Nergis Dokman nergis91dokman@gmail.com
Nişantaşı üniversitesinde 35 akademisyen geçtiğimiz günlerde işten atıldı. Hakları için mücadele edeceklerini belirten akademisyenlerin ortak talebi, atılanların geri alınması, maaşların devlet üniversiteleri ile eşitlenmesi ve rektör yardımcısının görevine son verilmesiydi.
Nişantaşı Üniversitesi’nde çalışan otuz araştırma görevlisi ve beş öğretim üyesinin işine son verilmesiyle ilgili Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM) ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim- Sen), Nişantaşı Üniversitesi önünde ortak bir basın açıklaması yaptılar. Açıklamada, öğretim üyelerine mobbing yapan ve ağır çalışma koşulları dayatan üniversitenin bir eğitim değil adeta zulüm yuvasına dönüştüğü ve her şeye rağmen akademinin biat etmediği vurgusu yapıldı.
VÜDAM ve Eğitim Sen adına basın açıklamasını Nişantaşı Üniversitesi Sosyoloji bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışırken işine son verilen Ekinsu Devrim Danış okudu. Danış, açıklamasında işten çıkartılan öğretim elemanlarını tek tek görüşmeye çağıran yönetimin arabulucu aracılığıyla ikna çalışmaları yaptığını ve öğretim elemanlarını istifaya zorladığını, durumu protesto eden öğretim elemanlarının rektör yardımcısı Mehmet Ünal’ın saldırısına maruz kaldığını belirtti. İşten çıkarmalara tepki gösteren araştırma görevlilerinin “Tutumunuzu da gördüler, üslubunuzu da gördüler. Bu mu eğitim?” sorusuna; Ünal, sert bir şekilde ve bağırarak “Eğitim bu” diyerek yanıt vermişti.
Şirket anlayışı ile yönetiliyor
Açıklamada ayrıca vakıf üniversitelerinin özünü açığa çıkaran bu uygulamaların nitelikli bir eğitimin değil karın ve emek sömürüsünün merkezde olduğu şirket anlayışını göz önüne sermekte olduğu ve bu yapılanın Nişantaşı Üniversitesi’nin yaptığı ilk hukuksuzluk olmadığı söylendi. Danış açıklamasını şöyle sürdürdü: “Daha önce de topluca tüm araştırma görevlilerini işten çıkaran, onlara tuvalete sırayla gidin diyerek, masalarının boş olduğu anı kollayıp boş masa fotoğraflarını kullanarak mobbing yapan üniversite, adeta bir eğitim değil zulüm yuvasına dönüşmüştür. Sonunda işi baskıya ve mobbinge karşı duran akademisyenleri işten çıkarmaya dek vardırmıştır. Çok iyi biliyoruz ki; bugün Nişantaşı Üniversitesi yönetimini asıl korkutan bütün akademisyenlerin ortaya koyduğu birliktelik ve dayanışma tutumudur. Akademinin hala biat etmediği gerçekliğidir”
Açıklama, tek tek çağrılan öğretim elemanlarının tazminattan mahrum bırakmakla tehdit edenlerin karşısında yüzlerce eğitim ve bilim emekçisinin olduğu Nişantaşı Üniversitesi akademisyenlerinin yalnız olmadığına dair vurguyla sona erdi.
Kod 22 ve Kod 25 kullanılarak işten çıkarıldılar
Ekinsu Devrim Danış, 20 kadar araştırma görevlisinin yaklaşık bir ay önce kendi maaşlarının devlet üniversitesindeki maaşlarla eşitlenmesi için üniversite yönetimine dilekçe verdiklerini, bu bağlamda öğretim elemanlarının üniversitedeki mobbing ve ağır çalışma koşullarına karşı uzun zamandır mücadele ettiklerini belirtti. Danış, kendisinin mailinin iptal edilmesiyle işten çıkarıldığını anladığını, bazı arkadaşlarına ise işten çıkarılma belgesinin tebliğ edilmediğini de sözlerine ekledi. Danış usulsüzlüğe dikkat çekerek; “Halbuki 4857 sayılı İş Kanunun “sözleşmenin feshinde usul” yükümlülüklerini bildiren madde 19’da aktarıldığı üzere; işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan bir işçinin sözleşmesinin feshedilmesiyle üniversite yönetiminin kanun maddesine uygun hareket etmediği açıkça görülmektedir.” dedi.
Araştırma Görevlileri Kod 22 ile işten çıkarılırken, üniversite yönetimiyle görüşmeleri esnasında onlara destek veren öğretim üyeleri de Kod 25 ile işten çıkarıldılar. VÜDAM’ın açıklamasına göre İK’ya çağırılan araştırma görevlilerine arabulucu eşliğinde para teklif edildi. Yasal tazminatın çok altında kalan bu rakamı kabul etmeyenler ise Kod 22’den işten çıkarıldı. 4857 sayılı İş Kanunu “sözleşmenin feshinde usul” yükümlülüklerini bildiren madde 19’da aktarıldığına göre, bu kodla atılan işçilere kıdem, ihbar tazminatları ve işsizlik ödeneği de ödenmiyor.
Nişantaşı Üniversitesi Yönetimi Suç İşliyor!
Eğitim-Sen, Nişantaşı Üniversitesinde mobbinge ve ağır çalışma koşullarına karşı haklarını savunan akademisyenlere destek açıklaması gerçekleştirdi. Eğitim-Sen yazılı olarak yaptığı açıklamada üniversitelerin kamu hizmeti yürütürken hukuka uygun davranması gereken kurumlar olduğunu belirterek kar-zarar mantığıyla hareket eden Nişantaşı Üniversitesi’nin bir ticarethane gibi davrandığı ve açıkça suç işlediğini ifade etti. Akademik personellerle ilgili ücret, özlük ve sosyal hakları açısından getirilen düzenlemelere, üniversite yönetimlerinin ve patronlarının riayet etmeme hakkının bulunmadığının vurgulandığı açıklamada, öğretim elemanlarının taleplerinin karşılanmadığı ve işten atılan öğretim elemanlarının tekrar işe alınmadığı sürece, Eğitim- Sen ve VÜDAM olarak mücadeleye devam edecekleri bildirildi.
Akademisyenlere dönük zorbalığı kınıyoruz”
İşten çıkartılan akademisyenlere Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, BİRARADA Derneği, İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi, Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği, Üniversite Katılımcıları Derneği, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği de destek vererek bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada Nişantaşı Üniversitesi’nde dünden bugüne yaşanan akademisyen kıyımının, ülkemizde vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenlerin güvencesiz ve kölelik düzeyindeki çalışma koşullarını bir kez daha gözler önüne serdiği vurgulandı. İşten çıkartılan akademisyenlerin yanında olduklarını belirten üniversite dernekleri aşağıdaki yazılı hususların uygulanmasının acil olduğunu belirterek tepkilerini üniversite bileşenlerinin talepleri karşılanana sürdüreceklerini belirttiler.
Talepler
- İşten çıkarılan akademisyenler görevine iade edilmeli ve işten çıkarmalar durdurulmalıdır.
- Haklarını korumak isteyen akademisyenlere hakaret eden rektör yardımcısının akademik etik gereği görevine son verilmelidir.
- Yükseköğretim Kanunu uyarınca devlet üniversiteleriyle vakıf üniversitesinde aynı kadroda çalışan akademisyenlerin maaşları eşitlenmelidir.