Sevim Işık Bäro sevimisis@gmail.com
Taliban’ın çok kısa sürede, Afganistan’da kontrolü ele geçirmesi dünya haberlerinin merkezine oturdu. Başta kadınlar, LBGTIQ+’lar ve kız çocukları olmak üzere pek çok farklı etnik gruptan Afganistanlının hayatı tehlikede. Talibanı tanımayan ve haklarından vazgeçmek istemeyen kadın örgütleri ve onlarla dayanışan kadınlar eylem hazırlığındalar.
Taliban’ın ilk gelişi değil bu. Afganistanlı kadınlar ve LGBTIQ+’lar bunun ne demek olduğunu çok iyi biliyor. Sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarla kadınlar ve LGBTIQ+’lar nasıl bir tehlike ile yüz yüze olduklarını can havliyle haykırıyorlar. Taliban demek şeriat demek. Şeriat demek, erkek şiddeti, erkek olmayanın(!) kamusal alandan silinmesi demek. Afganistanlı kadınlar ise bunu istemediklerini çok net dillendiriyorlar.
Alman Frankfurter Allgemeine gazetesinde yayınlanan bir yazı[i], Taliban’ın önceki iktidarını deneyimlemiş kadınlar için bugün yaşananların ne demek olduğunu çok net ifade ediyor: “Taliban bizim için terörün ete kemiğe bürünmüş hali, kırbaçlanmak, silah, intihar bombaları demek… Taliban’ın neler yapabileceğini deneyimleyen herkes kadınlarla aynı fikirde olabilir. Her halükârda, Kabil’den gelen haberler kesinlikle gerçekte olanların sadece küçük bir kısmını yansıtıyor.”
Taliban’ın El-Kaide ile iş birliği nedeniyle başlayan ABD’nin 20 yıllık Afganistan işgali, Trump’ın Taliban ile imzaladığı anlaşma ile Şubat 2020’de resmen son buldu.[ii] Anlaşma gereği ABD ve NATO ordularının çekilmesinin neredeyse hemen ardından Taliban Afganistan’ın büyük bölümünde, başkent Kabil dahil olmak üzere, 15 Ağustos 2021’de yönetimi yeniden ele geçirdi. Bu da özellikle son 20 yıldır oldukça önemli kazanımlara sahip olan kadın, kız çocukları ve LBGTIQ+’ların çok şeyi, hayatları da dahil olmak üzere çok şeyi, kaybedecekleri anlamına geliyor.
Taliban, “Bu kez farklı olacak, kadın haklarına saygı göstereceğiz” dese ve bunu kanıtlamak için okula giden kız çocuklarının fotoğraflarını yayınlasa da bunun Taliban’ın iktidarı ve kontrolü elinde tuttuğu Afganistan’da mümkün olamayacağını biliyoruz. İranlı gazeteci ve kadın hakları savunucusu Masih Alinejad’ın 19 Ağustos 2021’de The Washington Post’ta yayınlanan yazısında[iii] da dediği gibi, “Biz bu filmi daha önce İran’da da gördük”
Sokaktaki son günlerin
Afganistan yasalarında kadınların başlarını örtmesi zorunlu değil(di). Taliban kontrolü ele geçirdiğinden beri ise örtünmemek gibi bir seçenek kalmadı. Bir kadın üniversite öğrencisinin The Guardian’a aktardıkları: …Hepimiz eve gitmek istedik ama toplu taşıma araçlarına binemedik. Şoförler kadınların taşınma sorumluluğunu almak istemedikleri için arabalarına binmemize izin vermediler. Kabil’in dışından gelen ve nereye gideceklerini bilemeyen yurttaki kadınlar için durum daha da kötüydü. Bu sırada etraftaki adamlar kadınlarla dalga geçiyor, bizim korkumuza gülüyorlardı. Biri, “Git ve çarşafını giy” diye seslendi. Bir başkası, “Sokaktaki son günlerin,” dedi. “Bir günde dördünüzle evleneceğim,” dedi üçüncüsü.[iv]…
Kamu okul – üniversiteleri, daireleri ve basın kuruluşlarında çalışan kadınlar Taliban’ın kontrolü ele geçirmesinden hemen sonra evlerine gönderildi. İşsiz kaldılar. Atölyeler ve fabrikalarda çalışan çok sayıda kadın da. Taliban kontrolü elde tuttuğu sürece kariyerleri üstüne düş bile kuramayacaklar.
Taliban kontrolü ele geçirdiğinden beri işçi ve memurların üye oldukları, oldukça etkili çalışmalar yapan ve güçlü kadın komisyonları olan sendikaların web sitelerine dahi artık ulaşamıyoruz. Sendikal hak ve güçten yoksunluk yalnızca kadın işçiler için değil, tüm çalışanlar için büyük bir sorun!
Fakir bir ülke olduğu için kalkınma yardımlarına bağımlı olan ülkeye yardımlar Taliban’ın kontrolü ele geçirmesi ile donduruldu. 19 Ağustos 2021’de Alman ZDF kanalında yayınlanan özel bir söyleşinin başlığı “Taliban’a rağmen Afganistan’a destek?” idi. Söyleşiye, Afganistan’a kalkınma yardımı Almanya danışmanı Hans-Herman Dube ve Afganistan doğumlu etnolog-gazeteci Shikiba Babori katıldı. Babori, yardımların ancak insani koşulların gerçekleştirilmesi şartıyla yeniden gündeme gelmesini önerirken, Afganistan’da yaşayan kadın meslektaşları ve tanıdıklarının korku ve endişesini de dile getiriyordu. En büyük endişe, başta kadın hakları olmak üzere insan hakları ihlalleriydi. İşi nedeniyle uzun süre Afganistan’da yaşayan Dube’un yanıtı ise oryantalist ve kazanılmış hakları görmezden gelen nitelikte idi. Dube, kırsal alanda kadınların zaten Taliban’ın isteklerine benzer şekilde yaşadığını, Afganistan’da olduğu sürece kadın temsilcilerle bir araya gelmeyişinin bölgenin kültürel doğasına(!) ait olduğunu dillendiriyordu.[v]
Kadın örgütleri eylemler planlıyor
Konu Afganistan olunca tarihin derinliklerine dalmamak imkansızlaşıyor. Sünni Müslüman bir devlet olarak bilinse de çok kültürlü, çok dinli, çok etnik gruplu bu ülkenin tarihi ne yazık ki 19. Yüzyılın ilk yarısından beri batılı devletlerin koloni savaşlarıyla dolu. Bugün yaşananları bu koloni savaşlarının bir sonucu olarak görmemek naiflik olur. Yalnızca Afganistan’ın bir iç sorunu olarak görmekse aymazlık!
Savaşlar pahalı olsa da oldukça da karlı. ABD’nin kazanamadığı, milyarlarca dolar harcadığı, binlerce insanın yaşamını yitirdiği 20 yıllık Afganistan savaşı, borsadaki yatırımcı için son derece kârlıydı. Jon Schwarz’ın 16 Ağustos 2021’de The Intercept’te yayınlanan yazısına göre, Afganistan Savaşı sırasında savunma stokları genel olarak borsadan yüzde 58 daha iyi performans gösterdi ve yatırımcısını zengin etti.[vi]
Axel Gehring’in Rosa Luxemburg Stiftung web sitesinin haberler bölümünde yayınlanan yazısının da ortaya koyduğu gibi [vii] ABD ve Taliban arasında Şubat 2020’de imzalanan barış anlaşması jeopolitik hedeflerin değişmesinin de bir sonucu. Hint-Pasifik bölgesindeki politik rekabete odaklanmak isteyen ABD, Güney ve Batı Asya’daki müdahalesini azalttı.
Bugün Afganistan’daki kadınlar çarşafa girme zorunluluğu, kadınların yanlarında ailelerinden bir erkek olmaksızın sokağa çıkamaması, çalışma – ekonomik özgürlük, temsil ve eğitim haklarının ortadan kalkması ile yüzleşiyor. Kadınlar hayatları hakkında tek bir söz bile edemeyebilirler! Devletler, Taliban’ın bu kadar hızlı bir sürede ülkeyi ele geçirmesini hiç beklemediklerini açıklayadursunlar, dünyadan kadın örgütleri eylemler planlıyor ve anlatılan masala kanmıyor!
Düzenlenen eylemler ve toplantılarda, Orta Asya’daki kolonyalist iktidar savaşları arasında, dini iktidar oyunlarına alet etmek için dış kaynaklarca yaratılan Taliban’ın Afganistan iktidarının kabul edilemez olduğu, Afganistan’a barışın Taliban eliyle gelmeyeceği vurgulanıyor. Dünyanın dört bir yanındaki Kadın örgütleri Taliban’ı tanımıyor, kazanılmış haklarından vazgeçmiyor.
[i] https://www.faz.net/aktuell/feuilleton/debatten/eine-frau-aus-afghanistan-berichtet-ueber-die-herrschaft-der-taliban-17493624.html?premium=0x8a10a59ad4fe546d59d37f00fa6a06f9&GEPC=s1
[ii] https://www.bbc.com/news/world-asia-51689443
[iii] https://www.washingtonpost.com/opinions/2021/08/19/taliban-say-theyll-respect-women-we-iranians-have-seen-this-movie-before/?fbclid=IwAR2D5jX3alXnD3MdNmxupm4qeD6T0_SWNi7W9f7aLJVEKKR4txDAbNU8TDg
[iv] https://www.theguardian.com/world/2021/aug/15/an-afghan-woman-in-kabul-now-i-have-to-burn-everything-i-achieved
[v] https://www.youtube.com/watch?v=fF31BLEJYeM
[vi] https://theintercept.com/2021/08/16/afghanistan-war-defense-stocks/?fbclid=IwAR3hGNgLmPd9RreMuNZkq2rKhXER0BRkuLHKsucXa-RvDKowmgihZopsy6I
[vii] https://www.rosalux.de/news/id/44820?fbclid=IwAR0NAawii79oX25rsQ37aD5k2g6mvPgxoneAgdih1dHjc2B-rAgu1HZ_sIc