çalışanların koşulsuz şartsız işe iade edilmesi
-İBB’deki hukuksuz işten çıkarmaların sona ermesi