Kolombiya’nın ilk feminist grevini örgütledi: Maria Betsabe Espinal

Kadın emek tarihi, 'ilk ve tek önemli deneyim bizimki' anlayışının ne kadar gerçek dışı ve abartılı olduğunu gösteriyor. “Kızlar, yoldaşlar, grev ilan ediyoruz. Çünkü cinsel tacizin devam etmesine karşıyız” diyerek iplik işçisi kadınları greve çağıran M. Betsabe Espinal, bize feminist bir grevin ipuçlarını daha 1920’li yıllarda veriyordu.
Paylaş:

Maria Betsabe Espinal,1896 yılında, Kolombiya’nın Antioquia eyaletinin başkenti Medellin’de, şehrin banliyösü olan Bello’da dünyaya geldi. Çiftçi bir annenin kızı olan Betsabe Espinal, 1912 yılında Medellin’de kurulan Kadın İşçi Birliği’nde çalışmaya başladı. Burada kadın işçileri, çalışacakları işler için eğitiyor ve onların ihtiyaçlarını temin ediyordu.

1900’lü yılların başlarında Kolombiya’da ortaya çıkan sanayileşmeyle birlikte ülkede tekstil fabrikaları açılmaya başlamıştı. Kurulan tekstil fabrikalarında çalışanların yüzde 75’ini, yaşları 12-25 arası değişen kız çocukları ve bekâr kadınlar oluşturuyordu. Bunun iki sebebi vardı: Birincisi, tekstil sektörünün kadınlar için fiziki güç arz etmediği ve sürekli uzmanlık eğitimi verilecek bir sektör olmadığı kanaatiydi. İkincisi ise Atioquia eyaletinde Katolik Kilisesi’nin gücüydü. Katolik Kilisesi, evli kadınların asli görevini eşlerine ve çocuklarını bakmak olarak tanımladığı için evli kadınların ücretli bir işte çalışmasını yasaklamıştı. Bu sektörde çalışan erkeklerin sayısı, kadınlardan çok çok azdı.

Betsabe Espinal, 1920 yılında ülkenin büyük tekstil fabrikalarından olan Bello Kumaş Fabrikası’nda iplik işçisi olarak işe başladı. Fabrikada 400’ü kadın olmak üzere 510 işçi çalışıyordu. Kadın ve kız çocuklarının ayakkabı giymesi yasaktı. Kadınlar, günde 12 saat çalışarak haftalık 0.4-1.00 dolar kazanabiliyorlardı, erkeklerden düşük ücret alıyorlardı. İşe geç kalmak, haber vermeden hastalanmak, işte dikkati dağıtmak, tuvalete gitmek için mola vermek gibi bahanelerle ağır para cezalarına çarptırılıyorlardı. Bunun yanı sıra, ustabaşılar ve idari şeflerin cinsel içerikli tekliflerini kabul etmemek de kılıfına uydurularak para cezalarına dâhil ediliyordu.

‘Cinsel taciz son bulmalı’

Tarihler 12 Şubat 1920’yi gösterdiğinde, bir taburenin üzerine çıkmış Betsabe’nin sesi fabrikanın duvarlarında yankılanıyordu. Haklı bir öfkeyle “Bu böyle devam edemez kızlar. Mahremiyetimize zarar veren bu uygulamaya son vermeliyiz. Bardağımız dolmak üzere. Birleşelim’’ diyordu. O konuşmanın ardından ustabaşılar ve idari şeflerin uyarılarına aldırış etmeyen tekstil işçisi kadınlar, işi bırakarak taleplerini sıralamaya başladı. 21 gün sürecek olan grevin fitili ateşlenmişti. Betsabe sözlerine, Kızlar, yoldaşlar, grev ilan ediyoruz. Çünkü cinsel tacizin devam etmesine karşıyız. Çıplak ayakla çalışmaya devam etmeyi kabul etmiyoruz. Ayakkabıyla gelmemize izin vermelerine ihtiyacımız var. Utanç verici ceza sisteminin askıya alınmasına ve ücret gelirlerimizin yanı sıra kahvaltı ve öğle yemeği saatlerinin artırılmasına ihtiyacımız var’’ diye devam etti.

 Kadın işçilerin talepleri şunlardı:

  • Fabrikada erkek işçilerden daha az ücret aldıkları için kadınların maaşlarına yüzde 40 zam,
  • Haksız yere aldıkları ağır para cezalarına karşı ceza sisteminin yeniden düzenlenmesi,
  • Çalışma sürelerinin günde 10 saate düşürülmesi,
  • Ayakkabı yasağının kaldırılması, erkek işçiler gibi ayakkabı giyme hakkına sahip olmak,
  • Sabah ve öğlen yemek molalarının sürelerinin uzatılması,
  • Kadın işçileri taciz eden ustabaşları ve idari şeflerin işten çıkarılması.

Bello Kumaş Fabrikası Grevi’nden kadınlar (Fotoğraf: @Feloarias)

‘Birikimimiz yok ama irademiz var’

Bu grev, dönemin Kolombiya basınında “genç kadınların ilk grevi” olarak yerini aldı. Grevin ikinci gününde fabrikada erkek işçiler de işbaşı yapmadı ve üretim durdu. Betsabe Espinal ve kurulan grev komitesi, seslerini duyurabilmek, alınacak ulusal ve bölgesel kararlar üzerinde etki yaratabilmek için basın kuruluşlarını ziyaret etmek üzere başkent Medellin’e doğru yola çıktılar. Birçok gazeteye yazdıkları bildirileri gönderdiler ve röportajlar verdiler.

“Bu grevi sürdürmek için hiçbir birikimimiz yok. Sadece karakterimiz, gururumuz, irademiz ve enerjimiz var’’ diyen Betsabe Espinal’in sözleri ulusal gazetelerde yer aldı. Kadınlar, basın kuruluşlarının ve gazetecilerin bir kısmının desteğini alarak Bello banliyösüne geri döndüler. 21 gün sonra, 4 Mart 1920’da Bello Kumaş Fabrikası Grevi zaferle sonuçlandı. Kadın işçilerin bütün talepleri kabul edildi. Çalışma süreleri günlük 10 saate indirildi, bütün işçilerin maaşlarına yüzde 40 zam yapıldı; kadınlar, fabrikada erkekler gibi ayakkabı giyme hakkını aldı, kahvaltı ve öğle yemeği süreleri uzatıldı, ceza sistemi adaletli bir şekilde tekrar düzenlendi, tacizci ustabaşılar ve idari şefler işten atılacaktı.

Kolombiya tarihinde bir işçi grevine önderlik eden ilk kadın olan Betsabe, grevden bir ay sonra işten atıldı. Daha sonra Medellin’e yerleşti ve 16 Kasım 1932’de, henüz 36 yaşındayken elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti.

Feminist grev

23 yaşında genç bir kadın işçi olarak greve liderlik yapan Betsabe Espinal, Kolombiya’nın ilk, Latin Amerika’nın ikinci kadın grevini örgütlemiş, ona feminist grev niteliği kazandırmıştı. Bello Kumaş Fabrikası Grevi, Kolombiya işçi sınıfı hareketine önemli bir örnek teşkil ederken, emek sömürüsü ve baskı kıskacında susması beklenen kadınların toplumun geleneksel kalıplarından çıkması için bir kopuş yarattı. O tarihten sonra bu deneyim, irili ufaklı birçok greve öncülük etmiş ve işçilere referans olmuştu. Örneğin, Antioquia eyaletinde kötü çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı Rosellón Fabrikası’nda 186 işçi, Bogota’da ise telefon operatörü işçiler greve gitti. Betsabe Espinal’in cüreti, dönemin siyasi aktörlerinin ve baskın güce sahip olan Katolik Kilisesi’nin yenilmez bir güç olmadığını işçi sınıfına ve kadınlara gösterdi.

Manşet fotoğrafı: Meliton Rodriguez

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!