Stüdyo Mühendisi Bayan Mualla

Bir gazete küpüründen hareketle size 1950’li yılların ilk yarısında İstanbul Radyosu’nda mühendis olarak çalışan bir kadının hikâyesini daha doğrusu hikâyesinin bir bölümünü anlatıyoruz. Mualla Hanım, kadınlara kapalı olan kapıları zorlayıp önümüzü açanlardan… Onlara ne çok şey borçluyuz…
Paylaş:
Necla Akgökçe
Necla Akgökçe
nakgokce@gmail.com
Necla Akgökçe   nakgokce@gmail.com

Bir gazete küpüründen hareketle size 1950’li yılların ilk yarısında İstanbul Radyosu’nda mühendis olarak çalışan bir kadının hikâyesini daha doğrusu hikâyesinin bir bölümünü anlatıyoruz. Mualla Hanım, kadınlara kapalı olan kapıları zorlayıp önümüzü açanlardanOnlara ne çok şey borçluyuz…(*)

“İstanbul Radyosu Stüdyo Mühendisinin Bir Bayan Olduğunu Biliyor musunuz?” Haberin başlığı bu… Vatan Gazetesinin 27 Haziran- 3 Temmuz 1954 tarihinde yayımlanan haftalık Radyo İlavesinde çıkmış, haberi yapan bir erkek adı; Ozan Sungur…

Kadınlar cinsiyetçi emek piyasalarında kendilerine yer açabilmek, bir meslek sahibi olabilmek için uzun süre mücadele verdiler. Liselere, meslek okullarına, üniversitelere girmek için uğraştılar, ama okul bitirmek yine de erkek meslektaşları gibi onların önünü pek açmadı. Bir iş bulduklarında bile erkeklere göre ücretleri düşük ve çalışma koşulları ağırdı. İşçilerin genel çıkarlarını savunduğunu iddia eden sendikalar da onları dışarıda bıraktılar.

Teknik müdür

Ama kadınlar yılmadı. Kapıları ilk zorlayanlar dışlanmalarla, baskılarla en fazla mücadele edenler oldu. Onlar sayesinde bugün çalışma yaşamında pek çok alan kadınlara açıldı ve git gide bu alanlar genişliyor.

1954 yılında televizyonun hayatımızı daha işgal etmediği radyo günlerinde, bir kadının sorumlu mühendis olması elbette önemli bir başarı…

Mualla Acar da önümüzü açan kadınlardan. Haberci şöyle başlıyor anlatmaya “İstanbul Radyoevinde değerli kadın mühendis Bayan Mualla Acar’ın odasındayım. Teknik bir arıza için çağırılmış, gelmesini bekliyorum.” Gazeteci daha ilk satırlarda alışılagelmişin dışında bir kadınla karşı karşıya olduğumuzun ipucunu veriyor bizlere.  Teknik bir arıza var, teknik arıza biliyorsunuz erkekler tarafından giderilir, kadınlar dün olduğu gibi bugün de teknik meselelerden anlamayan, matematiğe, fen bilimlerine kafası ermeyen insanlar olarak kabul edilir. Ama güler yüzlü ufak tefek Mualla Hanım bu anlayışa karşı dimdik karşısında durmaktadır işte. Kimdir Mualla Acar, onu biraz tanıtalım isterseniz.

1922 yılında Sivas’ta dünyaya gelmiş. Konya İlkokulu, Konya Kız Muallim Orta kısmından sonra Konya lisesini bitirmiştir. Yüksek öğrenimini İstanbul’da yapan Acar, 1945 yılında okuldan mezun olmuş, 1946’yılında ise İstanbul Radyosu’nda işe girmiştir…

Bazı feminist kadın tarihçiler cumhuriyetin öncü kadınları hakkında yazarlarken, onların babalarının kızlarını okutarak meslek sahibi olmasını sağlayan erkekler olduklarını belirtir.

Mualla Hanım’ın babası da bu babalardandır, riyaziye(matematik) hocasıdır. Kızının okuyup meslek sahibi olmasını destekler. Zaten matematiğe olan ilgisi de babası aracılığı ile uyanmış, fen bölümünü daha sonra da mühendisliği seçmesinde bu sevgi etkili olmuştur.

Mualla hanım müzik ile tekniği birleştiren bir iş olması dolayısıyla stüdyo mühendisliği mesleğini sevdiğini söyler. Amatör radyoculuğa önem verir, yeni radyo istasyonlarının açılmasını destekler. O sıralarda İstanbul dışında Ankara, İzmir’de de radyo evleri açılmıştır. Amerika’da ise yer gök radyo evidir ve Mualla Hanım biraz da özenmektedir bu ülkeye.

Radyodan daha fazla bilgi edinirsiniz

Televizyonun ismi daha yeni duyulmaya başlamıştır, görsel yönünün insanlarda ilgi uyandırdığını fakat radyodan daha fazla bilgi edinilebileceğini anlatır, Vatan muhabirine. Teknik Üniversite’nin televizyon yayınlarına başladığı bilgisini yine bu söyleşiden ediniriz…

Mualla Hanım işini severek yapan bir mühendistir. Bu sevgi, çalışmasının niteliğini de belli ölçülerde etkilemiş görünüyor.  Şöyle anlatır “İstanbul Radyosu her türlü modern cihazlara sahiptir. Bunlar emin ellere emniyet edilmiştir. Arızaların yok denecek kadar olması memnuniyet vericidir.” Anlatımı görüyor musunuz? Ben ben diye öne atlamak yok öyle her fırsatta bunun bir ekip işi olduğunun altını çizer daha sonra. Bazı dosyalar çıkararak, muhabire bir yıl öncesine ait arıza kayıtlarını gösterir; Bütün stüdyo arızalarının toplamı 18 dakika 40 saniyedir. O gün için büyük başarı elbette…

Teknik arızaları önleme işinin nasıl örgütlendiğini anlatırken, biz bir iş yapma biçimi ve organizasyonuna da tanıklık ederiz. Radyoda bu işler için üç ekip vardır. Biri gündüz, biri gece çalışır, ayrıca bir de yedek ekip vardır. Kazaları, arızalardan doğan zararları engellemek böyle itinalı bir çalışma ile ancak mümkün olmaktadır.

Bu işle ev işi birlikte yürümez 

İster mühendis olun, ister hekim, ister fabrika işçisi, ister kuaför kadınsanız, birileri sizin yaşam ve “başarı” hikâyenizi merak edip yanınıza geldiğinde, sıkça sorulan sorulardan biri ev işleridir. Ev işleri konusunda Mualla Hanım’ın tutumu nettir, bu iş zordur, bütün zamanınızı ve enerjinizi alır, dolayısıyla ev işleridir, evliliktir, çocuk bakımıdır, onlarla bu işi aynı zamanda yürütemezsiniz. Genç kadınlara çifte mesai önermez çünkü kendi de öyle yapmıştır.

Mualla Hanım’ın hikâyesinin ayrıntıları ve devamı vardır şüphesiz, diğer pek çok kadın gibi. Belki mühendis kadın arkadaşlar bu hikâyenin devamını getirirler. Belki de bir yerlerde yazılmış olarak, okuyucularını bekliyordur, bu yaşam kim bilir?

(*) Küpürü bize yollayarak Mualla Hanımın hikayesine ulaşmamızı sağlayan Hakan Koçak’a çok teşekkür ediyoruz…

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!