TTB’den Sağlık Bakanlığı’na depremde doğum hizmetleri uyarısı

Özellikle Maraş ve Hatay’daki doğum hizmetlerinde çok büyük sıkıntılar yaşandığını aktaran hekimler, özellikli planlanma, aşı sevkiyatı ve bilgilendirici duyuruların yapılmasını istedi.
Paylaş:

Türk Tabipleri Birliği (TTB), deprem bölgesinde kadın ve çocuklara yönelik yürütülecek sağlık hizmetlerine ilişkin Sağlık Bakanlığı’na bir yazı yazdı.

Deprem bölgelerinde sağlık kurumlarının çökmesi, iklim koşulları, gıda ve suya erişim sorunları nedeniyle erken doğumların, düşüklerin, anne ve bebek ölümlerinin yaşanabileceğine dikkat çekilen yazıda, özellikle Maraş ve Hatay’daki doğum hizmetlerinde çok büyük sıkıntıların yaşandığı aktarıldı.

Yazıda doğum hizmetlerinin özellikli planlanması, acilen tetanos aşısı sevkiyatının yapılması ve doğum için başvurulabilecek merkezlerin günlük olarak kamuoyuna duyurulması gerektiği belirtildi.

214 binden fazla gebe var

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun Türkiye’ye dair verdiği bilgiye göre, depremden etkilenen kadınların 3,9 milyonu üreme çağında. 214 binden fazla gebenin olduğu ve bu kadınların 23,8 bininin bir ay içinde doğum yapmasının beklendiği belirtiliyor.

Fotoğraf: TTB

Paylaş:

Benzer İçerikler

Asgari ücret sürecinde esasen patronlar ve siyasi iktidar çalışanların elindeki üç kuruşu da almanın yolunu, yöntemini tartışıyor. Feride, Selime’nin talebi ise insanın beslenebileceği, ilacını ve kışın botunu, yazın penyesini alabileceği, faturalarını dert etmeyeceği bir ücret…
Deprem bölgelerinde LGBTİ+’lar, zaten yetersiz olan hizmetlere de erişemedi. İhtiyaçları görmezden gelindi. Barınmak için tenha köşelere, hasar almış evlerine sığındılar. Enkazdan çıkan bir trans kadın, ancak Ankara’ya geldikten sonra tedavi olabildi. Kaos GL’den Yıldız Tar’la depremin ardından LGBTİ+’ların yaşadıklarını konuştuk.
Hatay Defne’de devlet, çok sayıda örgüt ve kurumun dayanışma faaliyeti yürüttüğü, depremzedelerin barındığı Sevgi Parkı’nı boşaltmak istiyor. Parkta kurdukları kadın dayanışma çadırlarında çalışmalarını sürdüren feministler, “Kadınlar buradan gitmeden biz de hiçbir yere gitmiyoruz. Mücadelemizle, dayanışmamızla buradayız” diyor.
Deprem bölgesindeki adliyelerde savcı ya da hâkimlerin bulunmadığına, bazı adliye binalarının ağır hasarlı olduğuna, kolluk güçlerinin farklı işlerle uğraştığına dikkat çekilen çağrıda, “Bu koşullarda kadınları şiddete karşı koruyacak mekanizmaların nasıl işletileceği kocaman bir soru işareti olarak duruyor” denildi.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!