Eviçi şiddete uğrayana on gün ücretli izin ve işyeri değiştirme hakkı…

Nilüfer Belediyesi “Nilüfer Belediyesi Çalışanlarına Yönelik Hane İçi Şiddet Politika Rehberi”ni 2023 yılında tamamladı ve uygulamaya başladı. Rehberi hazırlayanlardan Belediye Eşitlik Birimi’ne bağlı Kadın Dayanışma Merkezi sorumlusu sosyolog Merve Yalçınkaya bu süreçteki deneyimlerini bizimle paylaştı.
Paylaş:

Bilindiği üzere 2010 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan 10 sayılı genelge ile “tüm kamu kurumlarında ve yerel yönetimlerde Eşitlik Birimleri ve Eşitlik Komisyonlarının kurulması zorunlu” hale getirilmişti. 2010 yılından önce kadına yönelik faaliyetleriyle de aktif olan Bursa Nilüfer Belediyesi 2014 yılında ilk kez Eşitlik Birimi’ni hayata geçirmişti. 2023 yılında ise yine örnek bir çalışmaya daha imza attı. 2022 Aralık ayında belediye meclisinden “Nilüfer Belediyesi Çalışanlarına Yönelik Hane İçi Şiddet Politika Rehberi” oluşturma yönünde çıkan bir kararla söz konusu rehberin hazırlıkları başlamış oldu. Titiz bir çalışma ile kısa bir sürede, 2023 yılı içerisinde meclis onayından geçti ve uygulanmaya başlandı. Bu rehberi hazırlayan Nilüfer Belediyesi Eşitlik Birimi’ne bağlı Kadın Dayanışma Merkezi sorumlusu Sosyolog Merve Yalçınkaya ile rehber üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Birim sorumlusu olarak sosyoloji ihtisasının yanında çok sayıda kadın çalışmalarında eğitim alan, uzun yıllardır Kadın Dayanışma Merkezi’nde yüzlerce vaka çalışması yapan Merve, çalışma arkadaşı Psikolog Özlem Akdağ’ın gayret ve emekleri ile bu çalışmanın tamamlandığını belirtiyor. Merkezin asla “yardım” gibi bir bakış açısı olmadığının, çalışanlar olarak kendi özel hayatlarında da kadın çalışmalarının birer aktivisti olduklarının ve en önemlisi kendilerini “kadınları kurtaran kahramanlar” olarak görmediklerinin altını çiziyor.

Erkeklerin giremediği merkez

Merve, kendilerinin de şiddetten azade bir şekilde yaşamadıklarını vurguluyor. Ayrıca bu rehberin oluşumuna geçmeden önce buradaki deneyimlerin çok yararlı olduğunu anlatıyor. Başta Kadın Dayanışma Merkezi olmak üzere Eşitlik Birimi’nin diğer merkezlerini de şu şekilde açıklıyor:

“Bizler, Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü’nün, Dayanışma ve Eşitlik Bürosu’na bağlı olarak çalışıyoruz. Kadın Dayanışma Merkezi olarak, biz,  aktif şiddet olmayan danışanlarımızı Kadın ve Çocuk Akademileri’nde çalışan psikolog arkadaşlarımıza yönlendiriyoruz. Burada şiddete maruz kalma riski olan veya şiddet öyküsü devam eden kadınlara hizmet veriyoruz. Üç kişi çalışıyoruz. İki psikolog arkadaşımız Özlem ve Melisa, bir de ben. İlk vaka görüşmesini ben yapıyorum, ihtiyaç analizlerini yapıyor ve durumu değerlendiriyorum. Eğer psikolojik desteğe ihtiyacı varsa başvuran kişinin, böyle bir hizmetten yararlanabileceğini belirterek talebi doğrultusunda Melisa veya Özlem’e yönlendiriyorum. Başvuru yapan kadın için bir randevu programı oluşturularak süreç başlıyor. Buranın iki önemli özelliği var: Bilindiği gibi belediye hizmetlerinde yaygın olarak ‘o ilçede/ilde ikamet etme şartı’ aranır, bu merkezde böyle bir zorunluluk yok. Ülkedeki tüm kadınlara açık. Yerelde hizmet veren bir yapı olsak da, bir devlet kurumu olduğumuz için başka kurumlarla hep iletişim halindeyiz. Bu sebeple yardımcı olabileceğimiz çok sayıda konu var. Diğeri ise çalışan ve danışan olarak da erkek bireylerin girmediği bir merkez olması. Bunun nedeni tahmin edileceği gibi, danışanın kendini güvende hissetmesini sağlamak ve de çok zor bir karar alarak buraya gelen bir kadının herhangi bir erkekle karşılaşmasını önlemek.”

Eşitlik eylem planı

Çalışmalarının bu merkezle sınırlı olmadığını da belirten Merve, hem proje hem politika üretiminin yanı sıra kadınlara yönelik eğitimler verdiklerini de anlatıyor. Başta şiddetle mücadele olmak üzere, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde ayrımcılıkla mücadele, şiddet öncesi ve sonrası durumlarda anne-çocuk ilişkileri, yine şiddet öncesi ve sonrası durumlarda hayata adapte olma süreçleri vs. özel eğitimler de verdiklerinden bahsediyor. Bunun yanı sıra kendi mesleki gelişimleri açısından örneğin Türkiye Aile Planlaması Vakfı’ndan (TAPV) kadın sağlığı eğitici eğitimleri aldıklarını ve zaman zaman hem kırsalda hem merkezde kadınlara kadın sağlığı eğitimleri verdiklerini belirtiyor.

Rehberi hazırlarken bu belediyedeki ihtiyaçların nasıl belirlendiğini, kadın işçilerin taleplerini ve hangi kurumların çalışmalarını incelediklerini sorduğumuzda ise Merve şu cevabı veriyor: “Öncelikle ‘Yerel Eşitlik Eylem Planı’ndan bahsetmek doğru olur. ‘CEMR-Avrupa Yerel Yaşamda Kadın – Erkek Eşitliği Şartı‘nı imzalayan her belediye, şartta yer alan ‘2. Bölüm/Madde 1’e göre 2 yıl içinde ‘Eşitlik Eylem Planı hazırlamak ve uygulamakla yükümlüdür’ deniyordu. Bizde süreç Belediye Başkanı Turgay Erdem’in ilgili şartı imzalamasıyla başladı. Bu imza sonrası 3 yıllık 2022-2024 Yerel Eşitlik Eylem Planımız içerisine ‘şiddet’, ‘sağlık’, ‘katılım’, ‘eğitim’, ‘istihdam’ ve ‘kentsel hizmetler’ odağında fırsat eşitliğini sağlayacak maddeler hazırladık. Bu rehber diğer işlerimizden sadece biri. Örneğin ‘şiddet’ başlığı altında şiddete maruz kalan veya maruz kalma riski taşıyan kadınlar için çalışmalara başladık. Bu rehberde belediye içerisinde şiddete maruz kalan veya maruz kalma riski taşıyan kadınlara yönelik spesifik olarak hizmet verenlerle ilgili kişilerin ve belediyenin yükümlülüklerini hazırlamış olduk.”

Merve’nin sözlerinden, “uygulanabilirlik, gerçeklik, sürdürülebilirlik” noktasında böylesi bir rehberin kadın işçiler açısından önemli bir kazanım olduğunu anlamak mümkün. Özellikle Nilüfer Belediyesi başkanının ve kadın çalışmalarından sorumlu başkan yardımcısı Dr. Sibel Özer’in bu konuya önemle eğilmesi, takip etmesi ve desteklemesi, süreci hızlandıran en önemli etken gibi görünüyor. Merve, rehberin hazırlanışında kadına yönelik hane içi şiddet konusunda kurum politikası geliştirme sorumluluğunu üstlenen birimlerin dört modülde eğitim aldığını, belediyenin farklı müdürlük ve birimlerinden de 10 uzman kişinin bu işler için seçildiğini anlatıyor.

Fiziki olarak güvenli alan

Politika rehberinin uygulanması konusunda başkanın önemli bir sorumluluk aldığının altını çizen Merve, daha sonra belediyenin kadın çalışanları açısından bunun öneminden bahsediyor. Amacın “Kadın çalışanların aile içi şiddete maruz kalma riski olması veya maruz kalması durumunda kendi hakları konusunda bilgi sahibi olabilmesini sağlamak” olduğunu anlatıyor. Hangi birimin ne kadar sorumluluğu olduğu, hangi durumda kime ne ölçüde bilgi verileceği, en önemlisi kadın çalışanın yararlanabileceği haklar da özenle hazırlanmış ve düzenlenmiş görünüyor. Bu haklardan bazıları ise şu şekilde:

  1. Şiddete maruz kalan ya da kalma riski bulunan kadının talebi halinde 10 iş gününe kadar ücretli idari izin verilmesi.
  2. Şiddete maruz kalan ya da kalma riski bulunan Nilüfer Belediyesi işçisi/Nilbel A.Ş. çalışanı/Nilüfer Belediyesi’ne bağlı sözleşmeli memur kadının talebi halinde içinde bulunduğu durumda ihtiyacı olabilecek öngörülemeyen giderleri için yılda bir defa olmak ve 6 ay içerisinde kadın işçiye ödenmek üzere 1 aylık maaşa kadar avans verilmesi.
  3. Şiddete maruz kalan ya da kalma riski bulunan kadının bağlı bulunduğu yöneticisi ve İnsan Kaynakları koordinasyonu ile performans kaygısını azaltmak adına performans kriterlerinin yeniden gözden geçirilmesi.
  4. Şiddete maruz kalan ya da kalma riski bulunan kadının çalışma saatlerinin ya da çalışma yerinin değiştirilmesi.
  5. Şiddete maruz kalan ya da kalma riski bulunan kadının yalnız çalıştırılmaması, fiziki güvenli alanın oluşturulması.
  6. Şiddete maruz kalan ya da kalma riski bulunan kadının talebi halinde psikolojik destek almasının sağlanması.

Can güvenliğinin sağlanması ve gizlilik esası

Rehberde gizliliğe yönelik başka kurumlara da ilham verebilecek önemli maddelerden birkaçı:

  1. Belediyenin tüm çalışanları aile içi şiddete maruz kalan kadın çalışma arkadaşından edindiği bilgileri izin almadan üçüncü şahıslar ile paylaşmamaktan ve gizliliğini korumaktan sorumludur.
  2. Başvuruda bulunan kadın, aile içi şiddete maruz kaldığını ispatlamak zorunda değildir. Başvuran, gönüllülük esasına uygun olarak açık rıza beyanı doğrultusunda konu ile ilgili istediği bilgiyi paylaşır. Görüşmelerde özel hayata saygı ve gizlilik esastır. Yine aynı şekilde; gizlilik esasına bağlı olarak ilgili merkezlerden destek alan kadının izni olmadan 3. kişi veya kurumlarla kendisi hakkında bilgi paylaşımında bulunulması yasal olarak suçtur.

Son olarak kadın çalışanlar açısından diğer önemli maddelerden bazıları:

  1. Aile içi şiddete maruz kalan kadına, farklı kişi ya da kurumlara başvuruda bulunması hususunda zorlama yapılamaz, baskı kurulamaz. Şiddete maruz kalan ya da kalma riski bulunan kadının içinde bulunduğu duruma ilişkin baş etme yöntemleri geliştirmesi sağlanır, mücadele etme kararı ya da yöntemi kendisine bırakılır. Her kadın kendi hayatı konusunda kendisi söz sahibidir ve şiddet döngüsünden ne zaman kurtulacağına sadece kendisi karar verebilir.
  2. Başvuruda bulunan kadının can güvenliği tehdit altında ise Nilüfer Belediyesi Yönetimi bu konudan haberdar edilir ve mağdurun acil durum kapsamında ilgili resmi kurumlara derhal bilgi vermesi için yönlendirilir.
  3. Şiddet uygulayan kişinin, şiddete maruz kalan çalışanın ofisine girişinin engellenmesi için gerekli güvenlik tedbirleri sağlanır.
  4. Şiddete maruz kalan ya da kalma riski bulunan kadının talebi halinde iş telefon numarası ya da e-posta adresinin değiştirilmesi sağlanır.

Sohbetin sonuna doğru rehberin geri dönüşler ile güncellenebileceğini de belirtiyor Merve. İşçilerden ve sorumlu kişilerden geri bildirimler geldikçe, geribildirimlerin acilliğine göre ya doğrudan ya da yılda bir kere revize edilebileceğini söylüyor. Kadınlar için hak taleplerinin her zaman politik olduğunu vurgulayan Merve, bu siyasi konjonktürde kadınların her bir kazanımının değerli olduğunun altını çiziyor.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!