iran’da kadın mücadelesi (2)… jina’dan sonra

mahsa jina amini, geçen yazıda aktarmaya çalıştığım gibi, kolluğun elinde hayatından olan ne ilk ne son iranlıydı. ama ölümü, bugün jina hareketi olarak adlandırılan kalkışmanın işaret fişeği oldu. iranlı feministler, bu kalkışmanın en belirleyici özelliğinin kesişimsellik olduğunu söylüyor.
Paylaş:
ayşe düzkan
ayşe düzkan
ayseduzkan@hotmail.com

mahsa jina amini, 20 eylül 2000’de iran kürdistanı’nın sakkız şehrinde dünyaya gelmiş ve orada büyümüştü. ailesinin ona seslendiği jina adı, kürtçe olduğu için kütüğünde ve kimliğinde yer almıyordu. yirmi ikinci doğum gününden on gün kadar önce erkek kardeşiyle tahran’a gitti. burada, ahlak polisi tarafından, hicaba uygun giyinme eğitimi bahanesiyle gözaltına alındı. görgü tanıkları, gözaltı arabasında kafasına vurulduğunu, işkence gördüğünü, erkek kardeşi, yakınları gözaltında olan başka ailelerle birlikte, gözaltı merkezinin önünde beklerken içeriden çığlık sesleri geldiğini anlattı.  mahsa jina amini 16 eylül günü, orada can verdi.

bunları zaten biliyorsunuz.

geçen yazıda aktarmaya çalıştığım gibi, kolluğun elinde hayatından olan ne ilk ne son iranlıydı. ama ölümü, bugün jina hareketi olarak adlandırılan kalkışmanın işaret fişeği oldu. jina’nın kürt olması, isyanın iran kürdistanı’nda başlamasının en önemli sebebiydi ama kısa süre içinde tahran, sonra bütün ülke hareketlendi. önceki yazıda bahsettiğim iranlı feministler, bu kalkışmanın en belirleyici özelliğinin kesişimsellik olduğunu söylüyor. kadınların, sivil itaatsizlik sınırlarında tanımlanabilecek eylemleri vardı. kürtlerin “rojhilat”[1] olarak adlandırdığı iran kürdistanı’nda, çok uzun zamandır ulusal özgürlük talep eden grupların faaliyetleri sürüyor. diğer yandan, iran işçi sınıfının[2] ve öğrencilerin de hareketli olduğu bir ülke. iran’daki yapısal krizin dört ana ekseni var:

  • cinsiyete dayanan baskı.
  • baskıcı, merkezci ulus-devletin etnik-ulusal ayrımcılığı.
  • “dini demokrasi”nin ve reform hareketinin birbirinden bağımsız çıkmazları.
  • otoriter neoliberalizmin sonuçları.

kürt kadın hareketinin başta türkiye olmak üzere dünyanın pek çok yerinde duyulan sloganı “jin, jiyan, azadi”nin[3] iran sokaklarında yankılandığı, kadınların öncülük ettiği[4] bu kalkışma, birden fazla ezilen topluluğun mücadelesinin bir araya gelmesiyle yükseldi ve acımasız baskılarla karşı karşıya kaldı. geçen yıl içinde en az 500 kişinin gözaltına öldürüldüğü, onlarca kadına ve erkeğe tecavüz edildiğine dair bulgular var.

baskının bedeli

amini ailesi, kızlarını kaybettikten sonra da bu baskıdan nasibini alanlardan. jina’nın babasının basına konuşmaması yönünde baskıyla karşılaştığı, devlet yetkililerinin kızına ne olduğuyla ilgili sorularını cevapsız bıraktığı anlatılıyor. eylemlerin rejimin içinde minik de olsa çatlaklara yol açtığı da söyleniyor. nitekim ayetullah humeyni’nin torunu, reformculara yakınlığı bilinen hasan humeyni, eylemler başladığında yaptığı açıklamada, kurumların gerektiğinde halktan özür dilemeyi epeydir unuttuğunu, sıradan vatandaşların taleplerinin dikkate alınması gerektiğini söyledi.

ama baskılar sadece muhalifleri etkilemedi. kalkışmayla birlikte internet sınırlanmıştı, whatsapp, telegram ve instagram kullanılamıyordu. fakat yerel basın, 11 milyon iranlının geçimini instagram’daki küçük işletmelerinden kazandığını açıklıyor! bu, zaten kötü olan ekonomiyi etkiliyor ve rejimden duyulan rahatsızlığı genişletiyor.

şunu hatırlatmak istiyorum: iran, gücünü “ilahi” otoriteden alan kurumlarla seçimle gelen kurumların oluşturduğu melez bir yönetim altında. dini kurumlar tabii ki çok güçlü ama seçimler nispeten çoğulcu. ancak bu melez sistem artık işlemiyor. diğer yandan reform hareketleri de yeterince güçlü ve etkili değil. yani kısa vadede bir iktidar değişikliği mümkün görünmüyor.

diğer yandan, islam devrimi, sömürgecilik karşıtı kurtuluş hareketleri zamanının eşitlikçi ve devrimci ruhu ve islami kavramların[5] bileşimiyle şekillenmişti. ama 2000’li yılların ortasında, özelleştirme dalgası bunları silip süpürdü. iran’a yönelik yaptırımlar ekonomiyi daha da kötü hale getirdi. çalışma koşulları kötüleşti, ücretler düştü.

canım feda iran’a

kalkışma sırasında atılan sloganlar yukarıda bahsettiğim dört ekseni özetler nitelikte.

“ahlaksız sensin, iffetsiz sensin, ben özgür bir kadınım”

“diktatöre ölüm”

“ister şah olsun, ister lider, zalime ölüm”

“zahidan’dan tahran’a, canım feda iran’a”

ve bence en çarpıcı olan:

“ekmek, emek, hürriyet, şura hükümeti”

iran’ın bulunmadığı bir batı asya, abd için dikensiz gül bahçesi. ama iran, kadınlar, işçiler, kürtler için ısırgan tarlası. abd’nin, afganistan işgalini kadın özgürlüğü gibi gerekçelerle aklamaya çalıştığını da hatırlayarak, iran halkının yanında olup iran rejimine karşı olmanın yollarını bulmak gerek.

jina hareketi bir yaşında

kalkışmanın yıldönümünde rejimin korktuğu kadar büyük gösteriler olmadı. ama yine de hareketin sönümlendiği söylenemez, akacak yeni kanallar arıyor. kamusal alanda, gözaltı ve işkenceyi göze alarak başını örtmeyen kadınlar var. öte yandan dünyanın birçok yerinde iranlı kadınları destekleyen gösteriler oldu.

başka?

o günlerde abd iran’la esir değiş tokuşu yapıyordu. bu değiş tokuşla iran’da hapis tutulan beş abd’linin serbest bırakılması karşılığında, abd’nin yaptırımlarını deldiği iddia edilen beş iran vatandaşına yönelik suçlamalar çekilecek ve iran’ın güney kore’ye petrol satarak kazandığı, yine yaptırımlar sebebiyle bloke edilmiş olan 6 milyon dolar üzerindeki bloke kaldırılacaktı. bu gerçekleşti. diğer yandan yine abd, insan hakları ihlal edildiği için bazı iran yöneticileriyle ilgili yaptırımlar açıkladı. iran’a yönelik yaptırımların sadece halkı mağdur ettiğini hatırlattıktan sonra devam edeyim. guantanamo’dan ırak’a, işkence ve insanlık dışı uygulamalardan sorumlu olan abd’nin iranlı yöneticilere yönelik yaptırımlarının insan haklarıyla ilgili olduğuna inanmak için bir sebep yok.

tam o sırada, israil’in birleşmiş milletler daimi temsilcisi gilad erdan, iran cumhurbaşkanı ibrahim reisi’nin birleşmiş milletler genel kurulundaki konuşması sırasında jina’nın bir fotoğrafının bulunduğu afişle protesto gösterisi yapmaz mı! sanki israil işgal gücü, sadece 2023 yılında 30’dan fazla filistinli çocuğu öldürmemiş gibi…

iran’a yönelik bu “uluslararası” tepkinin sebebi bölgedeki abd karşıtı rolü, filistin direnişi gibi emperyalizm karşıtı hareketlere askeri ve mali destekte bulunması. iran’ın bulunmadığı bir batı asya, abd için dikensiz gül bahçesi. ama iran, kadınlar, işçiler, kürtler için ısırgan tarlası. abd’nin, afganistan işgalini kadın özgürlüğü gibi gerekçelerle aklamaya çalıştığını da hatırlayarak, iran halkının yanında olup iran rejimine karşı olmanın yollarını bulmak gerek.

türkiye iran olmasın!

yıllardır duyduğumuz bir cümle bu. iran’ın güçlü muhalefetini, sokak hareketlerini, eğitimli entelektüellerini, büyüleyici sinemasını düşününce, türkiye’nin iran olmasının zor olduğunu düşünüyorum. Üretimin, bilimin, eğitimin, sanatın olmadığı, olağanüstü yoksul ve kadınlar için bir cehennem olan afganistan’a benzeme ihtimalinin -korkunç da olsa- daha yakın olabileceğinden endişe ediyorum.

ama iran’la türkiye arasında bir benzerlik görüyorum; kadınlara örtünme yasağını da içeren laiklik politikaları ki rıza şah pehlevi de mustafa kemal atatürk’ten ilham aldığını sık sık ifade etmiş. bu bizim için öğretici olabilir mi, bilemiyorum. ama düşündürücü olabilir sanki.


[1] doğu

[2] kalkışma sebebiyle idam edilen ilk dört kişi, yoksul işçi erkeklerdi.

[3] ve farsçası olan “zan, zendegi, azadi”nin…

[4] bir araştırmaya göre 16 eylül-11 kasım arasındaki bin 265 protestodan en az bin 158’ine kadınlar öncülük etti. https://www.theguardian.com/world/2022/nov/17/iran-protests-young-boy-among-deaths-night-of-turmoil-mahsa-amini

[5] örn. mustazaf

*fotoğrafları gazete duvar’dan aldık.

Paylaş:

Benzer İçerikler

aslında kadınların iran’daki islami rejime muhalefeti yeni değil. iran devriminden sonraki ilk eylem, 1979’da tahran’da düzenlenen 8 mart mitingiydi. zaman zaman gevşeyen, zaman zaman sertleşen örtü mecburiyeti ve hicap polisinin şiddeti, her dönemde kadın hareketinin önemli temalarından biri oldu.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!