partinin politikliği

“parti, düğünün alternatifi sayılabilecek, daha demokratik bir toplaşma. başta heteroseksizm ve cisseksizm olmak üzere patriyarkal dayatmaların en azından bir kısmından uzak durulabilecek bir eğlence.”
Paylaş:
ayşe düzkan
ayşe düzkan
ayseduzkan@hotmail.com

baştan söyleyeyim, kastettiğim, eğlenmek için bir araya gelinen parti; gerçi zaman zaman diğerleri de eğlenceli olabilir ama…

bu yazıda, birer toplaşma olarak düğün ve partiyi feminist bir bakış açısıyla karşılaştırmaya çalışacağım.

düğün, sizin de bildiğiniz üzere iki hadiseyi kutlamak için düzenlenir; bunlardan ilki bir oğlan çocuğunun sünnet edilmesi yani “erkekliğe adım atması”. burada canı acımış ve kısa da olsa bir süre daha acıyacak olan ve belli bir travma yaşamış bulunan oğlanı teselli etme amacı öne çıkar. kıyafet, süsleme vb. konusuna hiç girmeyeceğim ama şu kadarını söyleyeyim, bu memlekette neo-osmanlıcılık belli bir ilgi görüyorsa bunda sünnet kıyafetlerinin etkisini küçümsememeliyiz.

sünnete karşılık kızların ilk adetini kutlama gibi meydan okumalar pek rağbet görmedi. sünnet patriyarkal ihtişamını epeyce zor olsa da koruyor.

yaşasın, evleniyorlar?

ama düğün denince akla ilk gelen evlilikleri kutlamak için düzenlenenler tabii ki.

düğün hatta genel olarak ilişki ritüellerinin zaman içinde nasıl değiştiği, başlı başına ilginç bir konu. örneğin 1970’lerin kıtıpiyos burma söz yüzüğünden, tektaşa nasıl ve ne zaman vardık. artık feminist hareketin de takvimine -8 mart ve 25 kasım kadar şanlı olmasa da- girmiş bulunan sevgililer günü’nün bu kadar hızlı yerleşebilmesinin hikmeti ne? performansa dayanan evlenme teklifleri ilk ne zaman başladı?

söylemeye bile gerek yok; toplumsal dayatmalar çerçevesinde, bir kız çocuğunun pembe, fiyonk, sim ve tül sevmemesi için çok dirayetli ve özel bir yaratılışa sahip olması gerekiyor. işte standart düğün estetiği de bu zevki yansıtıyor ve düğün, evliliğin sırtına yükleyeceklerinden önce geline verilen son bir taviz, diye düşünüyorum. takılar, ömrü boyunca belki hiç süslenmediği ve süslenemeyeceği kadar özenli bir süs, gelinlik, hayatı boyunca prenses muamelesi göreceği belki de tek an. hemen her bütçeye uygun düğün salonlarındaki sandalye fiyonkları, masa süsleri, pastanın ta kendisi bir kız çocuğunun hayallerini süsleyecek tarzda tasarlanıyor. kafamıza vura vura öğretmediler mi, en güzel günümüzün düğün olacağını…

kadınlar, boşanmak için ölümü göze alırken, bir erkeği evlenmeye ikna etmiş olmanın büyük mutluluk ve başarı olduğu fikrinin nasıl bu kadar yaygın olabildiğini, patriyarkanın ideolojik araçlarının gücünde aramak gerek bence.

gelin prenses, damat da tıraşıyla, giyimiyle bir prens. o kutlu gün için dans dersi alanlar bile var! iki aile dolusu kadının kuaförde sırayla saç yaptırdığına şahit olanlarınız vardır.

o büyük hazırlık, kimilerine sıkıcı gelse de, belli bir keyfi olduğunu görmek gerek.

ayrıca kafeye, bara, kulübe çıkma alışkanlığı olmayan büyük bir çoğunluk için düğün neredeyse tek eğlenme ve güvenli eşleşme alanı. üstelik de o güne mahsus, özenle giyinilmiş, süslenilmiş bir halde!

herkesin birbirini az çok tanıdığı bir alanda birileriyle flörtün ilk adımlarını atmak güvenli olabilir ama siz de takdir edersiniz ki yedi sülalesinin bulunduğu yerde, insan gönlünce eğlenme ve flört etmekte zorlanabilir. ama bir kurum olarak düğünün meşru ve makbul olması, aileyle olan bağlarıyla ilgili; ailemizle bir aradayız ve bir başka ailenin kurulmasını kutluyoruz! yani düğün aynı zamanda, hepimize evlenmemiz gerektiği fikrini de dayatıyor.

ya evlenmek istemeyenler?

biz de parti düzenleriz!

çünkü sıradan bir gece gibi de olmadan, eğlenmek, içki içmek, dans etmek ve flört etmek partide mümkün. parti, bu anlamda düğünün alternatifi sayılabilecek, daha demokratik bir toplaşma. başta heteroseksizm ve cisseksizm olmak üzere patriyarkal dayatmaların en azından bir kısmından uzak durulabilecek bir eğlence. isteyenin gelin ya da damat kadar süslenebileceği, isteyenin en sıradan giysisiyle katılabileceği bir buluşma. herkesin eşit olduğu, evlenmeyeceklerin de hak ettiği, içkinin çoğu düğündeki gibi sadece erkekler tarafından ve gizli içilmediği, bir kurum olarak ailenin egemen olmadığı…

o yüzden parti politik. politik sebeplerle düzenlenen partilerimiz, her bütçeden, her yaştan, her cinsiyet kimliğinden, her cinsel yönelimden insanı bir araya getirebildiği, herkes için güvenli, herkes için eğlenceli bir ortam oldukça politik anlamı yerine oturacak.

düğün gelenek, parti geleceğimizin izlerini taşıyor. kutlu 8 martımızın arifesinde, sokakları canlandıran eylemlerimizin ardından, belki ömründe hiç içkili bir yerde eğlenmemiş, gece sokakta olmaktan çekinen kardeşlerimizin de şenlendireceği partilerimizin, baş başa, bedenlerimiz bir süreliğine de olsa erkek bakışının hakimiyetinden uzaktayken eğlenmenin de politik olduğunu hatırlamanın zamanıdır diye düşündüm.

* ana fotoğraf: sendika.org’dan alınmıştır

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!