TİS’ler eşitlik aracı olarak kullanılabilir: Mamografi ve smear testi taslakta

DİSK Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Kadın Komisyonu, İZENERJİ şirketi ile başlayan toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine dâhil olarak, kadınlara yönelik şiddet ve tacizle mücadeleden kadın işçi sağlığı ve güvenliğine kadar pek çok maddeyi sözleşme taslağına ekledi.
Paylaş:
Öznur Kaya
Öznur Kaya
oznurr.kayaa@gmail.com

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İZBB) ait İZENERJİ şirketi DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nın İzmir 2 ve 9 No’lu Şubeleri arasında 10 bin 448 işçiyi ilgilendiren 8’inci dönem toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri başladı.  

Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) ile 14 Aralık’ta yapılan ilk görüşmede 75 maddeden oluşan TİS taslağının 18 maddesi görüşüldü, 12 madde üzerinde anlaşma sağlandı. Taslakta kadın işçileri ilgilendiren birçok madde de bulunuyor.

Taslakta yer alan “150 kişiden fazla kadın çalışanın olduğu birimlerde çalışanların çocuklarına kreş”, “İstanbul Sözleşmesi ile Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin uygulanması” gibi maddeleri, İZENERJİ bünyesinde çalışan kadınlarla konuştuk.

Kadınlar için dokuz madde

2 No’lu Şube Disiplin Kurulu Üyesi ve Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı Temsilcisi Şule Alpsoy, kadın işçilerin TİS sürecine Kadın Komisyonu ile dâhil edildiğine dikkat çekti. Alpsoy, Genel-İş 2 No’lu Şube’de yürüttükleri örgütlü mücadele sonucu regl izni alabildiklerini hatırlatarak şunları söyledi:

“Kadın işçiler adına dokuz madde üzerinde çalışmalar yaptık. Bu çalışmalarda kadın arkadaşlarımızın önerileri ve ihtiyaçları doğrultusunda toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik maddelerimizi şekillendirmeye çalıştık. Şimdi sıra, TİS sürecinde taslak olarak yazdığımız maddeleri hayata geçirmeye geldi. Her maddenin hayata geçmesi için var gücümüzle mücadele edeceğimize inancım tam. Nasıl ki bir dönem 2 No’lu Şube Kadın Komisyonu öncülüğünde regl izni aldıysak, bugün bu izinleri kullanmanın haklı gururunu yaşıyorsak, bu dönem de yeni maddeler için kadın işçilerin birlik ve beraberliği ile aynı başarıyı elde edeceğiz.”

Alpsoy, taslakta yer alan “150 kişiden fazla kadın çalışanın olduğu birimlerde işveren, çalışanların çocuklarının gideceği kreş açar” maddesinde, ‘ebeveyn’ yerine ‘kadın’ sözcüğünün tercih edilmesinde özel bir neden olmadığını belirterek, “Aslında İZBB’ye bağlı çalışan tüm işçiler çocuklarını İZELMAN kreşlerine yazdırabiliyor. Bunun için kadın işçi olması koşulu aranmıyor. İZBB’de çalışan bir ebeveyni olması yeterli. Yasayı dikkate alarak altyapı oluşturulmaya çalıştık” dedi.

‘Regl iznini tüm birimlerde kullanıyoruz’

İZBB’ye bağlı Eşrefpaşa Hastanesi’nde kadınların mamografi çektirebileceği ve smear (simir) testi yaptırabileceği yönündeki maddenin de mücadeleleri sonucu taslakta yer aldığına dikkat çeken Alpsoy şöyle devam etti:

“Çalışma ortamı ve koşullarının kadın işçilerin sağlığı ve güvenliği gözetilerek düzenlenmesi hususunda sendika olarak eksiklik gördüğümüz yerlerde gerekli koşulların sağlanmasına ilişkin görüşmeler yapıyoruz. Koruyucu maddelerimiz  var…”

Daha önce regl izni kullandırmak istemeyen bir birimde basın açıklaması yaparak haklarına sahip çıktıklarını anımsatan Alpsoy, “Bugün tüm birimlerimizde regli izinlerimizi kullanabiliyoruz. Toplu sözleşme maddelerimizin delinmemesi için gereken neyse o günün şartlarına göre harekete geçeriz” diye konuştu.

Fatma Dündar

‘Taciz ve şiddete dur diyoruz’

İZBB Sosyal Yaşam Kampüsü Huzurevi Şubesi’nde yaklaşık sekiz yıldır hasta bakım personeli olarak çalışan 2 No’lu Şube temsilcisi Fatma Dündar ise taslakta yer alan “disiplin kurulunun en az yarısının kadınlardan oluşacağı” yönündeki maddeye işaret etti:

“Taciz ve şiddete ‘dur’ diyoruz ve daha ağır cezalar getirilmesini istiyoruz. Kadınların susturulmamasını, özgürlüklerinin ellerinden alınmamasını hedefliyoruz.”

Maddelerin kadın işçi sağlığı ve güvenliği ile kadınların çalışma hakları bakımından büyük önem taşıdığına vurgu yapan Dündar, bunlara uyulmaması halinde işyeri temsilcileri ile kadın komitesi üyelerinin birlikte hareket ederek, örgütlü mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti.

‘Bu işi halaylarla bitirelim’

Genel-İş 2 No’lu Şube’den Mine Bilir ise söz konusu maddelerin gerektiğinde genişletilebileceğini belirtti. Taslakta yer alan “150 kişiden fazla kadın çalışanın olduğu birimlerde işveren çalışanların çocuklarının gideceği kreş açar” maddesine değinen Bilir, “Çocuk bakmak yalnızca kadınların sorumluluğu değil elbette. Ancak bu konuda kadınların alanının genişleyebilmesi için bir hak elde edilmesi gerekiyordu” dedi.

Bilir, görüşmelerin işveren sendikası SODEMSEN ile yapılmasına yönelik ise şunları söyledi:

“Gönül, aracı bir kurum olmadan bu görüşmeleri gerçekleştirmek isterdi. Çünkü bu ekonomik koşullarda taslaktaki maddeler bize sadece biraz nefes aldıracak. 3 ay sonra Türkiye ekonomisinin nereye gideceği bilinmez. Umudum SODEMSEN’in bizi üzmemesidir. Halaylarla bu işi bitirelim.”

Kadın işçilere yönelik maddeler

Taslağa kadın işçilerin haklarıyla ilgili eklenen maddeler şu şekilde:

  • Kadın işçilere aylık 100,00 TL hijyenik sağlık kiti yardımı yapılır.
  • Doğan her kız çocuğu için sözleşmede belirlenen sünnet yardımı tutarında ilave doğum yardımı verilir.
  • 150 kişiden fazla kadın çalışanın olduğu birimlerde işveren çalışanların çocuklarının gideceği kreş açar.
  • İstanbul Sözleşmesi ve ILO 190 sayılı sözleşmeler uygulanır.
  • Kadına yönelik taciz ve şiddet vakalarının görüşüldüğü disiplin kurulu toplantılarında işveren ve sendika tarafından toplantıya katılan kurul üyelerinden en az yarısı kadınlardan oluşur. Kurul, toplantılarını gizlilik prensibine göre ve ivedilikle sonuçlandırır.
  • Doğum yapan kadın işçiye yasal sürelerine ilave olarak doğumdan sonra 6 hafta ücretli izin verilir.
  • Düşük yapan veya gebeliği sonlandırılan kadın işçilere 10 gün ücretli izin verilir.
  • 40 yaş üstü kadın işçilere yılda bir kez olmak üzere mamografi ve smear testi yaptırılır.

Fotoğraf: Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube

Paylaş:

Benzer İçerikler

Tüm Bel-Sen Tuzla Belediyesi’nde ilk defa toplu sözleşme imzaladı. İlk sözleşmede ücretsiz HPV aşısı, regl izni, emzirme odası, mobbing kurulu oluşturulması, doğum izninin ücretli olarak 8 hafta daha artırılması, 8 Mart idari izni gibi mücadele ile kazanılmış pek çok hak yer aldı.
Nersoy Tekstil’de direnişlerini sürdüren kadın işçiler, fabrikada çalışırken kendilerine ayıracak zamanlarının olmadığını söylüyor. “Üç beş saat yaşıyoruz işte. Ama ev işlerini kim yapacak? Öyle zaman oluyor ki koltuğa uzanacak bir saatimiz bile olmuyor” diyorlar. Bir kadın, uykusunda “Sayı yetişmeyecek hadi hadi” diye sayıkladığını anlatıyor.
Barutçu Tekstil’de sendikalı oldukları için işten çıkarılan 4 kadın işçi direnişte. Kadınlar, fabrikada her gün aşağılanmalara ve hakaretlere maruz bırakıldıklarını, ücret ayrımcılığının olduğunu, zor işlerin kadınlara yaptırıldığını, ağlayarak çalışan arkadaşlarının olduğunu anlatıyor. “Sendikalı olarak geri dönene kadar direneceğiz” diyorlar.
Özsüt’te sendikalı oldukları için tazminatsız atılan 16 işçi direnişte. “Elleriniz kirli” denilerek işten çıkarılan kadın işçilerin anlattıkları, fabrikadaki kölelik koşullarını, şiddet ve ayrımcılığı gözler önüne seriyor. Kadınlar, ustaların sürekli baskı uyguladığını, hastayken bile çalışmaya zorlandıklarını, erkeklerden düşük ücret aldıklarını söylüyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!