Kozmetik markaların evlere sızma hali: Katalog satışları

Katalog satışları kadınların evden çalışma biçimlerinden biri. Her türlü güvence ve sosyal haktan mahrum çalışan kadınlar firmalara geniş bir pazar ağı yaratıyorlar. Bazı kadınlar ücretli çalışmanın yanı sıra yapıyorlar bu işi bazı kadınlar ise ev işlerinden geri kalan zamanlarda… Bu tür işlerle geçim sağlanamayacağı, hepsinin ortak kanısı…
Paylaş:

Kişisel bakım ürünleri, gıda takviyeleri, ‘şifalı’ kremler ve haplar, vitaminler, temizlik ürünleri, bazı mutfak eşyaları hatta kıyafetler bu kataloglar üzerinden satışa sunuluyor. Kadınlar bu işleri evden çalışarak yürütüyor. Ücretli bir işte çalışan kadınlar için ek gelir, eviçinde ücretsiz emek harcayan kadınlar için ise harçlık görevi görüyor katalog satışları. Küçük birikimler yaratarak yine evin ihtiyaçları için bu alana yönelen kadınların sayısı hiç de az değil. Mahallelerde, işyerlerinin soyunma odalarında ve mola saatlerinde; zabıtaların pek dolaşmadığı alanlarda, bir masa üzerine sıralayarak satış yapan kadınlar bu sektördeki markaların büyümesinde başrol oynuyorlar.  

Markalar kadınlar üzerinden pazarını genişlettikçe, satış yapan kadınların hayatlarında ne değişiyor peki? Sigortasız, kadrosuz, destekten yoksun, yol ve yemek parası ve diğer sosyal hakları olmadan yürütüyorlar bu işleri. İşin stresi bir yana, alınan en yüksek ücret genelde asgari ücretin üçte birine denk geliyor. Yani ne geçinebilecek ücretler kazanılabiliyor ne de ihtiyaçlar tam anlamıyla karşılanabiliyor. Kadınlar, kayıt dışı çalışmaya devam ediyor sonuç itibariyle. Firmalar ise mağaza açmadığı, su, elektrik, telefon, sigorta, yol, yemek, reklam vb. ödeme yapmadığı için oldukça kârlılar. Yani kadınlar üzerinden her eve sızıyorlar. Çarşıya, pazara bile nadiren çıkabilen her kadına ulaşabiliyorlar.

“Hiç yoktan iyi diyorum”

36 yaşındaki Yıldız, katalog satışı yapan tekstil işçisi bir kadın. Asgari ücretle çalışırken 12 yaşındaki oğlunu tek başına büyütmeye çalışıyor. Kira, faturalar, okul masrafı, mutfak masrafı derken aldığı maaş hızlıca uçup gidiyor. Yettiremediği için ek işe yönelmeyi düşünmüş. Malatya’da yaşayan Yıldız, depremden sonra ek olarak iş yapılabilecek imkanlar oldukça kısıtlandığı için katalog satışlarına devam etmiş. “Ne yazık ki yeterli olmuyor kazandığım. Ben de ek iş yapıyorum. Ek işten kastım Avon markasının kataloğundan ürün satıyorum. İşin doğrusu çok para alamıyorum. Ama hiç yoktan iyi diyorum. Evin bazı ihtiyaçlarını buradan karşılayabiliyorum. Yani kendi ihtiyaçlarımı da karşılıyorum aslında. Şampuan, duş jeli, sabun, diş macunu vb. Birçok şeyi, kendim satınca daha ucuza alabiliyorum. Bir kotası var satışın. O kotayı doldurunca hediyeler de alıyorsun. Ve o hediyeleri de satarak değerlendiriyorum. Ama yaptığım satışlardan pek bir şey kalıyor diyemem. 2 bin lira civarı yaptığım satıştan bana 300 TL kalıyor. Bu da geçimimi sağlayacak bir ücret değil.

Farmasi markasının katalog satışını yapan Zeynep de bir çocuk annesi. 24 yaşında ve hem üniversite okuyor hem de ev geçindiriyor. Lise yıllarından beri Farmasi’nin kozmetik ve kişisel bakım ürünlerini satan Zeynep’in, yaptığı satışlardan 300-400 TL arasında bir ücret geçiyor eline. Bu şekilde hayatını sürdürmeye çalışan çok kadın olduğunu söyleyen Zeynep, bu işe annesinin ve kız kardeşinin ihtiyaçları için başlamış önce. Yaptığı işten çok memnun olmasa da şimdilik devam ediyor.

“Bu işle geçim sağlamak mümkün değil”

İşin doğrusu fazla bir kazancım yok ama bana iyi geliyor. Lise yıllarında sattığım ürünlerden dolayı hediye veriyorlardı ve onları kullanıyordum. Önce annem ve kız kardeşimin ihtiyaçları için üye olmuştum, temizlik ürünleri de satılıyor diye. Kaliteli buluyordum Farmasi ürünlerini. Fiyatları diğer markalara göre biraz fazla ama mutlaka alıcısı oluyor. Benim şikayetçi olduğum konu, elimizde fiyat listesinin olmaması. Hiçbir ürünün gerçek fiyatını bilmiyorsun. 3000 TL satış yapıyorsun bir parfüm hediye geliyor. Bir de hesabıma 300-400 TL para yatıyor. İyi bir kazanç denilemez. Bu işle geçim sağlamak mümkün değil.

Binlerce kadının bu işleri yaptığını söyleyen Zeynep’ten sonra Hülya da anlatıyor çarkın nasıl döndüğünü. Asıl kazananın kendisi olmadığı bildiğini söylüyor Hülya. Yine de yapmak zorunda. Çünkü üç çocuğu var ve çocuklarına bakacak kimse yok. Tek maaşla geçinmeleri mümkün olmadığı için katalog satışına yönelmiş. “Ben de 3-5 bir şey satıp en azından kendi ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyorum. Ürünleri satan kişiye daha uygun fiyata geliyor. Her seferinde birkaç ürün de satsam, benim evime aldıklarımın parası çıkıyor. Ama kalıyor mu dersen, zor. Bazen birçok üyelik yapıyorum. O üyelerin yerine de kotalarını ben dolduruyorum. O zaman hediyelerim daha çok oluyor. Onları da satarak bir şeyler kazanıyorum. Bu işi yapmadan önce bu ürünleri kim alıyor diye soruyordum kendi kendime. Şimdiyse bu paraları kim kazanıyor diye soruyorum. Ayın 6-7 günü sokakta geçiriyorum. Komşu, akraba, eş, dost herkese dil döküyorum. Bazen saatlerce telefonda ürün anlatıyorum. Dönüp baktığımda ne yazık ki pek de bir kazancım yok.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Bornova’da üretim yapan Kristal Yağ işçilerinin asgari ücrete tepkileri sert oldu. TİS masasından kalkan işçiler bir ayı aşkın süredir grevdeler. Emekçilerin market alışverişlerinde yaşadıkları adeta bir trajedi. Poşetleri neredeyse boş. Kristal Yağ Fabrikası işyeri temsilcisi Gülnaz’la görüştük.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!