Ülkedeki ekonomik durum o kadar kötüleşti ki ebeveynler okula yolladıkları çocuklarına harçlık veremez, beslenme çantalarına beslenme koyamaz hale geldiler.
Pahalılık karşısında her gün güneş görmüş kar misali eriyen maaşlar hane halkının geçimini sağlayamıyor. İçinde olduğumuz, asgari ücretin belirleneceği aralık ayında iktidar, patronlar ve sarı sendika bile diyemeyeceğimiz sahibinin sesi sendikalar (onlar kendilerini bilirler) birbirlerini kırmadan, gücendirmeden yeni asgari ücreti belirleyecekler. Ama başta o maaşları alacak olan çalışanlar da aynı masa etrafında buluşan emek hırsızları da biliyor ki asgari ücret “yüksek” oranda da açıklansa -ki böyle bir oran beklenmiyorum- pahalılık karşısında en fazla iki ay varlığını hissettirebilecek. Pazar tezgâhlarında gıda fiyatları almış başını gidiyorken, marketlerde etiketler günlük değişirken altı ayda bir değişen maaşların bu döngüde kendisini koruması imkânsız.
4 milyon hanede 16 milyon kişi aç
Çocukların okula boş ya da içinde zeytin, ekmek olan beslenme çantalarıyla gitmelerinin nedeni, ebeveynlerinin ücretlerinin düşüklüğü ve yanı sıra ülkedeki pahalılık.
Muhalefet partileri HDP, CHP ve İYİ Parti çocukların okulda aç kalmasına karşı #Okullarda1ÖğünSağlıklıÜcretsizYemek teklifini Meclis’e sundular. Ancak muhalefetin her teklifini ne olduğuna bakma gereği bile duymadan reddeden AKP ve MHP bu teklifi de reddetti.
Üstelik mecliste bütçe tartışılıyorken…
Üstelik Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın geçen haziran ayında yaptığı “4 milyon haneye yardım verileceği” açıklaması hâlâ yankısını kaybetmemişken…
4 milyon haneye yardım demek, her hanede ortalama 4 kişi yaşıyor diye kabul edersek 16 milyon kişinin açlık koşullarında yaşadığının bakanlıkça kabulü demek.
Hanede aç olan, okula da aç gidiyor.
AKP’nin soyguncu politikaları nedeniyle çocukların sağlıklı beslenmesi bir yana çocuklar karınları aç halde ders dinliyor, parası olmadığı için birçok çocuk su dahi alıp içemiyor.
Muhalefetin #Okullarda1ÖğünSağlıklıÜcretsizYemek talebi Meclis’te reddedilince muhalefet partileri boş durmadı, ellerindeki belediyeleri devreye sokup taleplerini gerçekleştirmek için adım attılar. Tabi belirtmem lazım ki kayyum getire getire HDP’nin elinde doğru düzgün belediye bile bırakmadı iktidar. Kayyumdan önceki bütün pozitif uygulamaları da lağvettiler zaten.
Partiler bu konuda adım atmayı sürdürürken yine karşılarında iktidarı ve onun “gücünü” buldular.
İnsan soramadan edemiyor, bu nasıl siyaset yapma şekli diye.
Beslenme sorunu yaşayan çocukların şimdiden sağlık sorunlarının olacağını öngörmek, bu çocukların gelişme sorunları yaşayacaklarını tahmin etmek o kadar mı zor?
Resmi rakamların bile gizleyemediği 16 milyon insanın (elbette bunlar gerçek durumu yansıtamayacak kadar düşük rakamlar, bunun bir de görünmeyen kısmı var) açlık koşullarında yaşamasının sebebi AKP ve MHP. AKP nedeni olduğu açlığı oya çevirmekle meşgul. Açlık sürdürülecek ki milyonlarca insan AKP’nin eline baksın, ondan halkın vergilerinden oluşan “yardımları” alabilsin.
Devletin ve iktidarın gücünü AKP/MHP kendi iktidarlarını sürdürmek için kullanıyor. Seçim öncesi kendilerince halka “kesenin ağzını açmışken” bile çocukların aç kalmasını göze alabilecek kadar halka düşmanlar.
Şimdi tam zamanı!
Elbette AKP ve onun kader ortaklarının iktidardaki sayılı günleri bitmeye doğru koşarken o sırada HDP, CHP ve İYİ Parti’nin Meclis’e sunduğu #Okullarda1ÖğünSağlıklıÜcretsizYemek talebi hâlâ geçerli.
Ama esas olarak mevcut patriyarkal ve kapitalist sömürü düzeninin bu yoksulluk ve açlığın nedeni olduğunu unutmadan politikalar üretmenin tam zamanı.
Sermaye yanlısı politikaların ve soygun düzeninin neden olduğu yoksulluk ve açlığı ortadan kaldıracak, ev içi ve ücretli alandaki emekçilerden yana politikalar üretecek, mevcut sömürü sistemlerini (patriyarka ve kapitalizm) hiç olmazsa zayıflatacak, ücretli-ücretsiz emekçiler lehine politikalar üreterek insanca yeni bir hayat kurulmasını sağlayacak somut hedefler oluşturmanın, bunları topluma anlatmanın, hatta yapılabilecekleri hayata geçirmenin zamanı.
Önümüzdeki günler, aylar hepimiz için çok önemli. Önceliğin AKP-MHP iktidarından kurtulmak olduğunu unutmadan, sonrasında gerçekten demokratik ve sosyal bir cumhuriyet kurmak için şimdiden kolları sıvamak zorundayız. Ama kimse de bize AKP-MHP’den kurtulalım derken alternatif olarak eski statükonun yeniden restore edilmesini sunmasın. Buna mecbur olduğumuzu düşünenler büyük bir yanılgıya düşerler. Emeğini ve özgürlüğünün peşinde koşanlar restorasyoncu barajları da yıkıp yoluna devam edecektir.
Fotoğraflar: Canva, Ekmek ve Gül