“Pandemi var; okullar yok, iş de yok!”

Öğrenci servisinde hosteslik yapan Özlem Ertürk (44) pandemi nedeniyle bir buçuk senedir işsiz. İş ararken internet dolandırıcıların ağına düşmekten son anda kurtulmuş. Şimdilerde ise evde oya, nakış yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor
Paylaş:
Gülay Fırat
Gülay Fırat
glyfirat@gmail.com
Gülay Fırat   glyfirat@gmail.com

Öğrenci servisinde hosteslik yapan Özlem Ertürk (44) pandemi nedeniyle bir buçuk senedir işsiz. İş ararken internet dolandırıcıların ağına düşmekten son anda kurtulmuş. Şimdilerde ise evde oya, nakış yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor

Özlem Ertürk dört yıl önce çocuklarını okula götürürken “hostes aranıyor” ilanını görünce hemen başvurdu. Maaşı azdı, sigortası ise sadece çalıştığı saat güne göre ödeniyordu. Ancak Covit 19 pandemisi milyonlar gibi onu da işinden etti;  “Şimdi artık evdeyiz çünkü pandemi var. Okullar yok, iş de yok” diye konuşuyor.

16 yıllık evli ve üç çocuklu bir kadın Özlem Ertürk. Öğrenci servis hostesliği aslında onun asıl mesleği değil. Liseden sonra bir şirkette ön muhasebeci olarak çalışmış, “12 sene bir şirkette çalıştım. Aslında işimi çok seviyordum, iş yerim iyiydi. Onlar da beni seviyordu. Fakat hayat hep yüzümüze gülmüyor. Biz iki kardeştik. Benden bir yaş büyük abimi bir trafik kazasında kaybettim. Bu beni çok derinden etkiledi. Altı aylık evliydim ve büyük bir mutluluk yaşarken, birden büyük bir acının içine düşmüştüm. Psikolojik olarak çok etkilenince işten ayrılmak zorunda kaldım” diyerek, şöyle devam ediyor;  “Oğlum dünyaya gelince sanki hayat tekrar yüzümüze gülmeye başlamıştı. Üç sene sonra ikinci oğlum dünyaya geldi, biraz büyüsünler istedim dışarıda çalışmayı o sıra düşünmedim. Derken iki yıl sonra da kızım dünyaya geldi.”

Pek çok kadın gibi Ertürk de çocuklarını büyütmek için iş hayatına zorunlu olarak ara vermiş. Yeniden çalışmak istediğinde ise çok zorlamış:  “Tabii çocuk büyüteyim derken yaş da ilerliyor, iş bulmak zorlaşıyor. Üç çocuklu bir kadın olarak partime işlere yöneldim. Büyük bir hipermarket zincirinde kasiyer olarak işe başladım. Anlaşmamız haftada üç gün gündüz, bir gün gece işiydi. Çocuklarım küçüktü daha fazlasını yapamazdım. Ancak bir süre sonra çalışma saatleri bozuldu. Gece işleri verildiğinde dönüşte eve dönecek minibüs bulamıyordum, eşim çocuklarla gelip beni alıyordu. İş kazandığımdan çok masrafa döndü.” Tüm bunlara ücret düzensizliği, çalışıp da para alamama eklenince işten ayrılıyor.  Bu süreçte sigorta yapıp yapmadıklarını bile öğrenememiş Özlem Hanım” Sigorta dökümünü istedim, makine bozuk diyerek vermediler” diye anlatıyor.

35 yaş üstüne iş yok.

Çalışma hayatına geri dönmek isteyen ancak başvurduğu işlerde yaşını söylediği anda geri çevrildiğini vurgulayan Ertürk’e önce yaşını soruyorlar, yaşını ve üç çocuklu olduğunu anlayınca da işe almıyorlarmış. “Mesela mahalle arasındaki bir marketin eleman aranıyor ilânı için bile başvurduğumda, ‘25-35 yaş aralığında çalışan istiyoruz’ diyorlardı” şeklinde uğradığı ayrımcılığı anlatıyor.  Servis hostesliği işini aynı dönemde bulmuş.  Dört yıl önce çocukları okula götürürken ‘hostes aranıyor’ ilanını görünce hemen başvuruyor ve işe alınıyor. Servis hostesliğinin çalışma koşullarını ise şöyle anlatıyor: “Ücreti azdı; ilk zamanlarda 600 TL alıyordum. Bir de çalıştığım saat güne çevrilip sigortaya işliyordu ama bana uygun bir işti. Biri devlet, diğeri özel iki ayrı okulun servis hostesliğini yapıyordum. Az da olsa para kazanıyor, çocuklarımın da yanında oluyordum. Pandemiden önce ücret yeni bin lira olmuştu. Damlaya damlaya göl olur, diyerek çalışıyordum.”

Sabun paketleme işi

Pandemi yüzünden işini kaybedince yeniden iş aramaya başlayan Ertürk geçtiğimiz günlerde internet dolandırıcılarının ağına düşmekten son anda kurtulmuş. İnternette sürekli dönen ‘evlere iş verilir’ ilanı görünce, büyük bir hevesle başvuruda bulunmuş. Sonrasını ondan dinliyoruz “Okulların ne zaman açılacağı belli değil. Bu yüzden internetteki ‘evlere iş verilir’ ilânını görünce sevindim. Sabun paketlemek için neredeyse asgari ücret kadar ücret veriyordu. ‘Evde rahat yaparım’ diyerek irtibata geçtim. Karşımdaki kişi 250 TL kaparo istedi. Şaşırdım, bir akrabamız kanalıyla onları araştırdım. Akrabam, ‘Şansını deneyebilirsin, iş gelebilir de gelmeye bilir de. Herkesten 250’şer lira alsalar, köşeyi dönerler’ dedi, sonradan öğrendim ki gerçekten böyle bir dolandırıcılık yöntemi varmış. Ucuz kurtulmuşum.”

15-12-10 yaşlarında üç çocuğu olan Ertürk, eşinin evde olduğu zamanlar yemek konusunda kendisine yardımcı olduğunu belirterek, “Eşim önceleri bir şirkette pazarlama bölümünde çalışıyordu, ayrıldı. Uzun süre iş bulamadı ve taksiye çıkmaya başladı. Beş altı yıldır taksi şoförlüğü yapıyor ve geceleri çalışıyor. Çocuklarla pek ilgilenmiyor. Normal zamanda sadece haftada bir gün birbirlerini görebiliyorlar.  O yüzden çocuklarla hep ben ilgilenirim ama yapacak bir şey de yok çalışmak lazım, ekmek aslanın ağzında…”

Şu sıralar gündüzleri ev işi, akşamları el işi yapan Ertürk, pek çokları gibi yaptığı işleri sosyal medyadan paylaşıp satmak istiyor, “O kadar göz nuru döküyorsun ama karşı taraf ‘çok pahalı’ diyor. Yine de şevkimi kırmıyorum, çünkü el işi yapmak bazen terapi gibi geliyor” diye konuşuyor.

Çocuklarının geleceği için herkes gibi düzenli bir iş istediğini belirten Ertürk, “Belki emekli oluruz diye bekliyoruz o da olmuyor. EYT’ye (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) takıldım. 13 yıllık sigortam var ama yaş 54 daha, 10 sene var” diyor.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Başakşehir’e bağlı Şahintepe mahallesinde, 400 günü aşkındır bir nöbet sürüyor. Çevre Bakanlığı ve bölge belediyesinin halkı mahalleden sürme girişimleri sonuçsuz kaldı. Kurdukları “Barınma Hakkı Meclisi” içinde örgütlenen Şahintepelilerin, fiili mücadelesinde kadınlar en önde. “Mahalle içindeki ve dışındaki kirli eller çekilene kadar oradayız” diyorlar.
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’nı değerlendiren feminist sosyolog Berfin Atlı “Esnek çalışma modeli kadınların yoksulluk döngüsünü kırmak yerine, bu döngünün derinleşmesine neden olacak” diyor.
Diyarbakır’da cami önünde Kur’an-ı Kerim okuyarak geçimini sağlayan, engelli bir oğlu olan Rojda, ‘’Ama kendime de bir dua ediyorum. İnşallah oğlum benden önce ölür diye. Bakacak kimsesi yok. Ölüm fakirlikten ve kimsesizlikten iyidir’’ diyor.
Tatil öncesi meclise getirilmesi beklenen 9. Yargı Paketi’nin içindeki “etki ajanlığı” düzenlemesinin kadın ve LGBTİ+’ların güçlenme ve dayanışma mekanizmalarını nasıl etkileyeceğini Mor Çatı ve Kadının İnsan Hakları Derneği ile konuştuk.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!