İmece Ev İşçileri Sendikasının çağrısıyla 16 Haziran Dünya Ev İşçileri Günü kapsamında eylemdeydik. Kadıköy Süreyya Operası önünde dün gerçekleşen eyleme Mor Dayanışma, Kadınİşçi, Aralık Feminist Kollektif, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekillerinden Özgül Saki ve Kezban Konukçu’ da katıldı.
Sendika çalışanlarından Tülay sözlerine, “İmece Ev İşçileri Sendikasında örgütlenen ev işçileri olarak yıllardır ev işçilerinin hakları için, emeklilik sosyal güvenlik hakları için, işçi sağlığı iş güvenlikleri için, mesleki standartları olsun diye ILO C189 imzalansın. Ev işçileri iş yasası kapsamına alınsın diye mücadele ediyoruz. İmece Ev İşçileri Sendikası ev işçilerinin sesini yükseltmeye çalışıyor. Bugün de buradayız 16 Haziran geliyor. Dünya Ev İşçileri Günü. Antalya’daki ev işçileri üyelerimiz sokakta. Buradan da Antalya’daki ev işçileri ve tüm dünyadaki ev işçilerini selamlıyoruz.” diyerek başladı.
Ardından DEM Parti Milletvekili Özgül Saki söz aldı. Saki “Ev işçileri olarak çalışanların yanılmıyorsam %99’u kadın. Görünmeyen emek diyoruz buna ev içinde hane içinde harcanan emeğe. Sadece görülmemek ile kalmıyor görüldüğünde de değersizleştiriliyor, önemsizleştiriliyor. Cinsiyetçi iş bölümü kadınların bakım emeği, temizlik için harcadıkları emek, çocuklar için harcadıkları emek zaten doğal denilip önemsizleştirilerek ucuz iş gücü olarak kadınların emeklerine ev işçilerinin emeklerine el konuluyor. Ama İmece Ev İşçileri Sendikası emeklerinin karşılığını güvenceli bir şekilde tam olarak karşılanması için mücadele ediyor. Bu mücadele ile biz de dayanışma içindeyiz ve diyoruz ki ev işçisi tanımı kesinlikle yasal güvenceye alınmalı. Mobbing, angarya engellenmeli, mesleki bir tanımı olsun, güvenceli iş statüsü olsun ve kadınlar eşitçe, özgürce emeklerinin karşılığını alabilsinler diyoruz. O anlamda sadece İstanbul’da değil aslında sokağa çıkamayıp bayram öncesinde ev içinde tekrar çalışmak zorunda kalan ev işçisi kadınlar için de buradan hep birlikte diyoruz ki ev işçileri köle değildir. Kadınlar güvenceli çalışmayı hak ediyorlar. Derhal meslek tanımı yapılsın diyoruz ve kadın mücadelesi ile bu dayanışmayı büyütme sözünü veriyoruz.”
Özgül’ün konuşmasının ardından İmece Ev İşçileri Sendikası’nın basın açıklaması sendika üyeleri tarafından yapıldı.
Basın Açıklaması
Merhaba Değerli Ev İşçileri, Sevgili Kadınlar ve Değerli Basın Emekçileri,
Bugün 16 Haziran Dünya Ev İşçilerinin Günü. Dünyada yaklaşık 76 milyon ev işçisi olduğu tahmin ediliyor. Ev işçileri ne mi yapıyor; evlerde temizlik yapıyor, yemek pişiriyor, çocuk ve yaşlılara bakıyoruz. Ancak, bu kadar çok olmamıza rağmen ve bakım emeğindeki kritik rolümüze rağmen, emeğimiz görünmez kılınmaya çalışılmaktadır. Patriarka ve kapitalist sistemin iş birliğinde süren bu görünmezliği ve sömürüyü kabul etmiyoruz. Dünya ev işçileri olarak bütün kıtalarda örgütlenerek emeğimizin yok sayılmasına karşı başkaldırdık ve yükselttiğimiz mücadele meyvelerini vermeye başladı.
16 Haziran 2011 tarihinde, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından “Ev İşçilerine İnsana Yakışır İş Sözleşmesi” (ILO C189) kabul edilmesi bizler için önemli bir kazanım olmuştur. Aynı kongrede, ev işçilerinin mücadelesine ve kazanımlarına vurgu yapmak amacıyla 16 Haziran tarihi “Dünya Ev İşçileri Günü” ilan edildi. Bu mücadeleye ve kazanıma emek veren dünya ev işçilerini selamlıyor, tüm ev işçilerinin “Dünya Ev İşçileri Günü’nü” kutluyoruz.
Ev İşçilerine İnsana Yakışır İş Sözleşmesi, 13 yıldır yaklaşık 35 ülkede imzalandı ya da imzalanma aşamasında. Ancak, Türkiye bu ülkeler arasında bulunmamaktadır. Kampanyalarımız, taleplerimiz ve meclis gündemine sunulan araştırma önergeleri bugüne kadar görmezden gelinmiştir. Türkiye hâlâ ILO C189 sözleşmesini imzalamayı gündemine almamıştır. Biz ev işçileri olarak Türkiye’nin ILO C189 Ev İşçilerine İnsana Yakışır İş Sözleşmesi ve ILO C190 Çalışma Yaşamında Şiddete ve Tacize Karşı Sözleşmesini acilen imzalamasını ve hayata geçirmesini istiyoruz. Bu vesileyle belirtelim ki, İstanbul Sözleşmesi bizimdir, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz.
Türkiye’de yaklaşık bir milyon ev işçisini iş yasası kapsamında tutan ayrımcı yasaları kabul etmiyoruz. Borçlar Kanunu’na göre kullanabildiğimiz haklarımızın bir kısmı, 2015 yılında çıkan ve 10 günden az çalışan ile 10 günden fazla çalışan ayrımı getiren yasa ile elimizden alınmıştır. Hem mevzuat hem de uygulama boşluklarının yol açtığı yaygın kayıt dışılıkla karşı karşıyayız. Buna bir an önce çözüm getirilmesini bekliyoruz. “Ev işçilerine müjde” adı altında sunulan paketlerin ev işçilerinin haklarının elinden alınmasıyla sonuçlanması büyük hayal kırıklığına sebep olmaktadır. Bir daha aynı haksızlıkların yaşanmaması için yetkilileri ev işçilerinin sesine kulak vermeye çağırıyoruz. Mevzuattaki boşluklar ve kayıt dışı çalışma, ulusal çalışma ve sosyal güvenlik yasalarından dışlanmamıza neden olmaktadır. Yetersiz hatta yok denecek düzeyde sosyal güvenlikle baş başa bırakılıyoruz. Bir gün dahi çalışsak yasal koruma talep ediyoruz, ayrıca sigorta uygulamanın kolaylaştırılması ve yasaların ILO C189 ile uyumlu hale getirilmesi talebimizde ısrarcıyız. Örgütlenerek ve mücadele ederek emeğimizin görünmesi, haklarımızın verilmesi, ayrımcılığın ve yok sayılmanın üstesinden gelmek için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Sendikamız, ev işçilerinin iş yasası kapsamına alınması ve insana yakışır iş koşullarına kavuşması için mücadele etmeye devam ediyor. Mücadele ettikçe, ellerimizi birleştirdikçe sesimizin duyulduğunu ve artık sessizliğe mahkûm edilmeyeceğimizi biliyoruz. ILO C189’un imzalanması mücadelemizi de, emeğimize saygı ve onur mücadelemizi de kazanacağız; bu mücadele, kadın özgürlük mücadelesinden, emek mücadelemizden, demokrasi mücadelesinden ayrı düşünülemez. Birlikte mücadele edecek, birlikte kazanacağız.
Taleplerimiz:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ek 9. maddesi ve 1 Nisan 2015’te Resmi Gazete’de yayınlanan ev hizmetlerinde 5510 sayılı kanunun ek 9. maddesi kapsamında sigortalı çalıştırılması hakkında tebliğ kaldırılsın. Ev işçilerine ayrımcılık getiren bu yasayı kabul etmiyoruz. Sigorta kapsamında sayılmamız için 10 günden az ve 10 günden çok çalışma ayrımı getiren ayrımcı utanç yasasını bir kez daha teşhir ediyoruz. Biz kadınlar, ev işçileri köle değiliz. Eşit haklar istiyoruz. Ayda 1 gün de çalışsak, 11 gün de çalışsak ev işçisiyiz.
Ev işçileri İş Yasası kapsamına alınsın. Şu an ev işçileri Borçlar Kanunu’na göre sigortalanabiliyor ancak bu kanun, fiiliyatta uygulama zorlukları nedeniyle ev işçilerinin sigortalı ve güvenceli çalışmasındaki engelleri ortadan kaldırmaya yetmiyor. Yasalardaki karmaşıklık giderilsin, ev işçileri iş yasası kapsamına derhal alınsın. Ev işçilerinin iş yerleri evlerdir; sigortalama, kayıt altına alma, denetim, muhasebelendirme işlemleri kolaylaştırılsın.
Bakım emeğinin değeri pandemide daha çok açığa çıkmıştır. Ev hizmetinde çalışanların ekonomiye kattığı değer kabul edilmeli, ev işçilerinin sigorta primleri sosyal devletin gereği olarak üstlenilmelidir.
Geriye dönük sigorta haklarını arayan ev işçilerine kolaylık getirilmelidir. Kaybolan yıllarımızı geri istiyoruz. İş yerinde sigortalı çalışan tanıklarla ispat etmemiz isteniyor. Ev işyerleri ofis ya da fabrika değil ki sigortalı tanık gösterelim. Ev işçilerinin beyanı esas alınmalıdır, gerekiyorsa aksini ev işvereni ve SSK ispatlamakla yükümlü olmalıdır. Soruyoruz; işveren sigorta yapmamış, SSK denetim yapmamış, cezayı neden ev işçisi çekmek zorunda? Emeklilik ev işçilerinin hakkıdır. Emeklilik hakkımızı istiyoruz ve alacağız.
Türkiye’de ev hizmetinde çalışanlar ciddi meslek hastalıklarına sahiptir. İş kazaları yaşamaktadır. Cam silerken düşen ve yaşamını yitiren onlarca ev işçisi cezasızlıkla karşı karşıyadır. İmece Ev İşçileri Sendikası başkanımız Minire İnal, 3. kattan düşerek ağır yaralanmış ancak yargı, 2015 yılında çıkan ve 10 günden az çalışanlara sigortalanma yükümlülüğü getirmeyen yasa gerekçesiyle, yıllarca ev işçisi olarak çalışan Minire İnal’ı işçi saymamıştır. Bugün %90 iş göremez durumda olan sendika başkanımız, Türkiye’deki yasaların ev işçilerine uyguladığı ayrımcılığın somut bir kanıtıdır. Ayrımcılığa son verilsin.
Göçmen ev işçileri için cinsel şiddet ve kötü çalışma koşullarına son verecek önlemlerin alınmasını, maruz kaldıkları hak ihlaleri karşısında sürdürülen cezasızlık politikasına son verilmesini istiyoruz.
ILO C189’u İMZALA
ILO C190’U İMZALA
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZİMDİR
Yaşasın dünya ev işçilerinin örgütlü mücadelesi!