Tekstilde sendikalaşmayla şiddet ve cinsel taciz azalabiliyor

IndustriALL’ın ILO 190 çerçevesinde yürüttüğü işyerinde şiddet ve cinsel tacize karşı kampanya devam ediyor. Birlik, kampanyanın üçüncü bölümüne, kadınların yoğun olarak çalıştığı ve işyerinde sendikanın varlığının cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede fark yarattığı hazır giyim sektöründe yapılan araştırmanın sonuçlarını yayımlayarak başladı.
Paylaş:
Necla Akgökçe
Necla Akgökçe
nakgokce@gmail.com
Çeviri: Necla Akgökçe

IndustriALL’ın ILO 190 çerçevesinde yürüttüğü işyerinde şiddet ve cinsel tacize karşı kampanya devam ediyor. Birlik, kampanyanın üçüncü bölümüne, kadınların yoğun olarak çalıştığı ve işyerinde sendikanın varlığının cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede fark yarattığı hazır giyim sektöründe yapılan araştırmanın sonuçlarını yayımlayarak başladı.

Tekstil ve hazır giyim sektöründe istihdamın tahminen yüzde 80’ini, makine ve dikişte çok düşük ücretlerle çalışan kadınlar oluşturuyor. Bu sektörde kadınlar hamile kaldıklarında veya uğradıkları cinsel tacizi rapor ettiklerinde işten atılıyorlar.

Araştırma çerçevesinde görüşülen kadın sendika yöneticileri, çalıştıkları fabrikalarda amir, yönetici ve erkek makine teknisyenlerinin yaygın cinsel taciz ve istismarıyla karşı karşıya kaldıklarını söylediler. Kadın işçiler sistemli bir biçimde rahatsız edici dokunma, sürtünme, cinsiyetçi jestler ve sözlü tacize maruz bırakılıyorlar. Endonezya’dan bir sendika temsilcisi durumu şöyle anlatıyor:

“Sözleşmeyi yenilemek için amir çoğu zaman kadınlardan cinsel ilişki bekliyor ve kadın işten atılmak istemediğinden ‘hayır’ diyemiyor. Makine bozulduğunda tamire gelen teknisyen kadınlara dokunarak onları taciz eder. Kadınlar makinenin tamir edilmesi için yine ‘hayır’ diyemezler. Çünkü onlardan iş beklenir. Bunun için de bir an önce makinenin tamiri gerekir.”

Kısmi süreli sözleşmeye bağlı, sağlıksız koşullarda, düşük ücretlerle, sosyal korumadan yoksun, sendikasız ve toplu sözleşme haklarından yoksun olarak güvencesiz çalışma, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve cinsel taciz riskini artırıyor. Ayrıca performansa dayalı işler ile adaletsiz parça başı çalışma sistemleri de kadınların şiddet ve tacize karşı savunmasızlığını artırıyor.

Geçinebilecek bir ücret,  insana yakışır bir iş ve güvencesiz çalışmanın sona erdirilmesi, hazır giyim ve tekstil sektöründe toplumsal cinsiyet temelli şiddetin ve cinsel tacizin sona erdirilmesinde kritik öneme sahip. Ayrıca üretim baskılarını hafifletecek ve kadınların fazla mesai yapmaya zorlanmamasını sağlayacak stratejiler geliştirmek de toplumsal cinsiyet temelli şiddeti ve cinsel tacizi son erdirmek için gerekli.

Sendika yöneticilerine toplumsal cinsiyet eğitimi

Suskunluk, cezasızlık ve mağdurları suçlama kültürünün yanı sıra şiddet ve tacizi bildirmek için etkili mekanizmaların da eksikliği, şikâyet sayılarının düşük kalmasına sebep oluyor.

Fas’tan sendika temsilcisi bir kadın, başına gelenleri şöyle anlatıyor:

“İşyerinde asansörde cinsel saldırıya maruz kaldım. Şikâyette bulunduğumda şube başkanı tarafından işten çıkarıldım. Yönetime bildirdiğimde ise hiçbir şey yapmadılar. Daha sonra mahkemeye gittim ve bu işin çözülmesini bekliyorum. Fiziksel olarak kas ve bacak ağrılarımın yanı sıra psikolojik sorunlarım var.”

Araştırmada kendileriyle görüşülen kadınların çoğu, sendikanın olumlu etkisinden bahsediyor. Bazı kadınlar fabrikaya sendika girdikten sonra önemli değişiklikler olduğunu anlatıyor. Birçok sendika, işyeri toplu iş sözleşmelerinde, ek protokollerde konuya yer vermelerinin yanı sıra toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve cinsel taciz hakkında eğitim ve bilinçlendirmeyi öncelikli görevleri arasına almış durumda. Kadınların sendika yönetimlerinde yer almasının bu konuda belirleyici bir etkisi olduğu gözlemler arasında yer alıyor.

Görüşmeler ayrıca, kadınların güvendiği gizli şikâyet sistemlerinin, taciz ve şiddeti işçinin ismini vermeden bildirebilen sendika temsilcilerinin önemini de gösteriyor.

Kadın sendikacılar ne öneriyor?

Görüşülen kadın sendika yöneticilerinin önerileri arasında şunlar yer alıyor:

  • Tüm işçiler, üst düzey sendika ve bölüm yöneticilerinin toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve cinsel tacizle mücadele ve şikâyet mekanizmaları hakkında eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi,
  • Cinsiyete duyarlı toplu pazarlık konusunda daha fazla eğitim ve rehberlik çalışmaları yapılması,
  • Toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve cinsel tacizin iş sağlığı ve güvenliğine entegrasyonu ve cinsiyete duyarlı risk değerlendirmesi sistemlerinin geliştirilmesi,
  • Sendika yöneticileri, sendika temsilcileri için ev içi şiddet konusunda bilinçlendirme ve eğitimlerin yapılması,
  • LGBTQİ+ çalışanlarının sürece dâhil edilmesi ve haklarının tanınması konusundaki farkındalığın ve stratejilerin artırılması,

IndustriALL Tekstil ve Hazır Giyim Bölümü Yöneticisi Christina Hajagos-Clausen şöyle diyor:

“İşyerlerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin var olduğunu ve kabul edilemez olduğunu biliyoruz. Bu araştırma, meseleyi ele alıp çözüm üretirken sendikal katılımın önemini gösteriyor.”

Araştırmanın bu bölümünde, El Salvador (FEASIES), Endonezya (GARTEKS ve SPN), Lesoto (IDU) ve Türkiye’den (DERİTEKS, DİSK Tekstil, Öz İplik-İş ve TEKSİF) 26 kadın sendika yöneticisiyle yapılmış bireysel ve toplu röportajlara da yer veriliyor. Bölümde ayrıca, Bangladeş (SGSF, BGIW ve IBC) ile Fas’tan (SNTHC-CDT, UMT) 27 kadın sendika yöneticisini içeren paralel bir araştırmanın bulgularından bazılarına atıfta bulunuluyor.

https://www.industriall-union.org/unions-role-in-fighting-gender-based-violence-in-the-textile-sector

Paylaş:

Benzer İçerikler

Bornova’da üretim yapan Kristal Yağ işçilerinin asgari ücrete tepkileri sert oldu. TİS masasından kalkan işçiler bir ayı aşkın süredir grevdeler. Emekçilerin market alışverişlerinde yaşadıkları adeta bir trajedi. Poşetleri neredeyse boş. Kristal Yağ Fabrikası işyeri temsilcisi Gülnaz’la görüştük.
Uganda’da IndustriALL küresel sendika tarafından desteklenen toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti durdurmaya yönelik bir dizi eğitim çalışmasının ardından kadın işçiler, IndustriALL kadın komitesi toplantılarındaki paylaşımlarda da görüldüğü üzere faillerle yüzleşti.
Sağlık sistemi zayıf olan ve bulaşıcı hastalıklarla boğuşan Asya toplumlarına hayati sağlık hizmetleri sunan sağlık emekçisi kadınlar, yaptıkları işin toplumsal cinsiyete dayalı değersizleştirme nedeniyle iş olarak görülmediğini belirterek kampanya başlattılar. Feminist araştırmacı Trimata Chakma konu ile ilgili Nepal’de Kadın Toplum Sağlığı Gönüllüleri’nden Basanti ve Gita ile konuştu.
Taban maaş hakkının Öğretmenlik Meslek Kanunu’na eklenmesini isteyen özel sektörde çalışan öğretmenler İl Milli Eğitim Müdürlükleri önünde Eğitim Nöbeti tutuyor. MEB’in taleplerini görmezden geldiği öğretmenler baskılara rağmen eylemlerine devam ediyor. Kreş, regl izni, servis, eşdeğerde işe eşit ücret talep eden kadın öğretmenler güvenceli çalışmak istiyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!