Technomix işçisi kadınlar direniyor: Sendika üyeliğinden vazgeçmediği için doğum iznini iptal ettiler

Çalışanların yüzde 98’inin kadınlardan oluştuğu Bursa’daki Technomix fabrikasında, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine başlayan grev sürüyor. Grevci işçilerden Nurgül Özkan, asgari ücretten biraz fazla ücret alan işçilerin maaşlarının zam sonrası geriye çekildiğini, ikramiyelerini alamadıklarını ve doğum iznine ayrılan kadınların izinlerinin iptal edildiğini söyledi.
Paylaş:
Öznur Kaya
Öznur Kaya
oznurr.kayaa@gmail.com

Bursa’da bulunan Türk Metal’in örgütlü olduğu Technomix fabrikasında, TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine yüzde 98’i kadınlardan oluşan emekçiler greve çıktı.

Kadın işçilerin fabrika yönetimine ilettikleri talepler çok açık. İkramiyeler başta olmak üzere tüm haklarının kendilerine verilmesi. Kısacası TİS’in imzalanması.

‘Beş yıldır aynı fabrikada görsel kontrol uzmanı olarak çalışan ve ‘grev başlattığı’ gerekçesiyle 1 Mart 2022 tarihinde işten atılmasının ardından işe yeniden çağrılan Nurgül Özkan, işten atılma sürecini şöyle anlattı:

“Grev sürecini başlattığım için türlü bahanelerle beni 1 Mart tarihinde işten çıkardılar. Önüme getirdikleri savunmada arkadaşlarıma kötü davrandığım yazıyordu. Anlamsız suçlamalar yaptılar. Savunma istediler. Ben kağıdı gördükten sonra tansiyonum çıktı ve acillik oldum. Dört gün boyunca hastanede kaldım. Rapor aldım rapordan işe geri döndüm sonra çıkışımı verdiler. Beni çıkarma amaçları belliydi. Sonra 1 Nisan’da tekrar işe aldılar. ‘Özür dileriz. Başkasına yazılan savunmayı sana çıkartmışız’ gibi bir savunma yaptılar. 1 Nisan’da işe döndüğümde de benden tüm fabrikanın önünde özür dilediler. Bu yanlışı kimin yaptığını da bilmiyoruz”

Özkan, fabrikadaki sendikalaşma çalışmalarının 14 Şubat tarihinde başladığını ve TİS görüşmelerinde alınan kararların yöneticiler tarafından uygulanmaması üzerine yaklaşık iki hafta önce greve çıktıklarını söyledi.

Sendikalaşma ve grev sürecinde neler yaşandığını anlatan Özkan, işverenle sendikanın uzlaşamadığı maddelerden birinin, imza altına alınmasına rağmen fabrika yöneticileri tarafından ödenmeyen ikramiyeler olduğunu söyledi. Özkan; bir diğer anlaşmazlığın, işverenin sözleşme süresini üç yıl olarak tanımlamasından kaynaklandığını ifade etti.

Kadın işçilerin sayısını azalttı

Özkan, sendikalaşma sürecinde fabrika yöneticilerinin çalışanları korkutarak ya da vaatlerde bulunarak sendikadan ayrılmalarını talep ettiğini kaydetti. Aynı zamanda yönetimin, işyerindeki örgütlenmelerin önüne geçmek için iki ayrı firmada çalışan kadınların sayılarını azalttıklarını söyledi.

Özkan şunları kaydetti:

“Fabrika bünyesinde aynı patrona ait iki firma var. Biri Final Kontrol diğeri Technomix. Sendikalaşma başlayınca yöneticiler, sendikalı çalışanların fazla olduğu firmadaki kadınları diğer firmaya taşıdı. Bir arada olmamızı engellemeye çalıştılar. Final Kontrol’de 45 kişiyken birden 12 kişiye düştük. Bunlardan iki-üç kişi doğum iznindeydi. Diğerlerini ayrı bir odaya aldılar. Bu diğer çalışanlarla görüşmememiz amacıyla yapıldı. Mola, yemek saatlerimiz hatta servislerimiz bile ayrıldı”

Fabrikada grev bildirimi yayımlandıktan sonra sendikanın personel sayısını net olarak öğreneceği zaman yöneticilerin sayıyı artırdığını açıklayan Özkan, “Sendika grev ilamını iş yerine astıktan sonra personel sayısını net olarak bilmek zorundaydı. Sendikaya personel listesi gönderildi. Biz 12 kişiyken 32 kişi olduk. Sendika üyesi olmayan birçok kişiyi Final Kontrol ile tekrar alıp, Technomix’ten aktarmışlar. Dışardan bizim hiç tanımadığımız insanları işçi olarak gösterdiler. Bunu grev oylaması olma ihtimaline karşı yaptılar fakat biz grev kararını oylama yapılmadan aldık” şeklinde konuştu.

Özkan, fabrikadaki bir diğer sorunun maaşlara yıl içinde yapılan zamların geri çekilmesi olduğunu söyledi. Özkan yöneticilerle yaşadıkları bu sorunu şu ifadelerle anlattı:

“Biz yıl içinde asgari ücretin üstüne zam alıyoruz ama bir sonraki asgari ücret zammında asgari ücret almaya devam ediyoruz. Zamlar sürekli sıfırlanıyor. Ben beş yılık çalışanım. Bu şekilde yıl arttıkça maaş düşüyor. Yeni gelen eleman benden çok daha fazla kazanabiliyor bu mantıkla”

Tazminat ödemeyi reddettiler

Grevdeki hemen her kadının çocuğu ya da bakmakla yükümlü oldukları kişilerin bulunduğunu bildiren Özkan şöyle konuştu:

“Yasal süreçte bize nöbet yazılıyordu. Grev gözcülüğü yapıyoruz. Biz de bunu kendi aramızda hallederek Çalışma Bakanlığı’na iletiyorduk. Süreç çok zor ilerlediği için hemen herkes antidepresan kullanmaya başladı. Hiçbirimiz ailemize vakit ayıramıyoruz. Hepimizin motivasyonu sıfır. Kızım bu süreçte taşınmak zorunda kaldı dudaklarım stresten uçukladı.

Doğum izninde olan arkadaşımız vardı. Altı aylık ücretsiz izin süresi dolmuştu. Ek olarak istediği altı aylık süreci ilk etapta onayladılar grev başlayınca. Daha sonra “Madem sendika üyeliğinden istifa etmiyorsun o zaman iznini iptal ediyoruz” diyerek iznini iptal ettiler. Çocuğuna bakacak kimse yok. Rapor aldı. ‘Haklarımı vererek çıkışımı verin’ dedi. Bunu da reddettiler. ‘Nasıl olsa kendin bırakacaksın, yılacaksın, çocuğuna bakan kimse bulamayacaksın’ diyerek baskı yapıyorlar”

Özkan, son olarak talepleri karşılanana kadar greve devam edeceklerini vurguladı. 

Paylaş:

Benzer İçerikler

“Üretim fazlası var” açıklamasını yapan fabrika, en iyi performans gösteren üreticilerden biri seçildi! Çinli işveren öne sürdüğü bu gerekçeyle birçok işçinin çıkışını verdi. HT Solar’da yaşananları kadın işçiler anlattı.
Evet, bu da yaşandı. Çok modern(!) Hollandalı patronun Türkiye’de kurduğu sakız fabrikasında, sendikalıları yıldırmak için her yol deneniyor. Formen yardımcısı ‘sendikadan çıkmazsanız size büyü yaparım’ dediğinde hakikaten korkanlar oldu. Fakat bu tehdit de işe yaramadı, işçi sağlığının da hiçe sayıldığı fabrikada, örgütlenmeye devam ettiler. Berfin ve Nesrin yaşadıklarını anlattı.
Koska’da çalışan bir kadın işçinin ağır baskılar ve mobbing sonucunda psikolojisi bozuldu. Ayrıca ciddi fiziksel rahatsızlıklar da yaşadığı için “ağır işte çalışamaz raporu” aldı. Psikolojisi harap olmuş kadın işçiye müdürün sorduğu,” Madem hastaydın neden işe girdin?” sorusu esasında Koska’daki kadın işçilere yönelik baskı ve şiddetin çok kısa bir özeti…
Agrobay Seracılık, Özak Tekstil, Burda Bebek. Düşük ücretler, güvencesiz çalışma, cinsiyetçi iş ayrımı; zorla mesaiye bırakılma, hakaret, taciz, mobbing, değersizleştirilen kadın emeği… Sektörleri, şehirleri farklı da olsa, dayatılan insanlık dışı çalışma koşullarına karşı kadın işçiler direnişlerle yanıt verirken “İşyerlerinde de kadına yönelik şiddet son bulsun diye mücadele ediyoruz” diyorlar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!