Haber Merkezi
KESK İstanbul Kadın Meclisi bugün saat 15.00’te Kartal Anadolu Adliyesinde İstanbul Sözleşmesi eylemlerine katıldığı için tehdit edilen kadın öğretmen arkadaşlarıyla birlikte suç duyurusunda bulunuyor. Suç duyurusunun ardından Şube önünde basın açıklaması yapılacak.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Kartal 5 Nolu Şube Yürütme Kurulu üyesi kadın öğretmenin İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması için yapılan eylemlere ve Boğaziçi öğrencilerinin yaptığı eyleme katıldığı gerekçesiyle Kartal İlçe Emniyet Müdürlüğüne çağrılarak tehdit edilmesi üzerine, KESK İstanbul Kadın Meclisi bugün saat 15.00’da Kartal Anadolu Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunuyor. Daha sonra Kartal 5. No’lu Şube önünde toplanan eğitim emekçileri kadınlar 16.00’da burada bir basın açıklaması yapacaklar.
Yaptıkları yasalara aykırı
Kadın şube yöneticisi, öğretmen arkadaşımız başına gelenlerle ilgili şöyle konuştu:
“Kartal İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne çağrılarak devlet memuru olmam üzerinden tehdit edildim. Çağrılma nedenim söylendiğinde, ben yasal olmayan bir faaliyette bulunmadığımı, asıl kendilerinin yalan beyanda bulunarak beni çağırmalarının devlet memurluğu etiğine uymadığını söyledim. Sonuçta yalnız yaşayan bir kadını ayaklarına çağırıyorlar, bir de aşağı kata indirmeye çalıştılar.”
Herkesin gözü önünde olduğu için çok aşağı kata indirme konusunda üstelemediklerini belirten öğretmen arkadaşımız, “Aşağı kata inmiş olsaydım öyle konuşmayacaklardı muhtemelen.” diyerek, tehditin ne boyutlara ulaşabileceğinin altını çizdi.
1 Mayıs öncesinde insanları bezdirmek amacıyla yapılan bu tür baskılara boyun eğmeyeceklerini söyleyen öğretmen arkadaşımız konuşmasını şöyle sürdürdü. “1 Mayıs’a giden süreçte toplumsal muhalefete yapılan yasaklamaların yanı sıra tek tek insanları ayaklarına çağırarak baskı altına almaya çalışıyorlar. Sendikal faaliyetlere karşı bir tutumun yanı sıra kadın kimliğimden dolayı da erkek polisler aracılığı ile daha kolay baskı altına almaya ve yıldırmaya çalışıyorlar” dedi.
Demokratik ve meşru hak
Eğitim SEN 5 No’lu Şube ise yaptığı açıklamada “Demokratik ve meşru hak olan sendikal faaliyetler dolayısıyla eylemlere katıldığını söylemesine rağmen, polislerin ‘eğitim kurumunda çalışan, öğrencileri olan bir öğretmene ve devlet memuruna yakışmadığı’ gibi yasal dayanaktan yoksun bir yöntem ile emniyete çağırmasını ve tehdit edilmesini kabul edilir bir yanı olmadığının” vurguladı. Açıklamada Anayasa’nın 34. Maddesine gönderme yapılarak “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” denildi.
Anayasa’daki bu düzenlemelerin insan hakları sözleşmesiyle de uyumlu olduğunun altını çizen bildiri şöyle devam ediyor “Bu girişimlerin yaklaşan 1 Mayıs öncesi emekçilerin talepleri başta olmak üzere, pandemiyle katmerleşen sorunları örtmek, var olan toplumsal eşitsizlikleri gizlemek, kadınların haklı ve meşru taleplerini baskı ile sindirmeye çalışıldığı net.” .