Malatya konteyner kentte ‘bedenimiz bizim’ dedik

Konteyner kentlerde yaşayan kadınlara yönelik olarak Mamacash desteğiyle Malatya’da bir süredir yürüttüğümüz çalışmaları kadınlarla buluşmalar yaparak sürdürüyoruz.  İlk buluşmada, bitmek bilmeyen enfeksiyonlar, HPV aşısı, SMR testi, mamografi gibi kadın sağlığını ilgilendiren uygulamalar hakkında konuştuk.
Paylaş:
Bahar Gök
Bahar Gök
bihargok1982@gmail.com

Ekonomik koşulların yeterli olmayışı nedeniyle sağlık ve hijyen malzemelerine ulaşılamaması; suların sık sık kesilmesi nedeniyle kişisel ve mekânsal temizliğin kısıtlanması; Tasarruf Tedbirleri Paketi’nin uygulamaya geçilmesiyle konteyner kentlerde temizlik görevlilerinin işine son verilmesi ve hepsinden önemlisi kadınların, kendinden ziyade hane halkını önceleyen yaşamlarını da görerek Cinsel Sağlık ve Hijyen içerikli ilk buluşmamızı 1 Eylül Pazar günü kahvaltı eşliğinde gerçekleştirdik. Çalışmayı organize ederken konteyner kentte kapı kapı dolaşarak buluşmanın içeriğini anlattığımız kadınların, konteynerleri önünde çekirdek ve çay eşliğinde ahvalini öğrenmeye çalıştık. Yer yer dahil olmaya çalışan evdeki erkekleri kadınlar ustalıkla uzaklaştırdılar ve baş başa kalmayı her defasında başardık.

Yaklaşık bir buçuk yıldır konteyner kentlerde dar alanlar ve olanaksızlıklar içerisinde hayatı sürdürebilir kılmaya çalışan kadınların bu alanlardan kısa bir süreliğine de olsa çıkarak ferahlamasını da hedeflediğimiz buluşmaya 16-60 yaş aralığında 23 kadın çocuklarıyla birlikte katılmış oldu. Konteyner kentlerden servis araçlarıyla açık ve ormanlık bir alana gittiğimiz kadınlarla oldukça eğlenceli kimi zaman da duyguların şelale olduğu bir gün geçirmiş olduk.

Yol parası olmayan kadınlar hastaneye gidemiyor

Önce iyi bir kahvaltı yaptık. Kahvaltının ardından çocukların park ve oyun alanına geçmesiyle baş başa kaldığımız kadınlara, sağlık çalışanı ve Kadın İşçi’de sağlık çalışanı kadınların sorunlarını yazan arkadaşımız İpek Deniz, deprem bölgelerinde kadınların ve kız çocuklarının daha çok yakalandığı enfeksiyon hastalıklarını anlatmaya başladı. İpek’in afet bölgelerinde olası risklerden de bahsettiği bölümde, kadınlar sağlık hizmetlerine erişimin zorluğundan bahsederek, konteyner kentlerdeki doktor yetersizliğini de anlattı. Bulundukları konteyner kentte 12 bin kişinin yaşadığını, 12 bin kişiye bir doktor ve bir hemşirenin baktığını belirttiler. Depremin yarattığı olumsuzluklardan etkilenen sağlık çalışanlarının Malatya’yı terk etme eğiliminin yansımaları olarak bu doktor ve hemşirelerin neredeyse her hafta değiştiğine değindiler. Zaten sıra bulmakta da zorlanan kadınlar bu nedenle sağlık hizmetleri için kent merkezindeki hastanelere gitmek zorunda kaldıklarını ancak çoğunlukla yol parası bulamadıkları için acil ihtiyaç durumunda dahi sağlık hizmetlerine yeterince erişemediklerini dile getirdiler.

Her buluşmada farklı bir konteyner kentte yaşayan kadınları dahil ederek kadınların yaşamını da ortaklaştırmayı amaçladığımız çalışmada enfeksiyon başlığında çokça soru geldi. Sık sık kesilen sular akmaya başladığında çamurlu olarak akmasından dolayı derilerinde görülen kızarıklık, kaşınma, siğil gibi sorunlarından bahsettiler. Enfeksiyonun ardından HPV ve SMR testi anlatıldığında kirli suların HPV riskini ne kadar artırdığını öğrenmek istediler. İpek HPV’yi anlattığında kadınların önemli bir kısmının HPV’den haberi olmadığını ve SMR testini bilmediklerini, nerede nasıl yaptıracaklarına dair bilgilerinin olmadığını fark ettik. Bugüne kadar kaç kişinin SMR testi yaptırdığını öğrenmek istediğimizde depremden önce 2 depremden sonra 2 kişi olmak üzere toplamda 4 kadın test yaptırdığını söyledi. Diğer kadınlar ise KETEM’in hangi hastanelerde olduğunu ve nasıl başvuracaklarını bilmediklerini söylediklerinde İpek nasıl başvuracaklarını anlattı. HPV ve riskleri konusunda soru yöneltenlerin çoğunlukla genç ve bekar kadınlar olması dikkat çekiciydi.

Kadınlar kendinden vazgeçmeyi kanıksamış

İpek, meme kanserinin erken teşhisindeki önemine değinirken evde erken teşhis yöntemlerini de anlattı. Bu konu kadınların oldukça ilgisini çeken bir bölüm oldu. Bu arada kaç kişinin bugüne kadar mamografi çektirdiğini öğrenmek istediğimizde verilen cevap yine 2 kişi oldu. Bir kadın depremden önce mamografiye girmiş, diğer kadın ise depremden sonra mamografi çektirmek için randevu almış ancak o gün makine bozulduğu için girememiş. Sonrasında da sıra bulamadığı için erteleyip durmuş. Nedenini sorduğumuzda deprem sonrasında psikolojik olarak çokça karşılaştığımız meselelerden biri olan yarının ne getireceğini bilememe halinin yarattığı kendinden vazgeçme haliydi kadınların anlattığı. Gruptaki kadınlardan yalnızca beşi mevcutta ücretli bir işte çalışıyordu. Geri kalan kadınlar ise yalnızca Esenkart’a yatırılan 4.500 TL’lik desteklerle yaşamını sürdürmeye çalışıyordu. Yalnızca alışveriş yapılan bu kartlarla otobüse binmek, nakit kullanmak mümkün olmadığından konteynerlere zorunlu olarak hapsolma hali kendilerine yeni çitler yaratmış. En nihayetinde kendilerine ait bir zaman yaratmak gereksiz, kendi özel gereksinimleri için yapılacak harcamalar fuzuli olarak kanıksanmış neredeyse.

Menopoz ve doğum kontrol yöntemlerinin anlatıldığı bölümde, kadınlar doğum kontrol ürünlerine ulaşamadıklarını dile getirdiler. Ulaşılabilir en ucuz ve güvenli yöntemin hangisi olduğuna dair sorular yönelttiler. Doğum kontrol hapını daha önce kullanmış olan kadınlar, kullandıkları dönemde yaşadıkları rahatsızlıklardan bahsederek bu rahatsızlıkların kalıcı olup olmadığı ve ilerde hangi risklerin oluşacağını öğrenmek istediler. İstenmeyen gebelikleri önlemek için tavsiyeler istediler. Evli kadınların gebe kalma korkularının arttığını ve bu korkulardan kaynaklı olarak cinsel temastan kaçınmaya çalıştıklarını, kaçamadıklarında ise keyif almadıklarını, görev icabı yaptıklarını anlattılar.  Konuşulan konular arasında ilgi çekenlerden biri kadın orgazmıydı. Bu konuda sorular ard arda sıralandı.

Okullar açılırken çaresizlik diz boyu

Kadınların bedenini çocuk doğurması için zorlayan uygulamalar ve anneliği kutsallaştırarak kadınlara bakım emeği çemberinde ücretsiz çalışmayı dayatan sistemi de çokça eleştirdiğimiz yeri geldiğinde mizahla patriyarkayı ve patriyarkal ilişkileri anlattığımız buluşmamızda, kadınların yakın zamanda yaşadığı stres yükü ağır olan gelişmeleri de dinlemiş olduk. Mesela boşanma sürecinde olan ve boşanmaya çalıştığı adamın üz çocuğunun hiçbir masrafını karşılamadığı için çıkmazda olduğunu söyleyen bir kadın yaklaşık olarak 6-7 aydır ayda iki defa regl olmaya başlamış. İkisi lise öğrencisi biri henüz 4 yaşında olan üç çocuğuna bakmak için hayatında ilk defa ücretli olarak çalışmaya başlamış. Depremde az hasarlı olan evlerin tadilat sonrası yapılması gereken temizlik işlerini yapmaya başlayan ve 40 yaşında olan kadın normal şartlarda yapılan ev temizlik işlerinden daha ağır olan bir iş yapıyormuş. Haftada bazen bir bazen iki gün gidebildiği ev temizlik işinden kazandığı ücretle çocukların okul ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyormuş şu an. Ancak okul için gerekli olan ücreti henüz toparlayamamış.

Çocuğu olmadığı gerekçesiyle 25 yıllık evliliği kocasının zorlamasıyla biten 60 yaşındaki bir kadın ilk defa boşandıktan sonra ücretli bir işe girmiş. Önce TYP’li olarak konteyner kentte işe başlamış. Buradan çıkarıldıktan sonra da bir firmada çay servisi yapmaya başlamış. Bacaklarındaki rahatsızlık nedeniyle ağır yürüyen kadın yaşamını tek başına zorlukla sürdürüyormuş.

TYP ile çalışmaya devam eden bir kadın işinin zorluğunu anlatırken yine TYP’li çalışırken işten çıkarılan bir başka kadın ise 2024-2025 eğitim-öğretim yılında servis imkanı olmayan çocuklarının okula gidemeyecek olmasından dolayı yaşadığı sorununu paylaştı. Kentte devam eden yıkımlar ve yol yenileme çalışmaları nedeniyle trafikte uzun zaman kaybı yaşanmasının, çocukların eğitimini olumsuz etkileyeceğini ve yetkililerin bunu önemsemediklerini anlattı. Çocuğunun okuluna yakın konteyner kentlerden birine geçme talebine hala cevap verilmediği için okullar açıldığında ne yapacağını bilemediğini söyledi.

Kadınların depremden önceki yaşamlarına da odaklanmaya çalıştığımız buluşmayı, en çok ihtiyaç duydukları ve erişemedikleri/satın alamadıkları malzemelerle oluşturduğumuz hijyen kitlerini dağıtarak sonlandırmış olduk. Günden hatıra olarak birkaç fotoğraf çekerek ayrılırken oluşan memnuniyeti görmek bizim motivasyonumuzu da yükseltti. Ve bir sonraki buluşma için yeniden kolları sıvadık.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!