Temizlik işçisi Sibel’in hikâyesi: Çamaşır Suyu

Büşra Bülbül’ün yönettiği “Çamaşır Suyu” on beş dakikalık bir kısa film. Yönetmen bu on beş dakika içinde; kadının üstüne yapıştırılan bakım emeğini, güvencesizliği, insanlarla çevreli olduğu halde kadının yalnızlığını ve duyarsızlaşan toplumu sorguluyor.
Paylaş:
H. Sevim Işık Bäro
H. Sevim Işık Bäro
sevimisis@gmail.com
Sevim Işık Bäro    sevimisis@gmail.com

Büşra Bülbül’ün yönettiği “Çamaşır Suyu” on beş dakikalık bir kısa film. Yönetmen bu on beş dakika içinde; kadının üstüne yapıştırılan bakım emeğini, güvencesizliği, insanlarla çevreli olduğu halde kadının yalnızlığını ve duyarsızlaşan toplumu sorguluyor.

Film başladığında ilk gördüğümüz, içi dolu bir temizlik kovası ve suya yansıyan Sibel’in silueti olur. Bir cep telefonunun çaldığını duyarız. Apartman merdivenlerine oturmuş Sibel’i, pusetteki bebeğini, temizlik kovasını, paspas ve çamaşır suyu şişelerini görürüz. Sibel (Nurdan Albamya) o telefonu açamaz. Endişeyle bekler, uzun uzun arayan kişinin kapatmasını. Merdivenleri silmeye başlar eldivensiz ellerindeki paspasla. Çöplükte çalışan eşi Yılmaz’a ulaşmaya çalışır ulaşamaz. Bebeği ağlar, onu emzirir. Eşinin iş yerinden arkadaşlarını arar, sonuç elde edemez. Sonra anlarız ki, Sibel’i arayan birikmiş kira borcu yüzünden onu evden atmaya hazırlanan ev sahibidir. Sibel kapı kapı dolanıp, hak ettiği ücreti ödemeleri için rica etmek zorunda kalır. Telefonu çalar, açamaz. O arar Yılmaz’ı ulaşamaz derken film devam eder.

Bebeği işyerine götüren Sibel’dir

Filmde kadının üstüne yapıştırılan bakım emeği, güvencesizlik, insanlarla çevreli olduğu halde kadının yalnızlığı ve duyarsızlaşan toplum sorgulanır.
Bakım: Sibel de eşi gibi çalışmaktadır ama bebeği işe götüren Sibel’dir.  Bir yandan çalışıp para kazanıp öte yandan bir de bakım işi görmek zorunda kalır. Bebeği ağladığında onu eylemek, beslemek Sibel’in işten sayılmayan yıpratıcı işidir.
Güvencesizlik: Sibel apartman merdivenlerini temizleyen bir işçidir. Kadın işçi sağlığı söz konusu edilmediğinden olsa gerek, ne bir eldiven verilmiştir Sibel’e ne de meslek hastalıklarını önleyebilecek uygun ekipman. Dört ayak üstünde, çıplak elleriyle temizler. Sigortası olmadığı da malum. Üstüne emeğinin karşılığı olan ücretini almak için tek tek daireleri ziyaret etmek zorunda kalır ve yine de alamaz. Kusura bakmalarla geçiştiriverir insanlar ya da utanmadan eksik öderler.

.

Yalnızlık ve duyarsız toplum: Filmde buna dair çok sahne var. Birkaçı: Sibel, film boyunca birkaç apartman sakini ile konuşur. Biri iş buyurmasının arasında neyi olduğunu sorar yalnızca. Sibel’in verdiği yanıt endişe vericidir. Sonrasında duyduğu ise “Tüh tüh, hadi bitir de buraları (!) git” olur. Aciliyet gerektiren bir durumu dillendirdiği halde, önce işini bitirmek zorundadır, o apartman sakinine göre. Başka bir sahnede ne yapamayacağını bilemez halde koridora çökmüşken, bir diğer apartman sakini hiç umursamadan yanından geçer gider.

Özenle çalışılmış bu kısa filmin künyesi ise şöyle:
Yapımcı: Mayıs Film- Bekir Bülbül

Yönetmen: Büşra Bülbül

Senaryo: Büşra Bülbül, Bekir Bülbül

Görüntü Yönetmeni: Ebubekir Öztürk

Kurgu: B.Bülbül

Müzik: Büşra Kayıkçı

Oyuncular: Nurdan Albamya 

Paylaş:

Benzer İçerikler

“Evlerde kadın emeğini karşılıksız sömüren erkek efendilere ve işyerinde cinsiyetçi sömürü ile kadın emeğini katmerli sömüren patronlara karşı feministler ve kadınlar 1 Mayıs alanında en yüksek tonda seslenecek: ‘Patronsuz, efendisiz bir dünya istiyoruz, kuracağız!’”
“Eviçi sömürüden kurtulmak için ise erkeklerle mücadele etmek gerekiyor. Çünkü eviçinde kadınların emeğini ücretsiz olarak sömürenler erkekler”
“Emekli ücretleri taban ücretlere doğru çekildiği gibi cinsiyetler arası eşitsizlik yeterince dillendirilmese de emeklilik maaşlarının eşitsizliğinin nedenleri arasında. Geldiğimiz aşamada bu konularla ilgili talepler ve somut öneriler üretilip acilen gerekli adımlar atılmalı.”
feminizmin de kapitalizmle ilgili söyleyecekleri var muhakkak ki. ama feminizmi sadece piyasa karşıtlığıyla tanımlamanın içini boşaltmak anlamına geldiğini görüyorum. tabii erkekleri rahatlatan bir yanı var bunun.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!