Kararlı, yol açan Alman kadın politikacılar: Boyun Eğmeyenler

"Boyun Eğmeyenler[i]" adlı belgesel film, Alman Federal Cumhuriyeti siyasetinde önemli rol oynayan kararlı, yol gösterici kadın politikacıların yaşadıklarını anlatıyor.
Paylaş:
H. Sevim Işık Bäro
H. Sevim Işık Bäro
sevimisis@gmail.com
Sevim Işık Bäro    sevimisis@gmail.com

“Boyun Eğmeyenler[i]” adlı belgesel film, Alman Federal Cumhuriyeti siyasetinde önemli rol oynayan kararlı, yol gösterici kadın politikacıların yaşadıklarını anlatıyor.

.

Gazeteci Torsten Körner yönettiği, 2020 Almanya yapımı belgesel, Alman Federal Cumhuriyeti parlamentosunda[ii] kadın politikacıların mücadelelerini konu alıyor. Filmde, 20 Yüzyıl’ın ikinci yarısında politikaya damga vuran birçok kadının yaşadıkları zorlukları ve üstesinden gelişlerini izliyoruz.

1950’lerde Batı Almanya parlamentosunda sadece birkaç kadın vekil vardır. Ancak 1960’lardan itibaren daha fazla kadın politikacı ciddiye alınmak konusunda ısrar etmeye başlarlar. Önyargılardan, açık cinsiyetçi ayrımcılığa kadar büyük erkek tepkileriyle karşı karşıya kaldıkları halde, yılmazlar. “Politika, yalnızca erkeklere bırakılamayacak kadar ciddi bir meseledir” derler ve yollarına kararlı adımlarla devam ederler.

Tarihi bir ders niteliği de barındıran filmde, arşiv görüntüleri ve dönemin kadın politikacıları ile yapılan güncel röportajları bir arada izliyoruz. Arşiv görüntüleri, birçok erkeğin kadın politikacılarla ne kadar açık bir şekilde alay ettiğini, hakaret ettiğini ve onları tehdit ettiğini gösteriyor. Güncel röportajlarda ise arşiv görüntülerinin arka planına gidebiliyoruz. Sonuç, güncelliğinden hiçbir şey kaybetmeyen, duygusal olarak hareketli bir tarihçe çıkıyor karşımıza.

Geçmişteki gibi yaşamamak için

Filmde kullanılan arşiv görüntülerinden biri, 1950’lerden bir reklamdır.[iii] Reklamda “Bir kadının hayatında iki soru vardır: ne giysem ve akşama ne pişirsem” (!!!!!) cümlesini, mutfakta yemek pişiren bir kadının görüntülerini izlerken duyarız. Film bu ve benzeri çok iyi bağlanmış sahneleri ile; politika, yaygın inanış ve yaygın düşünce biçimlerinin güçlü bağlantısını da hatırladığımızda, bu kadın politikacıların nelerle mücadele etmesi gerektiğini şıp diye anlatır.

Film, yalnızca Almanya’da yaşayan kadınların değil, tüm dünyada yaşayan kadınların ciddiye alması gereken net bir uyarı ile biter: “Kadınlar, bugün bir şeyler yapmazsak, yarın geçmişteki gibi yaşarız.” 2020 seçimlerinde Federal Meclis’teki kadın vekillerin oranı uzun zamandan sonra ilk kez düşmüştü. Bu nedenle filmin bu uyarıyla bitmesi tesadüf değil.

Filmin Türkiye’de de bir an önce gösterime girmesini diliyoruz.

Daha ayrıntılı bilgiye filmin web sitesinden ulaşmak mümkün. https://www.dieunbeugsamen-film.de/

[i] YN. Filmin orijinal adı “Die Unbeugsamen”

[ii] YN. 2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya, Alman Demokratik Cumhuriyeti (Doğu Almanya) ve Alman Federal Cumhuriyeti (Batı Almanya) olmak üzere ikiye bölünmüştü. Burada bahsi geçen, Almanya’nın 1990’da yeniden birleşimine kadar, Batı Almanya parlamentosu ya da Bonn Cumhuriyeti diye de anılan parlamentodur.

[iii] Filmin fragmanlarının birinin yer aldığı bu linkte bahsi geçen reklamı da görmek mümkün https://www.youtube.com/watch?v=TULgE2CzKXg

Paylaş:

Benzer İçerikler

Obanın Kadınları belgeseli evin olmadığı bir yerde yaylada kadınların görünmeyen emeğine odaklanıyor. Kadınların iş yüküne serzenişine, koşulların zorluğuna odaklanırken yine de umudu elden bırakmıyor. Yönetmen Kader Çetintaş ile Obanın Kadınları belgeselini konuştuk.
1 Mayıs arifesinde kadınlara hâlâ emekçi değilmiş muamelesi yapılırken, kadınlar hâlâ evde, sendikalarda, iş yerlerinde bir sürü ayrımcılığa uğrarken sizlere kadın işçi tarihinden ilham veren, eğlendiren ve gerçek olayları aktaran bir filmden bahsetmek istiyorum: Türkiye’de gösterilen adıyla “Kadının Fenni”. 1968’de Ford’un Avrupa’daki en büyük fabrikasında çalışan kadınların ücret eşitliği için çıktığı grevi başarıyla anlatır.
“Genel olarak masallarda, kadın ve erkeğin, toplumsal cinsiyet rolleriyle uyumlu biçimde konumlandırıldığını görüyoruz. Buna göre; kadınlar daha çok evdedir, bekârsa beyaz atlı prensi ya da şehzadeyi beklemektedir evlenmek için. Pek çok masalda, kadın ev dışında var olabilmek için erkek kılığına girmekte, ancak erkek gibi göründüğünde bir işte çalışabilmektedir.”
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!