Peride Celal’in esintileri bir araya gelip rüzgâr oldu, sokakları dolduruyor

“Kızacaksınız bana, kadınların yanını tutuyorum diye. Bir kez de hak verin ne olur! Bizleri böylesine hor görüp ezmek neden?” (s.6) Bugünden bakınca hepimizin yanıtını bildiği bir soruyu soruyor Celal 1981 yılında yazdığı öyküsünde. Yanıtını kendisi de veriyor fail özneyi en ince detayına kadar betimleyerek hem de. Çünkü onu biliyor, bilmekle kalmıyor yakinen tanıyor.
Paylaş:
Sare Öztürk
Sare Öztürk
ozturksare48@gmail.com

“Bu küçük öyküler yaşadığımız Kaos’un içinde kaybolup giden birkaç insandan esinti” diyor Peride Celal Melahat Hanımın Düzenli Yaşamı isimli kitabı için. Kuşkusuz öyküler yaz aylarında esen tatlı bir esinti gibi, mizahla da birleşip hafif hafif gıdıklayan bir esinti. Ancak kaosun içinde kaybolup giden gündelik olanın politikasını ince ince işliyor öykülerinde Peride Celal. Kadın okurlar açısından da sığınılacak bir liman yaratıyor.

Kitaba ismini de veren Melahat Hanımın Düzenli Yaşamı öyküsü kocasının ölümünün ardından evini sevdiği şehre taşıyan bir kadının hikayesi. Sırtında kambura neden olan yükten kurtulmanın verdiği hisle tebdili mekânda ferahlık diyerek yeni bir ev kurma hikayesi.

Melahat Hanım kocasının ölümüyle evdeki tüm eski, kırık dökük eşyaları atıp kurtuluyor, örselenmiş kabuğunu bir çırpıda atıp tazelenmek ister gibi. O eşyalar gidince kocasının ona çektirdikleri de gidecek gibi. İçki şişelerinin, izmaritlerle dolu küllüklerin olamadığı; eşyaları gönlüne göre dizdiği, görenlerin hayran olduğu temiz, ferah ve düzenli bir ev kuruyor. Yeni evde mesela gazeteleri ilk kendisi okuyor buruşturulup köşeye atılmadan. Melahat Hanım’ın takip ettiği köşe yazarları var, onları okumaktan ayrıca keyif alıyor. Bir kadın var ki kalemi sivri kendisi cevval Melahat Hanım’ın da en sevdiği yazar. Onun içinde büyüttüğü dışa vuramadığı tüm duygulara tercüman oluyor ve soruyor:

“Kiminize göre bir süs eşyası, alıp vazoya konacak, istediğiniz zaman koklanacak bir çiçek gibiyiz, kiminize göre ayağınızın altına serilmiş bir paspas, çiğneyip kolayca geçeceğiniz. Keyfinizce kullanacağınız bir tutsak, boyun eğip susması gereken bir hizmetçi… Gene, ‘durmadan bize saldıran bu erkek düşmanı kadından illallah!’ diyeceksiniz biliyorum. Kızacaksınız bana, kadınların yanını tutuyorum diye. Bir kez de hak verin ne olur! Bizleri böylesine hor görüp ezmek neden?” (s.6)

Bugünden bakınca hepimizin yanıtını bildiği bir soruyu soruyor Celal 1981 yılında yazdığı bu öyküsünde. Yanıtını kendisi de veriyor, fail özneyi en ince detayına kadar betimleyerek hem de. Çünkü onu biliyor, bilmekle kalmıyor yakinen tanıyor Celal.

Ağaçla Konuşan Kadın

Aşk teması ise bir kopma anı olarak yer alıyor öykülerinde. Vedalar, yıllar sonra karşılaşmalar, kaybolan hisler eşlik ediyor. Ve yalnızlık teması, “Kaos” dediği koşturmacanın içinde kadınların yalnızlığı nasıl tecelli ediyor konusunu anlatıyor bir yandan da Celal. Aslında kadınların seçilmiş yalnızlığıyla birlikte yalnız olmadıklarını gösteriyor. Kadınların kendilerini neye karşı kapattıklarını, neyi arkada bırakarak yolla nasıl devam edebildikleriyle ilgileniyor. Bunu yaparken insandan ibaret olmayan yaşamlarımızı, yoldaşlık ettiğimiz türlerle ve varlıklarla birlikte ayakta kalabilme kudretimizi hatırlatıyor. Ağaç isimli öyküsünde kendisine iyi gelmediği için televizyonu kapatıp, haberleri izlemeyi bırakan bir kadının öyküsünü anlatıyor mesela. Örselenen yerlerini iyileştirmek, en önemlisi de hayatta kalabilmek için kendini dışa kapatıp salonunda büyüttüğü ağaçla konuşan kadının öyküsü. Dışarıdan gelen kaos haberlerini ironik bir şekilde eleştirip her sabah ağaçla konuşup yoldaşlık eden birlikte tazelenen iki canlının hikayesi. Kadınların delilikle damgalanmasına inat dışarının yarattığı yaraları bir ağaçla sarıyor karakter, o büyüdükçe iyileşiyor, başka bir yoldaşlık ilişkisine davet ediyor Peride Celal.

Kaynak: httpstr.wikipedia.orgwikiPeride_Celal

Yoksuluz!

Haberleri takip etmeyip kabuğa çekilip iyileşelim gibi bireyselleşme çağrısı da yapmıyor Celal. Dönemin sorunlarına yer vererek haberi yaratan da oluyor öykülerinde. Kantarı dengede tutuyor bu anlamda.

Öykülerde kadınlar seslerini duyurmak, sorunlarını dile getirmek, için mikrofonu eline alıyor. Hakikaten alıyorlar 😊 Açık Oturum öyküsü bunlardan biri. Gündeliğe giden Selviye Hanım bir tartışma programına katılıyor. Programda siyaset konuşuluyor, tartışmalar büyüyor, ortam geriliyor ve mikrofon Selviye Hanım’a geliyor. O tartışma programında hiç kimsenin değinmediği, yakınından dahi geçmediği alev topunu ortaya bırakıyor Selviye Hanım:

“Yoksuluz! İki kızı zor gelin ettim, oğlanın üniversite masrafları için el kapılarında yemek yapıyorum. Partiler seçim yaklaşırken peş peşe geliyor mahallemize nutuk atıp gidiyorlar. Hiçbir şey yaptıkları yok. Devlet bizi yok sayıyor… Et ayda bir girer evime benim. Bulgura soğana yatıyor çoğumuz. Zeytin lüküs oldu artık. … Neden aldatıyorlar her şey yolunda diye. Neden çaremize bakmıyorlar?” (s. 30-31)

Peride Celal bizim hikayemizi anlatıyor ama bilinmiyor!

Peride Celal bir röportajında hep kenara itildiğini, değer görmediğini söylüyor.[1] Oysaki 1935 yılından ölümüne kadar hayatını yazmaya adıyor, haberler yayınlıyor, öyküler, tefrikalar, romanlar yazıyor. Melahat Hanımın Düzenli Yaşamı bunlardan yalnızca biri. Erkeklerin kadınlar üstünde kuruduğu tahakkümü ve kadınların bundan sıyrılma çabalarını anlatıyor Celal. Seçilmiş yalnızlıkların yanı sıra kadınların kendi yaşamlarını kurma süreçlerini engelleyen, yollarına taş koyanları da işaretliyor, tahakküme karşın var olmanın yollarını ören kadınların hikayelerini anlatıyor. Tam da bu noktada feminist okumalara imkân tanıyor.

Geç tanıdığıma üzüldüğüm yazarlardan oldu Peride Celal. Hayatını yazmaya adamış bir kadın, üstelik de yazdığı konular bugün hala güncelliğini koruyor. Bu kadar kıyıda köşede kalmış olması ayrıca üzücü. Onu gün yüzüne çıkarmak yine biz kadınların sorumluluğunda çünkü onun “Kaosun içinde kaybolup giden birkaç insandan esintiler” dediği, bugün özel olanın politikası ile birleşti, esintiler bir araya gelip rüzgâr oldu, sokakları dolduruyor.

*Peride Celal (2020) Melahat Hanımın Düzenli Yaşamı, İstanbul: h2o kitap.

Fotoğraf: Sare Öztürk


[1] Serdar Soydan (2019) , Peride Celal külliyatı: Unutulan ve gölgede kalanlar. https://t24.com.tr/k24/yazi/peride-celal-kulliyati,2499

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!