Tez Koop-İş eylemcisi Gülbin Demirel: “Sendika bizim ağaların değil”

Tez Koop-İş’te şaibeli İstanbul 1 No’lu Şube seçimlerinden sonra pek çok kadın temsilcilikten alınmıştı. Geçtiğimiz Eylül’de yönetime muhalif 300 işçi işten çıkarıldı. Son usulsüzlük, delege “seçimleri”nde yapıldı. İşten atıldığı için direnen Gülbin Tosun muhalifleri tasfiye edip atama yoluyla seçim yapanlara isyan edenlerdendi: “Ağalar gitsin sendika bizim” diyor…
Paylaş:
Bahar Gök
Bahar Gök
bihargok1982@gmail.com
Bahar Gök bihargok1982@gmail.com

Tez Koop-İş’te şaibeli İstanbul 1 No’lu Şube seçimlerinden sonra pek çok kadın temsilcilikten alınmıştı. Geçtiğimiz Eylül’de yönetime muhalif 300 işçi işten çıkarıldı. Son usulsüzlük, delege “seçimleri”nde yapıldı. İşten atıldığı için direnen Gülbin Demirel muhalifleri tasfiye edip atama yoluyla seçim yapanlara isyan edenlerdendi: “Ağalar gitsin sendika bizim” diyor…

Eylül 2021’de Şaşkınbakkalköy Carrefoursa’dan, mağazada küçülmeye gidildiği gerekçesiyle işten çıkarılan Gülbin Demirel, çıkarıldığı gün direnişe başlamıştı. 60 gün süren direnişi boyunca, altı buçuk yıldır çalıştığı zincir markette muhalif duruşuyla bilinen Demirel, Carrefoursa’da yetkili olan Tez Koop-İş Sendikası yöneticilerinin işçileri attırdığına dikkat çekmişti. Aynı dönemde Esenyurt depodan atılan Murat Polat’la birlikte, sendika patron işbirliğiyle, muhalif temsilcilerin ve işçilerin atıldığını duyurmuşlardı. Çalıştıkları süre içerisinde sürgünlerle, tehditlerle baş edenlerden biri olan Demirel’in önce temsilciliği düşürülmüş bir süre sonra da işten çıkarılmıştı. Tez Koop-İş İstanbul 1 No’lu Şube üyesi olan Demirel, şube seçimleri her yaklaştığında, genel merkez talimatıyla, biat etmeyen işçi ve temsilcilerin nasıl bertaraf edildiğini gözler önüne sermişti. 1 No’lu Şube’nin seçim yapması gerektiğini bilen Gülbin ve muhalif mağaza işçileri, seçim öncesi, işyerlerinde belirlenecek delegeler için yapılması gereken seçimlerin yapılmadığını öğrendiğinde harekete geçtiler. Yaklaşık iki haftadır, şube yönetimi ve patronlarla yürüttükleri tartışmalarla gündeme geldiler. Delege seçimlerinin yenilenmesi için mücadele eden Gülbin Demirel’le devam eden itiraz sürecini konuştuk.

İşten atılmanıza giden süreci özetleyebilir misiniz?

Sadece Carrefour’da kullanabildiğimiz sosyal haklarımız vardı bizim. Yakacak ve yıllık izin paralarımızı nakit olarak alırdık. Önce onu gıda çekine yansıttılar ve sadece Carrefour’da kullanabiliyoruz. Tek bir seferde alıyorduk. S Club denilen kartlarımız vardı. Bu kartlara 12 aya bölünecek şekilde yansıtmaya başladılar. Yol ücretlerini de ona yansıtmaktan bahsediyordu Carrefour. Hala yapmadılar ama yapacaklar gibi görünüyor. Yol parasını gıdaya yansıttıklarında, işe nasıl gidip geleceğiz? Daha önceki TİS döneminde bunlara tepki gösterdik. Tepki çok büyüdü. Şube başkanına mesajlar atıldı, işçiler doğalgaz ve elektrik faturalarını çekip attılar. Bunları gıda çekiyle nasıl ödeyeceğim diye mesajlar attılar işçiler. İmzalar da topladık. Sendikadan hiçbir cevap verilmedi. TİS döneminde “bunları kabul etmeyeceğiz sendika yönetimi olarak, gerekirse greve gideceğiz” demişlerdi oysa. Ama bizi iki ay boyunca oyaladılar. Geçen yıl 20 günlük bir tam kapanma olmuştu. Çalışanlar olarak sadece ev ve işyeri arasındaki mesafe için aldığımız özel izinlerle işe gidip gelebiliyorduk hani. Başka bir yere gitmek yasaktı. O 20 günde imzaladılar, bize bir mesaj atıp “çeklere yansıtılmıştır” şeklinde bilgilendirmiş oldular sadece. Bunun üzerine imza toplamıştık. İmza atanları da zamanla işten çıkardılar.

Böyle bir karar geldi

Çıkarılma gerekçeniz neydi?

Mağazada küçülmeye gidiyorlarmış. Pandemide deli gibi kar yaptılar. Sürekli yeni mağaza açıp durdular. Bir de zaten yeni açılmış bir mağazadaydım. “Nasıl küçülmeye gidiyorsunuz?” diye sorduğumda şube müdürü kendisiyle zıtlaşmamamı söyledi. Benden çok memnun olduklarını, yeni bir işe başladığımda referans olacak kadar beni sevdiklerini söylediler. “Biz seni çıkarmadık, böyle bir karar geldi” dediler.

Tez Koop-İş Sendikası’na bağlı işyerlerinde delege seçimleri nasıl yapılıyor?

İlk önce bir tarih belirlenir, ardından temsilciler aracılığıyla mağazalarda delege adayları seçilir. Delege seçilmek isteyenler bunu sendikaya bildirir. Ama önden önce temsilcilere bir tarih verilir. Mini mağazalarda, süperlerde, havuzda 7.00-21.00 arasında üç günlük bir süre verilir. Bunları işçinin görebileceği bir kısma asarlar. 3 gün geçtikten sonra işçilere imza attırılır duyuruların üç gün kaldığına dair. Bunu yapmadılar. Tez Koop-İş’in sayfasında, 28’inde seçim olacağına dair paylaşım yapıldı. Bunu yazmak zorundalar. Ama delege seçimlerine dair hiçbir şey paylaşılmadı ve duyurusu yapılmadı. Kendi yandaşları olan birkaç kişiye de-ilanları asmamalarına rağmen-“seçim var delege adaylarınızı koyun, imzalayın, iki nüsha da alın” diyerek imzalatıyorlar. Ama muhalif adaylar bunu görmüyor. Biz asılmasını bekliyoruz çünkü. Bu şekilde bir delege seçimine gittiler. Karşı taraftan kendi delegelerini atadılar. Atama oluyor çünkü aslında. Ama “usulüne göre yaptık, her işyerinde astık” dediler. Ondan sonra da havuz seçimi oldu. Muhalif delegeler olmadığı için, itiraz eden kimse olmadığı için, bunlar oy kullanmama bile izin vermediler. YSK filan hiçbir şey yoktu. Karşı delege olmadığı için seçimi bu şekilde yaptıklarını söylediler. Direkt seçildiler. Fiili olarak atama yaptılar. Şimdi, biz seçime itiraz ettiğimiz için, büyük mağazalarda sandık kuruyorlar. Kendi delege adayları gelip oy kullanıyor. Yine karşı delege adayları yok. Biz de boykot çağrısı yaptık. Biz diyoruz ki seçimlerin komple iptal edilip yenilenmesi gerekiyor. Kim delege olmak istiyorsa delege adaylığını koysun diyoruz. Bunu yapıyoruz.

Hiç te çağdaş olmayan bir sendika anlayışı

Genel Merkez Örgütlenme Sekreteri Çağdaş Duyar seçimlerin yenileneceğine dair açıklama yaptı birkaç gün önce gazetelere. Seçimler yenilenmeye başladı mı?

Gazeteciler üzerinden bir açıklama yaptı. İlk önce dedi ki “Kamuoyuna yansıyan nedenlerden dolayı şaibeleri araştıracağız. Usulüne göre bile olsa biz bu seçimi iptal edeceğiz.” Sonrasında şuna döndürdü, Anadolu’daki havuz seçimini iptal edeceklerini söyledi. Biz de diyoruz ki sadece Anadolu’da bu durum olmadı. Evet şu an sandık kuruluyor ama kimse delege adaylığını koymadı. İstanbul genelinde yeniden seçim yapılmasını istiyoruz dedik. İlkin seçimleri yenileme kararı verdik dediler sonra vazgeçtiler. Gazetecilere yaptıkları açıklama doğru değil. Çünkü hala bir tarih verilmedi ve delegeliğe adaylarımızı koyamadık. Resmi bir açıklama bekliyoruz bu konuyla ilgili.

Seçimlerin yenilenmesi için yaptığınız çalışmalar nelerdir?

Mağazaları dolaşıp delege seçimi yapılmadığı, usulsüzlük yapıldığıyla ilgili tutanaklar tutturuyoruz. İşçilerin haberi olmadığı için kabul etmediğimizi imza altına alıyoruz. Seçimin olduğu her işyerinde tutanak tutmaya devam ediyoruz.

İşçiler nasıl tepki gösteriyor?

İşçiler çok tepki gösteriyor. Tepki gösterenleri “İçerde imza toplamayın, dışarda toplayın, yoksa sizi atarlar” gibi dolaylı yoldan tehdit ediyorlar. İşveren de böyle tepki gösteriyor. Aslında işverenlerle yapılmış bir seçim olduğunu gösteriyor bu durum. Daha öncesinde bizleri işten atarken başlamışlar bu seçim hazırlığına. Muhalifleri işten attırarak kendi yandaşlarını koyarak seçime gidiyorlar şu anda. Bizi Eylül 2021’de attıklarında birçok işçiyi çıkarmışlar muhalif olan. 300’e yakın işçiden bahsediyorum. Genelde TİS sürecinde imza toplayan işçileri çıkardılar. Bizler duyulduk ama sayı çok daha yüksek. Biz direnişe başlayınca işten atmalar durdu.

Tepeden atama durumu var

.

Sizin aday olmanızı da engellemiş oldular bu durumda.

Konu benim aday olmam değil. Tepeden atama durumu var ortada. Carrefoursa işçileri olarak mevzumuz demokratik bir seçim istememiz. Direkt Genel Merkez’in organize ettiği bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Daha önce Genel Merkez seçimlerinde de aynı şekilde işlettiler. Karşı aday olanlar bile adaylıklarını çektiler. Oradan başlıyor aslında. Genel Merkez’in tek adam yönetimine dönüşmesi nedeniyle yaşanıyor bunlar. Şu anda bütün illerden doğru bir baskı var seçimlerle ilgili. İzmir’den Adana’dan işçilerle konuştuk. Oralardan doğru da aynı şeyler yaşanıyor. Sanki sadece İstanbul’da bu durum yaşanıyor gibi görünüyor sosyal medyada. Ama Tez Koop-İş Sendikası’nın olduğu tüm illerde durum aynı. İstedikleri, muhalif olmayan, genel merkeze biat edecek ve işverenle işbirliği yapan bir yönetim belirlemeye çalışıyorlar. Muhaliflerin kellelerini almaya çalışıyorlar. Ama en çok tepkiyi İstanbul gösterdi. Bu da biraz bizim mücadelemizden kaynaklı oldu. Biz olmasaydık da ses çıkardı ama bu kadar gürültü kopmazdı.

Sendikaya gittiğinizde yaşanılan tartışmanın görüntülerini izledik. Tartışma neden çıktı?

Sendika şubesine gittik Murat Polat ile birlikte. Öfkeliydik. “Bizden habersiz seçim yapıyorsunuz, bize haber vereceksiniz” dedik. İşçilerin haberi var diyerek yalan söylediler. Tartışma çıktı, bağırış çağırışlar içerisinde görüntü almaya çalıştık. Murat’ın telefonuna vurdular görüntü almasın diye. Orada epey gürültü çıkmış oldu. Bir tane yönetici üzerimize geldi ben de “seçim sandıkları nerede, hesap vereceksiniz” diyerek Murat’ın kolunu tutanın kolunu tuttum. Bana özellikle dokunmadılar. Gülbin bunu kadın sorununa döndürür, kadına şiddet uyguluyor diyerek ortalığı ayağa kaldırır diye dokunmadılar. Bu görüntüyü vermemek için bana özellikle dokunmadılar. Halbuki o karmaşa içerisinde dokunmamaları mümkün değildi. Tepkileri bile çok hesaplı kitaplıydı anlayacağınız.

Genel merkezin resmi açıklama yapmasını istiyoruz

Yaptığınız çalışmalardan bir sonuç aldınız mı şimdiye kadar?

Nereye evrilir tam olarak bir şey diyemiyorum ama en azından, bu süreçte işçinin iradesini yok saydıklarını ve işçisiz bir seçim olduğunu çoğu işçi görmüş oldu. İşçiler sendika değiştirmek ve başka alternatifler üzerinde konuşmaya başladılar. Bu süreç işçilere demokratik bir seçimin nasıl olduğunu ya da nasıl olmadığını göstermiş oldu. Biz itirazımızı yaptık, gereken mücadeleyi verdik, vermeye devam ediyoruz.

Carrefoursa işçilerine seçim sürecinizle ilgili nasıl çağrı yapmak gerekiyor?

Çağrımız şöyle. Sendika bizim, işçilerin sendikası. Sendika ağalarının değil bizlerin yönetimlerde olması gerekiyor bugün. Bu bizim anayasal hakkımız. Sendikanın işçileri desteklemesi gerekirken bugün işverenleri destekliyor. Bu yüzden sendikayı üç beş ağaya bırakmamak ve sendikamızı sahiplenmemiz lazım. Gün birlik günü artık. Birlikteliğimizi artırmamız lazım. Burada bırakırsak yarın öbür gün Carrefoursa’da sendikasızlaştırmaya gidilecek. Sendikasızlaştırma olacak, ikramiyelerimiz gidecek, yol paralarımızı gıda çeklerine yansıtacaklar vb. Buna izin vermemek için, koşullarımızı daha iyi yapmak için, yapılan haksızlığa karşı tepki üretmeleri için çağrımızı yapıyoruz işçilere. Bir de şunu eklemek istiyorum. Genel Merkez gazetecilere sürekli yalan söylüyor. Genel Merkez’in işçilere ve kamuoyuna resmi bir açıklama yapmasını istiyoruz.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!