Şiddet taciz ve mobbinge karşı kadınlar her yerdeydi

25 Kasım'da kadınlar erkek ve devlet şiddetini protesto etmek ve mücadeleyi birleştirmek için sokaklardaydı. Kadınlar eylemlerde "Filistin'deki soykırıma karşı İsrail'le ticarete son" çağrısı da yaptılar. 25 Kasım sendikaların da gündemindeydi.
Paylaş:

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadınlar işte, evde, sokakta kadına yönelik erkek ve devlet şiddetini görünür kılmak, protesto etmek, mücadele yöntemleri geliştirmek ve bunları birleştirmek için sokaklardaydı. Bu yıl 25 Kasım’da kadın işçilerin de örgütü olan sendikalarda da işyerinde ve evde kadına yönelik şiddet protesto edildi. ILO 190 gündeme getirildi; bazı sendikalar şiddet, cinsel taciz, mobbinge yönelik farkındalık eğitimleri yaparken kimileri de sokak eylemleri örgütledi. Kadınİşçi 25 Kasım’da aynı anda birkaç yerde idi. Eğitimlere, işçi eylemlerine, direniş ziyaretlerine katıldı. Arkadaşlarımız izlenimlerini anlatıyorlar.

Genel-İş İstanbul Konut İşçileri Şubesi’nin 25 Kasım vesilesiyle düzenlediği etkinlikte sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinden konut işçisi kadınlar bir araya geldi. Konut İşçileri Şubesi’nin kadın komisyonu yakın bir zamanda kurulmuş. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yapılan etkinlik komisyon adına da bir başlangıç oldu.

Etkinlik, keyifli bir tanışmadan sonra, kadın işçilerin maruz kaldıkları şiddet deneyimlerini aktarması ile devam etti. Bu deneyim aktarımı, kadınların ev içinde, işyerinde ve sokakta maruz kaldığı fiziksel, psikolojik ve diğer şiddet biçimlerinin görünürleşmesi adına çok yararlı oldu. Daha sonra, kadına yönelik şiddet türleri ve özellikle işyerlerinde kadın işçilerin maruz kaldığı şiddet, taciz ve mobbinge dair bir sunum yapıldı. Bu sunum esnasında kadın işçiler işyerinde yaşadıkları mobbing ve şiddete dair aktarımlar yapmaya devam etti.

Sendika, kadınların daha çok bir araya geldiği etkinlikler düzenlemeli

Etkinliğin son kısmında ise, sendikaların hem işyerindeki şiddete hem de kadın dayanışmasının güçlenmesine dair neler yapabileceği ile ilgili grup çalışması yapıldı. Kadın işçiler, sendikadan, kadınların bir araya geleceği ve keyifli vakit geçireceği piknik, kamp gibi etkinlikler düzenlemesini talep etti. Bunun yanı sıra psikolog desteği, erkek işçilere yönelik eğitimler, sendikanın iş saati sonrasında kadınlara yönelik eğitim ve toplantı yapması gibi talepler de ortaya çıktı. Konut işçisi kadınlar, işyerlerinde bulunan sendika odasında kendi aralarında toplantılar organize edip daha çok bir araya gelme ve işyerindeki kadın dayanışmasını güçlendirme kararı aldılar.

Toplantı sonrasında konuştuğumuz işçiler, kadınların bir araya geldiği etkinliklerin onları çok mutlu ettiğini ve daha sık yapılmasını istediklerini söylediler. Bir kadın işçi, “Sadece eğitim değil birlikte eğlenmek, gülmek istiyoruz” diye ifade etti bu talebi. Çocuk yaşta evlendirilen ve hayatındaki erkeklerden sürekli şiddet görmüş ve bu şiddetten kaçarak kendine yeni bir hayat kurmaya çalışmış bir kadın işçi ise 25 Kasım’a dair şunları söyledi: “Kadınlar ayakları üzerinde dursunlar, kimseye boyun eğmesinler. Hiçbir erkeğin baskısı altında kalmasınlar, tacize mi uğradılar ses çıkarsınlar, söylesinler. Kadınlar kendilerini güçlü hissetsinler. Eşimden ayrılırsam konu komşu ne der, çocuklarıma bakamam diye, çocuklar çeker diye düşünmesinler. Kadın güçlü olduktan sonra, çocuklarını da korur.”

Kadın ve LGBTİ+’lar erkek şiddetine karşı buluştu: “Bir arada, isyandayız!”

Bu yıl, 25 Kasım Kadın Platformu tarafından eylem için Mecidiyeköy Meydanı’na yapılan çağrıya yüzlerce kadın karşılık verdi.

Geçtiğimiz yıl, şiddete karşı buluşan kadınlar, yoğun devlet şiddeti ile karşılaşmış; onlarca kadın yaralanmış ve gözaltına alınmıştı. İşte bu yüzden, bu yıl yapılan çağrıya kadınların verdiği coşkulu karşılık önemliydi. Kadınlar ve LGBTİ+’lar, patriyarkanın örgütlü ve şiddetli saldırısına karşı alanları terk etmemekte kararlı olduğunu gösterdi.

Eylem çağrısı Mecidiyeköy Meydanı’na olmasına karşın, kolluk güçleri İstanbul Valiliği emri ile hem Taksim Meydanı’nı tüm gün ablukaya aldı hem de Taksim’den geçen Yenikapı-Hacıosman metrosunun Şişhane ve Taksim duraklarını kullanıma kapattı. Mecidiyeköy Meydanı’na doğru polis ablukası yoğunlaşırken, Mecidiyeköy’de onlarca TOMA ve gözaltı aracı ile meydan kapatılmıştı. Adeta güç gösterisinde bulunularak yapılan bu engellemeye karşın eylem saatinde yüzlerce kadın ve LGBTİ+ sloganlar, zılgıtlar, alkışlar eşliğinde polis barikatı önünde buluştu.

Engelleri aşa aşa

“Failler evde, işyerinde, sokakta / Erkek-devlet şiddetine karşı kadınlar bir arada, mücadelede” yazılı pankart açan kadınlar “Barikatı aç! Barikatı aç!” ve “Kadınlara değil, katillere barikat” sloganları ile ısrarla barikatın kaldırılmasını istedi. Ve bir süre sonra da barikat kaldırıldı, kadınlar coşkuyla yürüyüşe geçti.

Eyleme, İBB’ye ait sosyal tesislerde çalışırken işten çıkarılan Tülay Çal da “İşimi geri istiyorum” yazılı pankartı ile katıldı. Eylemde Filistin ve Rojava’daki işgallere karşı ve işgale direnen kadınlarla dayanışma sloganları atıldı. Yol üzerindeki bir binadan “Filistin’de soykırıma, İsrail’le ticarete son” yazılı pankart asıldı.

Sloganlarla ve coşkuyla yürüyen kadınlar yol boyunca, katledilen kadın ve LGBTİ+’ların isimlerini haykırdı. Kadınların önü Fulya civarında yeniden kesildi. Bunun üzerine kadınlar, engelleri aşarak Mecidiyeköy’ün ara sokaklarına dağıldı ve sloganlar tüm sokakları doldurdu.

Eylemi sonlandırırken bir açıklama yapan 25 Kasım Kadın Platformu, engellemelere rağmen bir araya geldiklerine vurgu yaparak “Erkek-devlet şiddetine, savaşa, sömürüye, yoksulluğa, çocuk istismarına, LGBTİ+fobiye, bizi mahkum etmeye çalıştığınız bu yaşama karşı; direnişimizle bir aradayız, isyandayız!” dedi.

Şiddete karşı kadın dayanışması sınır tanımaz!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınlar Bursa’da “Kadın dayanışması sınır tanımaz” pankartıyla sokaklardaydı.

Bursa Kadın Platformu’nun çağrısıyla kadınlar, Fomara Meydanı’nda bir araya gelerek, “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz”, “Kadınlar yürüyor, mücadele büyüyor” sloganları eşliğinde Kent Meydanı’na yürüdüler. Burada platform adına hem Türkçe hem de Kürtçe basın açıklaması okundu.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Biz kadınlar, bugünü sadece kendimiz için değil, aynı zamanda barış, adalet ve demokrasi için de bir mücadele günü olarak görüyoruz. Çünkü biz kadınlar, sadece erkeklerden değil, aynı zamanda savaştan, yoksulluktan, depremden ve laikliğin ihlalinden de şiddet görüyoruz. Bu şiddetin kaynağı, kapitalist sistemin bize dayattığı cinsiyet rolleri ve ataerkil zihniyettir. Bu sistem, bizi ikinci sınıf insan olarak görmekte, bizi ev içi emeğe mahkûm etmekte, bizi eğitimden, sağlıktan, istihdamdan ve siyasetten uzaklaştırmaktadır. Bu sistem, bizi bedenlerimiz üzerinde söz hakkımız olmayan nesneler olarak görmekte, bizi taciz etmekte, tecavüz etmekte, öldürmektedir.”

Yoksulluk eğitimden uzaklaştırıyor

Kadınların yoksulluk nedeniyle eğitimden uzaklaştırıldığı, çocuk yaşta evlenmeye zorlandığı, istihdam olanaklarından yararlanamadığı belirtilen açıklamanın devamında şöyle denildi: “6 Şubat depreminin üzerinden 9 ay geçti ama deprem bölgesindeki kadınlar hala temel ihtiyaçlarına dahi erişemeden, can güvenliği olmadan, taciz, istismar riski altında konteynırlarda, çadırlarda yaşıyor. Deprem bölgesindeki kadınlar için güvenli barınma, sağlık ve hijyen ürünlerine erişim sağlanmalı.”

Kadın işçiler meydanlara çıktı

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu 24 Kasım akşamı Gebze Meydanı’na yürüyerek basın açıklaması yaptı. Oldukça kalabalık eylemde mor önlükler giyen kadın işçiler adına açıklamayı sendika üyesi işçilerden Zeynep Çam ve Gizem okudu. “Medyada her gün şiddet görüntüleri izlemekten, okumaktan, medyanın cinsiyetçi dilinden usandık. Bizler metal işçisi kadınlar, şiddete, cinsel tacize, kadın cinayetlerine, erkek egemen düzene ve eşitsizliğe karşı sesimizi yükseltiyoruz” diyen kadın işçiler, çalışma yaşamında şiddetin kaldırılması için taleplerini sıraladı:

“ILO 190 onaylansın, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun etkin bir şekilde uygulansın, işyerlerinde kadına yönelik şiddet ve tacize karşı sıfır tolerans hayata geçirilsin; şiddet ve tacizi önleyici politikalar ve prosedürler oluşturulsun, farkındalık çalışmaları, eğitimler yapılsın; kadına yönelik her türlü ayrımcılık sonlandırılmalı, eşitlik politikaları hayata geçirilmeli, cinsiyetçi iş bölümü sonlandırılsın; şiddet ve tacize maruz kalmış kadınların istihdama girişini kolaylaştıracak önlemler alınmalı; kadınlar için akşam saatlerinden sabaha kadar ücretsiz kamu ulaşımı sağlanmalı; kadının üzerindeki bakım yükünü alacak sosyal politikalar hayata geçirilmeli, ücretsiz kreş ve yaşlı bakımevleri yaygınlaştırılmalı; ebeveyn izni verilmeli, kreş uygulaması erkek işçileri de kapsamalı; sendikalar, tüm demokratik emek ve meslek örgütleri kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerine karşı mücadeleyi politikalarının parçası haline getirmeli…”

Filistin işgaline direnen kadınların yanında olduğunu dile getiren kadın işçiler “Kadın yaşam özgürlük”, “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarına düdüklerle eşlik ederek ayrıldılar meydandan.

Corning Grevi’ndeki kadınlarla dayanışma

25 Kasım günü DİSK Kadın Komisyonu olarak Gebze’de devam eden, Lastik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Corning Optik Grevi’ndeki kadınlar grevin 135. gününde ziyaret edildi. “Özgür, eşit, laik ve şiddetsiz bir yaşam için haklarımıza sahip çıkıyoruz” pankartı açan komisyon üyeleri burada grevci kadınlarla bir araya gelerek sohbet etti. Grevdeki işçilerin okuduğu açıklamada Corning patronuna seslenildi. İşçilerin taleplerinin kabul edilerek bir an önce işbaşı yapılması çağrısında bulunuldu. Ziyarette DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu’da bir açıklama yaptı.

Aynı gün akşam saatlerinde Gebze Trafo Meydanı’nda buluşan Gebze Kadın Platformu üyeleri Gebze Meydanı’na yürüdü. “Kimsenin namusu olmayacağız”, “Okullar bizimdir, imamlar dışarı”, “Nehirden Deniz’e özgür Filistin” dövizleriyle birlikte “Karanlığın karşısında dayanışma var”, “İsyandan direnişe, direnişten özgürlüğe” pankartları açan kadınlar sık sık “Yaşasın Kadın Dayanışması” sloganları atarak eylemi sonlandırdı.

Fotoğraflar: Kadınİşçi

*Haber Kadınİşçi muhabirlerinin 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü eylemleri izlenimlerinden ortak yazıldı.

Paylaş:

Benzer İçerikler

CarrefourSA Esenyurt depo direnişinin ikinci gününde kadın işçiler Gülşah, Emel, Perizade ve Esra ile konuştuk. Esra “Bugün onlara olanın bize de olacağını biliyoruz,” Gülşah “İçeride can güvenliğimiz yok” Emel “Bir beyaz yakalı bir kadın çalışanı taciz edebilir mi?” Perizade ise “Biz illallah ettik buradan, sesimizi duymaları gerekiyor” diyor.
“Bu kampanyayı ilerletirken kadın meclisimiz şimdiye kadar hep önüne koymuş olduğu komisyon kurma meselesini bu süreçte biraz daha ilerletecek. Kadın Meclisi’ne bağlı Kadın Emek Komisyonumuz, buralarda açığa çıkan, kadınların emek yaşamında yaşadığı sorunları bütünlüklü olarak ortaya koyacak bir çalışmayı gerçekleştirecek.”
Başakşehir’e bağlı Şahintepe mahallesinde, 400 günü aşkındır bir nöbet sürüyor. Çevre Bakanlığı ve bölge belediyesinin halkı mahalleden sürme girişimleri sonuçsuz kaldı. Kurdukları “Barınma Hakkı Meclisi” içinde örgütlenen Şahintepelilerin, fiili mücadelesinde kadınlar en önde. “Mahalle içindeki ve dışındaki kirli eller çekilene kadar oradayız” diyorlar.
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’nı değerlendiren feminist sosyolog Berfin Atlı “Esnek çalışma modeli kadınların yoksulluk döngüsünü kırmak yerine, bu döngünün derinleşmesine neden olacak” diyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!