İstihdamda kayıtdışılaşma

Uzun ve zorlu bir yaz döneminden sonra Ekonomi Bizim (de) Meselemiz yazılarımıza tekrar başlıyoruz. Bu haftaki konuğumuz Ümran Keskin… 
Paylaş:
Emel Memiş - Şemsa Özar
Emel Memiş - Şemsa Özar
emel.memis@gmail.com, ozar2007@gmail.com
.

Kayıtdışı istihdam, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından çalışanların “gün veya ücret olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına hiç bildirilmemesi ya da eksik bildirilmesi” olarak tanımlanmaktadır.

⧬ Kayıtdışı çalışanlar işsiz kaldıklarında işsizlik sigortasından yararlanamazlar,

⧬ İşten çıkma ya da çıkarılma hâlinde ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamazlar,

⧬ Yıllık izin, haftalık izin ve doğum izni gibi izin haklarından yararlanamazlar,

⧬ İş kazası nedeniyle çalışamaz duruma geldiklerinde malullük aylığına hak kazanamazlar,

⧬ Hastalık durumunda iş göremezlik ödeneğinden yararlanamazlar,

⧬ Kayıtdışı çalışılan günleri emeklilik için geçerli sayılmaz,

⧬ Ölüm hâlinde çalışanların aileleri, ölüm aylığı alamazlar.

Ancak kayıtdışı istihdam, emekçilerin sadece sosyal güvenlik örgütüne kayıtlı olmaması ve yukarıda tanımlanan koşullarla açıklanabilecek bir olgu değildir.

Örnek verecek olursak kayıtdışı çalışanlar, özellikle de kadınlar aşağıdaki olumsuz çalışma biçimleriyle sık sık karşılaşırlar:

⧬ Asgari ücretin bile altında kalan ve düzenli ödenmeyen ücretler,

⧬ İşverenin keyfi talepleriyle değişen, belirsiz görev tanımları ve angarya işleri yapmak zorunda kalma,

⧬ Uzun ve belirsiz çalışma saatleri, karşılıksız fazla mesaiye kalma,

⧬ İşten çıkarılmanın kolay olması,

⧬ Sendika üyesi olamama,

⧬ Meslekten kaynaklı sorunların, hastalıkların tamamen göz ardı edilmesi,

⧬ Yakınlarını ve aile mensuplarını kayıtdışı çalıştıran işyerlerinde, işçi-işveren ilişkisinin -koruma ve kollama kisvesi altında- özellikle kadınları baskı yoluyla kontrol etmeye dayanması ve yine kadınların daha ağır bir sömürüye maruz kalması,

⧬ Cinsel taciz, istismar ve psikolojik şiddetin kolaylaşması, şikâyet etme ve mücadele etme yollarının daha da zor olması.

Yukarıda sıraladığımız koşullar çerçevesinde çalışanları kayıtdışı ve kayıtlı olmak üzere keskin bir şekilde iki gruba ayırdığımız düşünülebilir. Oysa uzun yıllardır, dünyada ve Türkiye’de kayıtlı çalışma koşullarında, hem özel sektör hem de kamuda çalışanlar için kayıtdışılaşmanın yaşandığını izliyoruz. Kayıtlı çalışanlar da giderek daha da yaygın bir biçimde kayıtdışı çalışma ilişkileri ve koşullarına yaklaşan bir çalışma yaşamı ile karşı karşıya kalmaktalar.

Kadınlarda oran daha yüksek

Patriyarkal kapitalist sistemde kadınların “asli” işleri ailenin bakımı olarak kabul edildiğinden, kadınların bu hane içi rolleri gereği işe girme ve çıkma sıklıkları erkeklerden daha yüksektir. Aile içinde bakım hizmeti verdikleri yıllarda işten çekildikleri için, yaşamları boyunca piyasada toplam çalışma süreleri de erkeklerden daha düşük olabilmektedir. Bu nedenle, erkeklerin yaşam ve çalışma biçimleri temel alınarak düzenlenmiş sigorta sisteminde kadınların emekli olmaları çoğunlukla mümkün değildir. 2019 yılı rakamlarına göre, kendi adına emeklilik hakkından yararlanan 100 erkeğe karşılık sadece 34 kadın mevcut. Kadınlar hayatları boyunca toplam çalışma sürelerinin emeklilik hakkı kazanmaya yeterli olmayacağını bildikleri için, işverenden sigorta talep etmekte ısrarcı olmazlar. İşverenler de bu durumu bildikleri için erkeklere kıyasla kadınları kayıt içine almak için çaba sarf etmezler.

Güncel verilere göre kayıtdışı istihdam oranı kadınlarda yüzde 37 iken, erkeklerde bu oran yüzde 28’dir (TÜİK, 2020)[1]. Bu oran, çalışma sürelerine göre tam zamanlı ve yarı zamanlı olarak ayrıştırdığımızda ise çok farklılaşmaktadır. Tam zamanlı çalışan kadınların yüzde 28’i, yarı zamanlı çalışanların ise yüzde 74’ü kayıtdışı işlerde çalışmaktadırlar[2].

Bir başka örneğe değinmek gerekirse; boşanma durumlarında çoğunlukla çocukların bakımını anneler üstlenmektedirler. Kamusal çocuk bakım hizmetlerinin neredeyse yokluğu ve özel bakım hizmetlerinin de maddi açıdan erişilebilirliğinin güç olması gibi nedenlerle genellikle kadınlar, kayıtlı ve tam zamanlı işlerde çalışamazlar. Geçici, evlerine yakın, çocukları evde tek başına uzun süre bırakmadan çalışabilecekleri -mesela apartman merdiven temizliği, mahallelerde parça başı konfeksiyon işi gibi- düşük ücretli, sürekliliği olmayan işlerde çalışmak durumunda kalırlar. Bu işler ise kadınları yoksulluktan koruyamadığı gibi yaşlılıklarında da emekli olmalarını engeller ve sürekli gerileyen bir yaşam standardına mecbur bırakır.

Kayıtdışılığı üreten kapitalizm

Öte yandan, sık sık medyada kayıtdışı istihdamın vergi kayıplarına yol açtığı ve kayıt içi ekonomide yüksek vergi yükü yarattığı ve haksız rekabete (adil olmayan ticarete) neden olduğu vurgulanır. Bu gerekçelerle kayıtdışının ekonomiye zarar veren ve ortadan kaldırılması gereken bir sorun olarak tartışıldığını duyarız. Oysa biliyoruz ki üretim maliyetini kısmak için kayıtdışını, kapitalist sistemin kendisi üretmektedir. Patriyarkal ilişkiler ve kadınların toplumsal rolleri kadınları kayıtdışına mahkûm ettiği ölçüde, kapitalizm ve patriyarkanın çıkarları örtüşmektedir. Burada yalnızca kadınlar değil, örneğin statüsüz durumda olan göçmenler de bu çıkar işbirliğinden dolayı kayıtdışına itilenler arasındadır.

Kapitalist sistemde dünya ölçeğinde rekabet, mümkün olduğunca kâr oranının değil, ücretlerin düşürülmesi ile sağlanır. Kayıtdışılaşma da bu emek maliyetini düşürmenin bir aracıdır. Dolayısıyla kapitalist sistemde kayıtdışının ortadan kalkması, rekabeti baltalayan bir sonuç ortaya çıkaracaktır ve bu nedenle devletler de kayıt dışının denetlenmesi konusunda ciddi bir çaba harcamazlar. Rekabeti sağlayamamak, üretimin düşmesiyle sonuçlanacağından işsizlik artacaktır. Dolayısıyla emekçilerin kayıtlı olma talepleri genellikle “işsiz kalmak mı istiyorsunuz?” söylemiyle geri çevrilir. Böylelikle kayıtdışılaşma sistemik bir tuzağa dönüşür.

Emekçilerin, özellikle de emekçi kadınların her yerden elini kolunu bağlayan bu sistem karşında, dayanışma ile!

[1] TÜİK İşgücü İstatistikleri (https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=102&locale=tr)

[2] TÜİK İşgücü İstatistikleri (https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=102&locale=tr)

Paylaş:

Benzer İçerikler

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) de güncel rakamları açıkladı. Biz de işsizliği bizim meselemiz olarak tartışalım istedik. Sözümüz uzunca oldu bu kez; hem zor bir konu hem de daha konuşmadığımız çok yönü var. İşsizlik nedir? Nasıl ölçülür? Neden ortaya çıkar ve kadınları nasıl etkiler? Ortadan kaldırmak için neler yapılmalı? Sorularını yanıtlamaya çalışırken yazımız uzadı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!