Sendikalar, kadınların ekonomik şiddete maruz kalmaması için kilit önemde

İyi kamu hizmetleri, kolaylaştırıcı bir sosyal devlet, iyi ücret ve çalışma koşullarını içeren insana yakışır iş ve şiddet mağdurları için işyeri desteği, ekonomik şiddetle ve daha geniş anlamda erkek şiddetiyle mücadele etmek için çok önemli. Dolayısıyla bu hakların temini, Birleşik Krallık’taki sendikaların öncelikleri arasında.
Paylaş:

Ekonomik (finansal) şiddetin kadınların ekonomik bağımsızlığını nasıl baltaladığını anlamak; kadınlara, kız çocuklarına ve non-binary (kendilerini ikili cinsiyet sisteminin sunduğu kadın ve erkek kategorileri içinde tanımlamayan) insanlara yönelik şiddetin ne kadar kapsayıcı olabileceğini anlamaya yardımcı olur.

İyi kamu hizmetleri, kolaylaştırıcı bir refah devleti, iyi ücret ve koşulları içeren insana yakışır iş ve hayatta kalan mağdurlar için işyeri desteği, ekonomik şiddetle ve daha geniş anlamda kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadele etmek için çok önemlidir. Bu nedenle Birleşik Krallık’taki sendikalar için bunlar önceliklidir.

Ekonomik şiddet nedir ve sendikalar neden bununla ilgileniyor?

Ekonomik şiddet, tahakkümün bir yönüdür. Fail, ortaklarının eylemlerini, gelecekteki seçimlerini ve seçim özgürlüğünü sınırlayacak veya kontrol edecek şekilde parayı kullandığında veya kötüye kullandığında olur. Çoğu durumda failler, diğer şiddet içerikli davranışlarını gözdağı vermek ve ekonomik şiddeti pekiştirmek için kullanır. Bu türden bir şiddet, kadınları yiyecek ve giyecek gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getirebilir ve onları faillerin biriktirdiği borç yükü altında, kendi banka hesaplarına erişimden mahrum bırakır.

“Şiddet mağdurlarını destekleyen sendikalar ve ev içi şiddetle mücadele eden örgütler, hayat pahalılığı krizinin ekonomik şiddeti artırmasından ve kadınların şiddete maruz bırakıldıkları ortamı terk etmelerini engellemesinden endişe ediyor.”

Abigail Hunt, Kamu Hizmetleri ve Nikki Pound, Kadın Eşitliği, İngiltere Sendikalar Kongresi (TUC).

Failler hayat pahalılığını kadınlara zarar vermek için kullanıyor

Women’s Aid tarafından Birleşik Krallık’ta yakın zamanda yapılan bir ankette, şu bulgular elde edildi:

  • Yanıt veren şiddet mağdurlarının neredeyse tamamı (yüzde 96), hayat pahalılığındaki artışların kendilerine verilen para miktarını olumsuz etkilediğini gördü.
  • Üçte ikisi (yüzde 66) Women’s Aid’e, faillerin şimdi hayat pahalılığı ve mali zorluklarla ilgili endişeleri, -kadınların paraya erişimlerini daha fazla kısıtlamayı haklı çıkarmak da dahil olmak üzere- tahakküm için bir araç olarak kullandıklarını söyledi.
  • Şiddet failiyle birlikte yaşayan ve onunla ekonomik bağı olan kadınların neredeyse dörtte üçü (yüzde 73) hayat pahalılığının ayrılmalarını ya engellediğini ya da zorlaştırdığını kaydetti.

Hükümetin kemer sıkma politikasının etkisi

Ev içi şiddetle mücadele için destek hizmetleri fonu yıllar içinde budanarak, hizmet sunumunda kesintilere neden oldu. Pandemi ile bu durum daha da kötüleşti.

“On yılı aşkın süredir devam eden kemer sıkma politikaları, kadınları orantısız bir şekilde etkileyerek, şiddet mağdurlarının durumunu daha da kötüleştirdi ve desteğe erişimlerinin önündeki engelleri artırdı.”

Abigail Hunt

Kemer sıkma nedir?

Kemer sıkma, hükümetlerin zor bir ekonomik ortam yaratarak kamu harcamalarını kısmayı, vergileri artırmayı veya her ikisini birden yapmayı seçmesidir.

  • 2021’de yayımlanan Women’s Aid raporu, 2019/20’de İngiltere’deki yerel makamların yüzde 59’unun ev içi şiddet fonlarında gerçek anlamda kesintiler uyguladığını ve sığınma merkezlerini yetersiz kaynakla talebi karşılayamaz hale getirdiğini ortaya koydu.
  • Aynı rapor, Kasım 2020’de mevcut olması gereken sığınak alanlarının sayısında yaklaşık yüzde 25’lik bir eksiklik olduğunu tespit etti.

Dolayısıyla genel olarak kamu hizmetlerindeki kesintiler nedeniyle kadınların yaşadığı üçlü bir nahoş durum var.

  • 2010 yılından bu yana uygulanan kemer sıkma önlemlerinin yüzde 80’inden fazlasının yükünü kadınların çektiği tahmin ediliyor.
  • Bunun nedeni, yalnızca kadınların kamu hizmetlerinde ve gereğinden az değer verilen işlerde çalışma olasılıklarının yüksek olması değil, aynı zamanda kesintiye uğrayan kamu hizmetlerine güvenme olasılıklarının daha yüksek olması.
  • Ayrıca, hizmet sunumu kesildiğinde kadınların, bakım alanındaki boşlukları doldurması gereken kişiler olma olasılığı daha yüksek.

Eşitsiz, ücretsiz bakım işi

Kadınların orantısız bir şekilde ev işlerini üstlenmenin yanı sıra çocuklara ve akrabalara bakmak da dahil olmak üzere ücretsiz bakım işlerini üstlendiğini biliyoruz. Sonuç olarak zaman yoksulluğu ve fırsat eşitsizliği, kadınların işgücü piyasasına katılımını azaltır ve cinsiyete dayalı ücret ve emeklilik farklarının oluşmasına katkıda bulunur. Kadınlar, genellikle bakım sorumlulukları nedeniyle yarı zamanlı, yeterince değer verilmeyen (sosyal bakım gibi) ve bu nedenle genellikle düşük ücretli ve güvencesiz olan işlerde çalışmak zorunda kalır.

Yetersiz sosyal güvenlik

Benzer şekilde, sosyal yardım kesintilerinden veya kısıtlamalardan en çok kadınlar etkileniyor. Evrensel Kredi (Universal Credit)* sistemimiz, karşılaştırılabilir ülkeler arasında en az cömert olanlardan biri ve hak talebinde bulunanların yüzde 56’sı kadın. Bu sistemin tasarımı da kadınlar için sorunlu. Ödenen miktar, talep sahiplerinin hayat pahalılığı krizinde genellikle iki yakayı bir araya getirmek için mücadele ettiği anlamına gelir. Bu durum kadınların ekonomik bağımsızlığını baltalayabilir, böylece ekonomik şiddeti mümkün kılabilir. Örneğin, sosyal yardım ödemeleri bireylere değil, hanelere yapılır; yani ödemeyi şiddet failleri alabilir.

Dahası, ilk ödemeler için beş haftalık bekleme süresi ve desteği yalnızca iki çocukla sınırlayan ‘iki çocuk limiti’, birçok kadını finansal olarak faillere bağımlı bırakıyor.

Kadınlar, yoksulluğun şok emicileridir.

5 haftalık Universal Credit bekleyişi

Evrensel Kredi’yi ilk kez talep edenler, ilk ödemelerini almadan önce yaklaşık beş hafta beklemek zorundadır. Avans kredileri mevcuttur, ancak bunlar ileride sosyal yardım ödemeleri bağlandığında geri ödenmelidir.

“Kadınların yoksulluk içinde yaşama olasılığı daha yüksek, mali durum sıkışık olduğunda yoksun kalma olasılığı daha yüksek ve ekonomik bağımsızlıklarının bir şiddet faili tarafından baltalanması daha olası.”
Abigail Hunt

Şaşırtıcı bir şekilde, Birleşik Krallık’ın en yoksul bölgelerindeki kadınların ortalama yaşam süresi, biri hariç diğer tüm OECD ülkelerinden daha düşük.

Değiştirilmesi gerekenler

Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadelede tek bir unsur veya çözüm yoktur. Her türlü erkek şiddetine ve buna izin veren cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığı kültürlerine meydan okumak için özel stratejilere ihtiyacımız var. Ayrıca, hayatta kalan mağdurlara travma konusunda yetkin kişilerce sunulacak destek hizmetleri için ihtiyaç duyulan kaynakların teminini sağlamamız gerekiyor.

Politika yapıcılar, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmede daha geniş ekonomik politikaların rolünü kabul etmelidir. Cinsiyete dayalı ücret ve emeklilik farkının kapatılması, kamu hizmetlerine yatırım yapılması, asgari ücretin saat başına 15 sterline çıkarılması, Evrensel Kredi’nin temel oranının yükseltilmesi ve beş haftalık bekleme, iki çocuk sınırı gibi unsurların derhal kaldırılması gibi uygulamaların tümü, kadınların ekonomik bağımsızlığının desteklenmesi için katkı sağlayacaktır.

Sendikal hareket, bunu gerçekleştirmenin anahtarıdır.

Cinsiyete dayalı emeklilik açığı

Cinsiyete dayalı emeklilik açığı, kadın emekliler ile erkek emekliler arasında, emeklilik gelirlerindeki yüzde farkıdır.

“Kadınların, genellikle de siyah ve etnik azınlık kadınlarının sosyal bakım gibi değersiz ve düşük ücretli sektörlerde aşırı temsil edildiğini biliyor ve ekonomi temelinde insana yakışır iş, daha iyi ücret ve koşullar için pazarlık yapıyor ve kampanya yürütüyoruz. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete bir işyeri sorunu olarak dikkat çekiyoruz.”

Abigail Hunt

İyi işyeri politikaları ve uygulamaları yoluyla hayatta kalan mağdurları desteklemek, işyerinde cinsel tacizle mücadele etmek ve tacizi önlemek için işverenlerin sorumluluklarını yerine getirmesi, üyelerimiz için önceliklidir ve kadına yönelik şiddetle mücadelede esastır. Cinsel taciz ve üçüncü taraf tacizine ilişkin yeni önleyici yükümlülüklerin yerine getirilmesinden hükümet ve işverenlerin sorumlu tutulması için kolektif sesimizi kullanıyoruz. Cinsiyete dayalı şiddet de dâhil olmak üzere, hükümetleri şiddet ve tacizden arınmış bir iş yaşamı için gerekli koşulları yaratmaya çağıran ILO 190 Sözleşmesi, sendikaların öncelikli kampanya başlıkları arasında yer alıyor.

*Evrensel Kredi (Universal Credit), çalışıyorsanız ve düşük bir geliriniz varsa veya işsizseniz sizi destekleyecek bir ödemedir.

Yazının orijinali için: https://www.oxfam.org.uk/oxfam-in-action/oxfam-blog/trade-unions-are-key-to-making-sure-women-are-free-from-financial-abuse/

Fotoğraf: Himachal Watcher

Paylaş:

Benzer İçerikler

Ural Feminist Örgütü’nden kadınlar Rusya’da kadın ve LGBTİ+’lara yönelik erkek devlet politikalarını Kadınİşçi’ye anlattılar: “Rusya en homofobik yasalara sahip ülkelerden. Kadınların hâlâ 21 sektörde çalışması yasak.” İki bölüm olarak planlanan söyleşinin ilk bölümünü yayımlıyoruz.
Sendikalar Kongresi’nin (TUC) eski genel sekreteri Frances O’Grady, ülkede başlayan grev dalgasına, emekleri değersiz görülen kadın işçiler ile sendika lideri kadınların öncülük ettiğine dikkat çekiyor. Büyük sendikalarda yöneticilik yapan dört kadın, daha iyi ücret ve çalışma koşulları için verilen mücadelenin en ön safında yer alıyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!