TBMM Genel Kurulu’nda, 11 Aralık Pazartesi günü bütçe görüşmeleri yapılacak. Hükümet adına 2024 yılı bütçe sunumunu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz yapacak. Siyasi parti gruplarının temsilcileri bütçe üzerine görüşlerini bildirecek. Kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesapları üzerindeki müzakereler 8 turda ele alınacak. Genel Kuruldaki bütçe görüşmeleri 24 Aralık’ta sona erecek. Emek örgütleri ve kadınlar ile AKP’nin bütçe politikasını ve bütçe beklentilerini konuştuk.
Emeği ile geçinen milyonların bütçe hakkı gasp edildi
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, AKP’nin işçi ve emekçiler yerine bütçeyi sermayeden yana kullandığını söylüyor. Yeşil, “Bütçeler salt rakam ve yüzdelerden oluşan istatiksel cetveller değildir. Bütçe, bir ülkenin demokrasi ve insan hakları temelinde iktidarların kaynakları kullanımındaki tercihini ortaya koyar. AKP yıllardır uyguladığı emek düşmanı politikalarla kadınların, gençlerin, çalışan ücretli kesimlerin, emeklilerin kısaca emeği ile geçinen milyonların bütçe hakkını gasp etmiştir. Yaklaşık bir aydır TBMM’de 2024 Bütçe Kanun Teklifi görüşülüyor. Ancak mevcut iktidar bu teklifin iç yüzünü halkın, emekçilerin öğrenmesini, bütçe hakkına sahip çıkmasını istemiyor. 11 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’na getirilecek olan 2024 bütçe teklifinde kamu emekçileri, emekliler, işçiler, asgari ücretliler, çiftçiler, esnaflar, kadınlar, gençler yine yok. Kısacası bu bütçede halk yok. Peki, bu bütçede ne var? Sermayeye, patronlara bol kepçe vergi istisnası, muafiyeti, teşvik var. Faizden beslenenlere, silah tekellerine, rantiyecilere kıyak, yandaş müteahhitlere dolar kuru üzerinden Hazine garantisi var. Devletin her 100 TL’lik giderinin 89 TL’sinin halktan alınacak vergilerden karşılanması var” diyor.
Kadına bütçe ayrılmıyor
Yeşil, AKP’nin kadın istihdamını artırmaya ve kadına yönelik şiddeti engellemeye yönelik herhangi bir politikası olmadığına dikkati çekiyor. İktidarın, kadın-erkek eşitliğini sağlamak için çok kısıtlı hatta yok denecek kadar bir bütçe ayırdığının altını çiziyor. “Tüm bunlar iktidarın kadını yok sayan, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, kadın düşmanı söylem ve politikalarda ısrarcı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Kadın istihdamını artırmaya ve kadına yönelik şiddeti engellemeye yönelik herhangi bir politikası olmayan AKP- MHP iktidar bloku, biz kadınların emeğine, bedenine, kimliğine yönelik saldırılarını arttırmaktadır. 2024 bütçesine baktığımızda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na 334 milyar 349 milyon 925 bin TL ayrıldığı söyleniyor. Merkezi bütçenin yüzde 3,01’ine karşılık gelen bu tutara ilişkin başlıklar bakanın gururla vurguladığı gibi kadına değil ‘aile’ye yönelik. Kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik bütçe ‘ailenin korunması ve güçlendirilmesi’, ‘çocukların korunması ve gelişiminin sağlanması’ gibi başlıklara yer veren bir çerçevede, cinsiyetçi iş bölümünü sürdürmeye yönelik politikalara ilişkin. Bütçede ailenin korunması ve güçlendirilmesi programına 11 milyar 904 milyon lira ayrılıyor, kadının güçlendirilmesine ise sadece 2 milyar 900 milyon lira yani yüzde 3 ayrılıyor. Kadın-erkek eşitsizliği konusunda farkındalık sağlamaya yönelik çalışmalara ise sadece binde dokuz ayırıyor.”
Kadın bakanlığı kurulmalıdır
Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe politikasının hayata geçirilmesi gerektiğini de vurgulayan Yeşil; “Kadın istihdamını arttırmanın, güvencesiz istihdama son vermenin, kadın işsizliği ve yoksulluğu ile mücadele etmenin, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmanın, kadın cinayetlerini önlemenin yolu kadının bedeni, emeği ve kimliği üzerindeki tahakküme son verecek politikaları hayata geçirmekle mümkündür. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme bu politikaların hayata geçmesi açısından en önemli araçlardan biridir. Cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik bir bütçe süreci aileyi merkeze alan, kadını ev içinde ve bir aile üzerinden tanımlayan politikalarla değil; kadına ve toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmeye dayalı politikalarla mümkündür. Kadına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin politikalar yapacak ve hayata geçirecek bir kadın bakanlığı kurulmalıdır. 2 bölge mitingi İstanbul ve Diyarbakır’da gerçekleştirdik. Bütçe görüşmeleri başladığından bu yana tüm işyerlerinde bildiri ve broşürümüzü dağıttık, bütçe hakkına sahip çıkan eylem ve etkinliklerimizi yaptık. Kamu emekçileri arasında yine her ayın 15’inde alanlarda geniş kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdik. Bütçe görüşmeleri genel kurula geldiğinde de yine meclis kapısı önünde bir eylem planlamamız olacak önümüzdeki günlerde” diyor.
KESK’in bütçe talepleri
Yeşil, KESK’in bütçe taleplerini ise şu sözlerle anlatıyor: “Bütçe hazırlanırken, karar süreçlerinde kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin talepleri, görüş ve önerileri alınmalı. Toplumsal cinsiyete duyarlı, eşitliği sağlayan bütçe oluşturulmalı. Kadına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin politikalar yapacak ve hayata geçirecek bir Kadın Bakanlığı kurulmalı. İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilsin. ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylansın.”
Bütçede kadının adı bile yok
KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES)’dan Şahika Yurtsever, AKP’nin ve diğer siyasi partilerin kadına yönelik bir bütçe politikasının olmadığını söylüyor. Yurtsever, “AKP için değil partilerin büyük çoğunluğunun kadına yönelik bir bütçe politikası yok. Bütçe konusunda görüşleri yok. Bu konuda bir çalışmaları yok. Savaşa ve erkeğe dayalı bütçeler yapılıyor. Kadına bütçede yer verilmiyor. Hayatın yarısından fazlasını kadınlar oluşturuyor. Birçok şeyi kadın yaptığı halde hep ezilen kadın kadınlar. Bütçede de görülmeyen, yok edilen kadınlar. Ekonomi herkesi çok etkiler ama kadını 2 kat daha fazla etkiliyor. Kadın aynı zamanda ailenin bir bireyi olarak ekonomik olarak etkileniyor. Birey olarak etkileniyor. Enflasyondan en çok kadın etkileniyor. Kadınlar eşit bir şekilde temsil edilmiyorlar bütçede kadının adı bile yok. Kadınların bütçede olması için özel çalışmalar yapılmalıdır. Siyasette de bunu savunmak gerekiyor” diye belirtiyor.
Bütçe patronlara yandaşlara veriliyor
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV-TEKSTİL) Yürütme Kurulu üyesi Seçil Arı, geçinemediğini ve her geçen gün işçi ve emekçilerin daha da yoksullaştığını söylüyor. Arı, “AKP kadınları hep ikincil olarak görüyor. Çocukluğumdan beri çalışıyorum ama aldığımız maaş ile hiçbir zaman geçinemiyoruz. Yeğenime bakıyorum. Yarın çocuğun beslenmesine ne koyacağımı düşünüyorum. Okul masraflarını karşılayamıyorum. Yeni işe başladım daha maaşımı alamadım. Kredi kartından yeğenimin okul masrafını ve beslenmesini hazırlayabilmek için bir ayda 10 bin TL içeriye girdim. Bu bütçe kime veriliyor? Dilan Polat’a veriliyor. Bütçe sadece kendi yandaşlarına veriliyor. Kadınlara, çocuklara, işçilere verilen bir bütçe yok. Bizler, yarınımızı nasıl geçireceğiz? Yarın ne yiyeceğiz? Tencerede yarın ne kaynatacağız, diye düşünürken onlar saraylarda yaşıyor. Bizler sefalete mahkûm ediliyoruz. Bütçe emekçilere, kadınlara değil sermayedarlara, yandaşlara, patronlara veriliyor. Kadınlara bütçe verilsin” diye ekliyor.
Bütçe savaş politikalarına ayrılıyor
Birleşik İşçi Hareketi Sözcüsü Meliha Kayacı, bütçenin savaş politikalarına ayrıldığına dikkati çekiyor. Kayacı, “2024 bütçesinin, genel anlamda işçiye emekçiye yönelik olmadığını görüyoruz. Daha çok savaş politikasının güçlendirildiği, savunma sanayinin güçlendirildiği bir bütçe. Yandaş sermayenin güçlendirildiği bir bütçe görüyoruz. Kadından yana bir bütçe olmadığının farkındayız. Yoksulluğu, ekonomik krizi, marketteki faturaları, pazardaki uçmuş fiyatları, kirayı; çalışan bir erkekten çok evdeki veya çalışan kadın daha fazla hissediyor. Çünkü kadının sorumluluğu olarak görülüyor. O yoksulluğu yaşamamak için kadın elinden geleni yapıyor. En ucuz marketleri arıyor. En ucuz pazarları arıyor. O nedenle kadınların daha da yoksullaştığı bir bütçe söz konusu. 2024 yılı bütçesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini hiçbir şekilde gözetmeyen bir bütçe. 2024 vergi ve özelleştirmeler yılı olacak bunu bilmek için kâhin olmaya gerek yok. Ekonomik kriz daha artacak. Birlikte mücadeleden başka, sokakta mücadeleden başka kurtuluş yolumuz yok.”
İşçi ve emekçiler açlık sınırının altında yaşıyor
Sosyalist Emekçiler Partisi’nden Demet Koca, işçi ve emekçilerin açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirtiyor. Koca; “AKP’nin tek derdi kendi cebini ve yandaş sermaye gruplarının cebini doldurmak. O yüzden emekçilere göstermelik bütçeler veriyorlar. Bakan geçtiğimiz günlerde, ‘vergiyi daha çok tabana yayacağız’ dedi. Emekçilerin sırtında zaten oldukça yüklü vergi sorunu var. O yüzden verginin servet oranlı vergi yapılması gerekiyor. Zenginlerden daha fazla vergi alınması lazım. Servet oranlı artan vergi diyoruz buna. Emekçilerin ücretleri de her ay düzenli olarak enflasyon oranına göre artırılmalıdır yoksa bu şekilde 6 ayda bir asgari ücrete zam yaparak, bütçeler düzenlenerek emekçilerin cebi asla para görmez. AKP bütün parayı sermaye gruplarına aktarıyor. Sermayenin vergi borçları siliniyor. Sermayeye teşvikler çıkarılıyor. Emekçilere ise açlık sınırın altında yaşamak düşüyor. Halka, memurlara, fabrikalara, doğrudan gidip gerekirse kapı kapı dolaşıp halkı bütçe konusunda örgütlememiz gerekiyor” diye ekliyor.