Tekstil İşçisi Öznur: “Yemekler çok kötü çoğu zaman aç kalıyoruz”

Tekstil işçisi Öznur ve Dev Tekstil Genel Başkanı Fatma Alökmen tekstil sektöründe kadınların yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek, “Sömürü çarkının bir parçasıyız. Bize hala yardımcı iş gücü gibi bakılıyor. Zam dönemlerinde erkek işçilere yüksek zam yapılırken kadınlara düşük ücretler reva görülüyor. İşten atma olacaksa kadın işçiler öncelikli tercih ediliyor. Bu cinsiyetçi ve ayrımcı politikalara karşı bulunduğumuz her alanda mücadeleyi daha önde örgütleyelim” dedi.
Paylaş:
Yadigar Aygün
Yadigar Aygün
yadigaraygun93@gmail.com
Yadigar Aygün  yadigaraygun93@gmail.com

Tekstil işçisi Öznur ve Dev Tekstil Genel Başkanı Fatma Alökmen tekstil sektöründe kadınların yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek, “Sömürü çarkının bir parçasıyız. Bize hala yardımcı iş gücü gibi bakılıyor. Zam dönemlerinde erkek işçilere yüksek zam yapılırken kadınlara düşük ücretler reva görülüyor. İşten atma olacaksa kadın işçiler öncelikli tercih ediliyor. Bu cinsiyetçi ve ayrımcı politikalara karşı bulunduğumuz her alanda mücadeleyi daha önde örgütleyelim” dedi.

Tekstil iş kolu dendiğinde hepimizin aklına sağlıksız ve kölece çalışma koşulları geliyor. Düşük ücretler bir yana besin değeri olmayan yemekler, hijyenden yoksun kartla gidilen tuvaletler, işe giriş saatinin belli olduğu fakat çıkış saatinin hiçbir zaman bilinmediği mesai saatleri gibi sorunlar tekstil sektörün gerçeği.

Dünyada ve Türkiye’de özellikle tekstil iş kolunda kadın emeğinin rolü oldukça büyük. İstatistiki verilere göre tekstil iş kolunda istihdamın yüzde 70-80’ini kadın işgücü oluşturuyor. Buna rağmen kadın emeği görülmüyor, değersizleştiriliyor ya da yok sayılıyor. Kadın tekstil işçileri, işyerlerinde baskılara, mobbinge, cinsel istismara, tacize, cinsiyetçi politikalara ve ayrımcılığa maruz bırakılıyor.

Tekstil işçisi kadınların yaşadıkları sorunları ve sorunlara karşı çözüm önerilerini Tekstil İşçisi Öznur ve Dev Tekstil Genel Başkanı Fatma Alökmen ile konuştuk.

.

Kötü çalışma dayatılıyor

Tekstil işçisi Öznur, tekstil sektöründe pek çok sorun yaşandığını dile getirdi. Tekstil işçilerin, ucuz emek olarak görüldüğünü belirten Öznur, insan onuruna yakışmayan, kötü çalışma koşullarında çalıştıklarını söyledi. Öznur, tekstil sektöründe yaşanan sorunlara ise şu sözlerle dikkat çekti; “Büyük fabrika ya da küçük atölyeler fark etmeksizin sömürü çarkının bir parçasıyız. Düşük ücretler ve çalışma koşulları bir yana bugün biz işçilere sormadan mesaiye kalma zorunluluğu, performansa dayalı bonus sistemi gibi politikalarla işçilerin arasında rekabet yaratıp işçileri birbirine düşman ediyor. Yemeklerimiz kötü, zaman zaman aç bile kalıyoruz. Çoğu zaman evden kahvaltı türü bir şeyler getirip karnımızı doyuruyoruz.”

Eşit işe eşit ücret verilmiyor

İş yerinde eşit işe eşit ücret verilmediğinin altını çizerek eşit işe eşit ücret verilmesi gerektiğini vurguladı, Öznur, “İşyerinde tuvaletler temizleniyor. Klima olmasına rağmen çalıştırılmıyor. Kışın soğukta yazın da sıcakta çalışmak zorunda kalıyoruz. Sektör kadın işçilerin alın teri üzerinden büyüse de kadın işçiler diğer sektörlerde olduğu gibi bu sektörde hak ettikleri saygı ve ihtimamı görmüyor. Erkek işçi arkadaşlarımızla aynı işi yapıyoruz ama daha düşük ücret alıyoruz. Zam dönemlerinde erkek işçilere ev geçindiriyor denilerek yüksek zam yapılırken bizlere ise ek gelir denilerek düşük ücretler reva görülüyor. Biz de aile geçindiriyoruz ama bize hala yardımcı iş gücü gibi bakılıyor. İşten atma olacaksa kadın işçiler öncelikli tercih ediliyor. Bizler korkup sindikçe bu kazanımları da kaybediyoruz. Gelin hep beraber kazanımlarımıza sahip çıkalım. Daha insani çalışma ve yaşam koşulları için mücadeleyi büyütelim” dedi.

Ucuz işgücü olarak görülüyor

Dev Tekstil Genel Başkanı Fatma Alökmen, tekstil işçisi kadınların fabrikalarda ve iş yerlerinde cinsiyet eşitsizliği, cinsel istismar, taciz, baskı ve mobbinge maruz bırakıldığını vurguladı. Tekstil sektöründe kadın emeğinin ve ucuz işgücü olarak görüldüğünü belirten Alökmen, “Pandemi sürecinde tekstil fabrikaları hiç durmadı. Türkiye ihracatta rekorlar kırdı. 2021 yılında Türkiye 12,9 milyar dolar değerinde ihracatla cumhuriyet tarihi rekoruna ulaştı. 2020 yılına göre ihracat 33,2 oranında arttı. 2022 yılında bu artışın çok daha büyük olacağı öngörülmekte. Bu karlardan işçilere düşen daha çok sömürü ve daha katmerli sorunlar oldu. Kadın işçiler de bu durumdan kendi paylarına düşeni fazlasıyla aldı” diye konuştu.

Haklarımız için mücadele edelim

Alökmen, tekstil işyerlerinde ve fabrikalarda yaşanan sorunlara yönelik sendikalaşmanın ve örgütlülüğün önemine dikkat çekerek iş yerlerinde örgütlenmenin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Alökmen, iş yerlerinde yaşanan baskılara, mobbinge, cinsel tacize, şiddete, cinsiyetçi politikalara ve ayrımcılığa karşı tüm kadınlara şu sözlerle mücadele çağrısı yaptı: “Yaşam koşullarımız bu denli katlanılmaz bir hal aldığı bugünlerde bu direnişler, eylemler önemli ve yol göstericidir. Tüm kadın işçilere ve özelinde tekstil işçilerine çağrımız, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için bulunduğumuz her alanda mücadeleyi daha önde örgütleyelim. Var olan deneyimlerimizden öğrenelim ve geleceği kazanalım.”

Dev Tekstil’i önerileri;

.

*Yasal bir zorunluluk olmasına rağmen birçok fabrikada kreş bulunmuyor. Ayrıca devletin sosyal yükümlülükleri gereği işçi ve emekçilerin yaşam alanlarında kreşler açması bir zorunluluk ama bunlar yeterince yerine getirilmiyor. İş yerleri kreş bulundurmalıdır.

*Tüm olumsuzluklar aslında sektördeki örgütsüzlüğün, mücadele ve bilinç düzeyindeki zayıflığın da yansımaları olarak gerçekleşiyor. Örgütlü fabrikalarda ya da örgütlenme çalışmaları yaptığımız fabrikalarda sorunların azaldığını, kadınların farkındalıklarının arttığını görüyoruz. Bu nedenle örgütlenmek ve sendikal bilinç oldukça önemli

*Tüm sendikalarda kadın komisyonları, kadın büroları kurulmalıdır. Bunlar sadece isim olmanın dışına çıkarılıp fabrikalarda yaşanan sorunlara karşı somut çözümler bulan yapılar olarak düşünülmelidir.

*Fabrikada süren örgütlenme çalışmalarının ya da örgütlü ise, örgütlülüğün kazanımlarını artırmanın da aracı olmalıdır ama esas işlevi kadınların kendi sorunlarını görünür kılmak, onları bu sorunlara karşı mücadeleye sevk etmek olmalıdır. Sendikalarda yerleşik olan erkek egemen anlayışa karşı bu komisyonlar özel bir rol oynamalıdırlar.

*Haklarımız için iş yerlerinde ve her alanda kadın mücadelesini yükseltmemiz gerekiyor.

Paylaş:

Benzer İçerikler

70 gündür fabrika önünde direnen Polonez işçileri kadın örgütlerini ve feministleri dayanışmaya çağırıyor. Bu çağrıyı ilettiğimiz ve iletimize cevap veren kadın örgütleri “boykot ve dayanışma eylemleri yapalım” fikrinde ortaklaşıyor. O halde gelin Polonez’de kadın işçilerin taleplerini yaygınlaştırıp, seslerine ses katalım…
Van’daki çağrı merkezlerinde çalışan kadınlar, işyerlerinde cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılığın acı verici gerçekleriyle yüzleşiyor. Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve mobbing kadın çalışanların sıradan bir iş gününü özetliyor. Van’da kadınlar genellikle asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırıldığından bu koşullara razı oluyorlar.
Türk-İş dün 81 ilde “Zordayız, geçinemiyoruz” diyerek eylem çağrısı yaptı. Ancak işçiden habersiz, fabrika ve işyerlerinden uzak bir eylemden beklenileceği üzere zayıf görüntüler ortaya çıktı. İstanbul’daki eylem bunun en sarih örneği oldu.
Kınıklı domates üreticileri geçtiğimiz günlerde domatesteki düşük alım fiyatlarını protesto için eylem yaptı. Domates üreticisi Selma ile sorunlarını konuştuk. Önceleri tütün ekiyorlarmış. Devlet tütünü bitirdikten sonra domatese yönelmişler. Bu yıl ondan da geçim yok, “Fiyatı çok düşük, domatı ne alan var ne satan” diyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!