Kadın cinayetleri “kıskançlık dramı” değil şiddettir

Avusturya’da da bir süredir kadın cinayetleri gündemde. Christine Esterbauer Avusturya Sendikalar Birliği Başkan Yardımcısı Korinna Schumann ile kadın cinayetlerini konuştu.
Paylaş:
Necla Akgökçe
Necla Akgökçe
nakgokce@gmail.com
Necla Akgökçe  nakgokce@gmail.com

Avusturya’da da bir süredir kadın cinayetleri gündemde. Christine Esterbauer Avusturya Sendikalar Birliği Başkan Yardımcısı Korinna Schumann ile kadın cinayetlerini konuştu.

Kadına yönelik şiddet konusu son zamanlarda Avusturya’da defalarca gazete manşetlerine taşındı. Bu bir tesadüf değil çünkü 2020’de Avusturya kadın cinayetlerinde Avrupa ülkeleri arasında birinci oldu. ÖGB Başkan yardımcısı Korinna Schumann bu konuda sendikaların yapması gerekenleri anlatıyor.

Bu yıl Avusturya’da 12 kadın öldürüldü.  Böylece kadın cinayetleri konusunda üzüntü verici şöhrete ulaştık,  Kadın cinayetlerinin durdurulması için neler yapmamız gerekiyor?

Bu şiddet, aslında infaz da diyebileceğimiz çok sayıdaki kadın cinayeti dayanılır gibi değil. Önlemek için neler yapılmalıdır? Bizim bildiğimiz şiddet olayları buzdağının ancak görünen yüzü. Korona pandemisi sırasında aile içi şiddet te arttı.

Acı çekenlerin çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.  Mümkün olduğunca çok insanın sorunun farkına varmasını sağlamak, şiddete karşı önlem almak lazım ve önleyici tedbirler için devletin yatırım yapması gerekiyor. Kadınların şiddetten korunması için desteğe ihtiyacı var.

Hükümet, şiddete karşı kadınları korumak amacıyla acil önlemler için 25 Milyon Euro vaat etti. Bu yeterli mi?

Hükümetin şiddete karşı fonları artırarak harekete geçmesi, önemli ve iyi bir şey.  Ama bu küçük, çok küçük bir adımdır, çünkü çok daha fazla para gerekiyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden örgütler bunu çok net bir biçimde ifade ettiler:  228 milyon Euro ve mağdurlara 3.000 yeni iş imkânı.  Şiddete karşı gerçekten bir şeyler yapabilmek için bu kesinlikle gereklidir.

Ayrıca kadın cinayetlerine karşı ciddi bir toplumsal tepki de geliştirmek gerekiyor. Bu cinayetler kıskançlık dramı değil kadına yönelik şiddettir. Dram diyerek bu durum küçümsenmemelidir. Bir ilişkide fiziksel şiddete de  psikolojik şiddete de yer yoktur.

ÖGB şu ana kadar “kadına yönelik şiddet” konusunda farkındalık yaratmak için neler yaptı?

Kadına yönelik şiddetle mücadele için her türlü fırsatı değerlendiriyoruz.  “Şiddete karşı 16 gün” kampanyası çıkış noktamızdı.  Bu, 25 Kasım’dan 10 Aralık’a kadar her yıl gerçekleşen ve şiddetsiz yaşam hakkına dikkat çeken uluslararası bir kampanyadır ve biz de bu işin içindeyiz.

Kampanya ile kadına yönelik şiddete tolerans gösterilmemesi gerektiğini ilan ediyoruz. Sendikal hareketin erkek temsilcilerinin de bu konuda tutum alması bizim için çok önemli çünkü kadına yönelik şiddet sadece kadın sorunu değil aynı zamanda erkeklerin de meselesidir. Bu tutum, sorunu nasıl ele alacağınızla başka tarafa bakıp bakmayacağınızla ilgilidir.

Pek çok kadın için en tehlikeli alan kendi evleridir ve çalışırken bunu genellikle fark edemezsiniz. İşyerinde kadına yönelik şiddet nasıl ele alınabilir?

Şiddete karşı işyerlerinde yürütülen çalışmalar çok önemlidir. Buradaki temel amaç, çalışma konseylerini ve burada çalışanları sorunu ele almaları için duyarlı hale getirmektir. Onların bu konuya bakmalarını ve görmelerini sağlamak gerekir.

Bu mücadele cesaret gerektirir ve acilen yapılmalıdır. Çoğu zaman özel alanda şiddete maruz kalan kadınlar bu deneyimi işyerine getirirler – eğer doğru çerçeve oluşturulursa, sorun belki iş yerinde daha açık bir şekilde ele alınabilir.

Çalışma konseyleri şiddete maruz kalan kadınları desteklemek için özel olarak ne yapabilir?

Kadınları profesyonel yardım almaya, yardım hatlarını aramaya ve tavsiye almaya teşvik edebilir. Her kadın şiddet hakkında konuşmak istemeyebilir. Ama belki biri gelir ve size  “İyi görünmüyorsunuz acaba evde sizin için yolunda gitmeyen bir şeyler var mı? ” diye sorduğunda, ilk seferinde işe yaramayabilir, fakat devam ederseniz bir sonuç alabilirsiniz.

Sizin yardım talebiniz onları etkileyebilir. Şiddeti kabul etme cesaretini gösterebilirler. Çünkü şiddet dolu bir ilişkiden çıkmak büyük cesaret ister.

Pek çok kadın için finansal bağımlılık, şiddet içeren ilişkilerden çıkmanın önündeki büyük bir engeldir – özellikle çocuk da varsa- Bu konuda neler yapılabilir?

Kadınlara bir geçim ücreti verilmelidir. Kadın mesleklerinin çoğunun düşük ücretli olduğu bir gerçektir. Bu nedenle biz sendikalı kadınlar,  asgari ücretin toplu sözleşmeyle 1.700 Euro’ya çıkarılması için savaşıyoruz.

Bu gelir aynı zamanda kadınların kendisinin ve çocuklarının yaşamını sürdürmelerine izin verdiği için şiddet içeren bir ilişkiden kurtulmalarına da yardımcı olur. Ancak kadınların tam zamanlı çalışma şansına sahip olması için çerçeve koşullar sağlanmalıdır.

Bu nedenle, Avusturya’nın her yerinde bir yaşından itibaren her çocuğa uygun fiyatlı bir kreş hakkı talep ediyoruz. Bu, özellikle yoksulluk riski altında olan bekar ebeveynler için büyük bir rahatlama sağlayabilir. Ayrıca kadınlar işsiz kaldıklarında, onların tekrar işe almalarını sağlayacak daha fazla eğitim ve yeniden eğitim programlarına ihtiyaç vardır.

Yani  kadınlar düşük işsizlik yardımlarıyla yaşamak zorunda değiller. Tüm bu önlemler, kadınlara kendi yollarına gitmeleri ve beraberliklerini adil bir birliktelik olarak deneyimlemeleri için daha özgür kılacaktır. Sonuçta, evlilikler, beraberlikler hiyerarşik, hatta muhtemelen şiddet içeren bir bağımlılık sistemi içinde değil, eşit bir temelde gerçekleşmelidir.

https://www.oegb.at/themen/gleichstellung/geschlechtergerechtigkeit/frauenmorde-sind-keine-eifersuchtsdramen

Paylaş:

Benzer İçerikler

9 Kasım 2024’te Genel İş 1 No’lu Şube’deki kadın arkadaşlarımız yeni bir toplu iş sözleşmesi (TİS) tanıtımı gerçekleştirdi. İş yerlerinde kadın çalışanların erkeklerle eşit haklara sahip olmasını sağlamayı hedefleyen bu TİS taslağı çok konuşulacak. Etkinliğin ardından bizler de Kadınişçi olarak Nazan Gevher Ay Çam, Ayşecan Ay ve Özge Çehreli ile konuştuk.
Tüm Bel-Sen Tuzla Belediyesi’nde ilk defa toplu sözleşme imzaladı. İlk sözleşmede ücretsiz HPV aşısı, regl izni, emzirme odası, mobbing kurulu oluşturulması, doğum izninin ücretli olarak 8 hafta daha artırılması, 8 Mart idari izni gibi mücadele ile kazanılmış pek çok hak yer aldı.
Bornova’da üretim yapan Kristal Yağ işçilerinin asgari ücrete tepkileri sert oldu. TİS masasından kalkan işçiler bir ayı aşkın süredir grevdeler. Emekçilerin market alışverişlerinde yaşadıkları adeta bir trajedi. Poşetleri neredeyse boş. Kristal Yağ Fabrikası işyeri temsilcisi Gülnaz’la görüştük.
Sağlık sistemi zayıf olan ve bulaşıcı hastalıklarla boğuşan Asya toplumlarına hayati sağlık hizmetleri sunan sağlık emekçisi kadınlar, yaptıkları işin toplumsal cinsiyete dayalı değersizleştirme nedeniyle iş olarak görülmediğini belirterek kampanya başlattılar. Feminist araştırmacı Trimata Chakma konu ile ilgili Nepal’de Kadın Toplum Sağlığı Gönüllüleri’nden Basanti ve Gita ile konuştu.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!