Sendikalar ve feministler kadın düşmanı emeklilik politikasına karşı birleşti: Kadınlara bedel ödeten düzenlemeye hayır!

İsviçre’de emeklilik aylıklarının kısıtlanması ve kadınlarda emeklilik yaşının 64’den 65’e çıkarılması için hazırlanan AHV21 reformuna karşı ortak miting düzenlendi. SGB, Feminist Grev Kollektifleri ve bazı siyasi partiler Bern’de yaptıkları bu geniş eylemde ortaklar, kadınlar aleyhine olan hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyeceklerini haykırdılar.
Paylaş:
Necla Akgökçe
Necla Akgökçe
nakgokce@gmail.com
Necla Akgökçe nakgokce@gmail.com

İsviçre’de emeklilik aylıklarının kısıtlanması ve kadınlarda emeklilik yaşının 64’den 65’e çıkarılması için hazırlanan AHV21 reformuna karşı ortak miting düzenlendi. SGB, Feminist Grev Kollektifleri ve bazı siyasi partiler Bern’de yaptıkları bu geniş eylemde ortaklar, kadınlar aleyhine olan hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyeceklerini haykırdılar.

18 Eylül Cumartesi günü İsviçre’nin Bern kentinde federal meclis önündeki Bundesplatz meydanında çoğunluğunu yaşını başına almış kadınların oluşturduğu 15 bin kişi, pandemi koşullarında geniş sayılabilecek bir miting yaparak hükümete “Emekli aylıklarımızdan elinizi çekin” diye bağırdı. İsviçre hükümeti zaten çok düşük olan emekli aylıklarından kesinti yapılmasına ve kadınların emeklilik yaşının yükseltilmesine ilişkin AHV21 isimli bir “reform paket”ini bir süredir tartışıyor, sendikalar, kadın örgütleri, bazı siyasi partilerden oluşan bir ittifak buna karşı çıkıyordu. Avusturya Sendikalar Birliği (SBG), Feminist Grev Kolektifi bir araya gelerek mitingin örgütlenmesini sağladılar. Daha önce birlikte bölgesel küçük eylemler de yapmışlar, bildiriler dağıtmışlardı.

Bundesplatz’da çeşitli sektörlerden kadın işçiler emeklilik yaşının 64’den 65’e çekilmesi ile kadınların ne tür zorluklar yaşayacaklarını dile getirdiler. Hemşirelik, hasta bakımı, temizlik gibi düşük ücretli yorucu işlerde kadınların bir sene değil bir gün bile çalışamayacağını tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdiler. Genel anlamda emekli aylığının kesilmesinin yanı sıra reform özellikle kadınlar için 64 yaş olan emeklilik yaşını 65’e çıkarmayı öngörüyordu.

Esasında kapitalizmin ışıklı finans merkezlerinden biri olan İsviçre’de kadınlar erkeklere göre üçte bir oranında daha az emekli maaşı alıyorlar ve bu eşitsizlik onları ciddi anlamda rahatsız ediyordu. Geçtiğimiz Ocak ayının sonunda kadınlar 300 binden fazla imzalı bir dilekçe ile bu ayrımcılığa son verilmesi için hükümete başvurdular. Ancak emeklilikteki toplumsal cinsiyet açığını kapatmak yerine hükümet tam tersini yaparak, emekli maaşlarını kadınlar aleyhine olarak daha da düşürmeyi hedefleyen bir paket hazırladı. Kadınların emeklilik yaşının yükseltilmesiyle güya açık veren emeklilik sigortasının finansmanı sağlanacaktı. Yani kendi hatalarının bedelini en az ses çıkaracaklarını düşündükleri yaşlı kadınlara ödetmek istiyorlardı. O vakitten beri sendikalar, feminister, bazı siyasi partiler bu değişikliklere karşı çıkıyorlar, bu konuda kendi taleplerini dile getiriyorlardı. Nihayet hükümete seslerini daha fazla duyurmak için 18 Eylül’de miting kararı almışlardı.

Kızgınım kızgınız

Miting’de bir konuşma yapan İsviçre Hizmet Sendikası’nın (UNİA) Vania Alleva bir sendikacı olarak kadın üyelerinin durumunu şöyle özetledi:

“Sıklıkla düşük ücretlerle çalışıp ciddi bir mücadele veriyorlar. Kadınlar genellikle yarı zamanlı çalışmak zorunda oldukları için de ücretleri düşük oluyor. Kadınlar tam zamanlı çalışmak isteseler bile ne yazık ki ev işleri ve ücretsiz bakım işlerini de onlar yürütüyor.” Kadınların tüm bu işleri birlikte sürdürebilmeleri için ciddi bir hokkabazlık yapmaları gerektiğini de vurgulayan Alleva, “ Kızgınım, kızgınız. Kemerleri kadınların sıktığı bir AHV revizyonu istemiyoruz. Kadın sorunlarını çözmeyen bir reform(!)istemiyoruz” dedi.

UNİA Kadın Komisyonu Başkanı önceki başkanı Eleonora ise “Kadınların bedelini ödeyeceği bu reforma hayır diyoruz. Çünkü işçi, öğrenci, ev hanımı, anne ve emekliler olarak kadınlar hayatları boyunca hastalıklı bir sistemin her türlü ayrımcılığına maruz kalıyorlar. Eşit olmayan ücretler, doğum sonrası işten çıkarmalar, ücretsiz bakım işleri kadınların iş yaşamında karşılaştığı sorunlardan sadece birkaçı. Ve şimdi AHV21 Reformu adı altında başka bir fedakarlık yapmamızı istiyorlar. Bu işte yokuz.”

Emeklilik yaşı değil aylıklar yükseltilsin

Protestoculardan kasiyer Clotilde bunun ne anlama geldiğini kendi pratiğinden biliyor: “Perakende ticaret bir kadın sektörüdür. Ücretler düşüktür, isteğe bağlı olmaksızın yarı zamanlı çalışma burada yaygındır. İşimiz çok zor ve arkadaşlarımız sürekli hastalanıyor. Ve şimdi bir yıl daha fazla çalışmamız isteniyor. Bu işe yaramaz. Kadınlara yönelik bir saldırıyı protesto için bugün buradayım.” Burjuva parlamenterlere çağrı yaptığını söyleyen Clotilde şöyle devam ediyor “Bizim daha yüksek ücretlere ve ücret ayrımcılığına karşı kararlı eylemlere ihtiyacımız var. Kadınların emeklilik yaşının yükseltilmesine değil”

Esasında SGB de Batı’nın tüm konfederasyonları gibi ağır hareket eden bürokratik sendikacılığın iyi örneklerinden biri. Ama bağlı sendikalar içinde özellikle hizmet sektöründe özel işletmeleri örgütleyen UNİA, yapıya göre biraz daha eylemci, tüzüğünün temel maddelerinden biri kadın-erkek eşitliğini temin etmek olan, bu sendikada, kadınlar daha aktifler ve yönetimlerde de yer alıyorlar. Sendika başkanı da dahil olmak üzere 7 yöneticiden 4’ü de kadın. UNİA’nın bir başka özelliği ise feministlerle kurduğu ittifaklar. 2019 yılında örgütlenen feminist grevde, Feminist Grev Kolektifinin önderliğinde greve katılmayı kabul eden ilk sendika UNİA oldu, SGB sonradan ikna edildi.

Bu miting öncesinde yapılan ortak eylemler kadın politikasını oluşturan feministlerle sendikaların işbirliği yapması halinde ücretli ve ücretsiz emek alanlarında pek çok soruna daha kapsamlı çözümler üretilebileceğini gösteriyor. Bunun için sendikaların feminizmi bir siyasi hareket olarak ele almaları ve eşitler arası bir ilişki geliştirmeye yatkın olmaları şart.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Fransa’da emeklilik açısından kadınlar ve erkekler arasında yüzde 40’lık bir uçurum var. Kadınların kariyeri daha çok kesintiye uğrarken, yarı zamanlı işlerde çalışanların da çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Bu nedenle emeklilik reformundan daha çok etkilenecekler. Hükümetin iddiasının aksine reformun kazananı değil, kaybedeni konumundalar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!