KİH-YÇ: Kadın örgütlerinin çalışmalarını engellemekten vazgeçin

Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği’nin yayımladığı bilgi notunda, bağımsız kadın örgütleri başta olmak üzere sivil toplumun yardımlarının önü kesilirken, toplumsal cinsiyet karşıtı iktidara yakın bazı grupların bölgedeki afet koordinasyonunda aktif olarak yer aldığına dikkat çekildi.
Paylaş:

Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği (KİH-YÇ) dün, 6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli depremlere ilişkin birincil tespitlerini ve acil taleplerini sıraladığı bir bilgi notu yayımladı.

On binlerce insanın yaşamını yitirdiği depremlere ilişkin ilk 72 saatte afet yönetiminde yaşanan aksaklıklara değinilen bilgi notunda, arama kurtarma çalışmalarının yetersiz kaldığına, çadır başta olmak üzere temel yardımların depremzedelere günler boyunca ulaştırılmadığına ve sivil toplumun çalışmalarının engellenmeye çalışıldığına dikkat çekildi.

Twitter’a erişimin keyfi biçimde engellenmesiyle kriz yönetiminin kendisinin başlı başına bir krize dönüştüğü ifade edilerek, bağımsız kadın örgütleri başta olmak üzere sivil toplumun ayni ve nakdi yardımlarının önü kesilmeye çalışılırken, toplumsal cinsiyet karşıtı iktidara yakın bazı grupların bölgedeki afet koordinasyonunda aktif olarak yer aldığına işaret edildi.

Afet yönetiminde yaşanan koordinasyonsuzlukların özellikle kadınlar, çocuklar, LGBTİ+’lar ve mülteciler için krizi ve hak ihlallerini daha da derinleştirdiği ve bu kesimlerin cinsel şiddet başta olmak üzere toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı daha da korunmasız kıldığı vurgulandı. 

Kadınların ve LGBTİ+’ların yapılan yardımlara erişimde çok ciddi güçlük çektiği, kadınların başta ped olmak üzere ihtiyaçlarının karşılanmadığı, LGBTİ+’ların ve mültecilerin ise karşılaştıkları ayrımcılık, nefret ve şiddet nedeniyle yardımları talep dahi edemediği belirtildi.

Şiddete karşı acilen önlem alın

Hükümeti acilen önlem almaya çağıran dernek, deprem bölgesine ilişkin tespitlerini ve acil taleplerini şöyle sıraladı:  

  • Afet durumlarında kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar, barınma alanlarında yeterli ışıklandırma olmaması, çadır, konteyner gibi barınma ve özel duş olanaklarının yeterli olmaması, güvenlik açıkları ve kadın örgütlerinin alanlardan dışlanması vb. nedenlerle cinsel şiddet başta olmak üzere toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı daha da korunmasız kalmaktadır. Kriz yönetiminde alandaki barınma ve ışıklandırma sorunlarını giderin, toplumsal cinsiyet temelli plan ve politikalar geliştirin, koruyucu ve önleyici tedbirleri etkin bir şekilde uygulayın, bağımsız kadın örgütleriyle işbirliği yapın ve kamuoyuyla cinsiyete göre ayrıştırılmış düzenli veri paylaşın. Bu alanlarda kadın, çocuk ve LGBTİ+’ların toplumsal cinsiyet temelli şiddeti bildirebilecekleri mekanizmalar kurun, bu mekanizmaların karar alma ve uygulama süreçlerine bağımsız yerel kadın örgütlerinin aktif katılımını sağlayın, kadına yönelik şiddet özelinde çalışan kolluk kuvvetlerini alanda görevlendirin.  
  • Afetten etkilenen kadınların ve çocukların toplumsal cinsiyet temelli şiddet nedeniyle tekrar travma yaşamaması için toplumsal destek sistemlerine ve adalete erişimlerini sağlayın, psiko-sosyal ve ekonomik desteklere erişebilmeleri için gerekli mekanizmaları kurun. 

Hijyeni sağlayın, çamaşırhaneler kurun

  • Halk sağlığını tehdit eden salgın hastalıklara karşı bir an evvel bölgede hijyen ve temizliği sağlayın, sahra hastanelerini kurun, acilen kadınların menstrüel ürünlere ve cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine erişimini sağlayın. 
  • Çadır ve konteyner kentlerde çamaşırhaneler kurun ve kadınların ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş hizmetler sunun, toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığının oluşması için kadın örgütleriyle işbirliği yapın. 
  • İnsan kaçakçılığı ve ticaretine karşı, özellikle refakatsiz çocukların ve genç kadınların korunması için ivedilikle etkili önlemler alın, bu önlemleri verileri de içerir şekilde düzenli olarak kamuoyu ve sivil toplumla paylaşın.

Antidemokratik yöntemlerden vazgeçin

  • Hak temelli bağımsız sivil toplumun bölgede insani yardım dâhil olmak üzere meşru faaliyetlerini yürütmesinin önündeki engelleri bir an önce kaldırın ve antidemokratik yöntemlerden vazgeçin. Kadın örgütlerinin kadınların spesifik ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışmalar yapmasını engellemeyin.
  • Mültecilere ve LGBTİ+’lara yönelik nefret ve şiddete karşı koruyucu önlemler alın. 
  • Uzaktan eğitim kararından vazgeçin. Gidecek yeri kalmamış depremzede öğrencileri ve gençleri tekrar mağdur etmeyin. 
  • Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu artık kabul edin, rant odaklı şehirleşme politikanızı terk edin. Şehir planlamasını ekolojik bir bakış açısıyla daha çok yeşil alan içerecek şekilde yapın, deprem toplanma alanlarını tasarlayarak ortak kullanıma açık daha çok kamusal alan oluşturun. Alelacele deprem bölgelerine yeni bina dikmeden önce zemin etütlerini yapın. Bu acıların tekrar yaşanmaması için binaların deprem yönetmeliğine uygunluğunu denetleyin, dayanıksız binaları güçlendirin, depreme dayanıklı şehirler oluşturun.

*Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği tarafından yayımlanan “6 Şubat Depremlerine İlişkin Birincil Tespitler ve Acil Talepler” başlıklı bilgi notuna şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz:  https://kadinininsanhaklari.org/6-subat-depremlerine-iliskin-birincil-tespitler-ve-acil-talepler/

Fotoğraf: Bahar Gök

Paylaş:

Benzer İçerikler

Üç yıldır yayın hayatını sürdüren kadınların ücretli, ücretsiz emek deneyim, talep ve direnişlerini dile getirmek için hak haberciliği yapan sitemiz Kadınİşçi, Metin Göktepe Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Yolumuzu aydınlatan ve halkın, sınıfın gerçeklerini aktarırken yaşamını yitiren Metin Göktepe’yi saygıyla anıyoruz.
Yoksulluğa, erkek şiddetine, savaşa, emek sömürüsüne karşı sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan kadınlar, “Haklarımız, hayatlarımız için mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.
6 Şubat depreminin birinci yılındayız. Bu büyük felakette 11 ilde binlerce insan yaşamından olurken, devlet geride kalanların hayatını kolaylaştıracak hiçbir şey yapmadı. İnsanlar çoğu zaman dayanışma ile ayakta kaldı. Depremin her türlü yükünü çekmek zorunda kalan kadınların sorunlarına kulak verenler ise yine kadınlardı. Bölgede çalışma yürüten Kadın Savunma Ağı,  Afet İçin Feminist Dayanışma, Mor Dayanışma, Kadın İşçi’den arkadaşlarımızla kadınların dertlerini, deneyimlerini konuştuk.
Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, yoksullaşma 2023’de kadın işçi yaşamına damgasını vurdu. Grev ve direnişlerde kadın işçiler en öndeydi. Kadınların kadın işçilerin mücadelesi 2024’te de devam edecek. Herkese mutlu ve dayanışma dolu bir yıl diliyoruz.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!