Siirt Belediyesi Eşbaşkan Adayı Safiye Alağaş: “Kadın kentleri yaratmayı hedefliyoruz”

DEM Parti Siirt Belediyesi Eşbaşkan adayı Safiye Alağaş, çocukluğunda işçilik yapmış bir kadın gazeteci. Kadın kentleri yaratmayı hedeflediklerini söylüyor. Alağaş, “Yeniden varlığımızı hissedebilmek için kadın temsiliyetinin sağlanabilmesi için sandığa gitmeliyiz. Kadınları kim iyi temsil edecekse onu tercih etsinler” diyor.
Paylaş:
Yadigar Aygün
Yadigar Aygün
yadigaraygun93@gmail.com

31 Mart 2024 yerel seçimlerine sayılı günler kaldı. Kadınlar, parlamentoda olduğu gibi yerel yönetimlerde de yok denecek kadar düşük bir temsil oranına sahipler. Temsili demokrasinin yerlerde süründüğü, seçimle gelen yerel temsilcilerin suçlu ilan edilip hapislere tıkıldığı bir ortamda seçimlerden pek bir şey ummamamıza rağmen, yine de kadın adaylar bizi heyecanlandırıyor. Eşit temsilden, demokrasiden, kadınlara yönelik kentlerden bahsedenleri ise daha çok önemsiyoruz. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Siirt Belediyesi Eşbaşkan adayı Safiye Alağaş ile yerel seçimleri, hedeflerini, kadınların taleplerini konuştuk.

Kadın emeği üzerine çalışan biri olarak kadın emekçiler hangi sorunlar ile karşı karşıya? Seçim sürecinde kadın emekçiler ile görüşmelerinde neler ile karşılaştın?

Kadın işçiler, iş yerlerinde çok fazla mesai yapıyor ama ne yazık ki emeğinin karşılığını alamıyor. Seçim çalışmalarımızda tekstil atölyesine gittik küçük bir atölyeydi. “Ücretler nasıl memnun musunuz?” diye sordum. Tekstil işçisi kadınlar, “Asgari ücretin yarısını alıyoruz” dedi. Sabah 08:00’de işe başlıyorlar 18:30’da işten çıkıyorlar. Asgari ücretin yarısına günde yaklaşık 10 saat çalışıyorlar. Kadınlar iki defa mesai yapıyor. İşten eve döndüklerinde yemek yapıyorlar, çocuk bakıyorlar. Kadın işçilerin saat, 08:00’de işte olması gerekiyor. Sabah saat 05:00’de kalkıp çocuğunun yemeğini hazırlaması gerekiyor. Çocuğunu okula göndermesi gerekiyor. Belki akşam yemeğini gündüzden hazırlıyor ya da evini temizliyor. Tüm bunlar aslında ücretli iş dışında ciddi bir mesai gerektiriyor. Kadın ücretsiz bir emek harcıyor. Kadınlar, “Bu işte çalışmaya mecburum. Çocuklarıma bakmak zorundayım. Asgari ücretin yarısı da olsa çalışmak zorundayım başka iş imkânım yok” diyor.

“Kadın işçi 50 yaşından sonda çalışamaz hale geliyor”

Bu kadınlar zorunlu olarak çalışıyor. Aslında imkanları olsa çok daha iyi koşullarda çalışacak yetenekteler. Emek harcayabilecek durumdalar ama ne yazık ki o koşullar imkanlar kadınlara sağlanmıyor. Hem iş yerinde hem de evde emeği sömürülüyor. Emeği değersizleştiriliyor. Çok fazla mesai harcatılarak, bu mesainin ücreti verilmiyor. Tüm bunlar zihinsel, psikolojik, fiziksel olarak da hastalığı beraberinde getiriyor. Çalışıyor kazandığı para yetmiyor. İşe yetişmeye çalışıyor, çocuğuna yetişmeye çalışıyor, evine yetişmeye çalışıyor. Evin ihtiyaçlarına yetişmeye çalışıyor. Kadın, 50 yaşına geldi mi artık hastalıklardan kaynaklı çalışmaz duruma geliyor. O yüzden aslında kadınlar için bu koşulların düzeltilmesi için Türkiye’de yasaların çıkartılması gerektiğini düşünüyorum. İş yerlerinde kadınlara pozitif ayrımcılık olması gerekiyor. Kadınların, daha az çalıştırılıp daha fazla emeğinin karşılığını alması gerekiyor çünkü zaten kadın evde de çalışıyor. Çocuk bakıyor. Ev bakıyor. Yaşlı bakıyor. İşin dışında birçok problem ile ilgileniyor.

Yerel yönetimlerde kadın adaylar neden önemlidir? Yerelde seçilen kadın adayların olması kadın istihdamını artırır mı?

Kadın adayların olması çok önemli. Kadın bakış açısı ile kadınlara yönelik istihdam alanları açılması, kadınlar için çalışma koşulları ve imkanların yaratılması gerekiyor. Kadınların ekonomik koşullarını sağlarken, istihdam alanı açarken kadınların yeteneklerini ortaya çıkarmak için tüm koşullar oluşturulmalıdır. Kadınların bir şeyler yapabildiğini hissetmesi ciddi bir motivasyon ve moral kaynağı olacaktır. Kadın, bir şeyler yaptığında kendini çok daha iyi hissedecektir. Ve üretim için daha fazla çaba harcayacaktır. Üretmek insanı mutlu ediyor. Kaba bir üretimden bahsetmiyorum. Düşünerek yeteneklerini ortaya çıkarmasından bahsediyorum. Bizim en öncelikli yapmamız gereken şey kadınlar için üretim koşulları ve onların yeteneklerini ortaya çıkaracak koşulları yaratmak. Bu kooperatifler olur. El sanatları olur. Sanat alanı veya müzik alanı olabilir.

“Kadınlar şehirde görünür olmak istiyor”

Yerel yönetimlerde toplumsal cinsiyete dayalı yerel yönetimlerde bütçe neden önemlidir? toplumsal cinsiyete dayalı yerel yönetimlerde bütçe kadın istihdamını artırır mı?

Toplumsal cinsiyete dayalı yerel yönetimlerde bütçe çok önemli. Yerel yönetimlerde toplumsal cinsiyete dayalı bütçe kadın istihdamını artırır. Çünkü bütün problemler kentlerde yerelden başlıyor. Biz bunu ne kadar görünür kılarsak ve ne kadar toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe, hizmet anlayışı geliştirsek kadınların sorunları çözülecektir. Aradaki çelişki yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. En önemli nokta bütçenin kadınlara ayrılıp doğru temelde kullanılmasıdır.

Siirt’e kadınlar yerel yönetimlerden neler talep ediyor?

Siirt’e kadınlar yerel yönetimlerin bu şehre hizmet etmesini istiyor. Burası sekiz yıldır kayyum tarafından yönetiliyor. O nedenle hiç hizmet görmemiş durumda. Kayyum, var olan kazanımlarını da ortadan kaldırıp neredeyse Siirt’i 50 yıl geriye götürmüş durumda. O yüzden kadınlar yol, su, kaldırım ve park gibi sorunlarının öncelikli olarak çözülmesini istiyor çünkü tüm bunlar ilk olarak kadınların yaşamını etkiliyor. Çünkü bunlar ile ilgili işleri kadınlar yapıyor. Su yok ama kadın çamaşırı yıkıyor. Evi kadın temizliyor. Aynı zamanda çocukların çamura batması ya da çamur içinde eve gelmesi de kadının problemi. Kadınlar, kaldırımda, sokakta yürürken rahat yürüyemiyor. Ayrıca, kadınlar şehirde görünür olmak istiyorlar. İstihdam alanlarının açılmasını istiyorlar. Kadınlar, bu şehirde kadın temsiliyetin daha güçlü olmasını istiyor. DEM Parti’de eş başkanlık sistemi yürütülüyor. Bu eş başkanlık sisteminde, eşit temsil kadınları güçlendiriyor.

Şehirler, kentler ataerkil bakış açısı ile oluşturuluyor

Son yıllarda yaşanabilir kentler ve kadın kentleri yaratmayı hedefliyoruz. Bunu yerel yönetim politikalarımızda sık sık dile getiriyoruz. Çünkü kadının sokağa çıkmadığı kentlerde, şehirlerde aslında kadın eve kapatılmıştır. Hiçbir proje hizmet kadını düşünerek yapılmıyor. Tamamıyla eril zihniyet kendine göre kendisini düşünerek bilinçli veya bilinçsiz bunu yapıyor. Çünkü zihniyetleri bu şekilde çalışıyor. Kadınların ihtiyaçlarını düşünemediği noktalar var. O açıdan kadın kentlerinin olması çok önemli. Kadın kentleri renkliliği artıracaktır. Kadının görünürlüğü artıracaktır. Kadınların şehirlerde, varlığını yaşamı nasıl ördüğünü kadının nasıl etkili olduğunu gösterecektir. Kadınların yaşayabileceği şehirler oluşturulmadan şehirler kurulduğunda, dizayn edildiğinde kadınlar görülmüyor. Bu zihniyetin yarattığı kentlerde yeniden değişim yaratmaya çalışıyor. Bütün bu kentleri kadın kenti yapmak istiyoruz. Kadının görünürlüğünü, renkliliğini yaşamdaki rolünü bu kentleri kadının yaşayabileceği koşullar yaratarak sağlamak istiyoruz.

O aslında bir çocuk işçiydi

Çocuk işçi olarak çalıştığınızı biliyoruz. Gazetecilik yaparken de defalarca gözaltına alındınız, tutuklandınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Ben aslında çocuk işçiydim. Gazeteciliğe başlamadan önce evlere gider temizlik yapardım. 13 veya 14 yaşlarımda o evlerde çocuk bakardım, temizlik yapardım. 14 yaşımda fındık toplamaya giderdim. Erken emek vermenin getirdiği ise hayatı daha kolay tanıyorsun. Emeğin nasıl sömürüldüğünü, insan emeğinin, kadın emeğinin, çocuk emeğinin nasıl sömürüldüğünü çok kolay hissettim. Bu süreçlerden sonra gazeteci olarak çalıştım. Gazetecilik yaparken kendimi işçi olarak görmedim. Gazetecilik benim için bir sorumluluktu. Gazetecilik benim için gerçeklerin açığa çıkması, haksızlığın, sömürünün açığa çıkması mücadele alanıydı. Haksızlığa karşı bu alanlarda mücadele ettik. 15 yıllık gazetecilik deneyimim var.

Seçime sayılı günler kaldı. Sizin kadınlara, seçmenlere bir çağrınız var mı?

Sekiz, dokuz yıldır burada bir bu kentte bir irade gaspı var. Belediyenin tüm kaynakları, tüm koşulları birkaç kişinin, birkaç ailenin hizmetine sokulmuş durumda. İrademize sahip çıkmak için, yeniden varlığımızı hissedebilmek için kadın temsiliyetinin sağlanabilmesi için sandığa gitmeliyiz. İrademizi gasp eden insanları buradan göndermeliyiz. Bugün burada AKP’nin adayı belediyenin hizmetlerinden faydalanan bir kesim. Bütün hizmetler, koşullar, imkanlar Onun ve ailesinin hizmetinde. Kadını en çok kim temsil edecekse onu tercih etsinler. Kesinlikle sandığa gitsinler. Oylarını kullansınlar. Siirt dışında yaşayan oy kullanma imkânı olmayanlar DEM Parti’nin il, ilçe binalarına gidip, yönetimlerimize ulaşabilirler. Seçim günü oylarını kullanmak için bütün imkanlar sağlanacaktır. Bu konuda seçmenimiz duyarlı olsun.

Safiye Alağaş kimdir?

Alağaş, Siirt’in Pervari ilçesinde dünyaya geldi. Alağaş’ın, köyü 1993’te zorla boşaltıldı. Adana’ya göç eden Alağaş, 2008’de Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) gazetecilik mesleğine başladı. 2012 yılına kadar DİHA’da görev yapan Alağaş, 2015’te Peyas Belediyesi Basın Birimi’nde çalıştı. 2017 yılında belediyeye atanan kayyım tarafından işine son verildi. Alağaş, 2017 yılında kadın gazeteciler tarafından kurulan Şûjin gazetesinde çalışmaya başladı. Şûjin’in KHK ile kapatılmasının ardından 25 Eylül 2017’de Kürt kadın gazetecilerle birlikte JİNNEWS’in kuruluşunda yer aldı. JİNNEWS Haber Müdürü olan Alağaş, 2022 yılında Amed’de 22 gazeteci ile birlikte gözaltına alındı. Alağaş, 16 meslektaşıyla birlikte 16 Haziran’da tutuklandı. Alağaş, 2023 Haziran’da çıkarıldığı ilk duruşmada tahliye oldu. Alağaş, gazetecilik mesleği boyunca Musa Anter Gazetecilik Ödülü ile Afganistan işgali sırasında katledilen İtalyan gazeteci Maria Grazia Cutuli adına verilen ödülü aldı.

Paylaş:

Benzer İçerikler

DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki kadın işsizliği ve kadınların çalışma hayatında yaşadığı ayrımcılık ve emek sömürüsüne ilişkin meclis araştırması yapılmasını talep etti. Önergenin ayrıntılarını, kadın emeğinin niteliğini ve sorunları, çözüm önerilerini Özgül ile konuştuk.
Sevda Karaca geçtiğimiz dönem parlamentoya girdi. İşçi grev, direniş ve eylemlerinin hemen hemen hepsinde onu görmeye başladık. 1 Mayıs onunla emeğin ve kadın emeğinin sorunlarını konuşmak için en uygun gündü. Sevda “Kadınların hak ve hayatlarının kadın emeğinden bağımsız ve bağlamsız görülmemesi ve değerlendirilmemesi” gerektiğinin altını çizerek, kadın yoksulluğu ile mücadeleye vurgu yapıyor.
Maltepe Zümrütevler Mahallesi muhtar adayı Gülbin Demirel yakından tanıdığımız bir isim. Carrefoursa’da çalışırken Tez Koop-İş Sendikası’nın işyeri temsilciliğini yapmış, sarı sendikayla anlaşamayınca sürgün üstüne sürgün yiyerek işten atılmıştı. Atıldığı gün çadır kurduğu Maltepe Carrefoursa önünde 60 gün direniş yürütmüştü. Şimdi aynı bölgede muhtarlığa talip.
Gebze’ye bağlı Yenikent muhtarı ve muhtar adayı Esengül Aktaş, kadın azalarla birlikte mahalleyi beş yıldır yönetiyor. Burası bir “Kadınlar Kenti” adeta. Pek çok kadına iş imkânı yaratılırken çocuk bakımını da ihmal etmiyorlar. Kadına yönelik şiddete karşı mücadele vermelerinin yanı sıra yaşlı kadınların belediyenin düzenlediği geziler aracılığıyla dışarı çıkmasını da sağlıyorlar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!