Smart Solar işçisi kadınlar: İnananlar başardı!

Smart Solar fabrikasında sendikalaşmaya öncülük eden kadın işçinin işten atılması üzerine yaklaşık 300 işçinin kendilerini fabrikaya kapatarak başlattığı eylem, kazanımla sonuçlandı. İşe geri alınan kadın işçi, “İçeride arkadaşlarımız, dışarda biz… Gurur duydum. İnananlar başardı” diyor.
Paylaş:
Bahar Gök
Bahar Gök
bihargok1982@gmail.com

Kocaeli Gebze’de güneş enerjisi panelleri üreten, yaklaşık 500 işçinin çalıştığı Smart Solar Energy fabrikasında işçiler, bir süredir sendikal örgütlenme çalışması içerisindeydi. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’ye üye olan işçiler, çoğunluğu sağlayarak bakanlığa başvurdu. Çoğunluğun sağlandığına dair yetki tespiti geldikten sonra, sözleşmesi biten 15 işçi, sözleşmeleri yenilenmeyerek işten çıkarıldı.

Bunu duyan işçiler, aynı gün fabrika içerisinde slogan atarak yürüyüş yaptı ve çıkarmaların sendikal nedenlerle olduğunu dile getirdi. Daha önce işten çıkarmaların tek tük yaşandığı fabrikada, işçiler haklı çıktı. Smart Solar patronunun toplu iş sözleşmesi masasına oturacağı günü bekleyen işçiler, talep etmedikleri halde zorla yıllık izne çıkarıldı. Bu sırada da yetki tespitine itiraz eden Smart yönetimi, öncü bir kadın işçiyi işten attı.

Öncü kadın işçinin atıldığını öğrenen Smart Solar işçileri, aynı gün 15.30-23.30 vardiyası çıkışında fabrikayı terk etmeyerek, gece vardiyasına gelen işçilerle birlikte fabrikada eylem başlattı. İşgal eylemini haber alan gündüz vardiyası işçileri de fabrika önünde buluşarak, içerideki arkadaşlarına destek oldu. Sendika yöneticileri, temsilcileri ve çok sayıda örgüt, gece boyunca fabrika önünde slogan atarak işçilerin haklı mücadelesini selamladı.

“Sendika hakkı engellenemez”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz”, “Açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz” vb. sloganlar atarak fabrika önünde bekleyen kitle içerisinde, gündüz vardiyasında olduğu için eyleme katılamayan, kapı önünde buluştuğumuz Smart işçisi kadınlarla, örgütlenme süreçlerini dinleyerek eyleme dair sohbet ettik.

Haksızlıklar çok fazlaydı

Haksızlıkların çok fazla olduğunu söyleyen kadın işçiler, bütün bunları değiştirebilmek için sendikada örgütlenmeye karar verdiklerini anlatıyor. İçeride yaşadıkları en büyük zorluğun, yönetime laf taşıyan ve yalan yanlış şikâyetlerle insanları attırmaya çalışan işçi arkadaşlarını ikna etmek olduğunu dile getiren kadınlar, bunların arasında kadınların da olmasının kendilerini üzdüğünü söylüyor.

Yine de yetki için istenilen sayının oldukça üstünde bir üye sayısına ulaşmış olmanın sevincini yaşarlarken “Hangimiz ilk atılacağız?” tahminlerinde bulunmuşlar. Normal olarak, örgütlenmekte en fazla zorluk yaşadıkları vardiyayı örgütleyen kadın arkadaşlarının ilk atılan kişi olması kendilerini şaşırtmamış.

İki yıldır çalışan bir kadın işçi, yönetime laf taşıyanların daha çok zam aldığını söylüyor. Smart’ta usta ya da vardiya amiri pozisyonunda mühendisler çalışıyor. Sigara içerken görülen işçinin mühendisler tarafından ‘sevilen’ biriyse görmezden gelindiğini, ancak sendikalı olduğunu tahmin ettikleri ya da haksızlıklar karşısında tutum sergileyen işçilerden biri olunca hakkında tutanak tutulduğunu anlatan kadın işçi, mobbingin bu süreçte sistematikleştiğine dikkat çekiyor:

“Bazı işçileri çok yoruyorlardı. Oradan oraya, her işe koşturuyorlardı. Uyarmamıza rağmen bu adaletsizlikleri düzeltmedikleri için biz de bir platformda toplanmayı tercih ettik. Örgütlenmeye başladık. İlk önce hiç tepki vermediler. Sadece duyumlar aldıkça hesaplara para yatırmaya, ekstradan enflasyon farkı vermeye, prim vermeye başladılar. İşçilerin gözünü parayla boyamaya başladılar ama içeride hiçbir şey değişmedi iş ve adaletsizlik anlamında…

Sendikalaşmayı tercih etmeyen bir grup arkadaş, yukardan aldıkları akılla sendika üyesi olan arkadaşları şikâyet etmeye, mobbing uygulamaya, olmamış şeyleri olmuş gibi anlatmaya, söylenmemiş lafları söylenmiş gibi aktarmaya başladı. Önce, ‘Bize baskı yapıyorlar, zorluyorlar, üye yapmaya çalışıyorlar’ dediler. Biz bunları inkâr ettiğimiz zaman bu sefer lafı çevirdiler. ‘Bizi dışlıyorlar, bizimle konuşmuyorlar, bizi içlerine almıyorlar’ gibi şeylerle sürekli bizi yukarıya şikâyet ettiler, imza topladılar, dilekçe verdiler. En sonunda bir kadın arkadaşımız işten çıkartıldı bu şikâyetler sonucunda.

Yetkiye itiraz ettikten sonra, mahkeme sürecini uzatmaya çalışan patronun işçi çıkarmaya yöneldiğini söyleyen kadın işçi, son iki haftadır tutanakların çoğaldığına değiniyor. Yaptıkları işin çok ağır olmaması nedeniyle işini sevdiğini ve çalışmaya devam etmek istediğini söyleyen kadın işçi, “Ama sendikalı olarak…” diye ekliyor. Bu nedenle eylemi duyduğu anda fabrika önünde almış soluğu. “Hem atılan arkadaşımızın işe geri alınması için hem de birlikte sendikalı olarak çalışmak için…” diyor.

Sendika en çok kadınlara lazım

Yaklaşık 8 aydır Smart’ta çalışan başka bir kadın işçi de işçiler arasında çok fazla ayrımcılık yapıldığı için “Bu fabrikaya kesinlikle sendikanın gelmesi lazımdı” diye başlıyor söze. ‘Laminasyon öncesi’ denilen bölümde çalışan kadın işçi, aynı işi yaptıkları kadın arkadaşlarıyla dahi aralarında ücret farkı olduğuna değiniyor. “50-100 lira olsa kıdem ya da performans diyeceğim ama 700-800 lira gibi farklardan bahsediyorum. 1000 liraya dahi çıkabiliyor bu fark. Eşit performans bekliyorlar bizden. İşin kendisi ağır değil zaten. O yüzden bir sorun yaşamıyoruz ama ücrette eşit değiliz” diye özetliyor durumu.

Kadınların ‘özel günlerinde’ yaşadıkları sorunlara da dikkat çeken işçi, sendikayla TİS imzalandığında kadınlara özel maddeler olması gerektiğini dile getiriyor. Daha önce çalıştığı fabrikanın sendikalı olduğunu belirten işçi, sendikasız bir işyeriyle sendikalı işyeri arasındaki farkları şu şekilde sıralıyor:

“Orada kadınlara özel her şey düşünülmüştü. Tuvaletlerimiz bile farklıydı. Makineler vardı. Düğmeye basıyorsunuz, çorap alıyorsunuz, ped alıyorsunuz. Burada öyle bir şey yok. Tuvaletlere bile girilemiyor. Soyunma odalarımızda üst üste giyiniyoruz. Adım atacak yer yok. Birisi giyinip çıkacak ki diğeri giyinebilsin. Sendika geldiğinde bu sorunların düzeleceğini düşünüyorum. Muhakkak bunlara el atması lazım.”

Patronun yıllık izin oyunu

Kendisi de gündüz vardiyasındayken desteğe gelen kadın işçi, işgal eyleminin yerinde bir eylem olduğunu düşünüyor. Atılan arkadaşlarının bu muameleyi hak etmediğini söylüyor. Sendikal çalışma duyuldukça, kendileri üzerindeki mobbingin arttığına değinen kadın işçi, bu süreçte insanlara zorla yıllık izin kullandırttıklarını ekliyor. İstemedikleri halde, yıllık izin hakkı olmadığı halde, insanların bir araya gelmesini engellemek için bu yola başvurulduğunu söyleyen kadın işçi, “Geçen sene istediğim halde bana izinlerimi kullandırtmadılar. İstediklerine izin verdiler, istemediklerine vermediler. İki senem dolacak neredeyse, senelik iznimden daha üç gün kullanmışım. O da yalvar yakar… Şimdi ise bu şekilde zorlamalar oldu” diye konuşuyor.

İşgal eylemi sonrasında nasıl bir kazanım elde etmeyi istediğini sorduğumuz kadın işçi, taleplerini şu sözlerle aktarıyor:

“Arkadaşlarımın işten çıkartılmasını istemiyorum. Kimsenin hakkının yenmesini istemiyorum. Adaletli ve eşit bir şekilde herkesin çalışmasını, herkesin aynı parayı almasını istiyorum. Mühendislerin, yöneticilerin herkese eşit davranmasını istiyorum.”

İlk defa örgütleyici oldum

1 buçuk yıldan fazladır Smart Solar’da çalışan ve 23 Haziran’da işten çıkartılan kadın işçiyle konuşuyoruz bu kez. Öncü bir kadın işçi olarak, örgütlenme sürecinde karşılaştığı zorlukları öğrenmek istiyoruz daha çok. Ancak asılsız dilekçeler, dayanaksız tutanaklarla atılmanın öfkesi hâlâ üzerinde. Tutanaklarda şahit olarak görünen isimlere oldukça sinirlenmiş, haklı olarak.

Daha önce de sendikalı olarak başka bir fabrikada çalışmış. Bu nedenle sendikalı olmaktan doğan haklar konusunda bilinçli olan kadın işçi, ilk defa örgütleyici olmuş. Ve arkadaşlarının da deyimiyle kırılması en zor olan vardiyada örgütlenmeyi sağlamış.

Genç yaşta dul kalıp iki çocuğuna tek başına bakmaya çalışırken, insani koşullarda yaşamanın ve çalışmanın mücadelesini verdiğini anlatıyor. Kendisi hakkında sahte tutanaklar tutulmasına vesile olan kadın arkadaşlarına sesleniyor daha çok:

“Aynı gemideyiz, işçiyiz, emekçiyiz. Sen de alın teri döküyorsun, ben de. Ben sendika gelsin diyorsam, sadece bana özel gelmeyecek. Hepimizi kapsıyor. Ben, nasıl çocuklarıma onurlu bir gelecek bırakmak için savaş veriyorsam… Tamam, üye olmayabilirsin, saygı duyarım. Ama olmuyorsan da şu dilinizi bir tutun. Kenara çekilin, bizi izleyin.”

Yıllık izne çıkarıp işten attılar

Yıllık izin hakkı olmadığı halde telefonla aranıp izne çıkarıldığını söylediklerinde, devamında gelecek olanın, işten atılmak olduğunu anlamış aslında. Nedenini sorduğunda “Sana özel değil, herkesi yıllık izne çıkarıyoruz” demişler. Fabrikada daha önce olmayan hakların, sendikal çalışmanın duyulmaya başladığı andan itibaren verilmeye başladığını söylüyor atılan kadın işçi. Aynı dönem baskıların da yoğunlaştığına dikkat çekiyor.

Bakanlıktan onay alındıktan sonra kendisiyle ilgili şikâyetler olduğuna dikkat çeken kadın işçi, tutanakların birinde “Üye olmadığımız zaman çoluğumuza çocuğumuza beddua ediyor” cümlesini görünce şaşırmış en çok. Gülmesine gülmüş ama önüne konulan tutanakları imzalamayarak şikâyet edenlerle yüzleşmek istemiş. Bu talebi kabul edilmemiş:

“İmzalamayınca, bana ‘Neden sendika istiyorsun?’ diye sordular. ‘Siz neden istemiyorsunuz?’ diye sordum. İki gün sonra yıllık izne çıkarıldım. 23 Haziran sabahı SGK’dan gelen mesajla ayın 22’sinde iş akdimin feshedildiğini öğrenmiş oldum. Fabrikadan arayıp bildirme zahmetinde bile bulunmadılar.”

Çok güzel başardık

Aynı gün sendika şubesiyle iletişime geçmiş. Kadın işçinin işten atıldığını öğrenen Smart işçileri, işgal eylemini sessizce planlamışlar ve ikinci vardiyada hayata geçirmişler. Fabrikanın önünde, içerdeki ve dışardaki işçilerin tek yürek oluşunu izlerken gururlandığını söyleyen kadın işçi, hissettiklerini şu sözlerle anlatıyor:

“Burada yapılan adaletsizliklere karşı sendikalaşmak istedik. Bunu da çok güzel başardık. İçeride arkadaşlarımız, dışarda biz… Eğer ki, Smart’a sendika gelecekse, ben harcanmaya razıyım diyordum başından beri. Hiç olmazsa benden sonra kalan arkadaşlarım çocuklarına daha rahat bir hayat verebilir diye düşünüyordum. Çıkış benim çok da umurumda değil açıkçası. Ama şu tabloya baktığım zaman, bugün, gurur duydum kendimle. İnananlar başardı diyorum.”

Patrondan geri adım

23 saat işgal eylemi gerçekleştiren işçilerle yapılan görüşmelerde, işten atmaların olmayacağı ve atılan kadın işçinin işe geri alınacağı sözünü verdi Smart Solar patronu. Biraz sancılı geçen görüşmeler sırasında durum değerlendirmesi yapan işçiler, bundan sonrası için “Sadaka değil toplu sözleşme”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlarıyla fabrikadan ayrıldı. Sendikal haklarının bir an önce tanınması hedefiyle sürecin takipçisi olacağını dile getiren işçiler ve sendika yöneticileri, eylemlerine şimdilik son verdi.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Bizlerin bütçesine daha ‘uygun’ market raflarında sıkça gördüğümüz, işlenmiş et ürünleri markası olan Polonez, bir süredir işçi ve sendika düşmanlığıyla anılıyor. Fazla mesai dayatmasıyla ev yüzü görmeden çalışan kadın işçilerin sendikalaşma mücadelesini tanımayan Polonez’de kadınlar, düşük ücretlerle ağır işlerde hakarete maruz kalarak çalışıyor.
MESS Grup TİS görüşmeleri öncesi sendikalar taslaklarını açıkladı; ancak kadın işçilerin özgün sorun ve taleplerinin taslaklara yeterince yansıtılmadığı görülüyor. Cinsiyet temelli ücret eşitsizliği, cinsel taciz, kadın işçi sağlığı, regl izni, emzirme odası gibi önemli gündemlerin esamisi okunmuyor.
Maya Mekanik’te sendikalaştıkları için işten atılan, fabrika önünde 20 gün direnen kadın işçiler, yaşadıkları ayrımcılığı ve hak gasplarını anlatıyor: “Sabit bir işimiz yoktu. Kadınlara, özellikle bekâr kadınlara daha çok baskı vardı; neredeyse her gün fazla mesai yapıyorduk. Tuvalette günde 10 dakikadan fazla kalırsak maaşımız kesiliyordu…”
MKS Transformatör’de grev sürüyor. Kadın işçiler, emeklerinin değersizleştirildiğini, mobbing ve ayrımcılığa maruz kaldıklarını anlatıyor. Patrona yakın işçilerin kayırıldığını söyleyen Nuray, “Ben de işçiyim, benim hakkım neden o kadar değil?” diye soruyor. Fatma ise mutfakta çalıştığı için emeğinin küçümsendiğini belirtiyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!