“Okullarda güvencesizliğe karşı mücadeleye devam!”

15 yıldır çalıştığı Özel Evrim Okulları’nda geçen hafta sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarılan Nur Ülküm Ülkü, “Bizim yaşadığımız, süreli sözleşmeden kaynaklı güvencesiz çalışmanın bir örneği. Biz tüm okullarda güvencesizliğin son bulması için mücadeleye devam edeceğiz” diyor.
İşten çıkarılan Ülküm Öğretmen:
Paylaş:

Nur Ülküm Ülkü, 32 yıllık eğitim emekçisi bir kadın. Yıllardır bu memlekette ilköğrenim çağında olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz, onları geleceği hazırlayan öğretmenlerden biri. Meslek hayatının 11 yılını devlet okullarındaki çocukları eğitmekle geçiren Ülküm Hoca, son 15 yıldır da İstanbul Şişli’deki Özel Evrim Okulları’nda çalışıyordu. Çocukları hayata hazırlarken bir eğitimci olarak karşılaştığı hak ihlalleri ve sömürüye de boyun eğmeyen Ülküm Hoca, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın kuruluş sürecinde yer aldı, aktif mücadelenin içinde oldu.

Bu mücadele onu çalıştığı okulun yönetimiyle karşı karşıya getirse de Ülküm Hoca asla vazgeçmedi. Okul yönetimi ise geçen hafta “aralarındaki gerginliği” bahane ederek hocanın işine son verdi. Fakat asıl gerekçe, Ülküm Hoca’nın sendikalı olması yani yaşanan hak gasplarına karşı mücadele iradesiydi. Biz de sektördeki bu hak gasplarına, güvencesizliğe, ağır sömürü koşullarına karşı sessiz kalmayan, sendikal mücadele yürüten, meslektaşlarını örgütleyen Ülküm Hoca ile bu süreçte yaşadıklarını konuştuk.

Demokratik talebimize yanıt: Azar, tehdit, parmak sallama

Ülküm Hocam, son otuz yıldır güvencesizliğin hızla arttığı bir süreçten geçiyoruz. Patronlar işçilerin işlerine keyfi bir şekilde son verebiliyorlar. Sizin işten çıkarılma gerekçeniz neydi?

Okul yönetimi, işten çıkarma gerekçesi olarak aramızdaki gerginliği ileri sürdü. Yani “Sizinle gerginiz, o yüzden sizinle çalışmak istemiyoruz” dediler. Tabii bu işin görünen yüzü. Olayın arka planı ise şöyle gerçekleşti: İki ay önce ekonomik taleplerimiz için okul yönetimine bir mail yolladık. Pek çok öğretmenin de bu mailde imzası vardı. Okul yönetimi bu en demokratik talebimizden bile çok rahatsız oldu. Oysa yazdığımız metin herhangi bir tehdit unsuru taşımıyordu. Tehdit derken şunu kastediyorum; “Siz bunu yapmazsanız biz de şunu yaparız” gibi bir ifade yoktu metinde.

Yönetime yolladığımız bu talepleri biz sendikanın talebi olarak değil, bütün öğretmenlerin talebi olarak ilettik. Fakat dediğim gibi, yönetim bundan rahatsızlık duydu ve aramız gerilmeye başladı. Bu durum başta çok saygısızca veya olumsuz bir gerginlik şeklinde olmasa da sonrasında yöneticiler bunu soğuk savaşa çevirdiler.

Şöyle örnek vereyim: Ben aslında üçüncü sınıfları okutuyordum, dörtleri okutup zaten ayrılacaktım. Bunu da daha önce “Üçüncü sınıfları bitirip zaten ayrılacağım, artık öğretmenlik yapmayacağım” diyerek okul yönetimine bildirmiştim. Bunu bildikleri halde üçüncü sınıfta olan öğrencilerimi bir sene daha okutmama izin vermediler.

Özel okullarda emek sömürüsünün ciddi boyutlarda olduğu aşikâr. Pek çok öğretmen asgari ücretle hatta asgari ücretin de altında ücretlerle çalıştırılıyor. Ama aynı okullar, velilerden fahiş ücretler talep ediyor. Sizin Özel Evrim Okulları’nda maaşınız, çalışma koşullarınız nasıldı?

Bütün özel okullar velilerden çok para alıyorlar, öğretmenlere az maaş veriyorlar. Evrim Okulları da aynı stratejiyi uyguluyor. Yönetim açısından herhangi olumsuz bir durumda ilk kısılması gereken, çalışanların maaşları oluyor. Genel bir sermaye mantığını Evrim Okulları da tüm özel okullar gibi uyguluyor.

Çalışma koşullarımıza gelince, koşulların diğer özel okullara göre daha rahat olduğunu söyleyebilirim. Mesela 15.30’da mesai bitiyordu, okuldan çıkıyorduk. Hafta sonları okula gelmek zorunda değildik. Ekstra angarya işler yaptırmıyorlardı. Huzurlu ve iyi bir çalışma ortamımız vardı. Sıkıntılı değildi. Genel anlamda diğer özel okullarda verilmeyen ekonomik haklarımızı da veriyorlardı. Okulda sorun olan tek şey, demokratik bir talebin karşılığını verme biçimleriydi. Okul yönetimine ekonomik haklarımızın iyileştirilmesine yönelik gönderdiğimiz mail sonucunda bütün öğretmenleri toplayıp azarladılar. “Eskisi gibi rahat olmayacaksınız” diyerek parmak salladılar, sadık elemanlar istediklerini söyleyerek tehdit ettiler. Biz bu tehditlerin sonucunun buraya varacağını düşünmemiştik; ama onlar gayet cesaretli bir şekilde bizi işten çıkardılar.

Bir kadın öğretmen olarak yaşadığınız zorlukların daha ağır olduğunu düşünüyor musunuz? Maaşlarda kadın ve erkekler arasında farklılık bulunuyor mu?

Çalıştığım okulda bir kadın olarak yaşadığım özel bir sorun olduğunu söylemem. Kadınlar ve erkekler arasında ücret farklılığı da bulunmuyor. Genel anlamda öğretmenlerin ücretleri çalışma süresine göre değişiyor. Önceden yeni başlayan öğretmenle benim aramda büyük bir fark bulunuyordu; fakat o makası biraz daralttılar. Son dönemde de şöyle bir şey yaşadık: Ben özel sektörde 15 yıllık öğretmenim. Yeni başlayan öğretmen benden daha fazla alıyordu. Yani genel olarak söyleyebileceğim, ücretlerde çok büyük bir dengesizlik bulunuyor.

Sendikal örgütlenmenin önünü kesmek istediler

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası kurulalı yaklaşık bir yıl oldu. Sizin sendikalı olma süreciniz nasıl gerçekleşti?

Sendikayı ilk kurma fikrinin içinde yer aldım. İlk kurucularındanım ve yönetim kurulu üyesiyim zaten. Benimle işine son verilen Eren Hoca da öyle. Birlikte kurduk, birlikte yol aldık bu süreçte. Okulumuzdan dört beş öğretmen kurucu üye zaten. Okulda sendikal örgütlülüğümüz iyi bizim. 30 öğretmen içinde 13 sendikalı öğretmen bulunuyor.

İşten çıkarılmamızın bu kadar gerekçesiz olması, aslında sendikalı olduğumuz için işten çıkarıldığımız gerçeğini açıkça gösteriyor. Bu süreçte örgütlülüğümüz sendikada güçleniyordu. Görünen o ki bunun önünü kesmek için bizi işten çıkardılar.

Sendikaların da genel olarak erkek egemen, cinsiyetçi kurumlar olduğunu biliyoruz. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın farklı olduğunu, toplumsal cinsiyet eşitliği için yeterince faaliyet yürüttüğünü düşünüyor musunuz?

Sendikalar dediğiniz gibi erkeklerin baskın olduğu yerler; ama bizim şöyle bir avantajımız var: Sektörde çalışan öğretmenlerin çoğu kadın. Yani kadınlar daha fazla. Kadın arkadaşlarımız da sendikaya, sendikal mücadeleye emek cephesinden bakıyorlar. Bu durum ileride daha farklı olacaktır. Büyüdükçe sendikamızın, kadınlarla ilgili sorunları daha fazla dile getirdiğimiz bir sendika haline geleceğini düşünüyorum. Şu anda sektörde o kadar yoğun hak gaspları var ki onlarla uğraşmaktan çok fazla kadın özelindeki sorunlarla ilgilenemiyoruz. Ama tabii ki Kadın Sekreterliğimiz çok iyi çalışıyor. Çalışanların kadınlığından kaynaklı bir sorun olduğu zaman, sendikamız topyekûn arkadaşımızın yanında oluyor.

Bizim yaşadığımız, güvencesizliğin bir örneği

İşten çıkarılmanız sonucunda geçen hafta sendikanız ve meslektaşlarınızla bir basın açıklaması gerçekleştirdiniz. Bundan sonraki süreçte, mücadele yönteminize dair ne söylemek istersiniz?

Bu hukuksuzluğun peşini bırakmayacağız. Bizim yaşadığımız sorun, süreli sözleşmeden kaynaklı güvencesiz çalışmanın bir örneğini oluşturuyor. Hem kendi okulumuzda hem de diğer okullarda güvencesizliği kaldırmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Fotoğraflar: Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası

Paylaş:

Benzer İçerikler

AKP’li yöneticilerin baskı uyguladığı Menemen Belediyesi’nde kadın işçiler sürgüne gönderildi. Onları yıldırmak için süpürgeyi araç olarak kullandılar. Tazminatsız atıldılar fakat sessiz kalmadılar. Belediye önünde 83 gündür direniyorlar. Eylemci işçilerden Umut yaşananları anlattı.
Taban maaş hakkının Öğretmenlik Meslek Kanunu’na eklenmesini isteyen özel sektörde çalışan öğretmenler İl Milli Eğitim Müdürlükleri önünde Eğitim Nöbeti tutuyor. MEB’in taleplerini görmezden geldiği öğretmenler baskılara rağmen eylemlerine devam ediyor. Kreş, regl izni, servis, eşdeğerde işe eşit ücret talep eden kadın öğretmenler güvenceli çalışmak istiyor.
“Üretim fazlası var” açıklamasını yapan fabrika, en iyi performans gösteren üreticilerden biri seçildi! Çinli işveren öne sürdüğü bu gerekçeyle birçok işçinin çıkışını verdi. HT Solar’da yaşananları kadın işçiler anlattı.
Özel sektörde çalışan kadın öğretmenlerin sorunları saymakla bitmiyor. Evli kadınlara maaşlarının daha geç ödendiğini, her gün fönlü gelmelerinin istendiğini, reklam yüzü olarak kullanıldıklarını söylüyorlar. İş bölümünde ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını, erkeklerden daha düşük ücretlerle çalıştıklarını anlatıyorlar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!