KESK deprem bölgesinde: “Önceliğimiz kadın ve LGBTİ+ların ihtiyaçları”

KESK, deprem bölgesinde koordinasyon çadırları kurmaya hazırlanıyor. KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, “Biz özellikle kadınların ve LGBTİ+’ların ihtiyaçlarını gören bir yerden planlama yapmaya çalışıyoruz. Koordinasyon çadırlarıyla daha hızlı ve koordineli şekilde hareket edebileceğiz” diyor.
Paylaş:
Mürüvet Yılmaz
Mürüvet Yılmaz
dramahewi@gmail.com

Sendikalar da depremzedelerle dayanışmak için afet bölgesinde. Depremde çok sayıda üyesini kaybeden, şube binaları yıkılan KESK, bölgedeki insanların acil gereksinimlerinin karşılanması için çalışmalarını sürdürüyor. Konfederasyon şimdi de depremden etkilenen illerde koordinasyon çadırları kurma kararı aldı. Bu kapsamda üye ve yöneticilerden oluşan gönüllü ekibi, Adıyaman’a gitti.

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun ile bölgedeki son durumun yanı sıra bugüne dek yaptıkları çalışmaları ve koordinasyon çadırlarıyla birlikte yaşama geçirmeyi planladıkları dayanışma faaliyetlerini konuştuk.

İkinci gün deprem bölgelerine ulaştık

Koyun, depremin üzerinden geçen bir haftada bölgede yaptıkları çalışmaları şu sözlerle anlatıyor:

“Depremin olduğu günün sabahında KESK Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve İşkolu Merkez Yürütme Kurulu üyelerimizle hızlıca bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantıda hem merkezi koordinasyon hem de bölgelere gidecek arkadaşlarımızın görevlendirmelerini yaptık ve bu arkadaşlarımızın yola çıkması için planlama yapıldı.

İkinci gün deprem bölgelerine ulaşmaya başlamıştık. Depremden etkilenen illerde üyelerimizin tamamının zaten depremzede olması nedeniyle süreci nasıl organize edeceğiz, birlikte nasıl hareket edeceğiz, bunları düşündük. Amacımız hem üyelerimizin hem de genel olarak orada yaşayan insanların öncelikli ihtiyaçlarını tespit edip, mümkün olduğunca organize bir şekilde merkezi koordinasyonla paylaşmak ve bu koordinasyon üzerinden bilgileri şubelerimize ileterek ihtiyaçların karşılanmasını sağlamaktı.

Bölgelerdeki arkadaşlarımızla günlük olarak bulundukları yerlerdeki durumun saptanması, bu saptamalar üzerinden bilgilerin merkeze aktarılması, eksikliklerin giderilebilmesi için merkezi koordinasyon çalışmalarının yürütülmesi, diğer kriz masalarıyla işbirliği içerisinde neler yapabileceğimizi tartışıp organize olmamızın sağlanması için çalışmalar yürüttük.”

Üyelerimizi kaybettik, şubelerimiz yıkıldı

“Üyelerimizden çok ciddi kayıplarımız var” diyen Koyun, şu bilgileri veriyor:

“Şube yürütme kurulu üyelerimiz yakınlarını, çalışma arkadaşlarını kaybetti. Bir umut, enkazlardan arkadaşlarımızın sağ çıkabileceği beklentisi ile üyelerimizin durumuna dair tam bir çalışma yürütemedik. Benim çalışma yürüttüğüm bölgede Adana’da bir Eğitim Sen’li arkadaşımız yaşamını yitirdi. İskenderun’da 10 arkadaşımızı kaybettik, 3 arkadaşımız yaralı. Osmaniye’de yaşamını yitiren arkadaşımız olmadı. Hatay’da net sayıyı bilmiyoruz ama kayıplarımızın da yaralı arkadaşlarımızın da diğer çalışma yürüttüğümüz illerden çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Hâlâ enkaz altında olan arkadaşlarımız da var Hatay’da.”

Deprem bölgesinde Samandağ Eğitim Sen, Diyarbakır Eğitim Sen 2 No’lu ve Urfa şubeleri dışında hiçbir şubenin kullanılabilir durumda olmadığını da belirten Koyun, “Bir kısmını enkaz haline geldiği için, bir kısmını da güvenli bulmadığımız için kullanamıyoruz. O yüzden koordinasyonu genellikle dışarıda bulunduğumuz alanlarda, nerede bir arada gelebilirsek orada yürütüyoruz. Bu nedenle hem koordinasyonu belli bir yerden yürütmek hem üyelerimize daha hızlı ulaşmak hem de oradaki insanların bizden taleplerini daha rahat toparlayıp buna göre ihtiyaçları listeleyebilmek için KESK koordinasyon çadırlarının mutlaka oluşturulması ihtiyacı oluştu” diyor.

Tüm bölgelerden üyelerinin gönüllü olarak dayanışma için deprem bölgelerine geldiğini söyleyen Koyun, “Gönüllü arkadaşlarla buluşmak, bir araya gelmek, oradaki süreci sağlıklı şekilde koordine edebilmek de önemli. Gönüllü arkadaşlarımızla bu çalışmaları yürütebileceğimiz, sürekliliği olan bir alana ihtiyacımız da var. Koordinasyon çadırlarımız, aslında bizim oradaki çalışmamızın daha düzenli, planlı ve daha uzun süreli yürütülmesi için bir alan oluşturmamızı sağlayacak” diye konuşuyor.

Kadın pedi ve seyyar tuvalet

Deprem bölgelerindeki kadınların durumuna dair tespitlerini, ihtiyaçlarını ve bu konuda yaptıkları çalışmaları da soruyoruz Koyun’a. Kadınların yaşadıkları ağır tramva, üzüntü ve stresten kaynaklı olarak adet düzensizliği yaşadığına dikkat çekiyor:

“Birçok kadın arkadaşımızla görüştüğümüzde adet döngüsü olmamasına rağmen regl olduklarını duyduk. Bu nedenle tüm kalemlerde mutlaka kadın pedinin olması gerektiğini belirtiyoruz. Temel sıkıntılardan biri de hijyen. Örneğin tuvaletler çok ciddi bir sıkıntı. O yüzden seyyar tuvaletlerin bir an önce yaygın şekilde kurulması için yetkililer ve yerel yönetimlerle sürekli görüşüp taleplerde bulunuyoruz.”

Bakım yükünün yine kadınların omzunda olduğunu belirten Koyun, “Çocuk bakımı onların üstünde olduğu için hem çocukların ihtiyaçlarını hem de kendi ihtiyaçlarını gidermek ekstra bir sorumluluk gerektiriyor. Bu nedenle bölgedeki arkadaşlarımız, kadınların ihtiyaçlarını öncelikli ele alıp mümkün olduğunca gidermeye çalışıyor” diyor ve ekliyor:

“Günler geçti ama halen bölgede hijyeni sağlayabilmek koşullar oluşturulmuş değil. Banyo, tuvalet, temiz suya ulaşım konusunda hâlâ çok ciddi sorunlar var. Kış koşullarını da düşündüğümüzde barınma meselesi de temel sorun alanı olarak karşımızda duruyor. Biz özellikle kadınların ve LGBTİ+’ların ihtiyaçlarını gören bir yerden planlama yapmaya çalışıyoruz. Koordinasyon çadırlarıyla daha hızlı ve koordineli şekilde hareket edebileceğiz.”

Paylaş:

Benzer İçerikler

Üç yıldır yayın hayatını sürdüren kadınların ücretli, ücretsiz emek deneyim, talep ve direnişlerini dile getirmek için hak haberciliği yapan sitemiz Kadınİşçi, Metin Göktepe Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Yolumuzu aydınlatan ve halkın, sınıfın gerçeklerini aktarırken yaşamını yitiren Metin Göktepe’yi saygıyla anıyoruz.
Yoksulluğa, erkek şiddetine, savaşa, emek sömürüsüne karşı sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan kadınlar, “Haklarımız, hayatlarımız için mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.
6 Şubat depreminin birinci yılındayız. Bu büyük felakette 11 ilde binlerce insan yaşamından olurken, devlet geride kalanların hayatını kolaylaştıracak hiçbir şey yapmadı. İnsanlar çoğu zaman dayanışma ile ayakta kaldı. Depremin her türlü yükünü çekmek zorunda kalan kadınların sorunlarına kulak verenler ise yine kadınlardı. Bölgede çalışma yürüten Kadın Savunma Ağı,  Afet İçin Feminist Dayanışma, Mor Dayanışma, Kadın İşçi’den arkadaşlarımızla kadınların dertlerini, deneyimlerini konuştuk.
Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, yoksullaşma 2023’de kadın işçi yaşamına damgasını vurdu. Grev ve direnişlerde kadın işçiler en öndeydi. Kadınların kadın işçilerin mücadelesi 2024’te de devam edecek. Herkese mutlu ve dayanışma dolu bir yıl diliyoruz.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!