Kadın Platform işçilerinin grevi: Platform tabanlı ekonomi çağında geçici işçilerin güvenliği nasıl sağlanır?

Platform tabanlı işlerde geçici çalışan kadın işçileri iş yaparken cinsiyete dayalı şiddet ve tacize karşı korumak için beyan esaslı telafi edici bir politika olması gerekir. Hindistan’da platform çalışanlarının grevi ve açılan bir emsal dava ile konu tekrar gündeme geldi.
Paylaş:

Platform tabanlı geçici işler sıklıkla esnek çalışma koşulları sağlayarak kadınlar için önemli fırsatlar yarattığı şeklinde sunulur. Kadınların işgücü piyasasına erişimi önemli olsa da sürdürülebilir ve makul ücret ve diğer destekleyici mekanizmalar da aynı derecede önemlidir.

31 Ekim Hindistan’da Diwali festivali sırasında çeşitli şehirlerde, Gig ve Platform Hizmet İşçileri Sendikası popüler güzellik tabanlı platformda geçici çalışan kadın işçilerinin önderliğinde bir dizi dijital grev gerçekleştirdi.

Grev, dijital ekonominin sömürü koşulları konusunda kamuoyunu bilgilendirmesinin yanı sıra, bu ekonominin vaat ettiği “esneklik” varsayımının da ne kadar yanıltıcı olduğunu ortaya çıkardı. Güzellik ve sağlık hizmetleri ile diğer yerel dijital platformlardaki geçici işçiler, müşterileri evlerinde ziyaret etmek zorunda kalıyor ve bu da onları tacize ve şiddete karşı daha savunmasız hale getiriyordu. Taksi şoförlüğü veya yemek dağıtımı gibi işlerde çalışan kadın işçiler de müşteriler ve diğer yoldan geçenler tarafından yollarda tacize uğruyordu. Öte yandan, taksi hizmetleri gibi platformların kadın müşterileri, bir zamanlar sürücü tarafından da şiddete veya uygunsuz davranışlara maruz kaldıklarında da savunmasız kalıyorlardı. Sürücü tacizleri Hindistan kamuoyunda bir miktar görünürlük kazansa da kadın çalışanların uğradığı taciz hala önemli bir sorun.

Dijital platformlar, müşteri ile hizmet sağlayıcı arasında aracılık görevi yapıyor. Yerel hizmet sağlayıcılar, daha önce kayıt dışı ekonominin bir parçasıydı ancak talep üzerine hizmet için onları arayan müşterileriyle şeffaf bir ilişkiye sahipti. Platform şirketlerinin müdahalesi bu ilişkiyi bozdu. Platformlar, geleneksel iş kategorilerini karmaşıklaştırarak mevcut iş yasalarını gereksiz hale getirdi. İşyeri fikri de platform müdahalesiyle iyice karmaşıklaştı. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) işyeri tanımı, bir çalışanın iş için bulunması gereken bir yerdir ve buna, işverenin doğrudan kontrolü altında olsun veya olmasın, fiziksel çalışma alanları dışındaki yerler de dahildir. Bu, platform-gig çalışanının çalıştığı her yere açıkça uzandığı anlamına geliyor. Platform arabuluculuğuyla, bir çalışanın veya bir kadın müşterinin karşılaştığı cinsel taciz ve şiddet vakalarında “sorumluluk” sağlamak iyice zorlaşıyor.

Bulmacanın bir kısmını çözmek

Bir platform sürücüsü tarafından bir kadın müşterinin taciz edilmesi olayında, Karnataka Yüksek Mahkemesi 30 Eylül 2024’te Bayan (X) davasında Ola Cabs’i işleten ANI Technologies’i, taksi sürücüsünün müşteriye karşı cinsel tacizinden, onu şirketin bir çalışanı olarak görerek sorumlu tuttu. Bu nedenle, ANI Technologies tarafından oluşturulan Dahili Şikayetler Komitesi (ICC) davada hareket etmekten sorumlu tutuldu.

Ola’nın davada iki iddiası vardı. Birincisi, sürücünün aynı zamanda bir sahtekar (başkasının hesabına araç kullanan) olması nedeniyle kendisinin suçlu olmadığını ileri sürdü. İkincisi, diğer herhangi bir sürücünün de sadece bir sürücü ortağı veya sürücü abonesi olduğunu ve bunun sürücü ile şirket arasındaki bir abonelik sözleşmesiyle kararlaştırıldığını savundu.

Karar, sürücü ile Ola arasındaki abonelik sözleşmesini desteklediği için sendikalara ve aktivistlere iyi bir örnek oldu. Çünkü sözleşme ikisi arasında ve “yönetici ilişki”yi Ola kontrol ediyor. Sürücü tarafından hizmet sunma biçimi, yöntemi için Ola’nın yönetim, denetim ve kontroldeki rolünü ve sürücünün bu şartları ihlal etmesinin sonucunu ayrıntılı olarak açıklıyor. Karar, bunun yalnızca POSH Yasası amaçları için olduğunu açıklığa kavuştururken, sürücünün Ola’nın bir çalışanı olarak kabul edildiğini belirtiyor. Bu karar emsal teşkil ederek platform-gig çalışanlarına diğer iş yasaları için de umut teşkil ediyor. Platform şirketlerinin yolcuların güvenliğinden sorumlu tutulması, bu platformların kadın kullanıcılarına bir güvenlik duygusu vererek ve hareketliliklerine yardımcı oluyor.

Neye değinilmesi gerekiyor

Ancak sorulması gereken kritik bir soru da şudur: Pozisyonlar tersine döndüğünde ne olur – sürücü veya diğer herhangi bir platform-gig çalışanı kadın ve mağdur olduğunda ve müşteri tacizci olduğunda? Müşterinin sürücüye karşı uygunsuz davranışından kim sorumludur?

2013 İşyerinde Kadınlara Cinsel Taciz (Önleme, Yasaklama ve Giderme) Yasası’nda (POSH Yasası) 10’dan fazla çalışanı olan tüm işyerlerinde dahili şikayetler komitesi kurulması (ICC) öneriliyor.Kayıt dışı sektör için, her bölgenin çalışanın cinsel taciz şikayeti için müşterinin veya işverenin hesap vereceği yerel şikayet komitesi olması gerekiyor. Ancak, platform şirketler çalışanlarını iş ortağı ve yönetici olarak göstererek çalışanların statülerini gizliyorlar. Bu da onları daha da savunmasız hale getiriyor çünkü örgütlenmemiş sektör çalışanları için POSH Yasası hükümlerinin uygulanmasının önüne geçiliyor.

POSH Yasası, diğer iş ve işyeri yasalarından daha geniştir. Dolayısıyla mağdur kadın platform çalışanı ve tacizci müşteri ise platform şirketinin ICC’sinin sorumluluk alması sağlanabilir.

Önümüzde Neler Var

Tartışmasız bir şekilde, platformlar müşterilerinin ve çalışanlarının güvenliğinden ve refahından sorumlu olmalı ve bu konuda hesap verebilir olmalıdır. Güvenli bir işyeri yaratmak, ayrımcılık yapılmayan düzgün bir iş sağlamak odak noktasıdır. Uber’in mobilite platformu şu anda yolda haksız yere durmalar olması durumunda çalışanlara ve müşterilere ulaşmak için mekanizmalara sahip, ancak bu yeterli değil. Platform şirketlerinin, kadın platform-gig çalışanlarını işteyken müşterilerden ve diğerlerinden gelen cinsiyete dayalı şiddet ve tacize karşı korumak için beyan esaslı telafi edici bir politikaya sahip olması gerekiyor.

Yazar: Areesha Khan, Institute of Social Studies Trust’ta araştırma görevlisidir
https://indianexpress.com/article/opinion/columns/women-workers-strike-safety-gig-economy-9703710

Paylaş:

Benzer İçerikler

İsviçre’nin Bern şehrinde faaliyet gösteren Bern Kadın Dayanışması (Frauen* Solidarität- Bern / FSB), erkek şiddeti gördüğü için iltica eden kadınlar için Europaplatz’da bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada sığınmacı kadınların ve LGBTİ+ların deport edilmesinin onları ölüme göndermek anlamına geleceği vurgulandı.
Hindistan gig ekonomisinin çok yaygın olduğu bir ülke, güney eyaleti Karnataka’da hükümet, bu konuda bir yasa tasarısı hazırlarken ilgili sendika, dernek, kuruluş ve örgütlerden öneriler alıyor. Kadın işçilerin talebi ise; tuvalet, cinsel tacize karşı korunma gibi ihtiyaçlarının da taslağa girmesi…
Sağlık sistemi zayıf olan ve bulaşıcı hastalıklarla boğuşan Asya toplumlarına hayati sağlık hizmetleri sunan sağlık emekçisi kadınlar, yaptıkları işin toplumsal cinsiyete dayalı değersizleştirme nedeniyle iş olarak görülmediğini belirterek kampanya başlattılar. Feminist araştırmacı Trimata Chakma konu ile ilgili Nepal’de Kadın Toplum Sağlığı Gönüllüleri’nden Basanti ve Gita ile konuştu.
İsviçre Hizmet Sendikaları Birliği’nin (UNIA) Kadın Konferansı, 25 Mayıs’ta, Solothurn’da yapıldı. Konferansta UNIA delegesi 140 kadın son birkaç yılın kadın hareketini değerlendirdi. Feminist toplu iş sözleşme çağrısında bulunan kadınlar, işyerinde şiddet ve cinsel tacize karşı bir kampanya örgütleme kararı aldılar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!