Gülay Fırat
Pandemide pişirdiği lezzetleri sosyal medyada paylaşınca siparişler gelmeye başladı. Çocukken Şeker Kız Candy çizgi filminde gördüğü Japonca yazıların anlamını çok merak ettiği için üniversitede Japonca okuyan, İngilizce öğretmeni Seher Korkmaz, şimdilerde ders arasında pandispanya pişiriyor. Kadınların bitmeyen yoğunluğunu ise bir Japon atasözüyle şöyle özetliyor; Bir kadının bir ayı 45 gündür.
On altı yıllık İngilizce öğretmeni Seher Korkmaz pandemide evden online eğitime geçince mutfak işlerine merak sardı. Yaptığı pastaları, kurabiyeleri, çörekleri sosyal medyada paylaştığında ise beklemediği bir şey oldu, siparişler gelmeye başladı. Hiç aklında olmayan bu geri dönüş çok hoşuna gitti ve “Neden olmasın?” diyerek kollarını sıvadı. Beş aydır sosyal medyada “birtakimmutfakişleri” adını verdiği sayfasıyla sipariş almaya başlayan Seher öğretmen, şimdilerde bir yandan öğrencilerini öte yandan hamuru şekillendiriyor.
Şeker kız Candy sevgisinden Japonca okudu
Çocukluk yıllarında balerin olma hayali kuran ancak memleketi Sivas’ta o dönemde imkân olmadığı için bu hayali yarım kalan Seher Korkmaz (42) üniversiteye kadar Sivas’ta yaşamış. Seher Korkmaz’ın üniversite tercihinde çocukluğunda izlediği Şeker Kız Candy’nin büyük etkisi olmuş. Çizgi filmdeki Japonca yazıları çok merak eden Korkmaz dershanedeki rehber öğretmenin de desteklemesiyle Erciyes Üniversitesi’nde Japon Dili ve Edebiyatı okumuş. “Zaten İngilizce biliyordum, TESOL Sertifikam da var, Japonca öğrenmek daha heyecanlı geldi” diyen Seher Korkmaz, üniversite bitince İstanbul’a gelmiş ve bir sene sonra da evlenmiş. 17 senelik evli Seher Öğretmen’in biri 13 diğeri 15 yaşlarında iki oğlu var. Pek çok çalışan kadın gibi o da hamileliği ve sonrasında iş hayatıyla çocuk bakımı arasında bir tercih yapmak zorunda kalmış. En azından anaokuluna gidecek yaşa gelene kadar çocuklarına kendisi bakmak istemiş ve bu sebeple kariyerine bir süre ara vermiş.
Bir ayı 45 gün olan kadınlar
Çocukları artık büyüse de evde üç erkekle yaşamanın başlı başına bir iş olduğunun altını çizen Seher öğretmen, günlerini online ders programına göre programlıyor. Hafta sonları da online özel dersler veren Seher öğretmenin neredeyse haftanın yedi günü dolu. Çalışmayı, bir şeylerle meşgul olmayı seven insanlardan. Sabahları güne erken başlayıp geç saatlerde günü bitiren Seher öğretmen kendisine bazen 24 saatin bile yetmediğini söylüyor. Bu sırada aklına gelen bir Japon atasözünü tebessümle paylaşıyor, “Onna wa hitotsuki yonjuu go nichi ari” (Bir kadının bir ayı 45 gündür.)
Öğretmenlik mesleğini çok severek yapan Seher öğretmen, pandemide mutfaktaki uğraşısının da kendine ayrı bir keyif verdiğini anlatıyor. “Mutfakta olmak ne kadar yorucu olsa da bende terapi etkisi yaratıyor. Aslında derslerde biriken stresi de bu sayede atmış oluyorum çünkü online ders yapmak hem çocuklar için hem de bizim için hayli yorucu. Sürekli ekrana bakmak insanda negatif elektrik yüklenmesine neden oluyor” diye konuşuyor.
Onun mutfakta lezzetli şeyler üretme sevdası ders bittiğinde başlamıyor aslında. Uzun ders aralarında da televizyon izlemek yerine keyif aldığı mutfağa geçen Seher öğretmen, “Örneğin o gün ders aram uzunsa, o arada pandispanyayı yapıp dinlenmeye bırakıyorum. Ders bittiğinde ise kremamı ve diğer malzemeleri hazırlıyorum. Yapacağım pasta meşakkatli uzun sürecek özel bir pasta ise kaplama ve süslemeler bazen gece 01-02’lere kadar sürüyor. Öte yandan eğer yoğun bir gün değilse gün içinde rahatlıkla beş – altı çeşit kurabiye yapabiliyorum” diyor.
Ev yemekleri, meze, salata, pasta, kurabiye, poğaça, börek aklınıza gelebilecek her çeşit unlu mamulü ve yöresel ev yemekleri pişirebilen Seher Öğretmen, tüm bunlar için özel bir eğitim de almamış, kendi çabasıyla öğrenmiş. Siparişleri için bir yardımcısı yok, her şeyi tek başına hazırlıyor. Tabii bunda sipariş trafiği de etkili oluyor. Üst üste sipariş geldiği gibi daha az sipariş aldığı da oluyor. Akşamları siparişlerini tamamlamadan uyumuyor. Mutfaktaki başarısının sırrını ise, “Annemin de eli hem hızlı hem de lezzetlidir, ben ona çekmişim” şeklinde açıklıyor.
Ev temizliğini artık her gün yapıyoruz
Severek yapsa da mutfağın ekstra bir yoruculuğu olduğunu belirten Seher öğretmen, mutfağın sabır ve özen isteyen işlerden olduğunu vurguluyor. Sadece yemek yapmakla işin bitmediğini, malzeme için alışveriş yapmanın, mutfağın temizliğinin ve bulaşıkların da bu işlerin bir parçası olduğunu hatırlatıyor.
Pandemiyle birlikte ev işlerinin de arttığını beliren Seher öğretmen pandemi öncesi haftada bir- iki gün yapılan ev temizliğini artık her gün düzenli yapanlardan. Peki bunca iş arasında buna nasıl zaman buluyor? İşte o zaman devreye kocası ve çocukları giriyor. Evdeki iş bölümünü şöyle anlatıyor, “Sabah erken kalktığım için ben kahvaltıyı hazırlıyorum. Online derse girdiğimde masayı eşim topluyor. Bulaşıkları makineye koyuyor. Ev temizliğini de hafta sonları o yapıyor. Bakmayın hamurla çok uğraştığıma kolumda bazı sıkıntılar var. Temizlik yaparken, evi süpürürken çok ağrıyor. Hafta içi de büyük oğlum az çok yardımcı olmaya çalışıyor.”
Çocuklarının kendisini her zaman desteklediğini belirten Seher öğretmen, henüz yaşları ufak olsa da oğullarını yetiştirirken kadınlara saygılı olmayı eşiyle birlikte gösterebildiklerine inanıyor. Özellikle, ev işlerinde kocasının kendisine yardımcı olmasının erkek çocukları için önemli bir rol model olduğunu düşünen Seher öğretmen, “Çocuklarım babalarının evimizde bana desteğini ve benim de ne kadar yoğun çalıştığımı gördükçe, söylemeden ev işlerinde ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Bir isteğim olduğunda, ‘Ben niye yapıyorum’ demiyor, kayıtsız kalmıyorlar” şeklinde anlatıyor. Erkek öğrencilerine de her zaman kız arkadaşlarına karşı saygılı ve kibar olmalarını tembihlediğini belirtiyor.
Hobi olarak başlayıp kazanca dönüşen mutfak macerasının, gelecekte bir kafe açarak taçlandırmak istiyor. Kendisini “mutfaksever” olarak tanımlayan Seher öğretmen, tam zamanlı çalışsa sadece bu işi yaparak da ev geçindirmenin mümkün olduğunu görmüş. Ancak o kendisini öğrencilerini bırakmak için henüz hazır hissetmiyor.
Kadınların içlerindeki güç
Pandemiyle birlikte pek çokları gibi Seher öğretmen de en çok seyahat etmeyi özlemiş. Sosyal çevresi çok geniş bir insan olduğunu vurgulayan Seher öğretmen, “Pandemiyle eve kapanınca başta çok ama çok üzüldüm. Ancak ilk şoku geçtikten sonra şimdilerde evde asosyal yaşamaya alıştığımı görüyorum ve bu beni daha çok üzüyor” diyor. Ev içinde tempolu geçen hayatında kendisi için yaptığı en iyi şeyin haftada iki gün erken kalkıp yoga yapmak ve fırsat bulursa yürüyüşe çıkmak olarak anlatan Seher öğretmen, kadınların içindeki büyük gücü görmesini istiyor ve şunları söylüyor:
“Her kadın içindeki büyük gücün farkına varmalı, her zaman üretken olmalı, okumalı, kendini geliştirmeli. Kadının da yalnız kalma korkusu olmadan yaşamaya hakkı var. Geliştirmekten kastım illa üniversite okumak değil. Günümüzde her türlü bilgiye ulaşmak kolay kadınlar da hayalleri ne ise onun peşinden gidip özgürce yaşamanın tadını çıkarmalı.”