İki teker üstünde emek mücadelesi: Kadın moto kuryeler

Onları son dönemlerde yükselttikleri işçi eylemlerinden tanıyoruz. Pandemi döneminde, marketlerin e-alışverişe, kafe ve restoranların da paket servislere yönelmesi motorlu kuryelerin mesaisini artırdı. Öyle ki moto kuryeleri aile bireylerinden fazla görmeye başladık. Ama onların haklarını görüp, teslim ettiğimiz söylenemez. Görmediğimiz bir başka şey de cinsiyetleriydi. Moto kurye kadınlar deneyimlerini anlattı.
Paylaş:
Ezgi Bulut
Ezgi Bulut
ezgibulut456@gmail.com
Ezgi Bulut ezgibulut456@gmail.com

Onları son dönemlerde yükselttikleri işçi eylemlerinden tanıyoruz. Pandemi döneminde, marketlerin e-alışverişe, kafe ve restoranların da paket servislere yönelmesi motorlu kuryelerin mesaisini artırdı. Öyle ki moto kuryeleri aile bireylerinden fazla görmeye başladık. Ama onların haklarını görüp, teslim ettiğimiz söylenemez. Görmediğimiz bir başka şey de cinsiyetleriydi. Moto kurye kadınlar deneyimlerini anlattı.

Moto kuryelerin yaşadığı sorunlar, sermaye sınıfının gözünde deryada bir damla. Onlar için aslolan şirket karlarının düşük maliyetle nasıl yükseltileceğiydi. Oysa burada hayatın tanıklıkları var. Yaşama savaşı var. Yemeksepeti kuryelerinden, Trendyol Go kuryelere, bireysel kuryelerden, Getir kuryelerine varıncaya kadar çok sayıda kurye bugün motorunun başında, sefalet ücretiyle geçinmeye çalışıyor. Yani işçi sınıfı içinde taban hareketinin buralardan patlamasının her türlü koşulu vardı. Öyle de oldu. Onları motorları, kaskları ile oluşturdukları protesto konvoyları ile şehirlerin caddelerinde hak ararken gördük. Bazıları kazandı. Kazananlar, diğerlerine örnek oldu. Bazıları da hala direnmeye devam ediyor. Biz hep yumruk sıkan erkekleri gördük bu eylemlerde ama moto kuryeler arasında kadınlar da var ve sayıları hiç de az değil.

Bunlardan biri de Berfin Kaçmaz. Pandeminin üzerine ağır yükler yüklediğini ve emeğinin karşılığını alamadığı için hemşire olarak çalıştığı özel hastaneden ayrıldığını belirten, hemşirelikten moto kuryeliğe bir kadın olarak ücretli çalışma deneyimlerini şu şekilde paylaştı:

“Pandemi ağır iş yükü ile birlikte geldi. Hemşireyken sürekli nöbet tutuyordum. 24 saat nöbetten çıkıp 18 saat nöbete gidiyordum, günlerce eve gidemediğim oluyordu. Psikolojik olarak aşırı yıpranmıştım ve fazla mesai ücretlerimi alamıyordum. Zam istediğimde ise dışarda benim yerimde çalışan binlerce hemşire olduğu cevabını alıyordum bu sebeple işten ayrılmam gerektiğini düşündüm ve istifa edip bir hafta içinde Trendyol Go’da moto kurye olarak işe başladım.

Sadece erkekler yapabilirmiş gibi davrandılar

İşe başlamadan önce hiç motosiklet kullanmamıştım, ama hiç tereddüt etmedim çünkü, her gün sokakta onlarca moto kurye görüyordum. Ancak çevremdekiler ve ailem benim gibi düşünmedi. Türkiye motosiklet kullanmanın tehlikeli olduğunu düşündükleri için ve bir kadın olarak ayrıca sıkıntı yaşamamdan korktukları için tedirgin oldular ama ben yine de kararlıydım ve gidip bir motosiklet alarak moto kurye sektörüne giriş yaptım. İşe başladığımda çalışma arkadaşım olan erkekler başlarda çok hoşnut olmadılar bu durumdan sanki moto kuryeliği sadece erkekler yapabilirmiş gibi bir algıları vardı ve işlerini elinden alacakmışım gibi davrandılar bana.

Cam açıp laf atanlar oldu

Deneyim sahibi olmadığımdan sipariş götürürken çok düştüm çünkü siparişi götürmek için belli bir süremiz var, eğer o sürede götürmezsek siparişi bizden alıyorlar ve o gün hiç çalışamıyoruz o yüzden hızlı olmamız gerekiyor. Tabii insanlar trafikte moto kuryelere saygılı olmadıkları için çoğu zaman yol vermiyorlar. Kadın olduğumu görünce araçlarını üstüme sürüyorlardı, önüme kırıyorlardı araçlarını, korna çalanlar, camı açıp laf atanlarda oluyordu ama kadın olduğum için şaşırıp güzel dileklerini sunan insanlar da vardı.

Genellikle akşam saatlerinde daha fazla sipariş oluyor ve günlük kazancın büyük bir kısmı akşam siparişlerinden geliyor. Bazen önünden geçmeye koktuğum binalara, günlük kiralık evlere sipariş götürüyorum. Kadın olduğumu görüp bir şekilde ismini bulup sosyal medyadan ekleyen veya telefon numarama ulaşan ve rahatsız eden erkeler de oldu.

Yağmur, çamur, kar demeden sipariş götürmek zorundasınız, gün içinde oldukça yoğun çalışıyordum günde ortalama 30-37 sipariş götürüyordum bazen tuvalete gitmeye bile fırsatım olmuyordu. Yaklaşık iki ay önce bir sipariş götürürken kaza yaptım ve düştüm. Kendime geldiğimde hemen kollarımı, bacaklarımı kontrol ettim sağlam mı, diye. Kazada yaralandığım için işi bırakma kararı aldım ama bu süreçte üniversite mezunu olduğu halde iş bulamayan birçok arkadaşıma öncü oldum diyebilirim. Ben işe girdikten sonra birçok kadın arkadaşımda moto kuryeliğe başladı.” 

Kadın olduğum için trafikte sıkıştırıldım

Mimarlık bölümü mezunu olan ancak mimar olarak iş bulamadığı için moto kurye olmaya kara veren İrem Öztata’da Berfin ile birlikte sektöre giren kadınlardan.

Mezunu olduğu mimarlıkta hala iş arayışını sürdürdüğü, alanında iş bulana kadar geçici olarak moto kuryelik yaptığını dile getiren Öztata, “Mimarlık mezunuyum ama alanımda bir türlü iş bulamayınca moto kurye olarak çalışmaya karar verdim. Moto kurye olarak çalışacağımı duyan insanlar ilk başta tepki gösterdi. Moto kuryelik Türkiye’de erkek mesleği olarak görülüyor çünkü. Bir de mimar olduğum için yakıştırmayanlar oldu. İşe başlamadan önce hiç motosiklet kullanmamıştım ama birkaç gün içinde öğrendim diyebilirim. Ben HepsiJet’te çalışıyorum. Bizim çalışma sistemimiz daha faklı. Günde dokuz saat çalışıyorum asgari ücret karşılığında. Sipariş başı ücret almadığımız için iş arkadaşlarımla aramda bir rekabet olmuyor hatta deneyimsiz olduğum için destek oluyorlar. Market siparişi götürdüğüm için çok fazla tedirgin olduğum durum olmadı ancak kadın olduğum için trafikte selektör yapan, sıkıştıran, yol vermeyen erkek sürücülere çok fazla maruz kalıyorum. Böyle şeyler yaşadığımda onlarla ilgilenmiyorum, yoluma devam ediyorum.” dedi.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Türkiye nüfusun giderek yaşlandığı bir ülke artık. Ama ücretli emek alanında 40 yaş kadınların yaşlı, erkeklerin birikimli olarak görüldüğü yaş olmaya devam ediyor. Kadınlar pek çok sorunla baş başa kalıyor.  Yaşlılığın bir cinsiyeti var, diyerek hazırladığımız raporumuzu, bu alanda politika üreterek mücadele yöntemleri geliştirecek olan kadınlarla paylaştık.
“Bu kampanyayı ilerletirken kadın meclisimiz şimdiye kadar hep önüne koymuş olduğu komisyon kurma meselesini bu süreçte biraz daha ilerletecek. Kadın Meclisi’ne bağlı Kadın Emek Komisyonumuz, buralarda açığa çıkan, kadınların emek yaşamında yaşadığı sorunları bütünlüklü olarak ortaya koyacak bir çalışmayı gerçekleştirecek.”
Başakşehir’e bağlı Şahintepe mahallesinde, 400 günü aşkındır bir nöbet sürüyor. Çevre Bakanlığı ve bölge belediyesinin halkı mahalleden sürme girişimleri sonuçsuz kaldı. Kurdukları “Barınma Hakkı Meclisi” içinde örgütlenen Şahintepelilerin, fiili mücadelesinde kadınlar en önde. “Mahalle içindeki ve dışındaki kirli eller çekilene kadar oradayız” diyorlar.
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’nı değerlendiren feminist sosyolog Berfin Atlı “Esnek çalışma modeli kadınların yoksulluk döngüsünü kırmak yerine, bu döngünün derinleşmesine neden olacak” diyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!