“Öğretmenlikte oluşturulacak hiyerarşi basamakları gittikçe erkekleşecek”

Diyarbakır Eğitim Sen'den Ezgi Çelik, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı verdikleri mücadeleyi ve 2 Kasım grevini değerlendirdi. Çelik, “Bu yasa, kadınlar açısından cam tavan sorununu daha da derinleştirecek. Oluşturulacak hiyerarşi basamakları gittikçe erkekleşecek. Kabul etmiyoruz! Üretimden gelen gücümüzün farkındayız” diyor.
Paylaş:
Mürüvet Yılmaz
Mürüvet Yılmaz
dramahewi@gmail.com

Eğitim emekçilerinin, öğretmenler arasında kariyer hiyerarşisi yaratarak ayrımcılığı pekiştiren, eşdeğerde işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran ve toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle kadınları doğrudan çarkın dışına iten Öğretmenlik Meslek Kanunu’na (ÖMK) karşı mücadelesi devam ediyor. ÖMK’nin iptal edilmesi için Eğitim Sen’in çağrısıyla bir araya gelen 14 sendika, 2 Kasım’da yurt genelinde greve gitti. Böylece yedi yıl aradan sonra ilk kez grev yapan eğitim emekçileri, yasa iptal edilene kadar eylemlerini sürdürmekte kararlı.

Anayasa Mahkemesi’nin yarın (9 Kasım) yasayı esastan incelemesi beklenirken öğretmenler bugün yine tüm yurtta alanlara çıkacak, ellerinde kırmızı kartlarla yasaya tepkilerini dile getirecek. Yarın ise Anayasa Mahkemesi önünde meslek nöbeti tutulacak.

Diyarbakır Eğitim Sen 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri Ezgi Çelik ile ÖMK’ye karşı verdikleri mücadeleyi, grevi, grev sonrasını, ayrıca 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için planladıkları eylem ve etkinlikleri konuştuk.

Ortaya birleşik mücadelenin güzelliği çıktı

Eğitim Sen olarak yedi yıl sonra ilk kez greve gittiniz. Hatta 14 eğitim sendikası, mücadeleyi ortaklaştırarak birlikte grev kararı aldı. Kararın alınma süreci ve nedenlerine dair neler söylersiniz?

Ezgi Çelik

Öncelikle bu kararı almak bizim için önemli bir adımdı, çünkü sizin de dediğiniz gibi yedi yıl aradan sonra alınmış bir karardı. 29 Aralık sonrası eğitim emekçileri olarak yaşadığımız hukuksuzluk hâlâ hafızalardayken böylesi bir süreçte bu kararı almak elbette uzun tartışmaları gerektirdi. Ancak ülkede gelinen son noktada görüyoruz ki, emekçiler olarak haklarımızı korumanın ve onlar için mücadele etmenin farklı yol, yöntem ve araçlarını geliştirmek, uygulamak, eyleme dökmek gerekiyor. Grev aşamasına gelmeden önce basın açıklaması, işyerlerinde bildiri okuma, imza kampanyaları, miting gibi onlarca farklı eylemsellikler geliştirdik. Grev, bu mücadele sürecinin bir devamı. Sonuncusu da olmayacak elbette. Üretimden gelen gücümüzün farkındayız ve grev bu gücü emekten, emekçiden, haktan yana olmayan iktidarlara karşı kullanmanın en temel aracı.

Eylemsellikleri örerken elbette greve gidilmesi talepler arasındaydı ve bu talep diğer 13 eğitim sendikası ile buluşunca ortaya birleşik mücadelenin güzelliği de çıkmış oldu. Biz Eğitim Sen’liler olarak, bu meslek yasasına karşı güçlü, kolektif, en geniş kapsamda birleşik mücadelenin örülmesini kıymetli buluyoruz.

Cam tavan sorunu derinleşecek

Anayasa Mahkemesi yasayı görüşecek. Yasa iptal edilmezse kadın eğitim emekçilerini neler bekliyor?

ÖMK, açıkçası yıllardır dile getirdiğimiz sorunları görmekten, bunlara çözüm bulmaktan çok çok uzak, hatta bu sorunların herhangi birine bile cevap olabilecek bir yasa niteliğinde değil. Öğretmenleri kariyer basamaklarına sokan, onları ayrıştıran, çalışma huzurunu bozan bir yasa bu. Kadınlar açısından zaten var olan cam tavan sorununun daha da derinleşeceği bir sistemi getiriyor. Kısaca bahsetmek gerekirse, cam tavan teorisinde kadınlar, iş yaşamındaki kariyer basamaklarında maalesef çeşitli sosyal, siyasal, çevresel nedenlerden ve toplumsal cinsiyet rollerinden dolayı gittikçe daha az görünür hale geliyor.

Biz kadın emekçiler olarak okullarımızdan çıktıktan sonra evlerde üretime devam ediyoruz. Çocuk ve yaşlı bakımı, temizlik, yemek… Bunların hepsi kadın emekçilerin sorumluluğunda görülürken, bu koşullarda erkek eğitimcilerle yarışıp, aynı sınava girip, aynı başarıyı elde etmeleri beklenemez. İşte bu da, uzman öğretmen, başöğretmen gibi üst hiyerarşi basamaklarının gittikçe erkekleşmesi, erilleşmesi demek olacak.

Biz kadınlar olarak bu hiyerarşi basamaklarına karşıyız, huzurlu ve barış ortamında iş üretmek istiyoruz, birer yarış atı gibi sınavdan sınava koşturmak istemiyoruz. Derinleşen bu ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerin başında gelirken, çalışma koşullarımız daha da ağırlaşırken; ücretsiz kreş, süt izni, doğum izni, yol hakkı, yemek ve barınma gibi temel sorunlarımız ortada tüm yakıcılığı ile dururken, eşitsizliği derinleştiren bu yasanın iptali için sokaklarda olmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz.

25 Kasım’da da sokaklardayız

Son olarak 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü yaklaşıyor. Diyarbakır’daki etkinlik takvimini öğrenebilir miyiz?

25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Amed KESK Kadın Meclisi olarak şu etkinlikleri yapacağız:

📍18 Kasım: Tutsak kadınların fotoğraf sergisi, bisiklet turu

📍20 Kasım: KESK olarak Emine Şenyaşar’ı ziyaret

📍21 Kasım: Dağkapı Balıkçılar’da bildiri dağıtımı

📍22-23 Kasım: Tiyatro etkinliği

📍26-27 Kasım: ‘Kapitalizmde kadın sömürüsü’ başlıklı kadın çalıştayı (Amed Emek ve Demokrasi Platformu Kadın Meclisi olarak)

25 Kasım’da diğer örgütlerle birlikte basın toplantısı düzenleyerek Şiddet Ağı raporunu açıklayacağız ve bir yürüyüş gerçekleştireceğiz.

Yaşamlarımızı alt üst eden yasaları ancak dayanışarak aşarız”

İstanbul’da greve katılan Eğitim Sen 6 No’lu Şube Kadın Meclisi Üyesi Gültan Ergün, 2 Kasım grevini şu sözlerle değerlendirdi: “Yedi yıl sonra böyle bir kararın alınmış ve yaşama geçirilmiş olması önemli. İşyerlerinde bir hareketlilik oldu. ÖMK, çalışma yaşamını bölüyor. Aynı işi yapanlar farklı statü ile adlandırılacak. İşyerlerinde çalışma barışı diye bir şey kalmayacak. 19 Kasım’da kariyer basamakları sınavı var. Öğretmenlerin çoğu sınava ikna değil, başvuranlar da çözüm olmayacağını bilseler de ekonomik nedenlerle sınava başvurdular. Basından ve çevremden takip ettiğim kadarıyla yasaya karşı çok tepki var. Yedi yıl sonra grev kararı, bu tepkilerin bir sonucu. Yaşamlarımızı alt üst eden, edecek olan yasaları ancak dayanışarak, yan yana gelerek, birbirimizi yalnız bırakmayarak aşarız.”

Manşet fotoğrafı: ANKA

Paylaş:

Benzer İçerikler

Eğitim emekçisi kadınlar, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun daha şimdiden birçok soruna yol açtığını söylüyor. Ev işleri ve çocuk bakımı nedeniyle kasımda yapılacak kariyer sınavına hazırlanmakta zorlanan kadın öğretmenler, aldıkları maaşlarla geçinemediklerini, bu nedenle istemedikleri halde sınava başvurmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!