Kadın mühendis, mimar, şehir plancıları: “Eşitlikçi iş yerleri, eşitlikçi istihdam, eşitlikçi yaşam istiyoruz”

Politeknik Mühendis Mimar Şehir Plancıları Dayanışma Derneği geçtiğimiz günlerde asgari ücret konusunda hazırladığı araştırma raporunu sundu. Bu vesileyle, kadın mühendislerle kadınların ücretini, işyerinde yaşadıkları ayrımcılıkları, çözüm olanaklarını konuştuk.
Paylaş:
Seval Öztürk
Seval Öztürk
sevalozturk18@gmail.com

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde gerçekleşen basın açıklamasında mühendislerin, mimarların ve şehir plancıların 2024 yılı Temmuz-Aralık ayları için Asgari Ücretin 47 bin 702 TL olduğunu aktardılar. Biz de hem araştırma raporunu hem de kadın mühendisler ile alanda yaşadıkları üzerine söyleştik. Pınar iletişim ve haberleşme, Duygu ise endüstri mühendisi olarak çalışıyor. Kadın mühendisler iş yerlerinde, istihdam alanlarında ve toplumsal yaşamda eşitlik istiyor.

Basın açıklamanızda bahsettiğiniz araştırma verilerine göre kadın mühendis, mimar ve şehir plancıları da birçok sorun yaşıyor. Araştırmayı ve sonuçlarını biraz anlatabilir misiniz? Alanda yaşadığınız sorunlar nelerdir?

Pınar: Düzenli aralıklarla profil araştırmaları yapmaya çalışıyoruz. Pandemi öncesi araştırmalarımız iş yerine odaklıyken, pandemi sonrası odağımızda evden çalışma vardı.

Cinsiyet ayrımcılığı çalışma yaşamında farklı biçimlerde karşımıza çıkıyor. Daha fazla sorumluluk alabilecekken, istediğimiz pozisyonda değil uygun görülen pozisyonlarda çalışmak durumunda kalmamız, aynı işi yapan erkeklere göre daha düşük ücret alarak çalışıyor olmamız, evli olup olmamanın, annelik planlarının işe alınırken belirleyici olması yüksek oranlarla deneyimlediğimiz ayrımcılık biçimleri.

Pandemi sonrası evden çalışma yaygınlaştı. Evler yani ev işleri ve bakım yükünün kadınlara bırakıldığı, kadınların işi olarak görülüp, değerinin görülmediği, ücretlendirilmediği mekanlar. Evden çalışmanın negatif yönlerini kadınlar erkeklerden daha yüksek oranlarla yaşadı, yaşıyor. İş saatleri dışında daha sık iş yapmak (Kadın: yüzde 48 Erkek: yüzde 29), çalışma saatlerinin artması (Kadın: yüzde 45 Erkek: yüzde 28) negatif deneyimler arasında.

Şöyle düşünün, kadın, erkek evden çalışıyorsunuz, çalışma odası varsa erkeğe ait, çalışma sandalyesi varsa erkek oturuyor! Pes dedirten şeyler.

Duygu: Pandemi sırasında yaptığımız araştırmada çıkan sonuçlardan biri de kısa çalışma ödeneği ile işten el çekme durumunun kadınlarda daha sıklıkla yaşanmış olduğu idi.

Bu ekonomik kriz, adaletsiz bölüşüm bir kadın olarak hayatlarınıza etkisi neler? Bununla nasıl başa çıkabiliyorsunuz?

Pınar: Maaş düzeyine göre farklılık gösteriyor bu. Sosyalleşme etkinliklerimizi azaltmaktan ihtiyaçlarımızı alamamaya giden bir skala var. Temizlik yardımı alanlarımız, bundan vazgeçiyor. Pazar alışverişi daha ekonomik olduğu için zorunluluğa dönüşebiliyor, buna zaman ayırmak gerekiyor.

Duygu: Yaptığın işin karşılığını alamayıp, almaya dair inancını da kaybedince başka alanlarda çalışma arayışı ortaya çıkıyor.

Genç mühendisler aileleriyle yaşamak zorunda kalıyor

Asgari ücretin kadın ücreti olduğu su götürmez bir gerçek. Sizin alanlarınızda bunun etkilerini nasıl gözlemliyorsunuz? Yeni işe başlayan veya alanda çalışan bir mühendis, mimar ve şehir plancı neler yaşıyor?

Duygu:  Evet DİSK-AR araştırmalarından biliyoruz. Kadınlar erkeklere göre daha yüksek bir yüzde ile asgari ücret altında veya civarında ücretlerle çalışıyorlar. Kadın çalışanlar içinde de bu oran daha yüksek aynı zamanda.

Çalışmaya hayatına yeni başlayan arkadaşlarımız düşük ücretler ve hak gaspları gerçekleri ile karşılaşıyorlar maalesef. Beklentiler ve yaşanan durum göz önünde bulundurulduğunda açının en geniş olduğu konuların başında maaş, yan haklar  ve görev tanımlarının belirsizliği geliyor. Genç mühendisler büyük oranda aileleri ile beraber yaşamaya ve maddi anlamda ailelerinden destek almaya devam ediyor. Bu da özellikle kadınlar açısından çeşitli olumsuzluklar içeren aile yanında yaşama hikayesinin devam etmesi demek oluyor. Kadınlar kendi bağımsız hayatlarını kurma planlarını ötelemek; ailelerine bağımlı hayatlar sürmek durumunda kalıyorlar.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Pınar: Ekleyecek, konuşacak çok şey var. Sorunlarımız çok ve ortak. Yine de son sözlerimizi sorunlar üzerine değil cinsiyet eşitliğini iş yerlerimizde, çalışma alanlarımızda kurmak üzerine yapalım.

İş yerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri neden zorunlu olmasın? İşe alınırken, cinsiyet eşitliğine yaklaşımı sınayacak bir sınav neden olmasın? Eşitlikçi çalışma ortamı yaratmayan şirketlere/patronlara yaptırımlar neden uygulanmasın?

Eşitlikçi iş yerleri, eşitlikçi istihdam, eşitlikçi bir toplumsal yaşam istiyoruz.

Duygu: Ücret politikalarının şeffaflığı da iş yaşamına dair taleplerimizden.  Ev işleri, çocuk bakımı gibi işlerin kadınların sorumlulukları olarak görülmesi sebebiyle maaş ve zam politikaları ve terfi sistemleri iş hayatında kadınların aleyhine işliyor.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Kadınların büyük bir bölümü örgütsüz işyerlerinde asgari ücretle çalışıyor. Dolayısıyla asgari ücrete zam yapılmaması en çok onları etkiledi. İstanbul ve Malatya’da çalışan işçi kadınlarla asgari ücreti konuşalım istedik. Ama ağır çalışma koşulları, meslek hastalıkları, ev ve bakım işleri, bitmeyen mesailer gibi ortak dertlere de girmeden edemedik.
Geçmiş yılın değerlendirmesini yapmak âdettendir. Kadınİşçi olarak kendimize, kadınların ücretli emeği açısından geçen yıl ne tür kazanım ve kayıplar yaşandı? Geçtiğimiz yıl kadın grev ve direnişlerinde hangi talepler öne çıktı ve grev ve direnişlerde feminist dayanışma nasıldı?  Önümüzdeki yıl ücretli kadın emeğinin en önemli sorunu veya sorunları neler olacak? Sorularını sorduk.  Cevaplar ise görüldüğü gibi…
Asgari ücret sürecinde esasen patronlar ve siyasi iktidar çalışanların elindeki üç kuruşu da almanın yolunu, yöntemini tartışıyor. Feride, Selime’nin talebi ise insanın beslenebileceği, ilacını ve kışın botunu, yazın penyesini alabileceği, faturalarını dert etmeyeceği bir ücret…
Malatya’da 6 Şubat depremi öncesinde kadınlar, çocuklarını kreşe vererek çalışabiliyordu. Depremden sonra çocuk bakım hizmetlerinin yetersizliği ve artan kreş ücretleri nedeniyle kadınların bir kısmı ücretli emek süreçlerinden çekildi.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!