Kadınların sosyalleşme ve eylem alanı olarak fabrikalar

Ataerkil düzenin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınların yaşamında somut ölçülebilir etkilerinin ötesinde sonuçları var. Özelikle kamusal alanda mekân kullanım eğilimlerinin, paylaştıkları sosyal alanların, kadınların eylem ve etkinliklerinde yönlendikleri/ yönlendirildikleri alanların patriarkal ilişkiler ve cinsiyetçi roller üzerinden şekillendiği görülüyor.
Paylaş:
Nuran Gülenç
Nuran Gülenç
nurangulenc@gmail.com
Nuran Gülenç   nurangulenc@gmail.com

Ataerkil düzenin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınların yaşamında somut ölçülebilir etkilerinin ötesinde sonuçları var. Özelikle kamusal alanda mekân kullanım eğilimlerinin, paylaştıkları sosyal alanların, kadınların eylem ve etkinliklerinde yönlendikleri/ yönlendirildikleri alanların patriarkal ilişkiler ve cinsiyetçi roller üzerinden şekillendiği görülüyor.

Birçok vesile ile hem tekstil işçisi kadınları hem de Birleşik Metal-İş Sendikası’nda yürüttüğüm kadın çalışması nedeniyle kadın işçilerin fabrika mekânlarını kullanımlarını gözlemleme şansım oldu. Çalışma süreleri dışında erkek ve kadın işçiler arasında fabrika mekânlarını kullanımı açısından önemli farklar var. İşyerlerinin fiziki şartlarının elverdiği ölçüde, kadınlar erkeklerden farklı olarak daha çok yemekhaneleri, soyunma odalarını, üretim alanlarını sosyalleşme ve dinlenme alanı olarak kullanırken, erkek işçiler dış mekânları dinlenme ve sosyalleşme alanları olarak kullanıyor. Sorduğunuzda ise burası daha rahat cevabını alıyorsunuz. Bunu patriarkal ilişkilerin yönlendirmesi, kamusal alanda olmalarına rağmen cinsiyetçi rollerin uzantısı mekânlar içinde var olma ve o alanlarda kendini koruma ve zarar görme (şiddet, taciz, cinsiyetçi söylemle karşılaşma, aşağılanma, yargılanma vb.) olasılığını ortadan kaldırma eğilimi olarak okumak mümkün.

Eylem alanlarında erkekler önde

Kadınların fabrika mekânlarını eşitsiz kullanma eğilimin bir göstergesi de eylem pratiklerinde ortaya çıkıyor. Örneğin, Birleşik Metal-İş Sendikası’nda yürüttüğümüz kadın çalışmalarında eylem için mekânın kullanımı konusunda kimi eşitsizliklerle karşı karşıya geldik. Birleşik Metal-İş Sendikası fabrikanın ana mekânlarını (üretim alanları, fabrika girişi, önü gibi) eylem alanı olarak kullanan bir sendika. Toplu pazarlık dönemlerinde ya da belirlenmiş kimi başlıklarda kıdem tazminatı, işçi sağılığı ve iş güvenliği ya da dayanışma eylemlerini fabrika mekânlarında hızla örgütleyebiliyor ve üyelerini harekete geçirebiliyor. Büyük çoğunluğu erkek işçilerden oluşan işyerlerinde, eylemlerin merkezinde duran ve eylemlere öncülük edenler erkek işçiler olur. Kadınlarda bu eylem ve etkinliklere katılmakla birlikte daha pasif konumda gerilerde ya da aralarda kaybolurlar.

Birleşik Metal’de kadın eylemleri

Son dönemde, sendikanın yürüttüğü kadın çalışmalarının bir parçası olarak, fabrika mekânlarının kadın işçilerin merkezinde ve önünde olduğu ve kadın taleplerinin gündeme getirildiği eylemler sendika faaliyetlerine eklendi. Bu süreçte, kimi işyerlerinde kadınlar o güne kadar sendikal politika alanının konusu olmamış kadına yönelik ayrımcılık, şiddet taciz gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliği temelli sorunları bir yandan dillendirme güçlüğü yaşadılar, diğer yandan eylemlerin, sosyal medya görselleri için çekimlerin nerede yapılacağına yönelik tartışmalar gündeme geldi. Planlanan eylem ve etkinlikleri hayata geçirirken, sendikanın diğer eylemlerinde gündeme gelmeyen eğilimler gündeme geldi. Örneğin mekan olarak soyunma odalarına ya da yemekhanelere yönelme/yönlendirilme eğilimleri, işyerlerinde eylemi organize eden kadın komisyonu üyelerinin, işyeri temsilcilerin sendikanın diğer eylemlerinin yapıldığı mekanlarda yapılması yönünde çabalarına tanıklık ettik. Yapılan her tartışma, ortaya çıkan eylemin toplumsal cinsiyet eşitsizliğine yönelik farkındalığı yükseltme işlevi görüyor.

Burada önemle altını çizmek gerekir ki, kadınların çalışma yaşamındaki ikincil konumu sadece ücret eşitsizliği, cinsiyetçi işbölümü ve diğer ayrımcı uygulamalarda değil, çalışma mekânının kullanımda da gözleniyor. Kadınların çalışma yaşamındaki ikincil konumundan, erkek egemen işyerinde ve sendikaların sessiz üyeleri olmaktan çıkıp taleplerini örgütleyebilmeleri önemli. Bu yolda kadınların güçlenmeye ve ataerkil hiyerarşik güç, iktidar ilişkilerinin dönüşümüne ihtiyaç var. Bunun için de çalışma yaşamında her türlü eşitsizliği ortadan kaldırmayı kendine görev edinen ısrarlı ve istikrarlı bir kadın politikasını hayata geçiren sendikalara ihtiyaç var.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!